Bolu’nun Alpağutbey Mahallesi’nde 2 otomobilin çarpışması neticesinde meydana gelen kazada 1 kişi hafif yaralandı.
Kaza, Alpağutbey Mahallesi’nde Orhan Gazi Caddesi üzerinde meydana geldi.
Edinilen bilgiye göre, Akın Çakmacı Bulvarı’ndan 4. Cadde istikametine seyreden A.K. idaresindeki otomobil, Orhan Gazi Caddesi’ne seyreden İ.B.D. hakimiyetindeki otomobil ile Dr. Akın Çakmak Bulvarı mevkiinde çarpıştı.
Çarpışmanın etkisiyle 2 otomobil yola savruldu. Meydana gelen kazada A.K. hafif yaralandı. Kazayı gören diğer sürücülerin ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.
Bölgeye gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi olay yerine yapılan yaralı ambulansla hastaneye kaldırıldı. Meydana gelen kazada 2 araçta da maddi hasar oluştu.
Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.
]]>Soğanlı Vadisi bir dönem dizi projesiyle gündeme geldi. Karaağaç dizisinin çekimleri, turizm merkezlerinden biri olan Soğanlı Vadisi'nde gerçekleştiriliyor. Peki, Karaağaç Destanı dizisinin çekildiği Soğanlı Vadisi nerede?
Kayseri’ye 80 kilometre uzaklıkta, binlerce yıldır farklı hayatlara tanıklık eden yeşillikler içerisindeki Soğanlı Vadisi, güvercinlik, mağara, barınak, kilise ve manastır olarak kullanılan ilginç kaya oluşumlarına ev sahipliği yapmaktadır.Coğrafi olarak çok ilginç bir yapısı olan Soğanlı vadisi, çok eski bir yerleşim alanı olarak Roma devrinden kalan kiliseleri ile ünlüdür. Bu kiliselerin en ünlüleri; Aziz Barbara (Tahtalı), Karabaş, Kubbeli ve Yılanlı kiliseleridir.Hıristiyanların inançlarını yaşatmak için 4'üncü yüzyılda yerleşmeyi seçtikleri bu korunaklı vadide bugün rastlanan kilise kalıntıları arasındaki Kubbeli Kilise, İncil’den sahneler betimleyen güzel fresklerle süslü çok sayıda kilise bulunmaktadır. Bugünkü yerleşim de tarihi kalıntılarla iç içe geçmiş durumda. Konuklarına gülen yüzleriyle karşılayan Soğanlı halkının bir özelliği daha var: rengarenk giysileri ve boncuklarıyla birbirinden güzel el yapımı Soğanlı bebeklerinin yaratıcıları onlar. Bezden yapılan bu bebekler çok popüler.]]>Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar açıklamaları ve katıldığı programlarla zaman zaman gündeme geliyor. Peki, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar kimdir?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 1975 yılında dünyaya geldi. 2016-2018 yılları arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürü ve Müsteşar Yardımcısı; 2010-2016 yılları arasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda Kurul Üyesi olarak görev yapan Dr. Alparslan Bayraktar; 23 Temmuz 2018-3 Haziran 2023 tarihleri arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak görev yapmıştır. 3 Haziran 2023 tarihli ve 2023/284 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak atanmıştır. Kamu görevlerinden önce ise yurt içinde ve yurt dışında özel sektörde çalışmıştır. Uluslararası kuruluşlar bünyesinde enerji yönetimi ve düzenlemeleri alanında çalışmaları bulunan Dr. Alparslan Bayraktar, Enerji Düzenleyicileri Konfederasyonu (ICER) ve Enerji Düzenleyicileri Bölgesel Birliği (ERRA) Başkanlığı yapmıştır. Sn. Bayraktar halen Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanlığını yürütmektedir. Dr. Alparslan Bayraktar lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nde tamamlamıştır. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden ekonomi hukuku alanında ve Fletcher School of Law and Diplomacy’den uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans derecelerine sahiptir. Doktorasını ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi Yer Sistem Bilimleri Bölümünde Enerji Ekonomisi ve Politikası alanında yapmıştır.]]>Kapadokya’da çekilen Kara Ağaç Destanı dizisinin yayın tarihi belli oldu. Cuma akşamları yayınlanacak olan dizi, şubat ayında ekranlara "merhaba" diyecek. Peki, Kara Ağaç Destanı ne zaman başlayacak, oyuncu kadrosunda kimler var?
Kara Ağaç Destanı dizisi ekran macerasına başlamak için gün sayıyor. Birsen Altuntaş'ın haberine göre, Kara Ağaç Destanı 23 Şubat Cuma akşamı ilk bölümüyle ekranlarda olacak.
KARA AĞAÇ DESTANI DİZİSİ KADROSU VE KONUSU
Yapımcılığını Hasan Kurul’un üstlendiği ‘Kara Ağaç Destanı’nın yönetmen koltuğunda ise Ufuk Hakan Eren oturuyor. 1950 ve 1970’li yıllarda Anadolu’nun kadim topraklarında geçen dizinin çekimleri Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinin terkedilmiş Soğanlı köyünde, bir kısmı da Nevşehir Ürgüp’te devam ediyor. Feodalite, sınıf çatışmaları ve aşk hikayesinin anlatıldığı ‘Kara Ağaç Destanı’nda Olgun Şimşek, Emre Kıvılcım, Meltem Akçöl, Özlem Conker, Hakan Boyav ve Merih Öztürk’e Ayten Uncuoğlu, Gülçin Hatıhan, İsmail Hakkı Ürün, Sevtap Özaltun, Oğulcan Arman Uslu, Mehmet Güler, Sekvan Serinkaya, Deniz Altan, Kenan Ciniviz, Eray Ertüren, Tuncay Beyazıt, Nurhayat Boz, Mehmet Şeker, Sultan Sarohan, Taylan Meydan, Mert Karabulut, Halil Demir, Berfin Kıymaz, Adem Türkyılmaz ve Alessa Dilara Demircan eşlik ediyor.
]]>AK Parti'nin İstanbul ilçe belediye başkan adaylarından biri de Mustafa Günaydın oldu. Beylikdüzü ilçesinden aday gösterilen Mustafa Günaydın'ın hayatı ve kariyeri merak ediliyor. Peki, AK Parti Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı Mustafa Günaydın kimdir?
Aslen Trabzonlu olan Mustafa Günaydın, 29 Ağustos 1971 tarihinde İstanbul Bayrampaşa’da dünyaya gelmiştir. Nişantaşı Üniversitesi İç Mimarlık, Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümlerinden mezun olduktan sonra çift dal Lisans eğitimi ile Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi dalında Yüksek Lisans eğitimini tamamlamıştır. 1957 yılında kurulan Tekstil ve İnşaat firmasının ikinci kuşak temsilcisi olup firmanın yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütmektedir.
Beylikdüzü İlçesindeKaymakamlık Sosyal Yardımlaşma Vakfı Mütevelli heyeti Kızılay, Yeşilay gibi birçok Sivil Toplum Kuruluşunda Yönetim Kurulu Üyesi olarak aktif görev almıştır. Siyasi hayatına 2009-2014yerel seçimlerindeAk Parti Belediye Meclis Üyesi olarak başlamıştır.2019 yılı yerel seçimlerinde Beylikdüzü ilçesinden Büyükşehir Meclis Üyesi adayı olarak devam etmiş, 1 Şubat 2021 tarihinde yapılan Beylikdüzü 4. Olağan Kongresinde AK PARTİ Beylikdüzü İlçe Başkanı görevine seçilmiştir. Evli ve 3 çocuğu olup bir torunu bulunmaktadır.
]]>31 Mart'ta yapılacak seçimlere artık 3 ay kaldı. Ankara'da tüm mesai, aday belirleme ve kampanya sürecine yoğunlaştı. Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim takvimi de bugün itibarıyla resmen işlemeye başladı.
]]>Kütahya İl Emniyet Müdürlüğünce mala karşı işlenen suçlara yönelik yapılan önleyici hırsızlık uygulamasında, 76 şahıs, 40 araç ile 10 motosikletin sorgusu, GBT kontrolü ve denetimi yapıldı. 1 adet ruhsatsız av tüfeği ve 2 adet kesici alet ele geçirildi.
İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Bahçelievler Mahallesi, Andız Mahallesi, Meydan Mahallesi, Yenidoğan Mahallesi, 100. Yıl Mahallesi, Maltepe Mahallesi, Zafertepe Mahallesi, Ziraat Mahallesi ve Vefa Mahallelerinde 9 farklı bölgede şüpheli araç ve şahıslar üzerinde yapılan uygulamada, 76 şahıs, 40 araç ile 10 motosikletin sorgusu, GBT kontrolü ve denetimi yapıldı. Aranan bir şahıs yakalandı.
1 adet ruhsatsız av tüfeği ele geçirildi.
Çevreye rahatsızlık vermekten 7 şahsa idari yaptırım uygulandı. 2 adet kesici alet ele geçirilen şahıslara idari işlem yapıldı.
]]>Diyarbakır'da bir tamir atölyesinde kalfanın sıcak balataya sıktığı temizleyici sprey alev aldı. Alevler yanındaki tamirci arkadaşının paçasına ve park halindeki bir araca sıçradı.
]]>Samsun’un Bafra ilçesinde 2019 yerel seçimlerinde belediye başkanlığına aday olan Zeynep Çiçek’in (59) evinden 15 kamyon çöp çıktı.
Tabakhane Mahallesi Akçaoğlu Çıkmazı'nda 2 katlı binada kalan 2019 belediye seçimlerinde Demokratik Sol Parti'den (DSP) belediye başkan adayı olarak seçimlere giren Zeynep Çiçek’in kaldığı, yıkım kararı olan 2 katlı binaya polis ve belediye ekipleri geldi. Ekipler gördükleri manzara karşısında şoke oldu.
ÇÖPLER 3 GÜNDE ÇIKARILDI
Zabıta ekipleri binanın Bafra Belediyesi'ne ait olduğunu ve yıkım kararı bulunduğunu söyledi. Polis ve yıkım ekiplerine bir süre direnen Çiçek’in evinden 15 kamyon çöp çıkarıldı. 3 gün süren boşaltma çalışmalarının ardından iş makineleri ile yıkım işlemi başlatıldı.
3 BİN 721 OY ALMIŞ
Katıldığı 2019 yerel seçimlerinde 3 bin 721 oy alan Zeynep Çiçek, “Butik açacaktım, bunlar da çöp diye bütün kıyafetleri aldılar. Daha üzerime giymediğim yepyeni kıyafetler, ayakkabılar, bluzlar, bütün havlular, panolar. Hani nerede panolar? Hiçbirisi yok. Yağlı boya, elişi panoları her şeyimi, hepsini koca koca kamyonlara koyup götürdüler. Toprağa karıştırdılar, 'al sana çöp' dediler. Halbuki hepsi yeni. Hiç giymediğim yeni yeni kıyafetlerimi aldılar gittiler. Bana bir dükkan kiralasalardı, ben bunları yavaş yavaş yıkar ütüler satardım. Ben de para kazanırdım, bu rezillikler de olmazdı" dedi.
]]>Malatya'nın Pütürge ilçesinde, 31 Mart'taki yerel seçimlerde oy verme işlemi sırasında Saadet Partili (SP) 2 kişinin ölümü, 1 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan olaya ilişkin 4 sanığa verilen ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 2 sanık için Yargıtay tarafından bozuldu. 2 sanığın yeniden hakim karşısına çıktığı duruşma, ertelendi.
2019 yılında yapılan 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi'nde, Pütürge’ye bağlı Bölünmez Mahallesi'nde, yanında geldiği yaşlı kişinin oy kullanabilmesi için kabine birlikte girmek isteyen seçmenlere, iddiaya göre sandık başında görevli SP üyesi İlyas Aktaş’ın karşı çıkması üzerine tartışma çıktı.
Tartışma, müşahit olarak sandık başında bulunan Aktaş’ın babası Ali Aktaş ile amcasının oğlu Hasan Aktaş ve yaşlı kişinin yanındakilerin karışması ile kavgaya dönüştü. Olayda, yaşlı kişiyle kabine girmek isteyenlerin yakınları tarafından ateşlenen tabancadan çıkan kurşunlar, Ali Aktaş ile oğlu İlyas ve yeğeni Hasan Aktaş’a isabet etti. İlyas ve Hasan Aktaş olay yerinde yaşamını yitirirken, Ali Aktaş ise yaralandı.
Polis tarafından gözaltına alınan Hacı Sülük, kardeşi Ömer Sülük ve akrabaları Abdulkadir Sülük ile Ömer Sülük, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak, Kahramanmaraş Elbistan cezaevine konuldu. 2 kişinin hayatını kaybettiği, 1 kişinin de yaralandığı olayla ilgili açılan dava, güvenlik gerekçesiyle Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 23 Aralık 2019'da gerçekleştirilen karar duruşmasında Hacı Sülük, kardeşi Ömer Sülük ve akrabaları Abdulkadir Sülük ile Ömer Sülük, ‘Kasten öldürme’ suçundan ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tutuksuz sanık C.K. ise ‘Yardım ve yataklık’ ile ‘Delilleri karartma’ suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı. YARGITAY 2 SANIĞIN CEZASINI BOZDU İkişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Hacı Sülük, Ömer Sülük ve Abdulkadir Sülük ile Ömer Sülük'ün avukatları karara itiraz ederek, dosyayı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşıdı. Dosyanın geldiği mahkeme, kararda bir eksiklik olmadığına hükmederek, Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı onadı. Hacı Sülük, Ömer Sülük ve Abdulkadir Sülük ile Ömer Sülük'ün avukatları karara yeniden itiraz ederek, dosyayı bu kez de Yargıtay'a taşıdı.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ömer Sülük ve Abdulkadir Sülük hakkında verilen kararı usul yönünden bozarak, dosyayı Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Bunun üzerine 2 sanık, bugün yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşma basına kapalı olarak gerçekleştirildi. Mahkeme, eksik evrakların giderilmesi için duruşmayı 16 Şubat'a erteledi.
]]>Diyarbakır'da eylem hazırlığındayken yakalanan 4 teröristin üst aramasında ele geçirilen muskadan kentte görevli 2 polise yönelik suikast planı ortaya çıktı.
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde muskalı suikast planı yapan teröristler yakalandı.
Terör örgütü PKK ve KCK'nın şehir merkezlerindeki yapılanması YPS'ye yönelik İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan çalışmada 2 gün önce saldırı hazırlığında oldukları belirlenen Ö.F, E.T, İ.S. ve F.S'nin bulunduğu otomobil durduruldu.
Yapılan aramada 1 savunma tipi el bombası ve 1 suikast tabancası ele geçirildi.Teröristlerin üzerindeki aramada ise birinin boynundaki muskada, kentte görev yapan 2 polisin araç plakaları, geçiş güzergahları ve geçiş saatleriyle suikastın yapılacağı yerin yazılı olduğu not ele geçirildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor.]]>Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Canan Kaftancıoğlu’nun üyeliğini düşüren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na cevap yazısı gönderdi. Yazıda, getirilen siyasi yasağın Anayasa'ya aykırı olduğu belirtilerek kararın geri alınmasını istendi.
CHP, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği yazıda Canan Kaftancıoğlu kararının geri alınmasını istedi.
Parti Genel Sekreteri Selin Sayek Böke imzasıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazıda Kaftancıoğlu’nun parti üyeliğinin düşürülmesinin hukuka aykırı olduğu vurgulandı.
Böke dilekçesinde, “Kişinin, kasten işlediği suçtan dolayı hapis cezası alması durumunda seçme ve seçilme ehliyetinden mahrum bırakılmasına ilişktin hükmün” Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini hatırlattı.
Bu nedenle Kaftancıoğlu’nun aldığı cezanın parti üyeliğini etkilemediğini söyledi. Karara uymamanın cezai yaptırımı olmadığı belirtildi.
Cevap yazısında “Temennimiz, yargının hak ettiği güvene kavuşmasını sağlayacak ilk adımı atarak yanlı kararınızdan dönmenizdir” ifadesi kullanıldı.
]]>İstanbul Kadıköy'de 31 Mart yerel seçimlerinde ilçede kurulan bir sandıkta ölen kişinin yerine oy kullandırdıkları iddiasıyla haklarında "görevi ihmal" suçundan birer yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 5 sanık beraat etti.
İstanbul Kadıköy'de kurulan 2081 No'lu sandıkta ölen bir kişinin yerine oy kullandırdıkları iddiasıyla hakkında dava açılan sandık başkanı ve üyesi 5 kişinin, üzerilerine yüklenen suçun işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verildi. Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz 4 sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan A.Ç. apartman görevlisi olduğunu, seçim günü de sandık görevlisi olarak çalıştığını belirterek, "Biz dönüşümlü olarak gelen kişilerin kimliklerini kontrol ederek oylarını kullandıkları esnada imzalarını alıyorduk. Ancak bunun tek kişi tarafından yapılması zor olacağı için hepimiz tarafından da yapıldığı oldu. Ali Köprülü isimli kişinin yanlış yere imza atması ile ilgili bir bilgim yoktur. Kendisini tanımam. Şaşırdım. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum" dedi. Sanık Ö.İ. öğretmen olduğunu kaydederek, "Seçim sürecinde herkesin kimliklerini kontrol edip imzalarını almak suretiyle süreci bitirip sayımları yaptığımızda hiçbir eksik hususa rastlamadık. Bu şekilde evrakı teslim ettik. Kimlik kontrolü ve oy kullandıktan sonraki imza atma işlemini hepimiz dönüşümlü yapıyorduk. Ali Köprülü isimli kişiyi de tanımam. Onun kullandığı oyla ilgili de bir bilgim yoktur. Seçim sonucunu etkileyecek bir hata olmayıp yorgunluktan veya yoğunluktan kaynaklanan şekli bir hatadır. Bu nedenle suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum" şeklinde konuştu. Sanık E.Ö. memur olduğunu ve seçim günü sandıkta görev yaptığını anlatarak, "Ben oy kullanma sürecinde zarfların sayılması, oy pusulalarının mühürlenmesi ve tekrardan sayılması işlemlerini yaptım. Ben gelen kişilerin nüfus cüzdanlarını kontrol ve imzalarını alma işlemini yapmıyordum. Atılan imza ile ilgili bilgi sahibi değilim. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum" ifadelerini kullandı. Sanık Z.G. olay günü sandıkta görevli olduğunu belirterek, "Ben nüfus cüzdanlarının kontrol ve imza atılması sürecinde görevli değildim. Bu işi dönüşümlü olarak yapmadık. Ben kendi görevimle ilgileniyordum. Kimin yaptığını net olarak söyleyemeyeceğim. Beraatimi istiyorum" dedi. Söz verilen sanık avukatları da suçun unsurlarının oluşması için üçüncü kişilerin menfaati veya kamunun bir zarara uğratılması gerektiğini, böyle bir netice meydana gelmediğini, müvekkillerinin de olayla ilgisinin olmadığını savunarak, beraat talebinde bulundu. Son sözleri sorulan sanıklar da suçlamayı kabul etmediklerini belirterek, beraatlerine karar verilmesini istedi. Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme, sanıklara yüklenen suçun işlendiği sabit olmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verdi. İDDİANAME Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 31 Mart 2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimleri kapsamında Kadıköy'de kurulan 2081 No'lu sandıkta seçmen olarak kayıtlı olan 1925 doğumlu Müveddet Köprülü'nün 23 Mart 2019'da vefat etmesine rağmen seçmen listesinde adının karşısına imza atılıp oy kullanıldığının Kadıköy 2. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığınca ihbar edildiği belirtilmişti. Bu kapsamda soruşturma başlatıldığı aktarılan iddianamede, ölen kişinin oğlu Ali Köprülü'nün tanık olarak alınan ifadesinde, annesinin vefat etmesi nedeniyle oy kullanmasının mümkün olmadığı, seçim günü oyunu kullanınca isimlerin alt alta olmasından dolayı sehven annesinin adının karşısına imzasını attığını, ancak kendi adının karşısına imza atmadığını, oraya atılan imzanın kime ait olduğunu bilmediğini söylediği aktarılmıştı. İddianamede, Kadıköy 2. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığından temin edilen seçim evrakı içeriği ve toplanan diğer delilleri göre şüphelilerin kimlik kontrolüne ilişkin görevi ihmal ederek kayıtlı olmayan bir kişinin oy kullanmasına sebep oldukları gerekçesiyle üçer aydan birer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
]]>Isparta'nın Yalvaç ilçesine bağlı Çetince köyünde, yedi ayda beşinci muhtar göreve getirildi.
31 Mart seçimlerinin ardından, Isparta'nın Yalvaç ilçesine bağlı Çetince köyünde İlçe Seçim Kurulunca beşinci kişi muhtarlık görevine getirildi. Çetince köyü muhtarı Mehmet Almacı, 31 Mart seçimlerinde Yahya Yürekli'nin muhtar seçildiğini ancak çeşitli nedenlerden dolayı istifa ettiğini söyledi.Yürekli'nin istifasının ardından köyde yeniden seçime gidildiğini anlatan Almacı, "Bu seçimde ise Mehmet Ali Er muhtar seçildi. Fakat onu da sabıka kaydı nedeniyle görevden aldılar. Son seçimde ikinci seçilen Selahattin Adıgüzel göreve getirildi. Ancak onun da ikameti altı aydan az olduğu için o da gitmek zorunda kaldı. Bunun üzerine rahmetli Ayşe Adıgüzel muhtar seçildi. Talihsiz bir olayda Ayşe Adıgüzel, vurularak öldürüldü." diye konuştu.Adıgüzel'in öldürülmesinin ardından seçim kurulunca kendisinin göreve getirildiğini anlatan Almacı, "Bazı arkadaşlarımız 'lanetli mühür' diye haberler yapmışlar. Böyle bir şey yok. Bunlar tamamen talihsiz olaylar. Her yerde olabilecek olaylar. Gönül isterdi ki tek muhtarda kalsın. Çünkü şu ana kadar doğru düzgün hizmet alamadık. Doğal olarak her bir buçuk ayda bir muhtar değişmiş oldu. 2020'de yeni bir seçime gidilecek." dedi.]]>Yerel seçimlerde usulsüzlük iddiasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 3 ayrı dava açıldı. Kadıköy ve Ataşehir'deki 41 sandık görevlisi için birer yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ayrıca sanıklardan 37'si hakkında FETÖ'den de dava açıldı.
Son dakika haberi!
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nde sandıklarda usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin yürüttüğü soruşturmanın bir kısmını tamamladı.
Soruşturma sonucunda Kadıköy ve Ataşehir ilçelerindeki sandıklarda görev yapan sandık başkanı ve üyesi 41 sanık hakkında, "görevi ihmal" suçundan üçer aydan birer yıla kadar hapis cezası istemiyle 3 ayrı dava açıldı. Hazırlanan iddianameler, gönderildiği Anadolu 35 Asliye Ceza Mahkemesi, 40. Asliye Ceza Mahkemesi ve 54. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca Kadıköy ilçesinde kurulan sandıklarda görev yapan sandık başkanı ve üyesi 19 sanığa yönelik hazırlanan ilk iddianamede, seçimlerde İstanbul'da kurulu sandıklarda sonuçlara etki edecek mahiyette usulsüzlükler yapıldığının ihbarı üzerine soruşturma başlatıldığı belirtildi.
TOPLU SORUŞTURMA İddianamede, sandıklarda görev alan kişilerin diğer sandıklarda görevli kişilerle irtibat halinde usulsüzlük yapma ihtimalini açıklığa kavuşturmak ve farklı sandıklarda meydana geldiği belirlenen usulsüzlüklerin seçim sonuçlarına etkisinin mahkemece suçun sübutu açısından değerlendirilebilmesini temin etmek amacıyla soruşturmaların toplu olarak yürütüldüğü kaydedildi.
KAMU DAVASI GEREKTİRECEK YETERLİLİKTE ŞÜPHE
Mevcut soruşturmada Kadıköy ilçesi dahilinde kurulu sandıklarda gerçekleşen usulsüzlüklerin araştırıldığı aktarılan iddianamede, toplanan delillere göre suç teşkil ettiği yönünde kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte şüphe oluşan eylemlerin iddianamede izah edildiği aktarıldı. 7 OY PUSULASINDAN 5'İ KAYBOLDU
İddianamede, AK Parti Kadıköy İlçe Başkanlığının, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatta, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için 1045 No'lu sandıkta kullanılıp geçersiz sayılan 7 oy pusulasından 5'inin kaybolduğunu ihbar edildiği anlatıldı.
SUÇLAMALARI REDDETTİLER Bu sandıkta görev yapan sanıkların soruşturma aşamasındaki savunmalarında "Tüm işlemleri usule uygun olarak yerine getirdiklerini, oyları usulünce tasnif edip torbaya koyarak mühürlediklerini, torbanın sandık başkanınca seçim kuruluna teslim edildiğini, suçlamayı kabul etmediklerini" söyledikleri aktarıldı. Kadıköy'de yine 3329 No'lu sandıkta 9, 1041 No'lu sandıkta da 2 geçersiz oy pusulası olmak üzere toplam 16 geçersiz oy pusulasının kaybolduğu belirtilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi: "Sandık heyetince geçersiz sayılan oyların yeniden incelemeye tabi olma ve geçerli sayılma ihtimalinden ötürü geçersiz oy pusulasının kaybolmasının seçim sonuçlarına etki edici mahiyeti bulunması, itiraz ve yeniden sayım işlemlerinden ötürü kamunun ekonomik zararının ve kişi mağduriyetinin doğması karşısında şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte şüphe oluştuğu anlaşılmıştır."
ÖLEN KİŞİLERİN YERİNE OY İDDİASI İddianamede, ayrıca ilçede kurulan 2073 No'lu sandıkta ise AK Parti'ye ait 55 oyun Demokrat Parti hanesine yazıldığı, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin sandık sonuç tutanağının gerçeğe aykırı olarak tanzim edilip tüm sandık görevlilerince imzalandığı belirtilerek, bu nedenlerle 19 sanığın üzerine atılı suçu işlediği ifade edildi. Hazırlanan iddianame gönderildiği Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Kadıköy'deki sandıklarda yapılan usulsüzlük iddialarına ilişkin hazırlanan ikinci iddianamede, 2081 No'lu sandıkta ölen kişilerin yerine oy kullandırdıkları gerekçesiyle sandık başkanı ve üyelerinden oluşan 5 kişinin "görevi ihmal" suçundan üçer aydan birer yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianamede, sanıkların kimlik kontrolüne ilişkin görevlerini ihmal ederek kayıtlı olmayan bir kişinin oy kullanmasına neden olmak suretiyle üzerlerine atılı suçları işledikleri belirtildi. Hazırlanan bu iddianame de gönderildiği 35. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi.
"ATAŞEHİR'DE 4 GEÇERSİZ OY YAKILMIŞ" Ataşehir ilçesindeki sandıklarda yapılan usulsüzlük iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede ise 17 sandık başkanı ve üyesi olan sanıkların "görevi ihmal" suçundan üçer aydan birer yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede, 2391 No'lu sandıkta görev yapan sanıkların 4 geçersiz oyun sandıkta bulunamamasına ilişkin tüm işlemleri usulüne uygun yaptıklarını söyledikleri, ancak bir sanığın 4 geçersiz oyun tüm sandık görevlileri huzurunda yakıldığını belirttiği, bu nedenle bu sandıkta görev yapan sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri belirtildi. İlçede kurulan 2326 No'lu sandıkta 14, 2324 No'lu sandıkta 8 ve 2325 No'lu sandıkta da 8 geçersiz oy pusulasının kaybolduğu bilgisi verilen iddianamede, 17 sanığın Ataşehir ilçesinde toplam 4 sandıkta görevlerini ihmal ettikleri vurgulandı. Hazırlanan iddianame, gönderildiği Anadolu 40. asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanıkların ilerleyen günlerde hakim karşısına çıkması bekleniyor.
SANIKLARDAN 37'SİNE FETÖ DAVASI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 31 Mart seçimlerinde usulsüzlük iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan 37 kişi hakkında FETÖ'den dava açıldı. Hazırlanan 7 ayrı iddianamede 3 sanığın "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olma", 34 sanığın da "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan cezalandırılması istendi.
]]>31 Mart seçimlerinin ardından muhtarlarla ilgili 6 bin itiraz geldi. Bunlardan 3 binini muhtarların 'okuma-yazma bilmediği, o mahalleye yeni taşındığı' gibi seçilme yeterliliğine sahip olmadığı yönündeki şikayetler oluşturdu. Muhtaralara maaş artışına bağlanan bu istismar, YSK tarafından tek tek inceleniyor.
Türkiye 31 Mart'ta 50 bin 300 muhtar için oy kullanurken, seçimden kısa bir süre sonra YSK'ya, yeni seçilen muhtarlarla ilgili itiraz yağmaya başladı.
Dosyalar incelendiğinde, bazı muhtarların, "okur-yazar olma, 6 aydan beri aynı mahal. lede oturma, bir yılın üzerinde ceza almamış olma" gibi şartları taşımadığı ortaya çıktı.
Hürriyet gazetesinden Nuray Babacan'In haberine göre, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyeti Seçimi Hakkındaki Kanun'a göre bu şartları taşımaları gerektiği halde muhtarların aday olduklarında, buna ilişkin belge verme zorunluluğu bulunmuyor. İstismarın artması üzerine yasal düzenlemeye gidilme kararı alındı. Bu muhtarlıklar için 7 Haziran 2020'de ara seçim yapılacak. Yeniden seçilen muhtarların, adaylık süreçlerinde seçim kurullarına önceden başvurmaları gerekmiyor. İsteyenler aday olmak istedikleri mahallede kampanya yürütürken, seçim günü de mahallede oy kullanılan sandıklara kendi isimlerinin yazılı olduğu pusulaları bırakıyor. Seçmen istediği adayın isminin yazılı olduğu pusulayı zarfa koyuyor.
MAAŞ, TALEBİ ARTTIRDI Yetkililer, muhtarların son yıllarda maaş başta olmak üzere birçok sosyal hakka sahip olması nedeniyle büyük bir yarış yaşanmaya başlandığını bildirdiler. Bu yarış, beraberinde bazı sıkıntılan da getirdi. Yasada belirtilen zorunlulukları önceden ispat etme şartı olmaması nedeniyle bu avantajlar sürecin istismar edilmesine neden oldu.
ARASEÇİME ALTERNATİF İlk kez Yüksek Seçim Kurulu'na yoğun bir itiraz başvurusu yapıldı. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından muhtarlarla ilgili 6 bin itiraz dosyası YSK'ya ulaştı. Bunlardan 3 binin yeni seçilen muhtarın yasadaki şartları taşımadığı yönünde oldu. Muhtarlar hakkında, "okuma yazma bilmediği, seçimden 6 ay önce ikametgâhını muhtar olduğu yere taşıdığı, adli sicilinin temiz olmadığı, bir yılın üzerinde cezası bulunduğu" şeklinde şikâyetler olduğu saptandı. Kaymakamlıklar üzerinden yapılan itirazlar, YSK tarafından incelemeye alındı. Dosyaların çokluğu nedeniyle karar sürecinin zaman alacağı belirtildi. YSK, bu itirazların ardından boşalan muh. tarlık koltukları için 7 Haziran 2020'de araseçim yapmayı plan liyor. Ayrılan muhtarların yerine görevi seçime kadar birinci sırada seçilen aza üstleniyor ve imza yetkisi o kişiye devrediliyor. YASA DEĞİŞECEK
Ancak YSK, bu konunun istismara açık hale gelmesi nedeniyle yasa değişikliğine gitme kararı aldı. Itiraz edilmeyen yerlerde, seçilme yeterliliği taşımayan kişilerin beş yıl boyunca muhtarlık yapıp maaş almasının önlenmesi için sistem değiştirilecek. Ayrıca yapılacak düzenlemeyle muhtarlik araseçimleri de kaldırılacak. Bu çerçevede, muhtarlara mazbata verilmeden önce seçilme yeterliliği taşıyıp taşımadıklarını ispat etmeleri istenecek. Yeterliliği taşımayanlara mazbata verilmeyecek. Mazbata verilmediği andan itibaren, en çok oyu alan ve şartları taşıyan ikinci muhtar adayı görevlendiri ANKARA lecek. Yasaya göre mazbata verildikten sonra görev iptal edilirse, seçime gidilmesi zorunlu oluyor. Bu sistemle ara seçime gitme zorunluluğu da kalkacak.
]]>İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, kendisi ve eşi Dilek İmamoğlu ile babası Hasan İmamoğlu'nun mal varlığına ilişkin bilgileri kamuoyuyla paylaştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçiminde resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, mal varlığını açıkladı. İSTANBUL SEÇİM SONUÇLARI
Ekrem İmamoğlu'nun İletişim Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü'nde tapu değeri 302 bin ve 71 bin lira olan iki dükkanı, 120 bin ve 26 bin liralık iki arsası, 911 bin liralık meskeni, Büyükçekmece'de 248 bin liralık dükkanı, Çanakkale'nin Eceabat ilçesine bağlı Bigalı köyünde 30 bin liralık evi ve 15 bin liralık damı, Balıkesir'in Edremit ilçesinde 256 bin, 313 bin, 165 bin ve 772 bin liralık dört arsası, Trabzon'un Ortahisar ilçesinde 210 bin liralık arsası bulunuyor. Beylikdüzü'nde tapu değeri 145 bin lira olan dükkan, 185 bin liralık arsa, Büyükçekmece'de 572 bin liralık konut ve Muğla'nın Bodrum ilçesinde 500 bin liralık mesken, Dilek İmamoğlu'nun üzerinde kayıtlı görünüyor. 2013 MODEL CİP VE 8 BİN LİRALIK SİLAH
Ekrem İmamoğlu'nun 254 bin liralık 2013 model cipi ve 8 bin lira değerinde silahı bulunuyor. Banka hesaplarında ise Ekrem İmamoğlu'nun 979 bin lira, eşi Dilek İmamoğlu'nun 418 bin 869 lira olmak üzere toplam 1 milyon 397 bin 869 lira nakit parası yer alıyor. Mal beyanında Dilek İmamoğlu'nun 841 bin liralık pırlanta set-muhtelif altına sahip olduğu bilgisi verildi.
BORÇ VE ALACAKLAR Borç ve alacak bilgilerinin de yer aldığı beyanda, Ekrem İmamoğlu'nun Hüseyin Tütüncü'ye 140 bin euro, İmamoğlu İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi'ne 250 bin lira, Hasan İmamoğlu'na 1 milyon 913 bin lira borcu, SSB Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret AŞ'den 3 milyon 603 bin lira alacağı bulunduğu aktarıldı. İMAMOĞLU İNŞAAT'TA YÜZDE 60'LIK HİSSE
Mal beyanında Ekrem İmamoğlu'nun 13 Ocak 1993 kurucu ortağı olduğu "İmamoğlu İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi"nde yüzde 60 hissesi (4 milyon 200 bin lira sermaye) bulunuyor. İmamoğlu ayrıca 5 Mayıs 2016'da çalışma hayatına başlayan SSB Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret AŞ'nin de kurucusu. BABA İMAMOĞLU'NUN MAL VARLIĞI Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu'nun mal varlığı ise şöyle: "Güngören'de dükkan, Yalova Termal'de tarla, Beylikdüzü'nde 4 arsa, mesken ve konut, Trabzon Akçaabat'ta galerili dükkan-konut, Ankara Sincan'da arsa, Trabzon Akçaabat'ta tarla, Balıkesir Edremit'te konut, 7 arsa ve mesken, Aydın Kuşadası'nda arsa." Hasan İmamoğlu ayrıca yüzde 20 hisse (1 milyon 400 bin) ile İmamoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin kurucu ortağı. İmamoğlu İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi üzerine kayıtlı bulunan gayrimenkuller şunlar: "Güngören'de 6 büro, Beylikdüzü'nde 6 dükkan, 4 konut ve yarı hisseli 6 büro, Büyükçekmece'de bir mesken ve iki dükkan, Beylikdüzü'nde A tipi dubleks iki mesken, Beylikdüzü'nde bir daire." Şirketin proje aşamasında, dükkan (900 bin lira), daire (1 milyon 650 bin lira), daire (1 milyon 580 bin), daire, ofis ve dükkan (35 milyon 272 bin lira) ve daire+dükkanı (11 milyon 264 bin lira) bulunuyor.
İMAMOĞLU: İSTANBUL'U 16 MİLYON İNSAN İLE BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ
]]>Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, yenilenen İstanbul seçimleri için "16 milyon İstanbullu demokrasi destanı yazdı" dedi. Kılıçdaroğlu, seçim iptaline de "İstiyorlarsa YSK orada. Yine dilekçe yazsınlar. Vallahi itiraz etmeyeceğim, yeniden seçime gideceğim" sözleriyle tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Gezi'de yeşili korumak için meydana çıktılar kimsenin burnu kanamadı. Dünyanın en demokratik eylemlerinden biriydi. Hazmedemediler, valinin talimatı üzerine polisler saldırdı. Şimdi içerde. İddianamalar hazırlandı, altının boş olduğu ortaya çıktı. Osman Kavala'yı tutukladılar. 601 gündür içeride. 600 gün yargı önüne çıkarılmadı, daha dün çıkarıldı. Ne yaptı bu insanlar? Ağaca sahip çıkmak demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hiç kimse şiddete başvurmadı. Osman Kavala neden içeride? FETÖ'cülerin hazırladığı iddianamelerde beraat verildi. İntikam için aynı iddianamelerden yola çıkıldı, yeniden kıymetlendirme denildi adına.
Gezi davasının çökmesine yol açacak en önemli cümleyi Osman Kavala kurmuş: 'Madem Soros'tan talimat alarak yapmışım bunu, Soros'un davada şüpheli olması garip değil mi?' Çünkü amaç gençlerden intikam almak. Gezi'ye katılan bizim insanımız. Her kesimden insan vardı orada. Nedir bu davalar? FETÖ'nün taktikleri aynen devam ediyor. Kim ne derse desin Osman Kavala, Eren Erdem boşuna yatıyor.
"KUMPAS KURDULAR"
31 Mart'ta seçim yapmıştık, güzel bir sloganımız vardı. Martın sonu bahar diye. Gerçekten de öyle oldu. Martın sonunu getirdik, baharı getirdik. İstanbul'a baharı getirdik, hazmedemediler. Binbir türlü iftira, efendim oyları çaldılar. Nerede bu hırsız? elimizde kamera kayıtları var dediler, nerede bu kayıtlar? Çaldılar demek asla ve asla doğru değildir. Bu milletin bir vicdanı ahlakı var dedik. 18 gün sonra mazbatayı verdiler. Ekrem İmamoğlu 18 gün belediye başkanlığı yaptı. Sonra kumpas yapıldı. Seçim iptal edildi. Dilekçe verdik 39 ilçede seçime gidilsin dedik. Hayır ilçelerde değil büyükşehirde seçime gidilecek dediler.
16 MİLYON İSTANBULLU'YA GÜVENDİK
Hiçbir tahrike gelmedik. İstanbullu'ya güvenmeyip kime güveneceksin? Onun bürokratlarına valilerine güvenmiyoruz ama 16 milyon İstanbullu'ya güveniyoruz dedik. Çünkü biz bir adalet yürüyüşü yapmıştık. Haktan hukuktan ve adaletten bahsedenler sokağa çıkıp yasadışı eylem yapmaz, camı çerçeveyi kırmaz. 13 bin 729 oyla kazanmıştı İmamoğlu. 23 Haziran'da sandığa gittik ve 800 bini aşkın oyla Ekrem İmamoğlu yeniden seçildi. Bu milletin ahlakına güveniyoruz dedik. Bir hakkın bir kişinin elinden kapalı kapılar ardında nasıl alındığını gördük.Bütün dünya gördü. Bizdeki demokrasiyi sorgulamaya başladılar.
"HER TÜRLÜ İFTİRA YAPILDI"
Seçimler hangi şartlarda yapıldı? Her türlü iftira yapıldı. Pontus'tan diplomaya kadar. Ekrem İmamoğlu'nu hedef alarak orantısız bir şekilde seçim propagandası yapıldı. Medyaları var, Cumhurbaşkanları var tarafsızlığını unutmuş şekilde. Ama bizim de Allahımız, inancımız var. Kimseye kötülüğümüz yok, kin tutmuyoruz. İşi o noktaya taşıdılar ki Erdoğan 'Sisi'ye mi Binali Yıldırım'a mı oy vereceksiniz' deme noktasına geldi. Bazen bunlarda vicdan, ahlak ve Allah korkusu var mı diye düşünüyoruz. 82 milyonun vicdanına ve adalet duygusuna sesleniyorum; eğer bir kişi tarafsız olacağına dair namusu ve şerefi üzerine ant içmişse tarafsız kalmalıdır. Yemin metni anayasada aynen duruyor. Biz yine söylüyoruz, seçimlerde cumhurbaşkanı tarafsız kalmalı. Ya da ünvanını değiştirmeli.
"16 MİLYON İSTANBULLU DEMOKRASİ DESTANI YAZDI"
Seçimlerde bütün arkadaşlarımız soğuk kanlılıkla hareket etti. Kimseyi ayırmadık, yaşam tarzlarını sorgulamadık. Herkes ama herkes güzel bir çalışma sergiledi. Baskılara ve taraflı cumhurbaşkanına rağmen. Hep beraber güzel bri demokrasi destanı yazdık. Bütün dünya bugün Türkiye'yi konuşuyorsa 16 milyon İstanbullu sayesinde konuşuyordur. 16 milyon İstanbullu sandığa giderek demokrasi destanı yazdı. Demokrasi destanı siyasi tarihimizin en önemli destanlarından biridir. Destanı yazan sandığa gidip oy kullanan, tatillerini yarıda kesenlerdir. Asıl demokrasi kahramanları da sandığa gidip oylarını kullananlardır.
CHP örgütlerine de teşekkür ediyorum. AK Partili, ülkücü MHP'li kardeşlerime, Saadet Partili kardeşlerime, HDP'ye oy veren bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum. Sizden bizden demeden doğulu batılı demeden etnik kimlik üzerinden inanç üzerinden siyaset yapmadan milyonların hep beraber motorları maviliklere sürmesi kadar güzel bir şey yoktur. Bu destan sadece CHP'nin destanı değil, demokrasiye susayanların destanıdır.
"YSK ORADA İTİRAZ ETSİNLER YENİDEN SEÇİME GİDERİM"
Bu seçimlerin iki temel sonucu var. Türkiye için; seçmen Türkiye'deki siyasilere bir mesaj verdi. Siyasilerin vesayetinde olan yargıya mesaj verdi. Mazbatayı haksız bir şekilde aldınız. Biz haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmayacağız dediler. İstiyorlarsa yine YSK orada. Dilekçe yazsınlar. Vallahi itiraz etmeyeceğim yeniden seçime gideceğim. Dünyaya verdiğimiz mesaj; Türkiye'de bir dikta yönetimi var, dünya bunu kabul ediyor. Bütün dünyaya şu mesajı verdik. Yargının siyasallaşmasına rağmen bu ülkenin kültüründe ve dokularında demokrasi vardır ve biz demokrasi mesajı verdik. Dünya da bunu kabul etti. Türkiye'den demokrasi açısından umutlarını kesmişlerdi. Bizler bir destan yazarak demorkasiden yana oy kullandık mesajı verdik. Dünya Türkiye'de gerçekten demokrasi kültürü yerleşmiş durumda dedi.
"CHP ARTIK 82 MİLYONUN PARTİSİ"
İstanbul seçimleri sadece İstanbul seçimi değil. Kazanan sadece Ekrem İmamoğlu değil kazanan demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Adalet yürüyüşünde Maltepe'ye geldiğimizde gazeteciler bundan sonra ne olacak diyordu, Maltepe'de bir duvar var onu yıkmamız lazım dedim. O duvarı yıktık. Birçok yerde bu duvarı kırdık. 60 yıldır alamadığımız yerde yeni belediyeler aldık. Mustafa Kemal'in cumhuriyetini demokrasiyle taçlandırdığımızda asıl o zaman görevmizi yapmış olacağız. Seçimlerde çalıştık ama asıl görevimiz şimdi başlıyor. Şimdi iş başa düştü. Belediye başkanlarımıza çok önemli görevler düşüyor. CHP artık sadece CHP'lilerin değil 82 milyonun partisidir. Türkiye'nin sorunlarını da çözmeye talibiz.
"BELEDİYE BAŞKANLARI İÇİN 7 KURAL"
Şimdi Belediye Başkanlarımza büyük görevler düşüyor. 7 kuralımız var. Bu 7 kurala bütün Belediye Başkanları uyacak. Yönettiğimiz belde insanlarının inançları, kimlikleri itibari ile ayırmayacağız. Hizmeti belli kişiler zümreler akrabalar için değil halk için yapacaksınız. Beldenizde fakir mahallere pozitif ayrıcalık yapacaksınız. Yoksullara yardım yaparken insan onurunu koruyacaksınız. Yoksullari teşhir etmeyeceksiniz. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Bu aynı zamnada israfla mücadeledir. Belediyede yönetici atamalarında liyakat esasına uyacaksınız. Belediyeyi adalet ile yöneteceksiniz. Biz boşuna mı adalet yürüyüşü yaptık.
"EKONOMİ TEPETAKLAK GİDİYOR"
Demokrasi törpülendiği için ekonomi kan kaybediyor. Demorkaside çıtayı aşmak ekonomide de çıtayı aşmayı zorunlu kılıyor. Demokrasiyi önceleyerek ekonomik standartlar geliştirilirse Türkiye kalkınır. Ekonomide ciddi sorunlarımız var. Erdoğan bir yıl önce 'Siz 24'ünde bu kardeşinize yetkiyi verin, dolarla faizle nasıl mücadele yapılır göreceksiniz' dedi. Ekonominin sorumlusu benim dedi, doğru. Her şeyin sorumlusu o. Tek adam rejimi var zaten. Demokrasi yok, ekonomi tepetaklak gidiyor. Sorumlusu benim demek dış güçler sorumlu değil demektir. Yetkiyi aldı ne oldu, devlet aile şirketi gibi yönetilmeye başladı. Sarayda beyefendi, damadı da hazinenin başında. Ekonomide kriz var. Faturayı kim ödeyecek?
"SEVGİ AYRI MEMLEKET AYRI"
Saraya bakıyorum, fatura öder mi? Hayır. Ejder meyvesine kadar her şey var. Rantiye sınıfı var, faizciler. Onların durumu da çok iyi. Faiz arttıkça daha çok para kazanıyorlar. havuz medyası da ekonomik krizden etkilenmiyor. Faturayı kim ödeyecek? Sadece sıradan vatandaş değil, çiftçi ve sanayici. 8 aydır sanayi üretiminde düşüş var. Çünkü talep yok. Son 4 ayda 600 binden fazla kişi icralık oldu. Ekonominin sorumlusu benim diyen kişiye soracaksınız. Sevdiğinizi biliyorum, sevmek ayrı memleket ayrı. Bir kişi işsizlik nedeniyle intihar ediyorsa hepimiz bunu sorgulamak zorundayız. Memleketi bu hale yönetenler getirdi.
AK Partili kardeşim bilmelidir ki tek adam rejimi bu ülkeye huzur getirmedi. Devletin çalışmadığını gördük. Ekonominin kontrol edilemediğini gördük. Vatandaşın borç batağında olduğunu gördük. Tek adam rejiminde FETÖ borsası kurulduğunu gördük. Parası olanın dışarda garibanın içerde olduğunu gördük."
]]>
Resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanan Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü'nde konuştu. İmamoğlu,"İstanbul'da seferberlik başlatacağız. İstanbul'u hep birlikte ayağa kaldıracağız. Kısa zamanda büyük işler başarmamız lazım. Çok çalışmamız lazım" dedi.
Resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, "Kimseyi dışarıda bırakmayın, kimseyi ayrıştırmayın. Artık partizanlık bitti, artık liyakat ve ahlak var. Artık hak, hukuk, adalet var." dedi. İmamoğlu, Seyrantepe'deki CHP İl Seçim Koordinasyon Merkezi'nden ayrıldıktan sonra konvoy eşliğinde Beylikdüzü'ne geçti. Beylikdüzü Cumhuriyet Meydanı'nda parti otobüsünden halka hitaben konuşma yapan İmamoğlu, sözlerine "Sevgi kazanacak demiştim. Ne mutlu bana ki sevgi kazandı. Ben yurdum insanını çok seviyorum. Kim olduğunun önemi yok. Yıkın bütün ön yargıları, yıkın. Zihninizdeki bütün ön yargıları yıkın. Hiç kimsenin yaşamı, biçimi, giyimi, kuşamı bizi ilgilendirmiyor. Herkesi kucaklamaya geldik." diyerek başladı.
İmamoğlu, inançlara saygı için, Mevlana'yı, Yunus Emre'yi, Hacı Bektaş-ı Veli'yi hatırlatmak için geldiklerini belirterek, şöyle devam etti: "Biz bu şehirde herkesin inancına saygı duyan, bu ülkenin, bu şehrin gelişmesi için aklı, bilimi tercih eden, yok Alevi'si, Sünni'si, herkesi kucaklamaya geldik. Bu şehirde azınlık diye bir kavram yok. Biz bu şehirde Rum'u, Ermeni'si, Süryani'si, Yahudi'si, herkesi kucaklaşacağız. Biz bu şehirde demokrasiyi, adaleti inşa edeceğiz. Biz bu güzel şehirde size söz veriyorum, geleceği inşa edeceğiz. Maneviyatını bilen, maneviyatına, milli değerlerine her daim sahip çıkan, vatanın bölünmez bütünlüğünü her yerde savunan ama yanı sıra her yerde 'Tam bağımsız Türkiye' diyen, biz aynı zamanda gelecek için fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştireceğiz. Biz size söz veriyoruz, ne sizi aldatacağız ne de aldanacağız." İstanbullular huzurunda yurdun insanlarına seslendiğini dile getiren İmamoğlu, "Evet ben bir projeyim, ben Cumhuriyet'in, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk Cumhuriyeti'nin projesiyim." dedi. "İSTANBUL İTTİFAKINA TEŞEKKÜR EDİYORUM" Ekrem İmamoğlu, siyaseti ahlakla buluşturacaklarını ifade ederek, "Ben bu şehirde hepinize söz veriyorum; çocukların, gençlerin 'Ekrem Ağabeyi' olmaya geliyorum. Güzel işler başaracağız. Çok güzel işler başaracağız. Bu şehirde biliyorum bugün demokrasiyi tamir ettiniz. Yaşa İstanbul. 6 Mayıs'a, o bir avuç insana en güzel cevabı verdiniz. Helal olsun size. Artık gülelim öyle değil mi? Bu akşam harika bir akşam. Bu akşam muazzam bir akşam. Size layık olmak için çok çalışacağız." diye konuştu. Bu süreçte yanında olan eşine, ailesine, İstanbul'un gençlerine, teşekkür edip, ailesinin kendisine güç katacağını ifade eden İmamoğlu, "Benim ailem siyasette ben koşarken sadece bana destek olacak. Siyaset hizmet alanıdır, görev alanıdır. Hizmet edeceğiz." dedi. İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e ve her iki partinin il başkanlarına teşekkür ederek, "Ben, İstanbul ittifakına teşekkür ediyorum. İçinde herkes var. Yol arkadaşlarım, gönüllüler var. HDP'li kardeşlerim var. AK Partili, MHP'li, Saadet Partili kardeşlerim var. Demokrat Partili, DSP'li, Büyük Birlik Partili hemşehrilerim..." diye konuştu. "YARINDAN TEZİ YOK İŞİMİZE BAŞLIYORUZ" Partilerin, hizmet için araç olduğunu dile getiren İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Partilerin liderlerini, farklı yerlere koyarak milletimizin iradesini sıkıntıya asla sokmayacağız. Her zaman şunu söyledik; asıl olan millettir, milletimizdir. Dolayısıyla her zaman millet üstündür. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bunu hiç unutmayacağız. Yarından tezi yok işimize başlıyoruz. İstanbul için çok çalışacağız. Hepinize söz veriyorum. Bu güzel akşamda bizi yalnız bırakmadınız. Bundan sonra da yalnız bırakmayın. İstanbul'da seferberlik başlatacağız, İstanbul'u hep birlikte ayağa kaldıracağız. Kısa zamanda büyük işler başarmamız lazım. Çok çalışmamız lazım. Şimdiden yol arkadaşlığınız için teşekkür ediyorum. Herkese selam söyleyin, herkesi kucaklayın. Ekrem İmamoğlu'nun size selamı var deyin. Kimseyi dışarıda bırakmayın, kimseyi ayrıştırmayın. Artık partizanlık bitti, artık liyakat ve ahlak var. Artık hak, hukuk, adalet var." Siyasetle de barışacaklarını ifade eden İmamoğlu, "Bu toplum özgürlüklerle buluşacak. Ben milletimize inanıyorum. Beni kutlayan Sayın Cumhurbaşkanına ve Sayın rakibimize de teşekkür ediyorum." diye konuştu. Ekrem İmamoğlu, toplumu kucaklaştıracaklarını, her şeye rağmen bunu başaracaklarını belirterek, "Büyük dostlarıma, komşulara, hemşehrilere son mesajımızı hep beraber söyleyelim; her şey çok güzel olacak." ifadelerini kullandı.]]>31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Sultangazi'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Sultangazi İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Sultangazi İstanbul Seçim Sonuçları açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Şişli'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Şişli İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Şişli İstanbul Seçim Sonuçları açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Silivri'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Silivri İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Silivri İstanbul Seçim Sonuçları açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Çekmeköy'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Çekmeköy İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Çekmeköy İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
İstanbul'da resmi olmayan sonuçlara göre yarışı kazanan CHP adayı Ekrem İmamoğlu'dan ilk açıklama geldi. Sonuçlar için "Zafer değil yeni bir başlangıç" ifadesini kullanan İmamoğlu, ziyaret etmek istediğini belirttiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Sizinle uyum içerisinde çalışmaya hazırım" diye seslendi.
Son dakika haberi!
YSK İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine ilişkin kararının ardından bugün İstanbul'daki 10 milyon 560 bin 963 seçmen yeniden sandık başına gitti.
İlk sonuçların gelmesinin ardınan kameralar karşısına geçen AK Parti adayı Binali Yıldırım, rakibi Ekrem İmamoğlu'nu tebrik etti.
Ardından CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da partisinin Seçim Koordinasyon Merkezi'nde düzenlendiği basın toplantısında konuştu.
Sandık başında ve seçim kurullarında görev yapan yol arkadaşlarıma, minnet duygularımı ifade ettiğini vurgulayan İmamoğlu, "Şu anda tümünün kalbini, o güzel emeğini yanımda hissediyorum. Onlar iyi ki varlar. Onlar bugünün demokrasi kahramanlarıydı, yaptıklarını güzel bir anı olarak hatırlayacaklar. Öncelikle bugünkü 23 Haziran'da yaptığımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ve tabii ki anlamlı bu seçimin en önemli ifadelerinden birisi de Türkiye'nin demokrasi sürecine olacak olan katkısıydı. Her iki vasfıyla ülkemize ve dünya kenti İstanbul'umuza bugünkü seçimin neticeleri hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun" diye konuştu.
İmamoğlu, sandık görevlilerinin, kat görevlilerinin, sandık kurulu üyelerinin ve diğer görevlilerin sonuç netleşinceye kadar görevlerinin başında kalmasını istedi. "OY PUSULASININ YANINDA HESAP PUSULASI DA ÇIKTI"
Türkiye'de demokrasi saatinin her zaman tıkır tıkır çalışmasından yana olduklarını vurgulayan İmamoğlu, şöyle konuştu: "Maalesef demokrasinin saati 31 Mart akşamı çalışmadı, yaşanan her şeyi tüm milletimiz biliyor. Detaylarına girecek değilim. Ama saatleri durdurarak zamanın akışını asla ve asla önleyemezsiniz. Gerçekleri üzerini örterek asla ve asla gizleyemezsiniz. Bugün sandıklardan oy pusulalarının yanı sıra aynı zamanda hesap pusulasının çıktığını da tüm vatandaşlarıma duyurmak isterim. Vatandaş 31 Mart'tan bugüne bu ülkeye yaşatılanların, yapılan haksızlığın hesabını o bir avuç insana kesmiştir. Bu İstanbul'da bir sayfa kapandı yeni sayfa açıldı anlamına gelmiyor." Bu seçimin İstanbul'da herkesin yeni ve ortak sayfa açması anlamına geldiğine işaret eden İmamoğlu, bu yeni sayfada İstanbul'da artık adalet, eşitlik, sevgi, hoşgörü olacağını kaydetti. "SADECE BANA OY VERENLER DEĞİL" Ekrem İmamoğlu, "Bugün 16 milyon İstanbullu demokrasiye olan inancımızı, adalete olan güvenimizi tazelemiştir. Bunu yalnız bana oy verenler değil, seçimleri büyük olgunluk ve sükunet içinde geçiren bütün vatandaşlarımız sağlamıştır. Her birine yürekten teşekkür ediyorum. Halkımıza, İstanbullu hemşehrilerime minnet duygularımı iletiyorum. Sizler Türkiye'nin demokrasi itibarını tüm dünyanın gözleri önünde korudunuz ve Türkiye'yi yakın coğrafyadaki bazı ülkelere benzetme gayretinde olan dünya ülkelerine de işin aslını öğrettiniz. Yüzyılı aşan demokrasi geleneğimize milletçe sahip çıktınız, teşekkürler İstanbullu hemşehrilerim" diye konuştu.
Teşekkür etmesi gereken çok insan olduğunu belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
"İstanbullu hemşehrilerime, başta sevgili eşime, oğullarıma, kızıma, sevgili anne babama, kız kardeşime ve bütün aileme, CHP ve İYİ Parti'nin genel başkanlarına, genel başkan yardımcılarına, milletvekillerine, Anadolu'nun dört bir yanından gelen belediye başkanlarına, il ve ilçe başkanlarımıza, İstanbul'daki ilçe başkanlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza, kadın ve gençlik kollarımıza, CHP ve İYİ parti örgütlerine, sahada çalışan üyelerine ve özellikle sayıları 150 bini aşan demokrasi ve adalet davasına inanan yürekli İstanbul gönüllülerine, yanımızda duran tüm partililere, HDP seçmenlerine, MHP seçmenlerine, AK Parti seçmelerine, Saadet Parti'li seçmenlere, Vatan Partisi, DSP, Büyük Birlik Partisi seçmenlerine, tüm siyasi parti seçmenlerine, aynı mahalledeki komşularımıza, insanlarımıza, vatandaşlarımıza, ister Türk ister Kürt ister Çerkez ister Ermeni, Rum, Musevi ister Süryanilere, yani kısacası şehrin ve milletin asil vatandaşlarına, yakın yol arkadaşıma, İstanbul'un çocuklarına, dualarıyla beni ayakta tutan hanımefendilere, annelerimize, ninelerimize, kadınlara, başarılı kampanyayı planlayan, yöneten kampanya direktörümüze, çalışma arkadaşlarına, ilk günden beri yanımda olan basın danışmanıza, yüzlerce yol arkadaşıma, polis ve koruma arkadaşlarıma, tüm güvenlik görevlilerine, meydanlarda, sandıklarda görev yapan yüzlerce demokrasi aşığı görevlilerimize, sivil toplum kuruluşlarına, benimle ve demokrasi mücadelemize şiir yazan, şarkı türkü besteleyen, fikir destek veren milyonlarca vatandaşımıza, kimisi abi, kimisi arkadaşım, kimisi evladım diyen o güzel insanlara, yurdumun güzel insanlarına ve tüm 16 milyon İstanbulluya yürekten teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum." "SANDIKTAN SEFER GÖREV EMRİ ÇIKMIŞTIR" Seçimi bir kişi, bir parti, bir grup, bir kesimin değil bütün İstanbulluların, bütün Türkiye'nin kazandığını vurgulayan İmamoğlu, bunu şu an belki herkes tam olarak hissedemese de kısa sürede herkesin böyle hissedeceğini belirtti. Ekrem İmamoğlu bunu sağlamak için canla başla çalışacağını, hiç kimseyi ayırmayacağını, dışlamayacağını ifade ederek, "Bugün benim için sandıktan sefer görev emri çıkmıştır. Vatandaş bana İstanbul'un işsizlik ve yoksullukla mücadele seferberliğini, yeşil alanlarla donatma seferberliğini, hızlı, kaliteli ve ucuz ulaşım seferberliğini başlatmak ve sonuca ulaştırmak için kutsal bir görev vermiştir. Bu benim hayatımdaki en değerli, en gururlu, en onurlu görevdir. Bu görevi çocuklarıma, eşime, aileme, tüm İstanbullulara mahcup olmadan layıkıyla yapmaktan başka bir hiçbir gündemim, önceliğim yok ve olmayacaktır" diye konuştu. "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ SADECE VE SADECE MİLLETİNDİR" Bu seçimin, oluşturdukları İstanbul ittifakının Türkiye için var olan pek çok ön yargıyı da yok ettiğini kaydeden İmamoğlu, hayat tarzı, görünüşü, konuşması, siyasi düşüncesi, birbirinden çok farklı insanlar olarak sevgi ve saygı ortaklığında buluştuklarını anlattı. "Bugünden sonra her kim giyimine bakarak, hayat tarzına bakarak bir başkası hakkında ön yargı oluşturuyorsa, İstanbul ittifakı aklına gelsin" diyen İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Artık önyargı ve ayrıştırma dönemi bitmiştir. Kardeşlik, sevgi ve saygı dönemi başlamıştır. Ben bu kenti tek başıma yönetecek değilim. Öyle bir deha dünyada da yok zaten. Her kesimden, her insanımızdan en üst seviyede yararlanacağım. Siyasi görüşü ne olursa olsun, liyakat, çalışkanlık ve millete hizmet aşkı olan herkes benimle çalışacaktır, çalışabilir. Parti merkezlerinden, parti ilçelerinden, illerinden alınan referans kağıtlarıyla işe girme dönemleri bitmiştir. Partiler kutsal yapılar değildir. Tabu değildir. Dünyaya farklı bir pencereden baksa da temel amacı milletinin kalkınması ve mutluluğu için çalışan yapılar olmasıdır. Yani partiler bir amaç değildir, hizmette araçtır. Bunu her vatandaşımın bilmesini, duymasını istiyorum. Partiler gibi liderleri de kutsal değildir. Bir parti başkanı, bir belediye başkanı ya da bir cumhurbaşkanı, fark etmez, onları kutsallaştırmak, milletin üzerinde bir yere konumlandırmak asla doğru değildir. Liderlerin yeri milletlerin üstü değil, içinde olmayı gerektirir. En büyük millettir, çünkü egemenlik kayıtsız şartsız sadece ve sadece milletindir. Milyonlarca oy almak, çok büyük sevgi gösterilerine mahzar olmak, iltifatlar duymak liderlerin ayaklarını yerden asla kesmemeli. Aksine mahcup etmeli. Başta kendim gösterilen bu ilgi ve büyük sevgi karşısında ancak boynumu bükerim. Rahmetli dedem 'makamın büyüdükçe boynun bükülsün' derdi. Yolum o yoldur. Milyonlarca insana mahcup olmamak için çok çalışacağım." İmamoğlu sorumluluğu bulunduğunu ancak gençliği ve çalışkanlığının da olduğunu belirterek, 23 Haziran seçiminde hem ittifak hem parti adayı hem de bağımsız aday olarak çalışan tüm rakiplerine ve demokrasiye katkıları için bu süreçte İstanbul'da bulunan tüm adaylara teşekkür etti. ERDOĞAN'A SESLENDİ: UYUM İÇİNDE ÇALIŞMAYA HAZIRIM Seçim döneminde kendisine, ailesine, çalışma arkadaşlarına ve partisine yönelik yapılan sistematik saldırıları unutmak istediğini vurgulayan İmamoğlu, şunları kaydetti: "O dil bitsin. Artık asıl yeni sayfayı, olması gereken ilişkileri, üslup düzeyinde yeni bir döneme açmak ve başlatmak istiyoruz. Ve bu süreçte bu tür davranışta bulunanların bence zaman içinde hak ettiği cevabı milletimizden alacağını düşünüyorum. Bu vesileyle özellikle devletin başı Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a da seslenmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı depreme hazırlık gibi, daha fazla ve daha hızlı metro yapmak gibi, mülteci konuları gibi İstanbul'un acil sorunlarında merkezi ve yerel yönetimin uyumlu ve iş birliği içinde çalışmasını sağlamanın önemi ortadır. Bunu hepimiz görüyoruz. Konuştuğumuz şey 16 milyon vatandaşımızın ihtiyacıdır. Ben seçim öncesinde vatandaşa anlattığım ve onay aldığım yol haritasına ve ilkelere uygun olarak sizinle uyum içinde çalışmaya hazırım ve buna talibim. Bunu tüm İstanbullular önünde duyuruyorum. Hiçbir siyasi mesele vatandaşımızın huzurdan, mutluluğundan, işsizliğin, yoksulluğun önlenmesinden, vatandaşımıza yeterli eğitim ve sağlık hizmetlerinin sunulmasından, barıştan, huzurdan, sevgiden ve saygıdan asla ve asla önemli değildir. Bu anlayış içerisinde İstanbul'un acil çözüm bekleyen merkezi ve yerel idarenin ortak sorumluluğundaki tüm konuları ele almak isterim. Yasal sürecin tamamlanmasının ve mazbatayı alıp göreve başlamamızın ardından yol haritamızı size sunmak ve görüşlerimizi de aktarmak, aynı zamanda görüşlerinizi almak için sizi en kısa sürede ziyaret etme arzu ve talebimi buradan size iletiyorum. Bu ülkenin buna ihtiyacının olduğunun da altını çiziyorum. Vatandaş siyasetçi kavgalarından, atışmalarından bıkmıştır, yılmıştır. Hizmet, üretim ve çözüm beklemektedir."
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyelerine de yeniden başlayacakları çalışma döneminde başarılar, kolaylıklar dileyerek, "Kalan vaatlerimizi ilk mecliste gündeme taşıyıp, hayata geçireceğimizi buradan duyurmak istiyorum" dedi. "HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK" Konuşmasında, "millet adına yapılacak hizmetlerin parti farklılığı gerekçesiyle engellenmek istenmesi gibi bir durumla karşılaşılırsa, engelleme ile ilgili bir takım siyasi çalışmalar yapıldığını görürsek her şeyi şeffaf bir şekilde vatandaşla paylaşacağız." diyen İmamoğlu Türkiye Cumhuriyeti'nin her kurumunun değerli olduğunu belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin de Türkiye'nin en değerli kurumlarından biri olduğunu aktaran İmamoğlu, "İstanbul Büyükşehir Belediyesine bu önemi ve gücüyle yaklaşılmasının öneminin altını özellikle çiziyorum. Bir kez daha vaat ediyorum ki her ne yapıyorsak ve her ne yapılıyorsa olduğu gibi milletin takdirine sunulacaktır. Hiçbir aşaması gizli olmayacaktır" dedi. Artık gece gündüz demeden, çok yoğun tempolu bir çalışmaya başlamak için sabırsızlandığını vurgulayan İmamoğlu, bu tempo içinde gücünü, enerjisini her zaman olduğu gibi vatandaşın samimi duygularından, sevgisinden ve güveninden alacağını bildirdi. Geçen aralık ayında aday olarak ilk ortaya çıktığında "Tanıdıkça beni sevecekseniz" dediğini anımsatan İmamoğlu, "Çok şükür dediğim gibi de olmuştur. 31 Mart'tan sonra da 'Her şey çok güzel olacak' demiştim. Görecekseniz o da olacak. Her şey bu güzel İstanbul'da çok güzel olacak." diye konuştu. "ZAFER DEĞİL YENİ BİR BAŞLANGIÇ" Bu akşam sevineceklerini, mutlu olacaklarını belirten İmamoğlu, "Sevinmek bir başka kimsenin kalbini kırmak anlamına asla gelmez. Bu konuda bütün vatandaşlarımızı en hassas bir şekilde davranmaya davet ediyorum. Bu bir zafer değildir, yeni bir başlangıçtır. Yarın birbirimizin yüzüne bakacağımızı ve yarından itibaren bir belediye başkanı olarak 16 milyon insana eşit davranacağımızı buradan duyurmak istiyorum." dedi. Konuşmasını tamamlayan Ekrem İmamoğlu, SKM'den Beylikdüzü'ndeki evine gideceğini ve orada da vatandaşlarla bulaşacağını ifade etti. Öte yandan, SKM binası önünde toplanan çok sayıda vatandaş, İmamoğlu'nun konuşması öncesinde tezahüratta bulundu.
]]>31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Esenler'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Esenler İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Esenler İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
Arnavutköy seçim sonuçları Ataşehir seçim sonuçları Avcılar seçim sonuçları Bağcılar seçim sonuçları Bahçelievler seçim sonuçları Bakırköy seçim sonuçları Başakşehir seçim sonuçları Bayrampaşa seçim sonuçları Beşiktaş seçim sonuçları Beykoz seçim sonuçları Beylikdüzü seçim sonuçları Beyoğlu seçim sonuçları Büyükçekmece seçim sonuçları Çatalca seçim sonuçları Çekmeköy seçim sonuçları Esenler seçim sonuçları Esenyurt seçim sonuçları Eyüpsultan seçim sonuçları Fatih seçim sonuçları Gaziosmanpaşa seçim sonuçları Güngören seçim sonuçları Kadıköy seçim sonuçları Kağıthane seçim sonuçları Kartal seçim sonuçları Küçükçekmece seçim sonuçları Maltepe seçim sonuçları Pendik seçim sonuçları Sancaktepe seçim sonuçları Sarıyer seçim sonuçları Şile seçim sonuçları Silivri seçim sonuçları Şişli seçim sonuçları Sultanbeyli seçim sonuçları Sultangazi seçim sonuçları Tuzla seçim sonuçları Ümraniye seçim sonuçları Üsküdar seçim sonuçları Zeytinburnu seçim sonuçları
]]>31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Fatih'te seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Fatih İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Fatih İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Güngören'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Güngören İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Güngören İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Kadıköy'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Kadıköy İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Kadıköy İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
İMAMOĞLU: YENİ BİR SAYFA, YENİ BİR BAŞLANGIÇ
]]>31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Kağıthane'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Kağıthane İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Kağıthane İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Kartal'da seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Kartal İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Kartal İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Küçükçekmece'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Küçükçekmece İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Küçükçekmece İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Maltepe'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Maltepe İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Maltepe İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Pendik'te seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Pendik İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Pendik İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
İstanbul'da 10,5 milyonu aşkın seçmen sandığa gitti. Seçimde Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu yarıştı. Resmi olmayan sonuçlara göre kazanan Ekrem İmamoğlu. İstanbul seçim sonuçları ntv.com.tr'de açıklanıyor. İşte sonuçlar...
İstanbul'da büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde 39 ilçede 31 bin 342 sandıkta, 10 milyon 560 bin 963 kişi oy kullandı.
YSK Başkanı Sadi Güven, seçim sonuçlarını açıkladı. Ekrem İmamoğlu yüzde 54,21, Binali Yıldırım yüzde 44,99 oy aldı.
Seçime katılım oranı yüzde 84,5 olarak gerçekleşti.
Bu sonuçlara göre Millet İttifakı'nın desteklediği CHP'li Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yeni Belediye Başkanı oldu.
ANLIK SEÇİM SONUÇLARI İÇİN TIKLAYIN
Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
Yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyleydi: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İMAMOĞLU: YENİ BİR SAYFA, YENİ BİR BAŞLANGIÇ
]]>31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Sarıyer'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Sarıyer İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Sarıyer İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Şile'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Şile İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Şile İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
İstanbul'da yenileme seçiminde oy kullanan vatandaşlar, tatillerine kaldığı yerden devam etmek üzere sabah saatlerinden itibaren yola koyuldu.
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine ilişkin kararının ardından bugün İstanbul'daki 10 milyon 560 bin 963 seçmen yeniden sandık başına gitti. Saat 08.00'de başlayan oy verme işlemi saat 17.00 itibariyle sona erdi. Oy kullanmak için tatilini erteleyen veya ara veren çok sayıda vatandaş da yola koyuldu. Seçimler nedeniyle çok sayıda İstanbullu tatil planını değiştirmişti. Birçok tatil rezervasyonu iptal edilmiş veya ileri tarihe ertelenmişti. Son günlerde oy kullanmak için İstanbul'a gelmek isteyen vatandaşlar nedeniyle otobüs ve uçaklar için ek seferler konulmuştu.]]>31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından 23 Haziran'da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul seçimi için sandık başına gidildi. YSK'nın seçim yasaklarını kaldırmasının ardından İstanbul seçim sonuçları açıklandı. Yerel seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. İstanbul Sultanbeyli'de seçim sonucu ne oldu? İstanbul ilçe ilçe seçim sonuçları ve Sultanbeyli İstanbul seçim sonuçları canlı seçim haritasıyla ntv.com.tr'de
Sultanbeyli İstanbul Seçim Sonuçları Açıklandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul için seçimin tekrarlanmasına karar verildi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların %48.80'ini, AK Parti adayı Binali Yıldırım ise oyların %48.55'ini almıştı.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İBB seçim tekrarı kararı aldı.
Seçim 2019'da AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarıştı. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarıştı.
23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinde yer alan bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilçe ilçe seçim sonuçları ntv.com.tr'den takip ediliyor.
İstanbul seçim sonuçları, Ak Parti seçim sonuçları, MHP seçim sonuçları, HDP seçim sonuçları, İYİ Parti seçim sonuçları, CHP seçim sonuçları, belediye seçim sonuçları, ilçelere göre seçim sonuçları, yerel seçim haritası, 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları ve merak edilen her şey ntv.com.tr'den canlı ve anlık olarak takip ediliyor.
SANDIKLAR AÇILDI, OY SAYIMI BAŞLADI
]]>İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri dolayısıyla toplu ulaşım araçlarının 04.00'te sefere başlayacağını duyurdu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Twitter hesabından, ilçe seçim kurullarından gelen "sandık kurulu çalışanlarının 06.00'da görevli olduğu okullarda bulunması gerektiği, bu nedenle toplu taşıma araçlarının 04.00'te sefere başlaması" talebine ilişkin resmi yazı paylaşıldı. Paylaşımda, "Seçim kurullarından gelen resmi yazıya istinaden yarın toplu ulaşım araçları sabah 04.00'te seferlerine başlayacaktır" ifadesi kullanıldı.]]>Cezaevinde tutuklu bulunan HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın HDP’nin İstanbul seçimlerinde tarafsız kalması çağrısıyla ilgili açıklama yaptı.
HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, “Sayın Öcalan’ın demoktatikleşme ve barış için alacağı her türlü insiyatifin yanında yer alacağimdan, başarısı içi samimi gayret sarf edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın” dedi. Demirtaş Twitter üzerinden yayınlanan açıklamasında, Abdullah Öcalan ile iktidar savaşı içinde olduğu iddiları için “Bu tür şeyler bize yabancı ve yadırgatıcı söylemlerdir” ifadesini kullandı. Demirtaş, “Bu konu bizim için hassas bir meseledir. Herkesi ve bütün tarafları dikkatli davranmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı. Selahattin Demirtaş, Öcalan'ın halkın önemli bir kesimi üzerindeki etkisine de dikkat çekerek, “Kendisinin bu yönlü bir teste tabi tutuluyormuş gibi algı yaratılmasının haksızlık olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı. Abdullah Öcalan bir süre önce yaptığı açıklamada, "HDP'de vücut bulan demokratik ittifak anlayışı, güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Demokratik ittifakın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendini angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir” demişti.]]>Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Twitter hesabından paylaştığı "Oyumuzu nasıl kullanmalıyız?" başlıklı videoyla hangi oyların geçerli, hangilerinin geçersiz sayılacağına ilişkin bilgilendirmede bulundu
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, "Sevgili İstanbullular, seçim güvenliği ve millet iradesinin sandığa tam olarak yansıması için her türlü önlem alındı. Geriye, sandığa gidip dikkatli bir şekilde oyumuzu kullanmak kalıyor." ifadelerini kullandı. Altun, Twitter hesabından, yarın yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yenileme seçimine yönelik, "Oyumuzu nasıl kullanmalıyız?" başlıklı bir video paylaştı. "Sevgili İstanbullular, seçim güvenliği ve millet iradesinin sandığa tam olarak yansıması için her türlü önlem alındı. Geriye, sandığa gidip dikkatli bir şekilde oyumuzu kullanmak kalıyor." mesajıyla paylaşılan videoda, hangi oyların geçerli, hangilerinin geçersiz sayılacağına ilişkin bilgilere yer verildi. Videoda, oy verme işlemi esnasında tercih edilen aday alanına basılan, aday alanı içerisine birden çok basılan ve alanları ayıran çizgili bölgeyi taşsa da diğer adayın alanına taşmayan mühürlerin geçerli sayılacağı bilgisi verildi. Birden fazla adaya veya alanı diğer adayın alanına taşan mühürlü oyların geçersiz sayılacağı ifade edilen videoda, mühür dışında başka herhangi bir yazı yazılan oy pusulasının da kullanılan oyun geçersiz sayılmasına neden olacağı vurgulandı. Videoda ayrıca, "Oyunuzu zarfa koymadan önce mürekkebin katlarken bulaşmaması için oy pusulasını dışa doğru katlayabilirsiniz. Oyunuzu kullanmaya giderken T.C. kimliğinizi ve seçmen bilgi kağıdınızı yanınıza almayı unutmayın." uyarısında bulunuldu.]]>Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını seçimini tekrarlama kararının ardından 10 milyona yakın İstanbullu sandık başına gidecek. İstanbul seçim sonuçları ntv.com.tr'den ve NTV'nin tüm sosyal medya hesaplarından canlı ve anlık olarak yayınlanacak.
23 Haziran İstanbul Belediye Başkanlığı seçimine hazırlanan İstanbul halkı sandıktan çıkacak kararı bekliyor. 23 Haziran pazar günü gerçekleşecek olan seçime gidecek vatandaş sayısının 10 milyon 560 bin 963 olduğu bildirildi. YAKLAŞIK 68 BİN KİŞİ OY KULLANAMAYACAK 23 Haziran İstanbul Belediye Başkanlığı seçimine günler kala İstanbul halkı pazar günü yaklaşık 10 milyon kişi oy kullanacak. Oy kullanamayacak kişiler ve sayısı ise, Askerler: 33 bin 775 kişi Hükümlüler: 8 bin 93 kişi Kısıtlı seçmenler: 4 bin 633 kişi Vatandaşlıktan çıkan: 359 kişi Ve 21 bin 157 kişi hayatını kaybettiği için seçimde oy kullanmayacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde 10 milyon 560 bin 963 kişi oy kullanacakken, seçmenlerin 5 milyon 348 bin 658'i kadın, 5 milyon 212 bin 305'i erkek.SEÇİM SONUÇLARI NTV'DE Yüksek Seçim Kurulu'nun 31 Mart seçimlerinin iptal kararını duyurmasının ardından tekrar başlayan seçim çalışmalarının ardından 23 Haziran Pazar günü İBB seçimi gerçekleşecek. Türkiye ve özellikle İstanbul vatandaşı için heyecanlı bekleyiş deva ederken NTV seçim sonuçlarına hazır. 23 Haziran İstanbul seçim sonuçları an be an güncel verilerle NTV'de sizlerle olacak.
23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİMİ İÇİN OY KULLANMA REHBERİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın, HDP'ye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için tarafsızlık çağrısı yaptığı ifade edilen mektubuna ilişkin, "Bizim gündemimizde yok, hiç yok. Bizim gündemimizde bir yerel seçim var, İstanbul seçimleri var. Biz, İstanbul seçimlerinde hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşların oyuna talibiz." dedi.
Kılıçdaroğlu, Kral FM ile yerel ve bölgesel yayın yapan bazı radyoların canlı yayınında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, teröristbaşı Öcalan'ın mektubuna ilişkin değerlendirmesi hatırlatılan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Ne denir bu iddialara? CHP'nin kiminle ittifak yaptığı zaten belli, seçimlere nasıl hazırlandığı belli. Biz en başından 'sandıkta ittifak yapacağız' dedik. Ekrem Bey, İstanbul'da 16 milyon İstanbullunun oyuna talip. İster HDP'li olsun, ister AK Parti'li olsun, ister Saadet Partili olsun, ister Vatan Partili olsun. Bütün vatandaşların, haksızlığa uğrayan bir kişinin hakkını teslim etme gibi bir yükümlülüğü var. Dolayısıyla biz, kimlik ayrımını yapmıyoruz. İnsanları kimliklerinden ötürü ötekileştirmiyoruz. İnsan, Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve her insanın görüşü, kimliği ve inancı ne olursa olsun benim başımın üzerinde yeri vardır." "GÜNDEMİMİZDE YOK" Teröristbaşı Öcalan'ın mektubuyla ilgili soruya ise Kılıçdaroğlu, "Gündeme kim getiriyor? Bizim gündemimizde yok, hiç yok. Bizim gündemimizde bir yerel seçim var, İstanbul seçimleri var. Biz, İstanbul seçimlerinde hiçbir ayrım yapmadan, bütün vatandaşların oyuna talibiz. Biz, herhangi birisinin telkinleriyle siyasal görüşümüzü, dünya görüşümüzü değiştiren bir parti değiliz. Bizim görüşümüz belli. Biz adaletten, hukuktan yanayız." yanıtını verdi. "BİZİM FETÖ, PKK İLE ALAKAMIZ YOK" HDP'nin, teröristbaşı Öcalan'ın mektubuna karşı duruşunu bozmayacağı yönündeki açıklaması ile Kandil ve Pensilvanya'dan Ekrem İmamoğlu'na geldiği ifade edilen mesajların sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Ben böyle bir mesajı hiç duymadım, bilmiyorum. Birisinin kalkıp da 'Ekrem İmamoğlu'na oy verin' demesi İstanbul'da yaşayan bir vatandaşımız Ekrem İmamoğlu'na oy verirse biz bundan memnuniyet duyarız. Ama efendim 'Kandil'den söylendi, Pensilvanya'dan söylendi'. Tamamen Ekrem Bey kazanmasın diye havuz medyasının ve onun aktörlerinin dile getirdiği konulardır. Bizim terörle, bizim FETÖ, PKK ile alakamız yok." "FETÖ'YE DE PKK'YA DA KARŞIYIZ" Kılıçdaroğlu, terör örgütü PKK'yı net bir şekilde eleştirmediği iddialarına ilişkin de şu görüşleri dile getirdi: "Teröre ve terör örgütlerine destek olanların Allah belasını versin. Ama onların dünya kadar televizyonları, gazeteleri ve radyoları var. Bunları ifade etmiyorlar. FETÖ'ye de karşıyız, PKK'ya da karşıyız, teröre, terörü yaratanlara, besleyenlere, yanında duranlara ve masa kuranların tamamına lanet olsun. Tamam mı? Bir siyasal partinin, bir terör örgütüne destek vermesi suçtur. Suçu kim takip eder? Savcılık... Siyasal partilerle ilgili kim takip eder? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı... Siz Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısıysanız ve 'suçlu' diyorsanız, gereğini yapın. Ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 'böyle bir suç yok' diyorsa, sizin böyle bir suçlama yapmaya hakkınız yok." HDP'ye oy veren 6.5 milyon vatandaşın terörist ilan edilmesinin ülkenin huzurunu bozacağını belirten Kılıçdaroğlu, "HDP meşru bir parti mi, parlamentoda grubu var mı? Var. TBMM Başkanvekilliği var mı? Var. Bu HDP'ye oy verenlerin CHP'ye oy vermemesi için bizi farklı bir yerde tutmak istiyor iktidar partisi. Biz, bu tuzağa düşmeyiz." diye konuştu. "DEMOKRASİLERDE EN BÜYÜK İRADE MİLLİ İRADEDİR" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'nun seçilse bile Ordu Valisine hakareti nedeniyle ceza alması halinde görevine devam edemeyeceği açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu: "Niye oturamaz? Milli iradenin üzerinde mi? Cezayı kim verecek? Hayır, Erdoğan verecek. Talimat verecek hakime. Milli iradeden üstün ne vardır? Demokrasilerde en büyük irade milli iradedir. Ne hakareti? İzledim, hakaret falan yok. Hakaret varsa Ordu Valisinin gelip özür dilemesi gerekiyor." Ekrem İmamoğlu'na VİP'i kullanamayacağının daha önceden söylenmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Normalde 'VİP'e alınmaması lazım' diyorsa vali, 'VİP'e kimse giremez, yasaklandı' der. Ekrem Bey de normal hattından çıkar gider. X-ray cihazından geçecek, sonra diyecekler ki 'yasak'. Niye aldın kardeşim bunu? Apronda yüzlerce kişi Binali Bey'i yolcu ediyor. Buna niye ses çıkarmıyorsunuz? Bu çifte standart." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir televizyon kanalında bir araya gelme teklifinde de bulunan Kılıçdaroğlu, "İstediğiniz kanalda, istediğiniz gazetecilerle, konuyu da o seçsin." ifadesini kullandı. "KOLTUKLAR BAKİ DEĞİLDİR" Ekrem İmamoğlu'nun önümüzdeki dönemde CHP Genel Başkanlığına ve sonrasında da Cumhurbaşkanlığına aday olma ihtimaline ilişkin soruya ise Kılıçdaroğlu, "Hiç meraklanmayın, başarılı herkesin benim başımın üzerinde yeri vardır. Halkın iradesine, her türlü iradeye saygılıyız. Koltuklar baki değildir. Baki olan insanlıktır, adalettir, hukuktur. Koltuk dediğiniz nedir ki? Kim olursa olsun, çalıştığı, ürettiği sürece, halkı kucakladığı sürece başımın üzerinde yeri vardır." yanıtını verdi. "SON 10 YILDA EN BÜYÜK DEĞİŞİMİ CHP YAŞADI" CHP'lilerin halktan kopuk olduğu eleştirilerini de cevaplandıran Kılıçdaroğlu, "Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP. Ankara'da oturup ahkam kesiyorduk, onu değiştirdik. Adalet yürüyüşünü yaparken bir tek parti bayrağı bile taşımadık. Bu yeni siyaset anlayışının doğmasına yol açtı." görüşünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu, CHP'nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun ortada gözükmediği ve halktan kopuk tavır içinde olduğu iddiasını da değerlendirirken, "Bütün o tabloları değiştirdik. Canan Hanım, bütün ziyaretlerim sırasında benim yanımda. Her şey değişti. Daha da değişecek. Bu toplumun değerlerine herkes saygı duyacak. Herkes halkın değerlerine saygı gösterecek. Halk kadar değerli bir şey yok. Öyle davrananlara da 'kusura bakmayın' diyeceğiz." diye konuştu.]]>Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını seçimini tekrarlama kararının ardından 10 milyona yakın İstanbullu sandık başına gidecek. İstanbul seçim sonuçları ntv.com.tr'den ve NTV'nin tüm sosyal medya hesaplarından canlı ve anlık olarak yayınlanacak.
23 Haziran İstanbul Belediye Başkanlığı seçimine hazırlanan İstanbul halkı sandıktan çıkacak kararı bekliyor.
23 Haziran pazar günü gerçekleşecek olan seçime gidecek vatandaş sayısının 10 milyon 560 bin 963 olduğu bildirildi.
YAKLAŞIK 68 BİN KİŞİ OY KULLANAMAYACAK 23 Haziran İstanbul Belediye Başkanlığı seçimine günler kala İstanbul halkı pazar günü yaklaşık 10 milyon kişi oy kullanacak. Oy kullanamayacak kişiler ve sayısı ise, Askerler: 33 bin 775 kişi Hükümlüler: 8 bin 93 kişi Kısıtlı seçmenler: 4 bin 633 kişi Vatandaşlıktan çıkan: 359 kişi Ve 21 bin 157 kişi hayatını kaybettiği için seçimde oy kullanmayacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde 10 milyon 560 bin 963 kişi oy kullanacakken, seçmenlerin 5 milyon 348 bin 658'i kadın, 5 milyon 212 bin 305'i erkek.
SEÇİM SONUÇLARI NTV'DE
Yüksek Seçim Kurulu'nun 31 Mart seçimlerinin iptal kararını duyurmasının ardından tekrar başlayan seçim çalışmalarının ardından 23 Haziran Pazar günü İBB seçimi gerçekleşecek.
Türkiye ve özellikle İstanbul vatandaşı için heyecanlı bekleyiş deva ederken NTV seçim sonuçlarına hazır. 23 Haziran İstanbul seçim sonuçları an be an güncel verilerle NTV'de sizlerle olacak.
]]>İstanbul'da pazar günü yapılacak yenileme seçimiyle ilgili TV ve radyolardaki yayın yasağı bu gece yarısı başlıyor. RTÜK konuyla ilgili medya kuruluşlarına yönelik duyuru yaptı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca (RTÜK), İstanbul'daki yenileme seçimlerine ilişkin, bu gece yarısından 23 Haziran Pazar günü Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından açıklanacak saate kadar televizyon ve radyolarla her türlü yayın organlarınca siyasi reklam, seçim ve seçim sonuçlarıyla ilgili haber, tahmin ve yorum yapılmasının yayın yasağı kapsamında olduğu bildirildi.
RTÜK, 23 Haziran Pazar günkü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yenileme Seçimleri'ne ilişkin medya hizmet sağlayıcılarına yönelik duyuru yayımladı. Yenileme seçimlerinde uygulanacak seçim takviminin, Yüksek Seçim Kurulunca belirlenerek ilan edildiği belirtilen açıklamada, kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla herhangi bir siyasi parti ya da adayın lehine veya aleyhine vatandaşın oyunu etkileyebilecek şekilde yayın yapılmasının seçim yasakları kapsamında olduğu vurgulandı. Oy verme gününden önceki son 24 saatte (bu gece yarısından itibaren) herhangi bir partinin ya da adayın siyasi reklamının da yayınlanmayacağı ifade edilen duyuruda, şunlar kaydedildi: "22 Haziran Cumartesi saat 18.00'de seçim propagandaları sona erecektir. Yukarıda da açıklandığı üzere yayın yasakları, 22 Haziran Cumartesi saat 00.00’dan itibaren başlayıp oy verme günü olan 23 Haziran 2019 Pazar günü Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklanacak saate kadar sürecektir. Bu süre zarfında televizyon ve radyolar ile her türlü yayın organları tarafından siyasi reklam, seçim ve seçim sonuçları ile ilgili haber, tahmin ve yorum yapılması, yayın yasağı kapsamındadır. Ayrıca yenilenmesine karar verilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin sonuçlarına ilişkin yayınların, bütün medya hizmet sağlayıcılar tarafından Yüksek Seçim Kurulunun belirlemiş olduğu seçim sonuçlarının yayınlanabileceği saatlere uygun olarak yapılması, seçim sürecinin sağlıklı şekilde yürütülmesi açısından çok büyük önem arz etmektedir."
]]>23 Haziran 2019'daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminde, seçmen, hangi sandıkta, nerede oy kullanacak?
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 31 Mart 2019 Pazar günü yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimini iptal etmesi nedeniyle 23 Haziran 2019'daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminde, seçmen, hangi sandıkta, nerede oy kullanacağına ilişkin bilgilere e-devlet kanalıyla ulaşabilecek. "NEREDE OY KULLANACAĞIM?" Bu arada YSK'nin de yenileme seçiminde, İstanbul seçmeninin nerede oy kullanacağına ilişkin sorgu ekranı faaliyete geçirilmişti. Buna göre, İstanbul seçmeni, oy kullanacağı sandık bilgilerini, "ysk.gov.tr" adresindeki, "Nerede Oy Kullanacağım?" bağlantısından sorgulayabiliyor. Seçmen, "Nerede Oy Kullanacağım?" linkine tıkladığı zaman "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yenileme Seçimi Sandık Bilgisi Sorgulama" ekranı açılıyor. İstanbullu seçmen, nüfus cüzdanı veya yeni kimlik kartı bilgilerini girerek nerede oy kullanacağını, sandık bilgilerini görebiliyor. Sorun yaşanması durumunda YSK'nin "444 99 75" numaralı çağrı merkezi de 09.00-18.00 arasında hizmet verecek.
10 MİLYON 492 SEÇMEN OY KULLANACAK
YSK, 23 Haziran'da gerçekleştirilecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçmen listesine nihai şeklini verdi. Listeye göre; asker, Hükümlü, kısıtlı, hayatını kaybeden, vatandaşlıktan çıkan toplam 68 bin 17 kişi için seçmen listesine oy kullanamaz şerhi düşüldü. Asker olduğu için 33 bin 775 kişi seçimde oy kullanamayacak. 8 bin 93 kişi hükümlü olduğu için seçimde oy kullanmayacak. 4 bin 633 kişi kısıtlı olduğu için seçimde oy kullanmayacak. 21 bin 157 kişi hayatını kaybettiği için seçimde oy kullanmayacak. Yine vatandaşlıktan çıkan 359 kişi 23 Haziran İstanbul Seçimi'nde oy kullanamaycak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde 10 milyon 492 seçmen oy kullanacak. Bu rakam herhangi bir günceleme çalışması yapılmadığı için 31 mart seçimleri ile aynı oldu. Seçmenlerin 5 milyon 348 bin 658'i kadın, 5 milyon 212 bin 305'i erkek.
İSTANBUL SEÇİMİ PAZAR AKŞAMI NTV'DE
]]>İstanbul seçimini izleyecek heyetin Türk yetkililerce davet edildiği belirtildi. Heyet, seçim gününde de oy kullanma noktalarında gözlem yapacak, seçim sonuçlarını izleyecek.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, 23 Haziran'da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini izlemek için heyet göndereceğini açıkladı. Avrupa Konseyinden yapılan yazılı açıklamada, heyetin Türk yetkililer tarafından davet edildiği kaydedildi. Açıklamada, Andrew Dawson'un başkanlığını yapacağı heyetin seçim günü öncesinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayları, Yüksek Seçim Kurulu üyeleri, İstanbul İl Seçim Kurulu, diplomatik temsilciler, sivil toplum kuruluşları ve medya temsilcileriyle bir araya geleceği ifade edildi. Heyetin, seçim gününde de oy kullanma noktalarında gözlem yapacağı belirtildi. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, 31 Mart Yerel Seçimlerini 22 kişilik bir heyetle izlemişti.
]]>SON DAKİKA HABERİ: Yüksek Seçim Kurulu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçmen listesine nihai şeklini verdi. 23 Haziran'da 10 milyon 492 bin seçmen oy kullanacak.
Son dakika haberi!
YSK, 23 Haziran'da gerçekleştirilecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçmen listesine nihai şeklini verdi.
Listeye göre; asker, Hükümlü, kısıtlı, hayatını kaybeden, vatandaşlıktan çıkan toplam 68 bin 17 kişi için seçmen listesine oy kullanamaz şerhi düşüldü. Asker olduğu için 33 bin 775 kişi seçimde oy kullanamayacak. 8 bin 93 kişi hükümlü olduğu için seçimde oy kullanmayacak. 4 bin 633 kişi kısıtlı olduğu için seçimde oy kullanmayacak. 21 bin 157 kişi hayatını kaybettiği için seçimde oy kullanmayacak. Yine vatandaşlıktan çıkan 359 kişi 23 Haziran İstanbul Seçimi'nde oy kullanamaycak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde 10 milyon 492 seçmen oy kullanacak. Bu rakam herhangi bir günceleme çalışması yapılmadığı için 31 mart seçimleri ile aynı oldu. Seçmenlerin 5 milyon 348 bin 658'i kadın, 5 milyon 212 bin 305'i erkek.
İSTANBUL SEÇİM SONUÇLARI PAZAR AKŞAMI NTV'DE
]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Eğer desteklerinizle belediye başkanı olursam bu mübarek şehre, hiç endişeniz olmasın 15 milyonu bir göreceğim, hiçbirini birbirinden ayırt etmeyeceğim. Bölgesel milliyetçiliğe karşı duracağım." dedi.
Yıldırım, Hakkarili sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen "Hakkarililer Gecesi"ne katıldı. Burada konuşma yapan Yıldırım, 31 Mart seçimlerinin yenilenmesine neden olan gerekçeleri anlattı. Yıldırım, seçimlerin yenilenmesini istemediklerini ancak oyların yeniden sayılmasının CHP'nin itirazı nedeniyle mümkün olmadığını söyledi. Hayatı boyunca hak etmediği bir zaferin peşinde olmadığını aktaran Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: "En doğal hakkımız olan itiraz sürecini kullandık. Gördük ki yolsuzluğun, hırsızlığın boyutu gördüğümüzden fazla. Bunu gördüğü için CHP, bizim oyların yeniden sayılma talebimize karşı çıktı. Gece yarısı operasyonuyla oyların sayılma talebimizi İl Seçim Kurulu reddetti. Bizim için seçimin tekrarlanmasından başka bir seçeneğimiz kalmadı. Şimdi Hakkarili kardeşlerime soruyorum, 31 Mart'ta yarım kalan hesabı pazar günü sandıkta soracak mıyız? Hak yerini bulacak mı?" Hakkari'ye yaptıkları yatırımların terör örgütü PKK tarafından uğradığı saldırıları anlatan Yıldırım, şunları söyledi: "Yüksekova'ya havalimanı yapmaya karar verdik. Bu havalimanının yapımı 3 yıl gecikti. Çünkü 99 kere şantiyeyi bastılar. İş makinelerini yaktılar, çalışanları dağa kaldırdılar. Buraya havalimanı olmasın, insanlar bu konfordan yararlanmasın, bölgenin kalkınma eksiği her zaman için onlar için terör amaçlı kullanılsın diye. Ama biz inatla Yüksekova Havalimanı'nı tamamladık ve hizmete açtık." "BİZ BİRİZ, BİRLİKTE GÜZELİZ" Binali Yıldırım, AK Parti iktidarlarıyla etnik kimlik siyasetinin son bulduğuna değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Biz asla bölgecilik yapmadık, yapmayız, asla etnik kimlik üzerinden siyaset yapmayız. Biz biriz, birlikte güzeliz. Ölçü bu. Kardeşlerim etnik kimlik doğuştan gelen bir özelliğimizdir. 72 milleti bağrında barındıran bu topraklarda binlerce yıldır kader birliği yapmış bir milletiz. Hiçbir zaman kimliğinizden utanmayın, gurur duyun. Kürtlüğünüzle gurur duyun. İnkar politikalarını ayaklar altına alan AK Parti iktidarıdır, lideri Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bugün CHP'nin arkasında gidenler şunu ne çabuk unuttular? Bu CHP değil mi geçmiş dönemde Kürt kimliğine, diğer kimliklere en büyük zulmü yapan? Farklılıklarımız bizim ayrılıklarımız değildir, zenginliğimizdir. Bunun için bir olacağız, iri olacağız, inadına kardeş olacağız, birlikte Türkiye olacağız. PKK terör örgütünün Kürtler diye bir sorunu yok. Türklerin de Kürtlerin de ortak sorunu PKK terör örgütüdür. Bunu bilmemiz lazım. Kürt kardeşlerimizle PKK'yı asla bir arada düşünemeyiz. Bu ülkenin masum insanlarına kastedenler, bölgenin kalkınmasını geciktirenler, kumandaları dışarıda olan bu örgütler ülkemize çok büyük zararlar vermeye devam ediyor. Ama uyguladığımız kararlı politikalar sayesinde bugün Hakkari'nin yaylaları da Cudi Dağları da artık insanların gidebildiği, yaylaları kullanabildiği yerler haline geldi. 16 yılda bölgede kalkınma açığını kapatmak için 4,5 kat daha fazla yatırım yaptık." Terör örgütünün tüm karalamalarına rağmen bölgedeki yatırımların tamamlandığını anlatan Yıldırım, "Hamdolsun bölge insanı bize inandı. Biz onlara inandık. Teröre inat kardeşliğimizi de daha da kaynaştırdık, kuvvetlendirdik." diye konuştu. İstanbul'un "Türkiye'nin özeti" olduğunu söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti: "İstanbul'da her etnik kökenden vatandaşımız var. 2 milyondan fazla Kürt kökenli insanımız var. Biz etle kemik gibiyiz. Nasıl et kemikten ayrılmazsa Kürt de Türk'ten ayrılmaz. Hiçbir bölgemizi birbirinden ayrı göremeyiz. Farklılıklarımızla anlam ifade ediyoruz. Doğduğumuz şehir neresi olursa olsun doyduğumuz yer İstanbul'dur. Evimiz, işimiz, ortak geleceğimiz İstanbul'dur. O halde İstanbul aidiyeti bizim için önemlidir." AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yıldırım, İstanbul için yapılacak çok işleri olduğuna değinerek, "İstanbul'un sorunlarını ve ne yapılması gerektiğini biliyoruz. Geçmişten gelen birikimimizle İstanbul'u bir dünya markası yapmaya kararlıyız. Metro, yol, köprü yapmak elbette güzel şeyler ama benim için bunlardan daha önemli bir şey var. Eğer işinden çıkıp evine giden bir anne ve babayı evine yarım saat önce konforlu bir şekilde ulaştırabilirsem, evladı yatmadan onunla buluşup vakit geçirebilirse benim için yapılan hizmetlerden daha önemlisi budur. Şehir içi ulaşımı eziyetten keyfe döndüreceğim. Bunu yapabilir miyim? Türkiye'de yaptım, İstanbul'da da haydi haydi yaparım." ifadelerini kullandı. Salondan gelen "Kürdün oyu Binali'ye" adlı sloganlara Kürtçe "Başım gözüm üstüne" diyerek cevap veren Yıldırım, "Oyunuza ve emanetinize sahip çıkacağım." sözleriyle konuşmasını bitirdi. Programa eski AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu da katıldı.]]>CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, ''Kimin parasını kime dağıtıyorsun?' diyorlar ya, onların helal paralarını bu şehrin 16 milyon insanına dağıtacağım. Bu şehre hak, hukuk, adalet duygularını getireceğiz'' dedi.
Ümraniye ve Şile'de vatandaşlarla bir araya gelen CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran Pazar günü milletin karar vereceğini ve millet karar verdikten sonra onun iradesi karşısında kimsenin duramayacağını anlattı.
23 Haziran'da sevginin kazanacağını dile getiren İmamoğlu, şöyle devam etti: ''İnadına sevgi kazanacak, kötü dil kaybedecek. Sizlere, 'Son hafta sürprizim var' demiştim. Aslında gerçekleşti. Yani, her şey çok güzel oldu. Ne mutlu bize. Biraz gülelim. Moralinizi hiç bozmayacaksınız. Ben, İstanbul'da 16 milyon güler yüzlü insan istiyorum. Ağızlarından bir de hiç düşürmüyorlar. Efendim, İmamoğlu özür dileyecekmiş. Hatırlatalım mı bu arkadaşlara bazı şeyleri? Özür dilemeleri gereken milyonlarca insan olduğunu hatırlatalım mı? Millet İttifakı'na, yani bana, bu arkadaşlar, 'zillet' dedi mi? Türkiye'nin bir siyasi partisi olan HDP'li vatandaşlarımız bize oy verecek diye onlara 'terörist' dediler mi? Saadet Partili vatandaşlarımıza, onlara oy vermiyorlar diye 'hain' dediler mi? Milyonlarca insan. Bence, her gece, her gündüz her dakika, her saniye özür dileyin. Neymiş? Azgın azınlık. Lafa bak. Sizler, hakkını arayan milyonlarca insansınız. Sizler haklı çoğunluksunuz. Onlar, bir avuç insan.'' İstanbul’un yoksulluğuyla mücadele edeceğini dile getiren Ekrem İmamoğlu, ''Kimin parasını kime dağıtıyorsun? diyorlar ya, onların helal paralarını bu şehrin 16 milyon insanına dağıtacağım. Bu şehre hak, hukuk, adalet duygularını getireceğiz. Aranıza nifak sokan hangi illetse, evinizin içine sokmayın. Kapatın televizyonları. Zaten ben bir daha çıkmayacağım. Meydan meydan gezeceğim. Görmek isterseniz, bizim kanallarımız var, oradan izleyin. Her gün bir çuval iftira, yalan, dolan. Evde TV'yi kapatın, çoluğunuzu, çocuğunuzu, annenizi, babanızı dinleyin'' değerlendirmesini yaptı.
''MİLLETİN İRADESİNİN KARŞISINDA KİMSE DURAMAZ''
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ordu Valisi işi yargıya taşırsa, yargının vereceği karar önünü kesebilir" sözlerine yanıt verdi.
Ekrem İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: ''Pazar günü millet karar verecek. 23 Haziran'da millet karar verecek. Millet karar verdikten sonra onun karşısında duracak kişi henüz doğmadı. Yok öyle birisi. İşine baksın. Milletin iradesinin karşısında kimse duramaz. Bizim inancımız tek. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bu kadar net.''
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A ''SİSİ'' YANITI CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Ümraniye'de bir restoranda gazetecilerin sorularını da cevapladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Pazar günü Sisi mi diyeceğiz yoksa Binali Yıldırım mı?" dediğinin hatırlatılması üzerine, İmamoğlu, "Benim adım Ekrem İmamoğlu. Milletimiz ismimi çok iyi biliyor. Türkiye'de Ekrem İmamoğlu’yla Sayın Binali Yıldırım ve diğer adaylarla girilecek bir seçim var. Keşke Sayın Cumhurbaşkanı çok da sahada olmasa, Türkiye’nin önemli sorunlarla ilgilenmeye devam etseler, vakitlerini bu işe ayırmasalar" cevabını verdi. Bir soru üzerine, İsmail Küçükkaya ile görüşmesine değinen İmamoğlu, şunları söyledi: "Ben kronometre tutmadım. Benim en fazla konuştuğum 2-3 dakika. En fazla 15 dakika bir arada durduk. Bilemiyorum. 15 derim, 16, 20 ölçersiniz ona bir şey diyemem. Çok itibar etmeyin. Ben o ara buhar alıyordum sesimle ilgili. En fazla 3-5 dakika, iki cümle kurduk. Çünkü neden itibar etmeyin? 'Gazeteciler benden korkuyor' diye de açıklama yapmıştı. Ben hiçbirinizin yüzünde korku görmüyorum. Gayet rahatsınız. İstediğiniz soruyu sorabiliyorsunuz. Hatta biraz da rahatlık olduğunu görüyorum soru sorarken. Bazılarının, soruları nasıl engellediğini de biz biliyoruz. O bakımdan biz rahatız ama bu uydurma işlere itibar etmeyin. Bir de konu olacak bir şey değil. Altı ayda zor kurduk bu masayı. Ben aralıktan beri yalvarıyorum. Böyle bir masa kuralım, konuşalım. Herhalde altı ay da bunu konuşacaklar. Anlamış değilim. Bence bu stratejilerini gözden geçirmeliler." "DAVA AÇACAĞIM BİR DURUM DEĞİL" Ekrem İmamoğlu, Küçükkaya ile görüştüğü oteldeki görüntülerin servis edilmesiyle ilgili suç duyurusunda bulunup bulunmayacağının sorulması üzerine, "Biz o otelde epeyce faaliyette bulunduk. Yanılmıyorsam dört proje toplantımızı da orada yaptık. Mevki olarak İstanbul'un en merkezi yerinde olmasından ötürü, Taksim Meydanı'nın simgesel yönünden ötürü. Bir otelin gizliliği esasları üzerinden çok büyük ayıp yapmışlardır, ayıp etmişlerdir. Benim dava açacağım bir durum değil. Mesleki ahlaka aykırı bir davranışta bulunduklarını düşünüyorum" dedi. Ortak yayın sonrası AK Parti İBB Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın kendisini çay içmeye davet ettiğini ama tarih, yer belirtilmediğini söyleyen İmamoğlu, şöyle konuştu: "Farkındaysanız cevap veriyorum ama rakibim hakkında yorum yapmıyorum. Aklına mı geldi, birileri işaret mi etti bilmiyorum, çaya davet etti. Çaya davet söylemeyle olmuyor. Çaya davet, 'Şuraya, şu tarihte bekliyoruz' demekle daha uygun olur. Çay davetini bekliyorum, seçim günü de dahil. Seçim günü olmadı mı anlamını yitirir. O zaman ben kendilerini Saraçhane'ye davet edeceğim, çay içmeye."
Şile'de de vatandaşlara hitap eden İmamoğlu, "Şile'yi İstanbul'un göz bebeği yapacağız. Pırıl pırıl bir ilçe olacak. O güzel Karadeniz'in o hırçın dalgalarındaki enerjiyle capcanlı olacak. 62 mahallesi, köyü, doya doya hizmet alacak. Duymayanlara, duyanlar duyursun'' dedi.
]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "İstanbul'da 4 milyon araç var. Bu araçların bir şekilde gitmesi için yeni yollara ihtiyaç var." dedi.
Halkalı Nakliyeciler Kooperatifinde esnafın sorunlarını dinleyen Yıldırım, geçmişte babasıyla taşımacılık yaptığını, sektörün sorunlarını iyi bildiğini anlattı. Bir esnafın "3.Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu'nu yaptınız, hizmetleriniz için teşekkür ediyoruz ancak bu yol ve köprüye fazla ücret ödüyoruz" şeklindeki şikayetine Yıldırım, "Benim kanaatim en pahalı hizmet olmayan hizmettir. O köprüler o yollar olmasaydı, siz Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçmek zorunda kalsaydınız gece geçecektiniz. 24 saat bekleyecektiniz. Bunu hesap ettiniz mi? Biraz sabredeceğiz, 6 yıl sonra devlete geri dönecek. Devlet bütçesinden yapmaya kalksak 60 sene daha beklerdik. 60 sene beklenmesini düşünün." yanıtını verdi. İstanbul'da trafik sorununu çözmek için yeni yollar yapılmasının zorunlu olduğunu ifade eden Binali Yıldırım, "Yollar yetmiyor, mecbursunuz yeni yollar yapmaya. 3. Köprü, Osmangazi, Kuzey Marmara Otoyolu yapılmaya mecburdu. İstanbul'da 4 milyon araç var. Bu araçların bir şekilde gitmesi için yeni yollara ihtiyaç var." dedi. Bakanlığı süresince yapılan bölünmüş yollarla Türkiye'nin önemli bir noktaya geldiğini belirten Yıldırım, "Türkiye'nin her köşesine 20 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. O Anadolu yollarına siz gidiyorsunuz. Eskisi nasıl? Yenisi nasıl? Siz biliyorsunuz. Tam bir ömür törpüsüydü. O bölünmüş yolları yaptıktan sonra ölümlü kazalar yüzde 63 azaldı. Seyahat süresi iki il arasında 2 saate düştü.Türkiye dünyada yol sırasında 39 sıradaydı, şimdi 9'uncu sırada." diye konuştu. Yarımburgaz Mahallesi'nde seçim otobüsünü durduran Yıldırım, bir evin bahçesinde girerek vatandaşlarla sohbet etti. Küçükçekmece'deki programın ardından Bağcılar'a geçen Yıldırım'ın seçim otobüsüne "Osmanlı Motorcular Kulübü" adlı motosikletli grup eşlik etti. Motorcular, köprülerden ücretsiz geçiş hakkı için teşekkür edip tablo hediye ederken, Yıldırım da kask takıp motosiklete binerek fotoğraf çektirdi.]]>CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, "Kentin ulaşım yönetiminde hep birlikte olacağız. Bütüncül bir yaklaşım ile planlı ulaşımı hayata geçireceğiz. Belediye ile sektör iş birliği içinde çalışacak. Sadece ceza kesen değil, uyaran ve iyileştiren yönetim olacağız." dedi.
İmamoğlu, Ulaşım Çözümleri Toplantısında, seçime 4-5 gün kala bile, vatandaşın, sektörlerin sorunlarını nasıl çözeceğiyle ilgileneceğini söyledi. Esnaf odalarıyla görüşmelerini sürdüreceğini, dertlerini, taleplerini dinlediğini belirten İmamoğlu, çözüm önerilerini de duyuracaklarını ifade etti. İstanbul'un en önemli, en temel sorunlarının başında ulaşımın geldiğine dikkati çeken İmamoğlu, şöyle devam etti: "Yoğun bir toplu ulaşım ihtiyaç ve talebinin olduğu böyle bir kentte biz ne istiyoruz? Cevabı basit. Biz, bu kentte güvenli, konforlu, dakik, erişilebilir, uygun maliyetli bir taşımacılık hizmeti alınsın istiyoruz. Belediye olarak elimiz taşın altına sokacağız. Taşımacılık sektörünü destekleyeceğiz, bu kente ulaşım konusunda kim hizmet ediyorsa biz de onun hizmetinde olacağız." "KALİTE, KONFOR VE GÜVENLİĞİ ARTIRACAĞIZ" Ekrem İmamoğlu, çözüm noktasında muhatap bulamayan esnafa söylediklerini şöyle anlattı: "Ulaşımda birlikte çalışacağız. Toplu taşımayı geliştirecek, kalite, konfor ve güvenliği artıracağız. 'Bunun için öncelikle belediye kurumsal yapısı içinde temsiliyeti artıracağız. Bu amaçla, 3T (Toplu Taşıma Teşvik) planı hazırlanacak. UKOME'de alt komisyonlarda etkin temsiliyetinizi sağlayacağız. Ulaşım Daire Başkanlığında odalar ve özel taşımacılar müdürlüğü kuracağız. Özel taşımacılara eğitim desteği vereceğiz. 6 ayda bir koordinasyon toplantısı yapacağız. Her sene, özel taşımacılar ile birlikte toplu ulaşım kurultayı gerçekleştireceğiz. Söz vermiş olduğumuz indirimli taşımaların, ücretsiz yolculuklara yapılan ilavelerin mali yükünü biz karşılayacağız." İmamoğlu, ruhsat, belge harcı adı ile alınan ücretlerde düzenleme yapacaklarını, farklı isimler ile alınan yüksek bedelleri revize edeceklerini aktardı. Halk otobüslerine verilen destek miktarını artıracaklarını dile getiren İmamoğlu, minibüs taşımacılığına ilişkin şunları kaydetti: "Minibüs esnafı, belediyeyi bir tehdit olarak görmeyecek. Bugüne kadar gerçekleşen uygulamalar ile minibüs esnafının gözünde oluşan, sadece ceza verici, ceberut belediye imajını değiştireceğiz. Minibüsçüyü bürokrasi içinde boğmayacağız, evrak işleri asgariye inecek. Ruhsat bedeli, güzergah bedeli, harçlar ile katkı bedellerinin yükünü hafifleteceğiz." İmamoğlu, servis araçlarıyla ilgili vaatlerinden de bahsederek, şöyle devam etti: "Genel bir ilke olarak, mevzuata uygun olmayan ve korsan olan her türlü taşımacılığa karşı yasal ve mevzuata uygun taşımacılığı destekleyen olacağız. İstanbul'un trafik çilesini en derinden yaşayan taksici esnafımızın sorunlarını biliyoruz. Taksi duraklarının konum ve koşullarını iyileştireceğiz. Dinlenme ve bekleme koşulları genel olarak kötü olan taksici arkadaşlarımızın rahat bir şekilde dinlenmesini sağlayacak yeni taksi durakları oluşturacağız." YENİ BİR OTOGAR İÇİN EYLEM PLANI İmamoğlu, İstanbul gibi bir deniz kentinin deniz ulaşımında daha aktif olması gerektiğini dile getirdi. Deniz ulaşımını teşvik edecek bir çalışma içinde olacaklarını ve yeni deniz hatları açılacağını belirten İmamoğlu, yeni bir otogar için eylem planı geliştireceklerini, İstanbul'un her iki yakası için yeni otogar çalışması içinde olacaklarını daha önce de belirttiklerini anımsattı. Mevcut otogarın durumu ve işletmesi için paydaşlarla görüşeceklerini, ülkenin ve belediyenin mevcut mali durumunu da dikkate alarak ortaya koydukları yeni otogar projelerini hayata geçirene kadar mevcut Esenler Otogarı'nın bitmiş olan işletme süresi için konunun muhatapları ile bir araya geleceklerini aktaran İmamoğlu, şunları kaydetti: "Kentin ulaşım yönetiminde hep birlikte olacağız. Bütüncül bir yaklaşım ile planlı ulaşımı hayata geçireceğiz. Belediye ile sektör iş birliği içinde çalışacak. Sadece ceza kesen değil, uyaran ve iyileştiren yönetim olacağız. Köprü geçişlerinde taşıma esnafından köprü ücreti alınmaması için girişimde bulunacağız. Toplu taşıma kullanım ve kalitesi yükselecek. Diyalog ve iş birliği dönemi başlayacak. Ek bir maliyet getirmeden ekmeği büyüteceğiz. Mevcut mali yüklerinizi hafifleteceğiz. Ulaşımda fırsat eşitliğini sağlayacağız. İstanbul'da ulaşım sorunlarının çözümünde en etkin payın sizler ile birlikte yapacağımız bu çalışmalarda olacağına inanıyorum."]]>Ordu Valiliği'nce 5 Haziran Çarşamba günü CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nun, Ordu-Giresun Havalimanı'nda VIP salonuna alınmadığı iddialarına ilişkin, "VIP salonu içerisine zorla giren ve salonu işgal ederek fiili durum yaratan Sayın Ekrem İmamoğlu ve beraberindekilerin, yakışıksız tavır, davranış, eylem ve hakaret içeren söylemleri, ulusal kanallarımızda yayınlanmak suretiyle tüm Türkiye kamuoyunun önüne net bir şekilde koyulmuştur" ifadesi kullanıldı.
Ordu Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, "İmamoğlu ve beraberindekilerin, Ordu'da gerçekleştirdikleri program sonrasında özel uçakla İstanbul'a dönüş yolculuğunda, yasal hakları olmadığı halde Ordu-Giresun Havalimanı VIP Salonu'nu kullanmak istemeleri üzerine yaşanan olaylara, Valilikçe yayınlanan 6 ve 8 Haziran tarihlerindeki basın duyuruları ile açıklık getirildiği ve yaşanan sürecin tüm detaylarıyla kamuoyuyla paylaşıldığı" belirtildi. Açıklamada, İmamoğlu ve beraberindekilerin, Ordu-Giresun Havalimanı VIP salonuna zorla girme ve salonu işgal etme neticesi yaşanan olaylarla ilgili son günlerde çeşitli basın yayın organlarında ve dün akşam İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde gerçekleştirilen "2019 Seçim Özel" programında İmamoğlu'nun, "Ordu Valisinin kendilerine tuzak kurduğu" şeklinde açıklamalarda bulunduğu kaydedildi. İmamoğlu'nun kendisine ve ayrıca CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun'a, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel'e ve CHP İl Başkanı Yusuf Furtun'a rical listesinde bulunmadıklarından dolayı uçak yolculuğu için VIP salonunu kullanamayacaklarının, o gün görevli olan İl Emniyet Müdür Yardımcıları G.B, şube müdürü H.A, Havalimanı Şube Müdür Vekili S.A. ve havalimanı güvenlik amirleri tarafından büyük bir nezaket ve üslup içerisinde, heyet havalimanına gelmeden önce ve geldikleri esnada defaten söylenildiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bu durum o gün havalimanında görevli bulunan güvenlik amirleri ve görevlileri tarafından düzenlenen ve imza altına alınan tutanakla da sabittir. Devlet nezaketi ve terbiyesi içerisinde yapılan tüm bu ikaz ve uyarılara aldırış etmeyen ve havalimanının VIP salonuna gelerek burada görevli bulunan polis memurlarına ve özel güvenlik görevlilerine mukavemet etmek ve onları itmek suretiyle VIP salonu içerisine zorla giren ve salonu işgal ederek fiili durum yaratan Sayın Ekrem İmamoğlu ve beraberindekilerin, yakışıksız tavır, davranış, eylem ve hakaret içeren söylemleri, ulusal kanallarımızda yayınlanmak suretiyle tüm Türkiye kamuoyunun önüne net bir şekilde koyulmuştur. Durum böyle olduğu halde gerçeği saptırmak, yapılan çirkin davranış ve söylemlere kılıf uydurmak, olayı örtbas etmek ve hedef saptırmak maksadıyla Sayın Ekrem İmamoğlu tarafından dile getirilen 'Ordu Valisi bize tuzak kurdu.' ifadesi gerçeği yansıtmamakta olup devletin ve valisinin hiçbir vatandaşına tuzak kuramayacağını, kadim devlet geleneğimizde vatandaşa tuzak kurma gibi bir davranış veya eylemin söz konusu olamayacağını, devletin bu tür davranışlara tevessül etmesine de ihtiyacı olamayacağı hususu kamuoyunun bilgisine ve takdirlerine saygıyla sunulur."]]>CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile katıldıkları ortak yayına ilişkin, "Önemli bir adım attık. Ne adımı biliyor musunuz? 17 yıldır yapılmayan en insani duyguyu, sohbet edebilmeyi, tartışabilmeyi, milletimize bir kez daha hatırlattık." dedi.
Seçim çalışmalarını Küçükçekmece'de sürdüren CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, otobüsten halkı selamladı. Daha sonra Fevzi Çakmak Meydanı'nda vatandaşlara hitap eden İmamoğlu, dün akşam AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile katıldıkları ortak yayını hatırlatarak, özel bir ana hep beraber hizmet ettiklerini söyledi. İmamoğlu, önemli bir adım attıklarının altını çizerek, "Ne adımı biliyor musunuz? 17 yıldır yapılmayan en insani duyguyu, sohbet edebilmeyi, tartışabilmeyi, milletimize bir kez daha hatırlattık. Neydi, Allah aşkına bundan korkunuz neydi? Bunu 16-17 yıldır bunu niye yapmadınız? Milletin huzurunda tartışmayı, konuşmayı, münazara etmeyi niçin kabul etmediniz? Bak yapılabiliyormuş. Neticede çıktık konuştuk, sohbet ettik. Herkes samimiyetlere, İstanbul'a kim hakim ona baktı. Ölçecek, biçecek ve karar verecek. Günün sonunda ne olduysa oldu ama ailelerimizle beraber millet huzurunda el sıkıştık, buluştuk, sarıldık. Biz ne dedik? Biz yola çıktığımız ilk gün 'Bu milleti barıştıracağız.' dedik." değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Valisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Vekili Ali Yerlikaya'ya seslenen İmamoğlu, "Bakın 2 gündür afişler tıka basa, birileri bize cevap vermeye çalışıyor. Sadece şunu öğrenmek istiyorum. 20 günde bu sürece hakim olup birileri adına cevap mı veriyorsunuz bizzat? Yoksa, birilerinin afiş asmasına göz mü yumuyorsunuz? Yahu şurada kaldı bir hafta. Bir hafta sonra zaten ben oradayım Allah'ın izniyle. Hep beraber oradayız, milletçe. Bu sürecin İstanbul Valisine emanet olduğunu tekrar İstanbul Valisine hatırlatıyorum. Sayın Valimize diyorum ki, orada işini yapan insanların İstanbul'a hizmet etmesini sağlayın, israf etmesini değil." ifadelerini kullandı.
"23 HAZİRAN'DA ÇOK ÖNEMLİ İŞLERİMİZ VAR"
"Sayıştay raporu" konusuna değinen Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi: "Biz, Sayıştay raporunun yayınlandığı tarihi verdik. Birileri hemen atladılar; '2018 Sayıştay raporu yok.' Kardeşim, 2018 Sayıştay raporunun açıklanacağı tarih 2019'un sonbaharı gibi olur. Ben size 2018'in ekim ayında yayınlanan Sayıştay raporunun sayfalarını bile okudum. Arkadaşlarımızın yaptığı hesaba göre, Sayıştay raporunda, içinde İSKİ, İETT ve İGDAŞ'ın olduğu biçimiyle açıkladıkları raporda, toplam zarar 752 trilyon lira." Vatandaşlara, elindeki dosyayı gösteren İmamoğlu, "Sayın Yıldırım, okumayı seviyorsa, okuyacaksa kendisine bir tane yarın postalayacağım. Bu aynı zamanda Sayıştay'ın internet sitesinden de indirilebilir. 'Benim teknolojiyle aram iyi değil, bakamam' diyorsa bunu postalayacağım kendisine. Kendi okusun çünkü çalışma arkadaşları ya kendisini aldatıyor ya da kandırıyorlar. Kendi yakın ekibini uyarsın." dedi. İmamoğlu, 23 Haziran'a az bir süre kaldığını hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı: "23 Haziran'da çok önemli işlerimiz var. Asla bir avuç insanın bu şehrin iradesini yok saymalarına müsaade etmeyeceğiz. Dolayısıyla görev almamız lazım. Sandıklarda, okullarda, ilçe seçim kurullarında, il seçimde hatta YSK'da avukatından birçok meslekle uğraşan her vatandaşımıza ihtiyacımız var. Sizlerden 23 Haziran'da bizlerle beraber olmanızı istiyoruz. Bunları yaptığınız takdirde, ben de size bir söz veriyorum ki, milletçe 24 Haziran'da hep birlikte Saraçhane'ye gidiyoruz."
]]>Türkiye nefesini tuttu, Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım ve Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu'nun televizyondaki tarihi buluşmasını izledi. İki aday İstanbul'da seçimlerin neden yenilendiği, Ordu'daki VIP gerginliği, İBB verilerinin kopyalanması konularını tartıştı. Adaylar, İstanbullu seçmenlere projelerini anlattı.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen programda Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu canlı yayında İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde soruları yanıtladılar.
Küçükkaya'nın, konuklarının Babalar Günü'nü kutlamasının ardından konuşan Yıldırım, "Babalar Günü, Anneler Günü her gün ama biz de bugün Babalar Günü'nü kutluyoruz. Evlatlarım geldiler, Babalar Günümü kutladılar. Benim kutlayacak babam olmadığı için... Bana hediyeler almışlar, çok güzel bir an oldu benim için." dedi.
İmamoğlu da yayının hayırlı olmasını temenni ederek, "Demokrasimiz için çok değerli bir gün yaşıyoruz. Dilerdim ki 31 Mart öncesi olsun. Böyle bir talebimiz olmuştu ama bugüne nasip oldu. Her şeyden önce emek gösteren herkese teşekkür ediyorum. Bunda katkım olduğu için de çok gurur, onur duyuyorum. Sayın Yıldırım'a da çok teşekkür ediyorum. İnşallah Türkiye'nin demokrasi süreci için kıymetli bir başlangıç olur. Burası bir tartışma, sohbet, münazara ortamı Kırkpınar Meydanı değil." diye konuştu. Yıldırım'ın, Babalar Günü'nü kutlayan İmamoğlu, "Sanıyorum ikimiz de iki erkek, bir kız babasıyız. Bu güzel bir şey. Hem torunları ile hem evlatlarıyla güzel yılları olsun inşallah. Ülkedeki tüm babaların Babalar Günü'nü kutluyorum." dedi. İmamoğlu ile Yıldırım, Babalar Günü dolayısıyla birbirlerine hediye takdim etti.
"BİZ BU SEÇİME NİYE GİDİYORUZ?"
Binali Yıldırım, "Biz bu seçime niye gidiyoruz?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:
"Siz, 8,5 milyon İstanbullu gibi oy verdiniz. Dolayısıyla sizin kabahatiniz yok ama sizin oylarınız sayılırken, birtakım garip işler oldu, acayip işler oldu, şaibe karıştı ve nitekim YSK da bütün bu durumu değerlendirerek, seçimin sahibi olması sıfatıyla yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz bu seçimin yenilenmemesiydi. Bunun için de çok çabaladık ama CHP bu konuda bize yardımcı olmadı. Talebimizi kabul etmediler, reddi yönünde karar aldırdılar, dolayısıyla seçime gitmek mecburiyetinde kaldık. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi, o zaman hiç kimsenin kafasında tereddüt, bir şüphe kalmayacaktı. Bu şekilde de bir daha İstanbulluları 23 Haziran için yormayacaktık. Onların planlarını, yapacaklarını, hedeflerini değiştirmek zorunda kalmayacaktık." "(Bu seçim murdar oldu) gibi tanımlamalarınız oldu, (Oylar çalındı) dediniz, bu iddialarınızda ısrarlı mısınız halen?" sorusu üzerine Yıldırım, "Aynen iddialıyım çünkü bu seçimde oylar çalındı. Ne demek istiyorum? Oylar sayılmaya başlandı. Yüzde 10'u sayıldı, 29 binlerden 13 bin 729'a düştü. Bu da gösteriyor ki geriye kalan yüzde 90 sayılsa, bu seçimin sonucunun değişeceği aşikar. Bunun için biz oyların tekrar sayılmasını çok istedik. Bu konuda maalesef bir dirençle karşılaştığımız için saydıramadık."
"OYLARI KİM ÇALDI?"
"Oyları kim çaldı?" sorusuna karşılık Yıldırım, "Onu bulacak olan YSK'dır, seçimi yapan yetkililerdir. Çalmanın bir örnekle ne anlama geldiğini söyleyeyim; Siz yolda gidiyorsunuz, birisi cüzdanınızı çekti. Polise gidiyorsunuz ne dersiniz? 'Cüzdanım çalındı' dersiniz değil mi? Şunu demezsiniz; 'Benim cüzdanım yer değiştirdi' demezsiniz. Oyların yer değiştirmesi de çalınması ile aynı anlamı taşır. Benim oyum CHP adayına yazılıyorsa veya bir başka adaya yazılıyorsa bu çalınmadır. Başka izahı yok. Nitekim sayımlarda da bu ortaya çıktı. YSK da bütün bu delilleri dikkate alarak seçimlerin yenilenmesine karar verdi." CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu da Küçükkaya'nın "Aynı soruyu size de sormak isterim. Ben bir İstanbul seçmeniyim, herhangi bir kusurum, ihmalim yok, oyumu kullandım, yine kullanacağım. Ben bu seçime niye gidiyorum ve Sayın Binali Yıldırım'ın sözlerini nasıl yorumlarsınız?" sorusu üzerine, "Oyların tekrar sayılmasını istedik ama CHP istemedi' yorumu tamamiyle yanlış bir yorum." ifadelerini kullandı. İmamoğlu, şunları söyledi: "31 Mart gecesine dönelim hızlıca hatırlayalım. Hatta saat saat hatırlayalım. 31 Mart gecesinde öncelikle yaklaşık 1 saat olmadı ki seçim kapanalı, televizyon kanallarının bir kısmı aynen burada göründüğü gibi, yüzde 63,84 rakibimize, yüzde 33,99 bize diye bir açıklamayla yasakları çiğneyerek nereden güç alıyorsa bir süreç başlattı. Daha sonra bu süreç devam etti. Hatta burada sizin fotoğrafınız var. Çünkü 'Anadolu Ajansından yaklaşık 2 saat 30 dakikadır veri alamıyoruz.' diye yayın yapıyordunuz bu esnada. Bu veri almama kısmı tam 12 saate yakın sürdü. Örneğin, 23.30'da Anadolu Ajansı oylar yüzde 98,8 geldi, kafa kafaya olduğu andan itibaren ne olduysa Sayın Yıldırım 'Ben seçimi kazandım' diye açıklama yaptı. Bu bir sürecin 'Şu kadar sandık sayıldı ve ben seçimi kazandım' diye tam saat 23.25'te açıklama yapıldı ve ne tesadüftür ki tam o esnada Anadolu Ajansı veri yayınını kesti." Daha sonra AK Parti İl Başkanının AK Parti adına açıklama yaptığını ve saat 04.35'te "3 bin 870 oyla seçimi kazandık." dediğini dile getiren İmamoğlu, "Sayı verdi kendi elindeki tutanaklara göre. Ondan yaklaşık 2 saat önce biz elimizdeki verilerle 30 bin 86 sandığa göre artık sonuç değişmeyeceği için dedik ki 'Hayır, biz seçimi kazandık.' Ve o günün sabahında YSK Başkanı süreci sona erdiren açıklamasını yaptı, bizi teyit eden. Şimdi '29 binden indi diyor' Sayın Yıldırım tutanak burada, 1 Nisan tutanağı 24 bin 57. İlk tutanak sayısı 24 bin 57. Şimdi burada şunu unutmamaları lazım, birkaç aşaması var oy sayımın ve 24 bin 57 oyla başlayan süreç günün sonunda 13 bin 729'a indi." diye konuştu.
"AYNI ZARFIN İÇİNDEN ÇIKAN 4 PUSULADAN NASIL 3'Ü GEÇERLİ, BİRİ GEÇERSİZ SAYILIR? İmamoğlu, Küçükkaya'nın, "Nasıl olur da aynı zarfın içinden çıkan 4 pusuladan 3'ü geçerli, biri geçersiz sayılır?" sorusuna, sayıların önemli olduğunu anlatarak, "20 bin 388'e maddi hatalardan sonra sayı indi. Öyle 29 binden 13 bine değil. Sonra geçersiz oylar sayıldı. 320 bin civarında. Geçersiz oylar sayıldı. Geçersiz oylarla beraber sayı 13 bin 888'e indi. Sonra AK Parti yetkilileri 'sondaj yapacağız' dedi, sandık sandık talepte bulundular. Bunlar da sayıldı ve 13 bin 729'a indi. Zira o sandıklar sondaj yaptıkları 57 sandıkta bizim adımıza artı oy çıktı." dedi. YSK'nın daha sonra bir karar vererek son tutanakta 24 binden 14 bin 657'ye inen bir oy oranını açıkladığını anlatan İmamoğlu, oy pusulalarıyla örnekler vererek 4 pusulanın sadece İBB seçimlerinin iptal edilmesinin olası bir şey olmadığını söyledi. İmamoğlu, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri 31 Mart'ta tertemizdir ve anamızın ak sütü gibi helaldir. Bu süreçte 'çaldılar'... Allah aşkına kime? 'ben de bilmiyorum' olmaz. Çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz? AK Parti'li sandıkta görev yapan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? Oradaki İYİ Parti'yi MHP'li, Cumhuriyet Halk Parti'li sandık kurulu üyelerine mi, sandık kurulu başkanlarına mı söylüyorsunuz? Kime söylüyorsunuz? YSK'nın raporunda 'çaldılar' yok ama meydanlarda çaldılar var, caminin önünde çaldılar sözü var. Kim çaldı Allah aşkına?" ifadelerini kullandı. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım da, oy farkının azalmasına ilişkin, "Olayları çarpıtmanın gereği yok. Açık konuşalım. 29 bin fark 13 bin 729'a indi mi? Aradaki nihai fark 13 bin 729. Başlangıçta ne kadardı? Ekrem Bey'in açıkladığı 29 bin 504 küsur. Kaldı ki Ekrem Bey ilk açıklamasını saat 9'da yaptı. Akşam 9'da. 'Biz yüzde 54'üz, rakibimiz yüzde 44. Dokuz puan öndeyiz.' açıklamasını yaptı. Benim ilk açıklamam saat 11.25'tir. 11.25'e göre eldeki bilgilere göre biz 'Seçimi kazandık.' dedik. Bu hata değildi. O gün eldeki verilere göre bizim hesaplarımıza göre, kalan miktarlar da hesap edildi ve kazandığımız ortaya çıktı. Orada bir hata yok. Anadolu Ajansı niye yayını kesti, kesmedi o benim işim değil. Biz elimizdeki verilere göre konuşuyoruz. Bizim orada müşahitlerimiz var. Elimizde mazbatalar var. Ona göre genel merkezden biz teyit de ediyoruz."diye konuştu. Yıldırım, 4 pusuladan sadece birinin geçersiz sayılmasına ilişkin ise şunları söyledi: "Bu tamamen bir aldatmacadır. '4 ayrı pusula var. Ama itiraz edilen büyükşehir belediye başkanlığı oyu. İlçeler içinde itiraz var mı? Var. Maltepe için MHP, Büyükçekmece için AK Parti, Sancaktepe için de CHP. yani CHP niye Sancaktepe'ye itiraz etti, neden tamamını saydırdı? Demek ki orada bir şüphesi var. İtiraz olan oy pusulası sayılır. Bu kadar basit bir iştir. '4 pusulanın 3'ü temiz, biri neden çalındı? gibi işi çarpıtmanın bir anlamı yok. Bu bu kadar basit." Oyların sayımının ayrı yapıldığını anımsatan Yıldırım, zarf aynı olsa da oyların ay ayrı sayıldığını yineledi.
İsmail Küçükkaya Binali Yıldırım'a, "31 Mart'ta bitti seçim. YSK bir karar verdi 6 Mayıs'ta. Şimdi biz tekrar bir seçime gidiyoruz. Bu seçimi biraz anlatmanızı isteyeceğim. Bu neyin seçimi? Biz İstanbul seçimine mi gidiyoruz? Yoksa bu seçimin manası ne sizin açınızdan? 2 kampanya yapmış oldunuz. Neredeyse 6 aylık bir kampanya yaptınız. Sizin kampanyanızda da birtakım değişiklikler var. Mesela Sayın Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın AK Parti lideri de geri planda kalmış görünüyor. Biraz bunu değerlendirir misiniz?" şeklinde soru yöneltti. Yıldırım, "Doğru. 31 Mart'a takılmayalım. Bir kere Ekrem Bey şunu söyledi: 'Biz yeniden sayılmasına itiraz etmedik' dedi. Bu kocaman bir yalan. Elimizde İl Seçim Kurulu'nun, CHP'nin müracaatı var. Gece saat 22.00'de ve 5 dakika içinde aldığı ret kararı var. Aynı zamanda biz Yüksek Seçim Kurulu'na da bunu götürdük. Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulu, 'il bizden daha iyi bilir'. O da ret kararına uydu. Sadece şunu söyledi: 'Başlayan sayımlar varsa ilçelerde o da devam etsin'. Yoksa tamamının sayımını asla kabul etmedi Cumhuriyet Halk Partisi. Bunun altını çizerek söylüyorum." dedi. "Tamamı sayılsaydı ne olacaktı? Sonuç değişecekti." diyen Yıldırım, "Biz bunu Maltepe'de gördük. Maltepe'de tamamı sayıldı. Ekrem Bey'in kazandığı oylar, bizim kazandığımız oylar aradaki fark 808 oy. 1080 sandıkta. Bunu 39 ilçeye yayın, sonuç ortaya çıkıyor. Açık ara seçim bizim lehimize olacaktı. Velev ki Ekrem Bey'in lehine olsun. Bizim istediğimiz ortadaki şüpheler, şaibeler yolsuzluklar, özensizlikler kalksın ve bir daha bu seçim tekrarlanmasın, biz bunu istedik. İstanbul halkını düşünerek bunu istedik maalesef bu konuda beklediğimiz anlayışı görmedik. Bunu söyleyeyim." diye konuştu. Binali Yıldırım, şimdi 23 Haziran'a doğru gidildiğini ve bir hafta süre kaldığını kaydederek, "Söylemlerimde benim hiçbir değişiklik yok. Baştan beri ben İstanbul'u konuşuyorum. İstanbul'u anlatıyorum. Eğer 31 Mart'tan önceki kampanyamı da izlediyseniz ben organik bir kampanya yapacağım, İstanbullu vatandaşlarımızla buluşacağımı, esnafıyla, çalışanıyla, emeklisiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, kadınlarla, gençlerle, aynen de bunu yaptım. Yapmaya da devam edeceğim." şeklinde konuştu. Yıldırım, Küçükkaya'nın "Beka söylemi vardı mesela. Sayın Cumhurbaşkanı çok fazla ön plandaydı. Bunlar bir değişim mi acaba, değil mi?" şeklinde sorduğu soruyu da, şöyle yanıtladı: "Şimdi şunu unutmayalım. Biz bir ittifakla seçime giriyoruz. Bir Cumhur İttifakı adayı olarak ben. Millet İttifakı'nın adayı olarak da Ekrem Bey giriyor. Dolayısıyla 2 ittifakta kimler var, partiler var. Milliyetçi Hareket Partisi, AK Parti bir tarafta. İYİ Parti, Cumhuriyet Halk Partisi diğer tarafta. Ayrıca HDP de Millet İttifakı'nı destekliyor. İttifakın içinde resmen yok. Yani böyle bir şey yok mu?" ifadelerini kullandı. "CHP oyları yeniden saydırsaydı sonuç değişirdi" şeklindeki söylemlere ilişkin ne diyeceği ve 23 Haziran'daki seçimi nasıl değerlendirdiği sorulan CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu da, 31 Mart seçimlerinde saat 21.00 gibi yaptığı açıklamada, "Kendimizi mecbur hissettik. Anadolu Ajansı diye garabet, rezillik yaşıyoruz. Yüzde 64'te rakibimizi gösteriyor. Bizim girmiş olduğumuz yüzde 22 seviyelerindeki orana göre oranımız şudur." dediğini söyledi. İmamoğlu, televizyon kanallarının, Anadolu Ajansı'nın verileriyle yaklaşık 1,5 saatin üzerinde hukuksuz yayın yaptığını öne sürerek, şöyle devam etti: " 'Anadolu Ajansı beni ilgilendirmez' diyor Sayın Yıldırım. Bakanlarıyla görüşüyor. 'Benim bakanlarım, kabinem, herkesle görüşürüm' diye de açıklaması var. Bir başka şey saat 02.20'de benim açıkladığım 29 bin 408 verisi aynen şöyle, girdiğimiz veriler üzerinden 30 bin 86 sandığa göre artık sonucun değişme şansı kalmamıştır. Kalan sayıya göre, onun için 29 bin sayısı vardı. Daha orada girilmemiş 100 civarında sandık söz konusudur. Bu veriler üzerinden söyledik. 1 Nisan'daki veriler burada, birleştirme tutanağı burada. 24 bin 57, ne 29 bini? İşinize geldiği gibi rakamlarla oynamayın. Yalan ifade, yanlış ifade, uydurma ifade hoş bir şey değil. İtiraz etmedik demedim. Bu CHP'nin işi değildir, dedim." YSK'nın gerekçeye göre karar verdiğini, sayıma göre yapmadığını belirten İmamoğlu, şöyle konuştu: "Sayımı yapan kişilerin hukuka aykırı olduğunu söylüyor. YSK'nın kararında çaldılar yok, sayımla ilgili hiçbir şey yok. Sadece ve sadece sandık kurulu üyelerine bakıyor. Daha önce öyle bir tespit yeteneği ortaya koydu ki Sayın Yıldırım veya ekip arkadaşları. Soyadına göre seçmeni tanıdıklarını söylediler, yüzüne bakıp seçmeni tanıdıklarını söylediler. Bunlara hiç kimse inanmaz. 2019'da yapılan bu yenilenen seçim bir demokrasi süreci mücadelesidir. Bu sadece bir yerel seçim değildir, ben seçilmiş belediye başkanıyım. Mazbatasını almış 18 gün görev yapmış seçilmiş belediye başkanıyım. Yenilen bir demokrasi mücadelesidir. Hakkımızı gasbedenler 16 milyonun hakkı, kul hakkı yiyenlere karşı bir demokrasi mücadelesidir. Geçmişte beka sorunu var diyenler, aynı kampanya, nerede aynı kampanya? Beka sorunu var diyenler, bunu kendileri de ifade ettiler, sadece başkalarına mal etmesinler. Bu süreçte hiç beka sorunu yok. Konu İstanbul'a döndü. Yenilen bir yerel seçimdir. Hakkımız yenmiştir, kul hakkı yenmiştir. Ama aynı zamanda derinden bir demokrasi mücadelesidir."
" NEDEN EKREM İMAMOĞLU'NA OY VEREYİM?" Küçükkaya'nın "İstanbullu bir seçmen olarak ben neden Ekrem İmamoğlu'na 23 Haziran seçimlerinde oy vereyim?" sorusu üzerine İmamoğlu, şunları söyledi: "(31 Mart akşamını geçelim) dedi Sayın Yıldırım. Geçemeyiz. 31 Mart akşamı yaşananlar, sonrasındaki süreç ve sonrasındaki YSK süreci çok mühimdir, çarpıcıdır. 31 Mart gecesi dizilimini söylüyorum; AA'nın veri girişi daha sonra Sayın Yıldırım'ın 'Kazandık' demesi, daha sonra İl Başkanının sayı vermesi... Tam o saatlerde bütün İstanbul 'Gönül belediyeciliği kazandı' diye afişlerle donatılıyor. Bu mümkün mü? Bu nasıl bir hazırlık. Biz, tutanaklarımızı sağlam tutmasaydık, tutanaklarımızı alıp merkezimize getirmeseydik, on binlerce insan bu mücadeleyi vermeseydi, o gece bu iş biterdi. Böyle bir kurgu sürecidir çok net. Ama biz mücadelemizi verdik ve gönülden söylüyorum ki o işte görev yapan yüz binlerce insanın hakkı vardır. Biliyorlar bunları. Benim AK Parti ilçe başkanı kardeşlerim var. Ben ilçe başkanlığı yaptım. 13 ilçe seçimi yönettim. Maddi hatalar olur, düzeltilir, ardından karar verilirse geçersiz oylar sayılır ama yeniden bir seçimin oylarının sayılması diye bir şey yok, karar yok Mustafa Kemal Paşa'da verilen karar gibi. YSK'nın böyle bir refleksi yok, böyle bir içtihadı yok. Kime göre, neye göre? O bakımdan bu süreç bir kurgudur. 'AA Genel Müdürü ile görüşmedim' demek, bana hiç doğru gelmiyor. Öyle bir şey yok, inanmıyorum en azından, inancımı söylüyorum. Bu süreçte tek bir cümle bile edilmemesi bence sıkıntı yaratır. 'AA yanlış yapmıştır, insanları yanıltmıştır demek' o akşam adına verilmesi gereken cevaptır." "AA veri akışını niye kesti?" sorusu üzerine İmamoğlu, "İşine gelmediği için. Çok net. Gönül belediyeciliği afişleri İstanbul'da niye yaygınlaştı. Kazanan belli değil. Biz, demokrasi, hak, hukuk, adalet mücadelesi veriyoruz, kul hakkı yiyenlere karşı mücadele veriyoruz. Demokrasi sürecini sıkıntıya uğratanlara karşı mücadele veriyoruz. Aynı zamanda biz, İstanbul mücadelesi veriyoruz. Normalleşme, güler yüzle kucaklaşma, İstanbul'da temiz bir yönetim mücadelesi veriyoruz. Kibirden arınmış, 'Ben bilirim' diyen değil, milleti kucaklayan, milletle düşünen, insanlarla kucaklaşan... Bunun için 23 Haziran'da herkesin oyuna talibiz. 23 Haziran'a kadar biz, AK Parti sürecinde siyaset yapanlara bile halkı hatırlattığımız için AK Partili kardeşlerimden de oy istiyorum." diye konuştu.
" NEDEN BİNALİ YILDIRIM'A OY VEREYİM?" AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım da Küçükkaya'nın "Ben neden Binali Yıldırım'a oy vereyim?" şeklindeki sorusu üzerine de İmamoğlu'nu eleştirerek, "İthamlar var. Yani kul hakkı yemek, efendim kibir abidesi olmak, kibirli olmak. Yani bunlar kime adresliyor? Seçime beraber girdik." ifadelerini kullandı. Yıldırım, seçim sonrası yaşanan olaylara ilişkin bir hukuk mücadelesi vererek haklarını aradıklarını dile getirerek, şunları söyledi: "Neticede bu seçim tekrarlanıyor. Bu ilk defa olan bir şey değil. Bu başka yerlerde de oldu. Biz çok istemedik tekrarlanmasını, hala ısrarla söylüyorum. CHP tamamının sayılmasına direnmesiydi bu seçim bugün tekrarlanmayacaktı. Bunun altını bir daha kalınca çiziyorum. Biz bunu yüzde 10 oy sayımından araya çıkan farkı görünce rahatlıkla söyleyebiliyoruz." İmamoğlu ile birbirine yakın oy aldıklarını, en son sayım işi bittikten sonra mazbata düzenlenirken aradaki farkın 13 bin 729 olduğunu dile getiren Yıldırım, "Birbirine yakın verilmiş iki oy. Şimdi gelelim, 31 Mart'ta Anadolu Ajansı ile görüşmedim. Görüşsem 'Görüştüm' derim. Benim en tahammül edemeyeceğim şey Ekrem Bey, yalan konuşmak." dedi. Binali Yıldırım, "Niye kesilmiş olabilir efendim veri akışı?" şeklindeki soruya da "Ben ne bileyim? Benim görevim değil ki Anadolu Ajansının veri akışı. Ben size çok açık söyledim, biz elimizdeki bilgileri işleyerek seçimi takip ettik. Hep de böyle yaparız. Bu sefer de böyle yaptık." şeklinde konuştu. Yıldırım, bakanlarla görüşmesiyle ilgili bir algı oluşturulmaya çalışıldığını sözlerine ekledi.
İSTANBUL VAATLERİ
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yıldırım, "Vaatler neden bugüne kadar yapılmadı?" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Bunu saatlerce anlatabilirim. 25 yıldır biz İstanbul'a çok hizmet yaptık. AK Parti belediyeciliği, İstanbul'a çok şey kazandırdı. 1994'te kişi başı 14 litre su veriliyordu, şimdi 101 litre su veriliyor. Istranca'dan 180 kilometreden, Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığında İstanbul'un suyu akmıyordu, su getirildi. Melen'den Sakarya'dan 230 kilometre mesafeden İstanbul'a su getirildi. Bu İstanbul'a yapılan hizmet. Öyle olduğu için 101 litreye. Gelecek 40 yılının suyu var. Arıtma yüzde 9'du Haliç'in halini biliyorsunuz şu anda yüzde 99,5. Kanalizasyon, yağmur suyu hiç yoktu şimdi yüzde 70. Gelelim ağaç ve yeşil alana. Yeşil alan miktarı 10 milyon metrekare, şu anda 60 milyon metrekare. 3 milyon 450 bin ağaç dikilmiş. Bin 500 otobüs vardı İstanbul'da, şu anda 6 bin 500 otobüs var. 24 kilometre metro vardı. Bu yıl açılacaklarla beraber 376 kilometre. 233 var. 32 bin 700 metroyla taşınan yolcu sayısı da 4 milyon 500 bin. İstanbul içinde 30 kilometre tünel var." Su indiriminin kendi vaatleri arasında olduğunu aktaran Yıldırım, "Su indirimi, AK Parti grubunun önergesiyle oylandı ve çıktı, ittifakla kabul edildi. Ekrem Bey'in önerdiği indirim tarzı değil. Bizim önerdiğimiz indirim tarzı kabul edildi. Nüfusu fazla olanlar daha az su parası ödeyecek." diye konuştu. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu da "18 günde ne yaptınız anlatır mısınız?" sorusu üzerine, "Yıldırım'ın bir önceki soruda, 'Ekrem Bey'in yalan konuşması' cümlesine müdahale etmememin sebebi programa olan saygımdandır. Bu sürece farklı bir cevap da vermeyeceğim, o da benim aile edebimdendir. Ben yalan konuşmam, Onu ifade edeyim kimseye de böyle bir ithamda bulunmam." ifadelerini kullandı. İmamoğlu, öncelikle 23 Haziran sürecine dair verdiği rakamların belgeler üzerinden olduğunu anlatarak, "Algı yaratılıyor. 6 ilçede yapılan. Sandık bölgeleri belli, oluşan fark, 600 bin seçmeni kapsıyor oluşan fark 469. Artısıyla eksisiyle Binali Bey'in adına pozitif fark budur. Esas fark geçersiz oylardandır. Yanlış kampanya yönettiniz. Kampanyada 'ampule bas' şeklinde yaptığınız sloganla oldu. Geçersiz oyların geçersiz sayılması, bizde daha az oldu, sizde daha çok oldu." dedi. Bugün geldikleri noktada vadettiklerini tek tek yerine getirdiklerini vurgulayan İmamoğlu, şöyle konuştu: "Bizim birçok projemiz kopyalanıyor. Örnek veriyorum, ulaşım indirimi. Biz açıkladığımızda 'Parayı nereden bulacaksınız?', 'Hesap yapmayı bilmiyorsunuz.' dediler. Kendileri söylediler. Başkaları, 'Kimin parasını kime dağıtıyorsun' dediler. Su indirimi. Doğrudur kendileri de açıklamış olabilir ama biz gündeme getirdik. 25 yıldır yaptıkları, elbette yapacaksınız. 25 yıl bu millet irade gösterdi, tabii ki yapacaksınız. 1994'te seçildiniz Sayın Cumhurbaşkanı o dönem başkan oldu, iyi de bir dönem geçirdiler ama bugün bizim 18 günde yaptıklarımızı kendinize mal etmenin bir anlamı yok. Bunlar bizim önergelerimiz. Dini bayramlarda olduğu gibi milli bayramlarda ve resmi bayramlarda tatil olması, bizim önerimiz, su indirimi bizim önerimiz. Biz yazdık yazıyı ben yazdım, bizzat altında imzam var. Ulaşım indirimi bizim getirdiğimiz... Dolayısıyla biz taahhüt ettik, yerine getirdik. Bence alkışlasalardı daha mantıklı olurdu ama doğru bir şeye kopya da çekseler, eşlik de etmeleri... Zaten de öyle olmaları doğru hep beraber evet diyeceğiz." Bu sırada Yıldırım'ın, '"Yazıyı yazdığınızda Ankara'da mıydınız, İstanbul'da mı?" sorusunu yöneltmesi üzerine araya giren Küçükkaya, "Karşılıklı diyalog yapmayınız. İstirham edeceğim kuralımıza aykırı." dedi.
İMAMOĞLU'DAN YILDIRIM'A SORU
Programda, Küçükkaya'nın isteği üzerine Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım'a soru yöneltti. İmamoğlu, "Tekrar soruyorum. Sayın Yıldırım, Anadolu Ajansı'nın o akşam yaptıkları sizin için ne ifade ediyor? Birincisi bu. Bunun cevabı benim için çok önemli. 12 saat veri verememesi ne ifade ediyor?" diye sordu. Bu sırada İsmail Küçükkaya'nın araya girmesine tepki gösteren İmamoğlu, "Müsaade edin ama. Soruma mı karar vereceksiniz?" dedi. Bunun üzerine Küçükkaya da "İstediğinizi sorabilirsiniz. Anladığım şuysa siz bu açık oturumda da 31 Mart ağırlıklı olarak kalmak istiyorsunuz." dedi. Ekrem İmamoğlu ise "Kısıtlama mı getiriyorsunuz. O zaman müsaade edin ama. Soru bütünlük içinde. Oradan oraya geçmeyeceğim. İptal edilen ve yenilenen seçim üzerinden soru soruyorum. İçinde birkaç soru birleşebilir." ifadelerini kullandı. Sorusuna devam eden İmamoğlu, "Bakanlarla yaptığınız görüşmeleri çok doğal ve normal karşılarken Anadolu Ajansı ile hiç görüşmediğinizi ifade ediyorsunuz. O gece yapılmasını normal mi karşılıyorsunuz? Sabaha karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tüm bilboardlarını gece yarısı, 2-3'den sonra 'Gönül belediyeciliği kazandı' diye donatılmasının talimatı kim tarafından verildi? Hangi yetkiyle verildi. Son olarak ben hala 'Çaldılar'ın muhatabının kim olduğunu merak ediyorum." diye konuştu. Binali Yıldırım, "Anadolu Ajansının yayın kesmesinin sebebini Anadolu Ajansı yetkilileri açıklamalı. Bu benim işim değil bir kere bunu söyleyeyim. Normal bir şey değil, kabul ediyorum ama sorumlusu ben değilim. Bu sorunun cevabı bu." dedi. İstanbul'da 25 belediye kazandıklarını ifade eden Yıldırım, "Büyükşehir Belediye Başkanlığı Meclis üyelerinin 180 tanesini kazanmış. Millet İttifakı, Cumhuriyet Halk Partisi ve diğerleri 130 tane kazanmış. Ne yapacaktık yani? 'Seçimi kaybettik' mi diyecektik? Bundan gayet doğal bir şey yok ki. 25 belediye kazanmışsınız 39 belediyeden. 14 de karşı taraf kazanmış. Ayrıca Büyükşehir Belediyesinde 50 fazla meclis üyesi kazanmışsınız. Yani ben onu anlamakta zorlanıyorum." şeklinde konuştu. Bu sırada araya giren İmamoğlu, "Herhalde sorum anlaşılmadı. Bilboardlara, afişlere 'Gönül belediyeciliği' afişleri ne için asıldı?Talimatı kim verdi? Gece saat 02.00'da. Büyükşehir Belediyesi afişlerine, bilboardlarına üst geçitlerine bu talimatı kim verdi? Bu doğru mudur? Bu yapılmalı mıydı? Daha sonuç belli değil. YSK kararı açıklamamış?" dedi. Yeniden söz alan Binali Yıldırım, şöyle konuştu: "Herhalde anlatamadık arkadaşa, Ekrem Beye. Çok açık bir şey söylüyorum. 39 belediyenin 25'ini, 1 Milliyetçi Hareket Partisi, 24 AK Parti ve nüfusun da yüzde 65'ini teşkil ediyor, kazanmışız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin toplam meclis üye sayısı 320 veya 310, 180'ini kazanmışız. Millet İttifakı da 130'unu kazanmış. Yani arada 50 tane fark var. Çoğunluk Cumhur İttifakı'nın. Yani sonuç buyken kaybettik mi diyecektik. Tabi ki kazandık ve o afişler partimiz tarafından asıldı. Bu gayet doğal bir şey. Nitekim bir iki gün sonra onlar da astılar. Onlar astıkları zaman Yüksek Seçim Kurulu karar vermemişti. en fazla 3 gün içinde onlar da astı."
YILDIRIM'DAN İMAMOĞLU'NA SORU AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu'na "Siz gelir gelmez hemen Büyükşehirin bütün veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz, neden böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz, bunun kişisel verileri koruma kanununa aykırı olduğunu bilmiyor muydunuz, yoksa sizin hukukçularınız sizi yanılttı mi?" şeklinde soru yöneltti. İmamoğlu da, özellikle Yıldırım'a bir şeyi hatırlatmak istediğini belirterek, "Kendi cümleleriyle hatırlatıyorum. Bu soru o zaman Sayın Yıldırım'a soruldu, aynen şu cevabı verdi. 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi, incelemeyi yapabilir.' dedi. Bunun üzerine araya giren Yıldırım, bunun devamını okumasını istedi. İmamoğlu da, kendisine müdahale edilmesi gerektiğini belirtti. Yıldırım, "Böyle bir yere varamayız. Benim ifadelerim kısaltılarak anlatılacaksa bir algı..." şeklinde konuşurken, İmamoğlu da moderatör İsmail Küçükkaya'ya "Münazara eğer böyle devam edecekse, beni uyarın, ben de aynı tarza geçeyim." dedi. İsmail Küçükkaya da, kurallar olduğunu söylerken, İmamoğlu, "O zaman hatırlatın, kural hatırlatmıyorsunuz." diye konuştu. Ekrem İmamoğlu, belediyedeki veri kopyalanmasına ilişkin soruya , "Bu bir veri yedekleme işlemidir. Veri yedeklemek için de veri kopyalaması yapılır ve yedeklenir. Verdiğimiz talimatta 31 Aralık, yani yılbaşı, 31 Mart, yani seçim gecesi. 18 Nisan, yani bize mazbatanın teslim edildiği gün. Bunları milat kabul edilerek veri tabanlarının yedeklenmesi ve yine Büyükşehirde korunması..." şeklinde konuşu. Küçükkaya'nın "Niye yaptınız?" sorusu üzerine İmamoğlu, "Bakın İsmail Bey bir afaki değişiklik yapılabilir. O süreç içerisinde bir işlem yapılabilir. Bize de ihbarlar geliyor. Kaldı ki bu yapamadık, yetişmedi." dedi. Mahkemenin karanının hukuksuz olduğunu savunan İmamoğlu, "Hiç ilgisi, muhatabı olmayan bir kişinin, ne oldu bilemiyorum, hukuksuz bir karardır. Ancak, veri yedekleme, yani bu kadar basit, kolay bir işlemi başka bir yere taşımak." diye konuştu. Güvenlik açısından bir riskin olmadığını öne süren İmamoğlu, "Büyükşehir Belediyesinde, yine orada. Yani yedeklenerek muhafaza edildiği yer yine orası olacaktı ama olamadı. Biz bu işlemi istediğimizde, daire başkanı gelip bana 'Teknolojiyle ilgili brifler verdi, bunların yapılması doğrudur' diyen kişi. Sanki ajanlar basmış, ona silah dayatmış... ayıp, yazık, günah. Bu iş üzerinden kavram üretmek, iftiraları... Sayın Yıldırım'a süreci daha iyi analiz etmesini ve ilk fikrine dönüp bu süreci analiz etmesini dilerim, talep ederim. Bunu da uyarı olarak söyleyeyim." İmamoğlu, Yıldırım'ın "Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi, incelemeyi yapabilir." ifadelerinin olduğunu dile getirerek, "Bu kavramla, bu basit tanımla hareket ettiğimi kendilerini ifade etmek isterim." dedi. Binali Yıldırım da, buna mutlaka cevap vermesi gerektiğini belirterek, "Burada yanlış bilgi var, çarpıtma var." ifadelerini kullandı.
Küçükkaya'nın "Önümüzdeki hafta pazar günü yapılacak seçimden sonra herhangi bir itiraz olacak mı? Seçim sonucunu kabul edecek misiniz?" sorusu üzerine Yıldırım, şu yanıtı verdi: "İstanbullular, vatandaşlarımız bilsin, biraz teknoloji ile aram iyidir. Bu internet alt yapısını da biz yaptık. Veri yedeklemek ayrı iştir, kopyalama ayrı iştir. İstanbul'un verileri yedekleniyor hem de bir yerde değil iki yerde yedekleniyor. Veri yedeklemesi yapılmadan zaten hiçbir şekilde veri saklanamaz. Bir güvenlik meselesidir bu. Her an bir şey olur, veriler kaybolabilir. Yedeği mutlaka vardır, usül odur. Bir bilgisayarınızda bile yedekleme sistemi var. Bu bakımdan bunu düzeltme ihtiyacı duydum. Bu, bir. İkincisi de benim söylediğim cümlenin sadece ön kısmını Ekrem Bey ifade etti. Tabii ki belediye başkanının her şeyi inceleme yetkisi vardır ancak devamı var. Niye kopyalama ihtiyacı duyuyor? İstediği zaman, istediği bilgiyi maiyetindeki insanlar alır, getirir. Belediye başkanından bilgi saklayacak halleri yok. Bunu ifade etmek istedim. Benim söylediğim ile burada ifade edilen aynı şey değil. Kaldı ki 'mahkeme kararı yanlış' dedi. 'İlgisiz biri' dedi. İlgisiz de değil. Eyüp'ten seçilen, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi avukat. İlgisi de var. Bu veri kopyalama işi, bu bir FETÖ taktiğidir. FETÖ bunu yaptı geçmişte. Bir şey daha söylemekte yarar var. Üç tane dışarıdan uzman da görevlendirme yaptı. Bir kere bu başlı başına fecaat bir şeydir. Devletin memurları dururken, en hassas yerlere, kozmik odalara dışarıdan adam tayin edip, görev veremezsiniz."
"SEÇİMİN SONUCUNU KABUL EDECEK MİSİNİZ?" "Seçimin sonucunu kabul edecek misiniz?" sorusuna karşılık Yıldırım, "Her seçimin sonucu kabul edilir ama nasıl seçim bir hukuki bir işlemse, demokratik bir işlemse, seçim sonucu sayımda da itiraz süreci icap ederse yine olur. Ama bu sefer belki biz etmeyeceğiz, Sayın Ekrem Bey edecek. Ben iki taraf için de bunun normal bir şey olduğunu düşünüyorum. Umarım itiraz olmaz." dedi. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu da Küçükkaya'nın "23 Haziran'da seçim sonucunda siz ya da rakibiniz kazanırsa seçim sonucunu kabul edecek misiniz? Veri kopyalamayla ilgili de sözünüz olursa söyleyebilirsiniz." sorusu ve değerlendirmesi üzerine şunları kaydetti: "Elbetteki seçimlere itiraz haktır. Bu hakkı kimsenin yok sayma şansı yoktur. Bizim böyle haddimiz de yok zaten. Haktır. Ama uydurma gerekçelerle itiraz yapmayız biz. Gerçekten gerekçe varsa elimizde, yani imzalı tutanaklar üzerinden bir sıkıntı görüyorsak elbette ki itiraz hakkımızı kullanırız. Dolayısıyla bizim sürece dair hep eleştirdiklerimiz bunlardı. Algı diye tarif edilen şey ve özellikle itiraz sürecinde algı diye tarif edilen şey, çok net aslında karşı tarafın yaptığı bir uygulama." İmamoğlu, "Niye?' derseniz, 'Çaldılar.' Bakın bu soru cevaplanmadı. 'Kim?' diyorum. Yine cevaplanmadı. 'Bilmiyorum' olmaz. Yani bu binlerce defa tekrar edildi." diyerek, eleştirilerde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "FETÖ uygulamalarını, nasıl olduğunu ben bilmem. Ben anlamam o işten. Ben hiç bilmem, görmem, hiç öyle bir tecrübem yok ama şunu net söyleyeyim, veri kopyalama işiyle ilgili bir örnek vereyim size. Veri kopyalama işlemi tam da o gerekçeler yazılırken Bakanlıkların dışına çıkarılmamasıyla ilgili kanun net iken, engelli, kısıtlı, zihinsel engelli, cezaevindeki kayıtlı seçmenlerin listelerinin AK Partiye verilmesidir. Örnek arıyorlarsa kişisel bilgilerin, verilerin nasıl kopyalandığıyla ilgili, nasıl kullanıldığıyla ilgili örnek veriyorum. Dolayısıyla bizim yaptığımız işlem çok masum bir işlemdir. Çok net. Ben eminim ki Sayın Yıldırım en az benim kadar bunu biliyor, masumiyetini. Ki o gün söyledikleri sözün ekine şunu söylemiştir, 'Belediye başkanı önce halkın önceliklerine baksın.' bunu demiştir. Bu kadar. Başka bir cümlesi yoktur. Bunun da altını çizmek isterim. Şunu ifade edeyim, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimi 23 Haziran'da Allah'ın izniyle yüz binlerce insanın katkısıyla güvenli olacaktır ve bizim itiraz etmeye gereğimiz kalmayacaktır."
İmamoğlu, Karadeniz illerindeki ziyaretleri ile Ordu-Giresun Havaalanı VIP salonunda yaşanan olaya ilişkin soruya, "Trabzon memleket ziyareti. Daha sonraki Karadeniz ilçelerini gezmem... Orada çok nettir. Miting değil, bayramlaşma çağrısı. Muazzam bir karşılama, buluşmaya dönmüştür. Hem doğduğum şehir Trabzon, sonraki Giresun ve Ordu illerinde, sırasıyla ilçelerinde... Bu muazzam süreç bence bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Benim oradaki tavırlarım net, belli. Nasıl sükunete çağırdığım belli. Annemin orada düştüğü durum... Benim VIP diye bir derdim yok. Büyükşehir belediyesiyken de başka kapıları kullandım. Onu da ifade edeyim. Dolayısıyla benim öyle bir sıkıntım yok. VIP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir bu ülkede. Çünkü geçenlerin haddi hesabı yok." yanıtını verdi. Kendisini karşılayanların ve uğurlayanların bir şey organize ettiğini aktaran İmamoğlu, şöyle devam etti: "Ben indiğimde nereden çıkacağımı, birileri bana yol gösteriyor. Trabzon VIP'den geçtik. Ordu'dan neden geçirilmek istenmedi? Bilemiyorum. Orada söylediğimi anlattım. Ben ne söylediğimi biliyorum. Genel başkan yardımcısına da ne söylediğimi biliyorum. Buranın sakinleşmesi ve 'Artık gidelim öbür kapıdan.' dememle ilgili. Oradaki Vali Bey'le ilgili ne söylediğimle ilgili konuları biliyorum. Bu konu İstanbul'un konusu değil, İstanbullunun konusu, İstanbul'la ilgili sorunlar ve 31 Mart seçimi." Ekrem İmamoğlu, "Vali'ye hakaret ettiniz mi?" sorusuna da "Hakaret etmedim. 'Basitleşmiştir' demek hakaretse hakaret. Ama hakaret etmedim. Bu süreç çok nettir. Yasal süreç devam ediyor. Bizim de başka duyumlarımız var. Bize gelen bilgiler, belgeler ve hakaretleri vardır. Bakacağız. Vali'nin bir ay öncesinde. Niye bilmem. Tanımam kendilerini. Dolayısıyla ben hala 31 Mart seçiminde ve oraya gidişimizde başka kelimeler hiç bu kadar kimseyi rahatsız etmedi. 'Basitleşmiş' lafı bu kadar rahatsız ediyor ama bize 'Pontus, Yunan, terörist' dediler. Kimseyi rahatsız etmedi." cevabını verdi. İsmail Küçükkaya'nın "İzmir'de belediye başkan adaylığında yarışı kaybettiniz. 31 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi için yarıştınız orada da seçimi geride bıraktınız. Bunun analizini yaptınız mı ?" sorusu üzerine Yıldırım, şunları söyledi: "İzmir seçimi çok geride kaldı. 17-25 Aralık'ın gölgesinde biz bir seçim yaptık ve İzmir tarihinde bugün de geçerli alınabilecek en yüksek oyu aldık. Buradaki seçim sonuçlanmadı. Buradaki seçimin kaybedeni, kazananı yok. Her ne kadar Ekrem Bey, 'Ben seçilmiş belediye başkanıyım.' daha mazbata filan yokken Anıtkabir'e gidip 'Belediye başkanıyım' diye yazdıysa da burada kazanan bir belediye başkanı yok. Olsaydı zaten bu seçim yenilenmezdi. Hayretle izliyorum Ekrem Bey alışkanlık haline getirdi bu çarpıtmayı, doğru söylememeyi bir alışkanlık haline getirdi. En son sizinle yaşadık (Küçükkaya'ya hitaben) Ne dedi? 'Soruları İsmail Bey'den aldı.' dedi. Ben 'Almadım.' dedim. Siz de almadığınız yönünde açıklama yaptınız. Ondan sona 'Saadet adayının çocuğu İGDAŞ'tan çıkarıldı...' Kendisi çıktı, yalanladı. 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi israfın içinde.' dedi. 'Web sitesine sadece 80 milyon harcanmış.' dedi. Sayıştay raporlarıyla yalanlandı. En yakın arkadaşı Fatih Portakal bile yayınında dedi ki 'Bu Ordu işi olmadı, yanlış olmuştur. Bizde görüntüler var RTÜK'e takılacağız diye yayınlamıyoruz.' dedi. Bence kabul etseydi Ekrem Bey, özür dileseydi iş bitmişti ama iki gün sonra düşündü, taşındı, 'basitlik' diye bir icatta bulundu. Bu da şüyuu vukuundan beter bir şey. Aslında şimdi validen özür dilemesi gerekir demiştim. Şimdi başka bir şey diyordum, İstanbullulardan ve milletten özür dilemesi gerekir çünkü millete yalan söylemiştir." Yıldırım, seçimlerde İstanbul'un kararını vereceğini anlatarak, "Ben İstanbul'a güveniyorum. İstanbul için çok güzel hizmetler yaptık bugüne kadar. Daha fazlasını 23 Haziran'dan sonra inşallah bu yetkiyi İstanbullu bize verince yapacağız. İstanbul Türkiye'nin özeti. 81 vilayet var. Demografik yapıya baktığımız zaman bütün nüfus grupları var. Türkiye'nin ebrusu demek daha doğru mozaikten ziyade. Biz İstanbul'a çok güzel hizmet yapacağız." dedi. İsmail Küçükkaya, "Bana çok sayıda mesajlar geldi. Sizin kurmaylarınızdan da geldi. Soruların verildiğini... Ben kimseye soru vermem. 'Açıklama yap' diye çok yoğun bir şekilde fakat ben onu üstelemedim. Çünkü böyle bir şey diyemez, akıl var, mantık var görmediğim bir insan. Lakin daha sonra çıkmak zorunda kaldım. Fatih Altaylı Habertürk'te benim sizi aradığımı, sizin soruları istediğinizi, soruları verdiğimi, sonra benim Ekrem İmamoğlu'nu aradığımı, 'Size de vereyim mi?' dediğimi. Bu absürt bir tartışmaydı ve ben bunu açıkladım. Dedim ki 'Böyle bir şey yok, ne benden birisi soru istedi ne de ben Ekrem İmamoğlu'nu aradım." dedi. Ertesi gün "Bu tartışma nereden çıktı" diye konuşmak için Engin Altay ile Mahir Ünal'ın yanına gittiğini anlatan Küçükkaya, "Henüz benim ismim daha ortada yokken, 2 partinin yetkilileri konuşmuşlar. Demişler ki, '10 soru AK Parti hazırlasın, 10 soru CHP hazırlasın moderatöre verelim.' Buna dayanak teşkil eden bir tartışmaymış bu. Onu da benim düzeltmem gerekiyor." ifadelerini kullandı. Kendisine olağanüstü bir cevap hakkı doğduğunu ifade eden İmamoğlu, şunları söyledi: "Sayın Yıldırım, yanlış bilgilendirilmiştir ya da 31 Mart gecesi gibi belki sayın oradaki yetkililerin kendisine verdiği bilgiyle 'Kazandım' açıklamasını yapmış olduğu gibi burada da ne yazık ki üzücü ifadelerde bulunmuştur. 'Yalan söylemiştir' cümlesini üstüne basa basa ifade etmiştir. Çok yazık, üzücü. Bu kibirli bir cümledir. Üzülerek izliyorum. Öncelikle benim oradaki ifademde İsmail Küçükkaya'nın ismi geçmiyor ama Sayın Yıldırım az önce 'İsmail Küçükkaya'dan' diye söyledi. Az önce tabiri böyle. Ben dedim ki, 'Bana gelen bilgi ki, Engin Bey bunu söylemiştir, karşı tarafın soruların belirlenmesi, soruların moderatöre verilerek, soruların bu şekilde sorulması. 10 soru siz hazırlayın, 10 soru biz hazırlayalım' şeklinde. Ben dedim 'Ben öyle bir şey istemiyorum.' Açık ve net. Siz yoksunuz İsmail Bey. Bakın bu konuşma daha siz yokken, daha hiç netleşmemişken..." Bu sırada araya giren Binali Yıldırım ise, "Siz konuşma yaparken İsmail Beyin moderatörlüğü belli olmuştu." dedi. Bunun üzerine Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım'a sözlerini kestiği gerekçesiyle tepki göstererek, "Tekrar söylüyorum. Benim oradaki ifadem nettir. 'Yalan söylemiştir' cümlesini kötü söz sahibine aittir diyerek kapatalım." şeklinde konuştu. Moderatör İsmail Küçükkaya, Sayıştay raporunda, son 5 yılda 753 milyon liralık zarardan bahsedildiği, ihtiyaç dışı araç kullanımının 120 milyon, vakıflara ayrılan paraların da son 1 yılda 308 milyon lira olduğu iddialarını hatırlattı. "Siz belediye başkanı seçilirseniz bu tabloyu nasıl değiştireceksiniz?" sorusuna AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Sayıştay raporunda öyle bir rakam olmadığını söyledi. Yıldırım, raporda 108 bin liralık bir usulsüz işlemden bahsedildiğini dile getirerek, "Bu yalan, yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından açıklandı, defalarca." dedi. Küçükkaya da, Sayıştay'dan bununla ilgili hiç yalanlama gelmediğini söyledi. Bunun üzerine Yıldırım, şöyle konuştu: "Geldi. Onu bilmenizi isterim. Yalnız memurların açıklamaları yer almaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden de birçok yazılı açıklama yapıldı. Maalesef bu konu yeterince duyurulamadı, onların yerine biz duyurmak sorunda kaldık. Böyle bir şey yok. Kısacası yalan. 'Doğru değil' diyelim, Ekrem Bey alınmasın. Nitekim o televizyon programında biz düzeltmeyi yapınca 'Doğru değilmiş, ne güzel.' dedi kendisi böyle bir geçiş yaptı. Değerli arkadaşımızın maalesef bu konularda daha ilkeli davranmasını beklerim. Bugüne kadar ortaya atıp kafa bulandırmaya çalıştığı bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Bunları tek tek isterseniz sayalım ama ben bunları konuşmaktan zül duyuyorum. Ben İstanbul'u konuşmak istiyorum." Yıldırım, vakıflarla ilgili de açıklamalar yapıldığını belirterek, "Zaten belediyeler vakıflara nakdi kaynak aktaramaz." dedi. Küçükkaya'nın "Arazi, bina verir." sözleri üzerine Yıldırım, "Veriyor, vakıflar ne yapıyor peki. Bu vakıflar öğrenci yurtları yapıyor, eğitime destek veriyor, sosyal faaliyetler, sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Yaptıkları iş tamamen kamu yararı. FETÖ'nün nasıl beyin yıkamak için gençleri devşirip sonunda da 15 Temmuz gibi belayı başımıza sardıysa, vakıflar da o tehlikeleri bir daha yaşamamak için bu işleri yapıyor." dedi.
İsmail Küçükkaya, İmamoğlu'na "Belediye başkanı seçilirseniz, israf dediğiniz düzen, rakamlar, vakıflara aktarılan paralar veya kötü ekonomi yönetimini nasıl çözeceksiniz? Binali Bey'in 'yalan' dedikleri yalan mı doğru mu açıklar mısınız?" sorusunu yöneltti. Bu soruya İmamoğlu, şu yanıtı verdi: "İstanbul'un şu an en büyük sorunu yoksulluk ve mali süreciyle ilgili derin problemler ve israf. Biz, israf, tasarruf ve seferberlik kelimelerini çok önemsiyoruz. Belki birilerinin canını acıtıyor ama kul hakkı meselesini de çok önemsiyoruz. Artık kelimelere takılmıyorum, nasıl söylerlerse söylesinler ama Sayıştay denetiminden çıkan raporu getirdim. Arzu ederlerse Sayın Yıldırım'a takdim ederim. Söyleyeceklerimin de sayfa sayfa konuları mevcuttur. Sayıştay raporunda İETT ve İSKİ'de, büyükşehir belediyesi yönetimiyle beraber toplam yapılan usulsüzlüklerin 753 milyon liraya ulaştığı... Burada Sayıştay raporu konuyu anlatır. Altına hesap kitap yapmaz. Örnek; belediye taşınmazları işgal olarak kullandırılıyor, işgaliyelerin sadece yüzde 20'sinden tahsilat yapılıyor. Bedeli, 164 milyon civarında." İmamoğlu, Binali Yıldırım'a yönelik, "Yanıltılmış olabilir, aldatılmış olabilir. Bence kendisine bilgi verenleri gözden geçirsinler." dedi. İhtiyaç fazlası araç kullanımına ilişkin İmamoğlu, şunları söyledi: "Efendim neymiş, cenazeymiş... Şu anda bile israf yapıyorlar. İstanbul'un bütün bilboardlarına bunlarla ilgili büyükşehir belediyesi cevap yazsın. Şu an vekalet eden bir Vali Bey var. Vali Bey'e buradan sesleniyorum; lütfen mukayyet olun. Kim bu kararı veriyor? Şu an bir seçim süreci. Bunu kim asıyor oraya? Benim iddiam değil ama hadi iddia kabul edelim, Sayın Yıldırım tersini savunabilir. 23 Haziran'dan sonra kim gelirse ona göre hareket edilir. Şu anda bu afişleri kim asıyor? İhtiyaç fazlası araç kullanımı... Efendim neymiş; ambulansmış, cenaze aracıymış, iş makineleriymiş, tankermiş... Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait, iştirakler hariç 1810 araç, 7 personele bir binek araç düşüyor. Bunun gibi israfı engelleyeceğiz, tasarruf yapacağız, ekonomik seferberlik başlatacağız." CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, "Siz Belediye Başkanı seçilirseniz bir kere İBB'de FETÖ ile mücadele bağlamında ne yapacaksınız? Siz bunların hiç okullarına gittiniz mi, yurtlarında kaldınız mı, örgüt elebaşını Pensilvanya'da ziyaret ettiniz mi? Genel itibarıyla FETÖ sorusunu yanıtlar mısınız?" şeklindeki soru üzerine şu yanıtı verdi: "Benim uzaktan yakından hiç ilgim, temasım, ilişkim, siyaset öncesi eleştiren, siyaset sonrası da eleştirisine devam eden bir kimliğim... Niye biliyor musun? Ben devlete inanırım. Bence Sayın Yıldırım az önce çok talihsiz bir şey söyledi, işte FETÖ gibi örgütlerin yok olması adına mevcut vakıflarla iş birliği yapılarak temiz yurtlar, vesaire... Belediye var. Kardeşim belediye var. Ben belediyeye güvenmeyeceğim de yani burada Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'na TÜRGEV diye vakfa 51 milyon 593 bin lira... 2018 raporu bu. Burada da okul ve yurt çalışmaları raporu var burada bakın. 2018 ve yenisi. Her ikisi de burada. Burada yazıyor yani ben demiyorum bunları. Ensar Vakfı'na 29 milyon 797 bin... Bunun gibi aşağıya sıralayabilirim. Türkiye Gençlik Vakfı TÜGVA... İstanbul Büyükşehir Belediyesi var. Allah aşkına ben yurt yapamıyor muyum da başkasına ihtiyaç duyacağım? Mücadele böyle verilir." Esas olanın devlet olduğunu dile getiren İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Vakıflarla, derneklerle tabii ki iş birliği yaparım. Temiz dernekler, vakıflar, makul seviyede iş birlikleri yaparsınız, faydalı işler üretirsiniz. Bazen endişe ediyorum sözünü demeye. Ben herkesimdeki vakıflarla, derneklerle iş birliği yapmış 5 yıllık belediye başkanlığım var. İHH ile de yaptım, başka kurumlarla da yaptım, anlık yaparsınız. Benim ne işim var vakıflarla? 3-5 dernekle iş birliği yaparsınız ama yurdu belediye yapacak kardeşim, taahhüdümüz de var. Kadınlar için de erkekler için de ayrı ayrı yurtlarını yapacağım. Birçok konuda yatırımlarını yapacağız. Yani zaten başımızda bir bela oluştu, bir FETÖ terör örgütü oluştu. Yani hepimizin evine kadar girme konusunda birtakım iş ve işlemleri oldu. Allah aşkına soruyorum size? Bu nedir yani? İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak yurtlar yapacağız, eğitime destek vereceğiz. Bugüne kadar açılmamış o kreş dediğimiz mevzuyu biz çok güçlü bir kavram olarak görüyoruz. İşimiz bu. Dolayısıyla biz o işten anlamayız. Ben hiç anlamam, 5 yıllık belediye başkanlığım orada. Bizim işimiz olmaz o işlerle, sağlıklı, kurumsal düzene inanan, devletine inanan, devletinin güçlenmesine inanan bir ahlaktan geliyoruz. Bizim o terör örgütlerinin hiçbirisiyle zerre ilişkimiz olamaz. Bu kadar net."
Binali Yıldırım, vakıflara yardımlara ilişkin yöneltilen soruya, "(Temiz vakıflara veririz.) diyor da temiz vakfı nasıl, deterjanla yıkayarak mı belirleyeceğiz? Temiz olduğunu veya olmadığına kim karar verecek? İstanbul'da 23 bin vakıf, dernek ve hemşehri derneği var. Hepsine büyükşehir belediyesi de ilçe belediyeleri de destek oluyor. Bir şeyi tekraren söylüyorum, hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Kendisinin de ilçesinde bir vakıf var. Batı bilmem ne vakfı... Vakıflara destek olmak yanlış bir şey değil. Sizin yapamadığınız işleri onlar yapıyorlar. Siz de onlara destek veriyorsunuz. Toplumsal sorumluluk üstleniyorlar. İnsanları bir araya getiriyorlar. Onların kaynaşmasını sağlıyorlar, ihtiyaçlarını görüyorlar, kurslar ve geziler düzenliyorlar. Vakıf isimlerinden bahsetti. Bu vakıflara nakdi bir kuruş yardım yapılmamıştır. Yapamaz belediyeler. Burada algı operasyonuna gerek yok. Yapılmadığına dair zaten belediye açıklamasını yaptı." cevabını verdi. Belediyede FETÖ mücadelesi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, şöyle devam etti: "FETÖ'ye yönelik beyanatından memnun oldum. Bunu doğrusu takdir ediyorum. FETÖ büyük bir terör örgütüdür. 15 Temmuz gecesi biz bunu yaşadık. Yakından yaşadık. 251 şehit verdik. 2 bin 193 gazimiz oldu. Bu FETÖ ile mücadelede elbette devam edecek. Burada tabii ki hukukun içerisinde kalarak devam edilecek. Bunların ibadet kısmı var, ticaret kısmı var, ihanet kısmı var. Bizi ilgilendiren ihanet kısmıdır. Bunlar da şimdi mahkemelerde hesabını veriyor."
YOKSULLUK VE İŞSİZLİK Yıldırım, "Belediye başkanı seçilirseniz işsizlik ve kent yolsuzluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız?" sorusu üzerine, şu anda ekonomik bir sıkıntı çekildiğini anlatarak, bunun da insanların hayatına öyle veya böyle yansıdığını söyledi. Bu yükü hafifletmek için birçok vaatlerinin, müjdelerinin olduğunu dile getiren Yıldırım, "Ama genel değerlendirme olarak şunu söyleyeyim, İstanbul Avrupa'nın 13. büyük ekonomisi. İstanbul ihracatı 72 milyar dolar. İstanbul milli gelirin 232 milyar doları karşılıyor ve gelen turistin üçte biri İstanbul'a geliyor. Bizim gelecek 5 yıl içinde yapacağımız projelerle çekeceğimiz yatırımcılarla 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da biyoteknoloji vadisi kuracağız ve burada 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız. 160 biyoteknoloji fabrikası olacak, aşılar yapılacak, antikor, enzim üretimi gerçekleşecek. Hem dışarıdan aldığımız bu ürünlerle döviz kaybını önleyeceğiz. Buradan 27 milyar ekonomiye katkı sağlayacağımız gibi 50 bin istihdam sağlayacağız." diye konuştu. Ayrıca bir teknoloji üssü kuracaklarını vurgulayan Yıldırım, "Burada bigdata dediğimiz büyük verinin işlenmesi, yapay zeka merkezi olarak burada gençler istihdam edilecek ama istihdamı biz yapmayacağız. Onlara altyapısını hazırlayacağız. Fikirlerini getirecek onların akıl terini sermayeye dönüştürecek ürüne dönüştürecek bir imkan sağlayacağız. Buradaki istihdam miktarı 24 bin 500. Yatırım miktarı da 1,5 milyar lira. Pendik'te bir teknoloji geliştirme bölgesi burada da firmaların Ar-Ge'leri buraya yerleşecekler, altyapı arsa tahsisi belediyeden olacak. Aynı bunun örneği Rotterdam'da, Singapur'da var. Bu modeli İstanbul'a getireceğiz. Burada da 50 bin istihdam öngörüyoruz." ifadelerini kullandı. Atatürk Havalimanı'nın millet bahçesi ile fuar ve kongre merkezi olacağını anlatan Yıldırım, 11 milyon metrekarelik alandaki amaçlarının Avrupa'daki 50 milyonluk fuar ve kongre turizminin yüzde 10'u, yani 5 milyonundan istifade etmek olduğunu dile getirdi.
Belediye başkanı seçilmesi durumunda yoksulluk ve işsizlik konusunda neler yapılacağı sorulan İmamoğlu, "Öncelikle şu yanlışı düzeltelim. Ben temiz vakıflara vereceğim demedim. Temiz vakıflarla iş birliği yapacağım. İş birliği başka, 308 milyon liralık değeri devretmek başka." dedi. Bunun üzerine araya giren Yıldırım, "Şimdi ne anlama geliyor. Kusuru bakmayın ama yani bu lafı çarpıtmayalım." dedi. Sözlerine devam eden İmamoğlu, "Kişisel sayfalarımı da karıştırıp kendisine vermişler ama inanın vakıftan bahsederken vesaire inanın ben her şeyin Sayın Yıldırım'a daha önce de ziyaret yapmış birisiyim. Onun için her şeyi konuşmaya hazırım. Bana istediğini sorabilirler. Büyük olarak da sorabilirler. Hiç sorun yok." dedi. Ekrem İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bu şehrin yoksulluğu var. Bu şehrin 3 gencinden birisi işsiz. Bu şehirde 350 bin genç var TÜİK verilerinde. Ben demiyorum. Okutamamışız, meslek sahibi yapamamışız. İş de bulamamışız. Bu şehrin 2 üniversite gencinden birisi işsiz. Bu şehirde yüzde 15'i aşmış işsizlik oranı var. Böyle bir acı faturada bizim uğraşacağımız şey evet kesinlikle israf. Bu belediyenin parasını israf ettirmeden tasarrufla beraber değere dönüştürüp, bu şehrin öncelikle yoksulluğuyla mücadele etmek. Yoksullukla mücadelede ucuz ve sağlıklı gıda, ulaşım indirimleri, eğitim seferberliği ve suda indirim özellikle 5 yıl içerisinde de özellikle içilebilir su kısmı, İBB desteğinin bütün bu paketlerle eğitim destek paketi, geçim destek paketi, evlilik destek paketi ve sofra destek paketi ve işsizlik destek paketiyle tam 5 katına çıkaracağız. Mevcudun 5 katından bahsediyorum." İmamoğlu, 4 aileden birisinin bu şehirde açlık sınırında olduğunu ifade ederek, "Feci bir durum bu. Dolayısıyla biz açlık sınırı altındaki ailelere 2 bin 20 liraya kadar maddi destek sunacağız. Bu ortalama yılda 6 bin ile 13 bin lira civarında maddi desteğe denk geliyor ki biz bunun evin kadınıyla paylaşacağız. Bunların her birinin maliyeti neye tekabül ettiği de ortada. Eğitim destek paketinin içerisinde 500 bin öğrencimiz var." diye konuştu. Okullarına yemek getiremeyen ailelerin çocuklarına kumanya destekleri bile olduğunu anlatan İmamoğlu, şunları kaydetti: "İşsizlik destek paketimize bakın biz işsizimizin yanında olacağız. Bölge İstihdam Ofisine kayıt yaptıran işsizlerimize öyle işsizlik maaşı alan değil, işsizlik maaşı da almayabilir. Bölge İstihdam ofisimize katılan 200 bin insanımıza biz iş bulacağız. Kayıt yaptıran ve bizim eğitim desteğimize katılan insanlarımıza biz diyoruz ki, 'Biz size ücretsiz ulaşım desteği sunacağız. Özellikle ulaşım indirimlerinde sadece yaptıklarımızla yetinmeyeceğiz. 12 yaş altına ücretsiz yapacağız. 0-4 yaş arası bebeği olan annelere ücretsiz ulaşım vereceğiz. 25 yaş altı öğrenci olmayan tüm gençlere de yüzde 40 indirim yapacağız. Belediye hizmetlerinde gönüllü çalışan insanlara da birtakım ücretsiz imkanlar sunarak yoksullukla mücadele edeceğiz." CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, "Ben İstanbul'da yaşayan Kürt kökenli ve Türkiye Cumhuriyeti aşığı bir kardeşinizim. İkinizden birine oy vermek istiyorum. Beni ikna ediniz. Bugün Selahattin Demirtaş'ın tahliye edileceği şeklide haberler çok konuşuldu, avukatı da açıklama yaptı, bundan tahliye edilse bile 2020'ye kadar cezaevinde kalacak, dedi. Bunun da yorumlamak isterseniz, bilemem." sorusuna, yoksulluktan, sosyal politikalardan, kadın ve annelerle ilgili projelerinden söz ederken, Kürk veya Türk kökenli olup olmadığına ilişkin bir şey söylemediğini anlattı. İmamoğlu, şöyle devam etti: "Benim vatandaşım, diyorum. 16 milyon İstanbullu, diyorum. Yola çıktığım ilk gün partimin genel başkanıyla konuşurken, 'Ben İstanbul İttifakının adayı olmak istiyorum.' dedim. Ben belediye başkanlığı yapmış birisiyim. Partizanlığı büyükşehir belediyesi içinden söküp atacağız. Partizanlık bu ülkede bitecek. Partiler bir araç, amaç değil. Birileri için amaca dönüşmüş olabilir, bizim için araç. Hizmet için araç. Bunun içinde AK Partili hemşehrim de var, Saadet Partili, MHP'li, HDP'li, BBP'li, DSP'li hemşehrim de var. Sadece ittifak partisinin adayı değilim ki ben. İttifak partilerinin belediye başkanı da olmayacağım. Partizanlık bu ülkenin en büyük düşmanlarından biridir. Terör en büyük sorundur, peşinden gelen en büyük sorunlardan biri partizanlıktır. İnsanlar birbirine selam alıp vermeyecek duruma geliyor. Biz bu milleti barıştırmaya, eşitlemeye geliyoruz. Bağcılar'daki çocukla, Kadıköy'deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz." Barış, özgürlük ve eşitliğin mahalleden başladığını ifade eden İmamoğlu, mahallede, ilçede, şehirde demokrasiyi sağladığımızda hiç kimsenin sorunu kalmaz, keyifli bir şehir inşa etmenin çabası içerisinde olduğunu söyledi. İmamoğlu, partizanlığın yok edilmesi için sadece kendisinin değil Binali Yıldırım'ın da mücadele etmesi gerektiğini ifade ederek, şehirdeki herkesin partizanlığın farkında olduğunu söyledi. İmamoğlu, 16 milyonun insandan gücünü alan bir belediye başkanı adayı olduğunu kaydetti.
"İstanbul'da yaşayan Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Ben neden size oyumu vereyim?" sorusu üzerine Yıldırım, "Ben 16 yıldır hizmet yapıyorum. İnsanların etnik kökenine bakmayız, inançlarına bakmayız ve hizmet götürürken herkese aynı hizmeti götürürüz. Prensibimiz budur." dedi. Seçimlerde, kampanyada particiliğin olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti: "Kampanyada, partinizin kampanyasının söylemlerini dillendirirsiniz. Seçim bitince, rozetinizi çıkarır, hizmet yaparsınız. Eğer partizanlık yapıyorsak, adres bizeyse ben bunu şiddetle reddederim. İzmir'e gitsin Sayın Ekrem Bey. Orada benim neler yaptığımı görsün. İzmir'in toplu taşıması İZBAN'ı belediye ile beraber yaptık. İzmir'in çevre yolunu, Konak Tüneli'ni, Adnan Menderes Havalimanı'nı yaptık. İzmir-İstanbul Otoyolu'nu yapıyoruz. Bu sene sonu açılacak." Türkiye'nin her köşesine hizmet götürdüklerini dile getiren Yıldırım, "Bundan sonra da her köşesine İstanbul'da yaşayan 81 vilayetten gelen bütün kardeşlerimize, Karadenizli'ye de Trabzonlu'ya da Diyarbakırlı'ya da Hakkarili'ye de Ağrılı'ya da İzmirli'ye de Hataylı'ya, Sinoplu'ya, Yozgatlı'ya, Edirneli'ye yani 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinden İstanbul'a gelmiş, burayı mekan tutmuş, burayı evi yapmış, iş yeri yapmış, çoluk çocuk yetiştirmiş ve çocuklarının geleceğini düşünen 15 milyon İstanbullu'ya hizmet için varız. İstanbul'a yapılan hizmet asla israf değildir." değerlendirmesinde bulundu. İstanbul'a 1994'ten beri hizmet ettiğini belirten Yıldırım, "İDO Genel Müdürlüğü yaptım. Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı sırasında 4,5 yılda İDO'yu dünyada kendi sınıfında bir numara yaptım." dedi.
MAL VARLIĞI AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Seçilirseniz ailenizle birlikte mal varlığınızı açıklar mısınız?" sorusu üzerine, mal varlığı beyanında bulunmaya mecbur olduklarını, 16 yıldır mal varlığı beyanı verdiğini, her sene de değişiklik olursa yenilediklerini ifade etti. "Kamuoyuna açıklıyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine de Yıldırım, şu yanıtı verdi: "Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Olabilir, hiç problem yok. Benim açımdan hiç fark etmez. Ama herhangi bir dava konusu oldu mu zaten mal varlığı mahkeme tarafından talep edilir ve dosyaya konur. Tabii hukuken bir sakıncası var mı yok mu, benim açımdan hiçbir sakıncası yok. Çocuklarımın mal varlığının bir koruması falan da yok. Onların işleri, güçleri var, ticaretle uğraşıyorlar. Onlarınki kamuya da açık. Herkes, her an bakar. Bu konuda davalar da oldu. Birçok dava kazanıldı, birçok tazminatlar da yapıldı. Seçim üzeri ha babam eski iddialar tekrar ortaya kondu. Yeni bir tazminat süreci başlayacak. İsmail Bey, biz mal varlığımızla, geçmişimizle, yaptıklarımızla her zaman hesap verdik, bundan sonra da vermeye hazırız. Hem burada hem öbür taraftan hesap vermeye hazırız."
İmamoğlu, mal varlığının beyanı ve bunun kamuoyuyla paylaşımı hususunda, "Öncelikle Sayın Yıldırım'ın açıkladığı gibi aynen hepimiz kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı zaten veriyoruz. Kendileri '16-17 yıldır veriyorum.' diyor. Ben de yaklaşık 5.5 yıldır, bunu her yıl da yenileyerek veriyoruz. Hatta büyükşehir belediye başkanı seçildikten sonra da beyan etmiştim." ifadelerini kullandı. Belediye başkanlığı, milletvekilliği veya bakanlığın bir meslek olmadığına dikkati çeken İmamoğlu, "Hepimiz bir görevi yerine getiriyoruz. Sayın Yıldırım'ın daha önce yerine getirdiği görevler gibi. Yine bir görev daha yerine getireceğiz, başka görevler de nasip olabilir. Her ikimize de başkalarına da... Erdemli, ahlaklı, süreci iyi yönetebilmek, insanlara hesap verme noktasında dürüstlüğümüzü ortaya koymak adına şahsım adına bu önerinizi aynen Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Tabii ki ailece olmalı. Ben, eşim, çocuklarım ve babam var. Keza aynı şekilde Sayın Yıldırım'ın ailesi var. Bunun beyanında bulunmak, toplumun önünde bunun olması yarınlardaki kaygıları çözüme kavuşturur diye düşünüyorum." değerlendirmelerinde bulundu.
İSTANBUL'DAKİ SURİYELİLER İmamoğlu, Suriyeliler konusunda ne yapacaklarına yönelik soru üzerine, "Biz mülteci konusunu iyi yönetemedik. Mülteci konusunu sadece vicdanla ve toplumsal tavırla, davranışla açıklamak mümkün değil. Zira mülteci konusu ayanı zamanda bir takım evrensel hükümler taşır. Şunun altını çizelim güneyimizde yaşanan insanlık dışı olaylar sonrası Türkiye'miz yalnız bırakılmıştır. Yaklaşık 3,5 yıl önce Fransa'da katıldığım bir toplantıda yaptığı konuşmanın içeriği bu minvaldeydi. 'Siz bizi bu süreçte yalnız bırakarak dünyayı başka bir tehlikeye sürüklüyorsunuz' diyerek Avrupa'daki katılımcılara seslenmiştim." dedi. İstanbul'da 547 bin kayıtlı Suriyeli göçmenin olduğunu anlatan İmamoğlu, bu göçmen sayısının kayıt dışı rakamlarla 1 milyona ulaştığı yönünde yoğun gözlemlerin olduğunu söyledi. İmamoğlu, bunu 3 aşamaya böldüğünü dile getirerek, şöyle devam etti: "Göçmenliğe ve mülteciliğe ilişkin mutlaka 16 milyonluk kenti yöneten bir belediye başkanı olarak bir masa kuracağız ve bu masa aktif çalışacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu hususta ürettiği bir politika yok. Sessiz, kulakları tıkalı... Nasıl sessiz kalabilirsiniz, siz politika üretmelisiniz. Mevcut mülteci insanları, özellikle çocuklarını, kadınlarını koruyacağız. Özel bir masa kuracağız ve bu konuyla özel ilgileneceğiz. (Plaja alınmama tartışmaları) Benim partimden olabilir, yanlış kardeşim. Bu işin bu tarafında en insani duygularımızla geçmişten günümüze kapsayıcı hareket edeceğiz. Ülkemiz adına ulusal politika geliştirme noktasında aktif davranacağız. Burada nerede yanlış yapıyoruz. Bir anda 3,5 milyona yakın mülteci bu ülkenin her yerine dağılmamalıydı ve engellemek için neler yapabiliriz, bu süreci nasıl destekleyebiliriz? Bu anlamda belediyelere düşen görevler nelerdir işin içinde olmamız gerekir." İstanbul'un sokaklarının tehdit altında olduğunu savunan İmamoğlu, "İstanbul'un mahallelerinde doğudan, güneyden, kuzeyden gelen vatandaşlarımız ekmeğinin elinden alındığını düşünüyor ve bu hususta bizden aktif rol almamız isteniyor ve biz aktif rol alacağız, bu süreci çok önemli bir başlık olarak ele alıp mutlaka katkı sunacağız." dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, kadınlara yönelik projelerine ilişkin soru üzerine, kadının iş hayatına katılması, toplumda daha etkin yer almasının son 16 yılda arttığını, iş hayatında kadının yüzde 21'den yüzde 34'e çıktığını söyledi. Yine siyasette de artış olduğunu, ancak bunun memnuniyet verici bir düzeyde olmadığını dile getiren Yıldırım, üniversitedeki kız öğrencilerin sayısının erkeklerden fazla olduğunu, kadın öğretmenlerin sayınının da erkeklerden fazla olduğunu, hakimlerin sayısının da erkek hakimlerle hemen hemen aynı olduğunu anlattı. Asıl yoğunlaşılması gereken kısmın ev kadınları olduğunu belirten Yıldırım, ev kadınlarının hem çocuklara hem de ev işlerine baktığını, onların da sosyalleşme ihtiyacı olduğunu kaydetti. Bu kadınların el emeği üretimlerini belediye olarak alıp değerlendireceklerini, her aileye de bin liraya kadar katkı sağlayacaklarını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti: "İstanbul'un 961 mahallesi var, bunun 300'ünde kreş yok. 300 mahallede 955 kreş yapacağız. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde gözü arkada kalmadan bırakacak, dışarı çıkacak, tekrar oradan alacaklar. Bu şeyler Ekrem Bey'de de olabilir. Birçok vaatler zaten hali hazırda, belediyenin yaptığı şeyler var, yeni vaatler var. Mesela Ekrem Bey, Beylikdüzü'nde kreş vaadi vermiş. 11 kreş vaadi vermiş sadece 1 tane yapabilmiş. Keşke 11'ini yapmış olsaydı, ne güzel olurdu. Önemli olan vaat vermek değil, vaadi yerine getirmek. Siyasetçinin kalitesi oradan ortaya çıkar. Ben verdiğim hiçbir vaadi karşılıksız bırakmadım bugüne kadar. Yapmayacağım hiçbir vaadi de yapmadım." AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Suriye meselesi üzerine sorulan soruya, "Ekrem Bey çok şey anlattı da ne yapacağını söylemeyi unuttu. Ben anlatayım ne yapacağımı. Bir göçmen konusu özellikle Suriyeliler biliyorsunuz Suriye'de iç savaş başlayınca bu insanlar ölümden kaçtılar. Canlarını kurtarmak için bize sığındılar. Biz inancımız gereği geleneklerimize uygun olarak misafir ettik. Biz ev sahibiyiz. Onlar muhacir. Misafir ettik. Bu işin başlangıcı böyle oldu." dedi. Şimdi bunların geçici koruma statüsünde olduğunu dile getiren Yıldırım, "Böyle bir kimlikleri var. Geçici koruma. Nerede olurlarsa olsun, hangi şehirde olurlarsa olsun bunların hepsinin kaydı var. Eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri de veriliyor. Bunlar en temel insanlık hizmetleri. Tabii şu görüşüne katılıyorum. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Sadece Türkiye'yi bu konuda ne kadar güzel yaptığını, tam bir insanlık dersi verdiğini her platformda söylediler. Ama ellerini taşın altına koymadılar. Akdeniz'den sınırlarına ulaşan veya kara sınırlarına ulaşanları oralarda açlığa, yokluğa terk ettiler. Hatta denizde boğulmalarına göz yumdular." diye konuştu. Binali Yıldırım, bunların geçici olduğunu ve gideceklerini dile getirerek, şöyle devam etti: "Nitekim Afrin harekatını yaptık biliyorsunuz. Ben başbakandım. Oraya şimdi bir kısmını gönderdik. Cerablus'u, El Bab'ı aldık oraya gönderdik. 500 bine yakın Suriyeli gitti. Şimdi Fırat'ın doğusundaki o bölgeyi temizleyip diğerlerini de oraya göndereceğiz. Ama bu süre içerisinde İstanbul'da yaşayan özellikle belirli ilçelerde Fatih, Zeytinburnu, Esenyurt, Beyoğlu gibi bölgelerdeki sayı fazla. Burada bir asayiş sorunu, İstanbulluların huzurunu, İstanbulluların rahatını kaçıran olaylara karışırlarsa, kanunsuz işler yaparlarsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden tutar göndeririz. Bu kadar açık. Bunu tabii belediyenin tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümetle yapılacak. İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresiyle yapılacak. Bu bir koordinasyonla çalışacak." Bir düzeltme yapmak istediğini aktaran Yıldırım, "İstanbul Büyükşehir Belediyesinde mültecilerle ilgilenen bir birim var. Belki bu birim daha da güçlendirilebilir. Buraya gelmeden önce o bilgiyi aldım. Onu ifade etmek isterim." ifadelerini kullandı.
İSTANBUL VAATLERİ Seçilmesi halinde İstanbul'da kadının güçlendirilmesi ve çalışma hayatına katılması için ne gibi projeleri hayata geçirmeyi planladığına ilişkin soru üzerine İmamoğlu, "Siyasi kalitemiz konusunda yine bir yorumda bulundu. Kalite yorumu yapınca incitici oluyor. Bu tabii hoş bir yorum değil. Zira, Beylikdüzü halkı ortaya koyduğu takdirle de bizim 5 yılda neler başardığımız hususunda net bir refleks ortaya koymuştur." dedi. İmamoğlu'nun, "Bugün vaat verme pozisyonu bize aittir ama Sayın Yıldırım'a ait değildir. 25 yıldır yönetiyor." demesi üzerine Yıldırım, "Bunu anlamadım. Ben de belediye başkan adayıyım. Bu ne biçim laf." yanıtını verdi. Ekrem İmamoğlu, "Sayın Yıldırım'a şunu söylemeye çalıştım; Siz, 25 yıla yakındır 17 yılı da özellikle AK Parti dönemine ait olmak üzere, 15 yıl da AK Partili belediye başkanlığı olmak üzere yönetimdesiniz zaten. O anlamda vaat bize yakışır. Siz, bir şey yapmamışsanız, kadın ile ilgili eylemleriniz yeterli değilse, bugün bunları vaat haline getirmişseniz sevindirici." ifadelerini kullandı. Söylediği birçok vaadin tarihlerinin olduğunu anlatan İmamoğlu, şöyle devam etti: "15-20 gün sonra Sayın Yıldırım'ın bunları da açıklıyor olması, bizim vaatlerimize eşlik ediyor olması benim açımdan mutlu edici. Bunu eleştirmem. Tabii ki bizdeki açıklamaların takip ediliyor olması... 31 Mart seçimleri ve şimdi yenilenecek olan kısmı ile beraber bizim söylemlerimiz üzerine oturmuştur. Biz, insana, kadına, çocuğa, bu şehrin gençlerine oturttuk zemini. Bu çok değerli bir şey. Biz, hızlıca 150 kreş açacağız. En fazla çocuk sayısı olan ve kreşi olmayan 150 mahallede hızlıca kreş açacağız. Sadece kreş meselesi değil bu kadınların söz hakkı olma meselesi. Kadın istihdamı ve kadın emek ofisleri, bu ofisler üzerinden satın alma garantisiyle kadınların çalışabilmesine fırsat tanımak, kadınların hayat içinde olmasını sağlamak." Annelerin 0-4 yaş arası bebekleriyle İstanbul'u ücretsiz dolaşmalarını sağlayacaklarını aktaran İmamoğlu, kadına yönelik projelerine ilişkin şunları söyledi: "Yine 0-4 yaş arası çocuğu olan annelerin, bütün sosyal tesislerimizden yüzde 40 indirim almalarını sağlayacağız. Kadın sağlığı tarama merkezi, aynı zamanda 7/24 hizmet veren iki adet istasyon sığınma evi açacağız. Kadın sığınma ve şiddet kriz merkezi açacağız. 2015 TÜİK verilerine göre İstanbul güvenlikte 73. sırada. Her 10 kadından dördü şiddet görüyor. Çocuğu ile beraber kadını, ihmal ve istismar hususları üzerinden destekleyeceğiz. Bu anlamda özel ekiplerimiz olacak. 961 mahalledeki mahalle evlerimizde iki sosyolog istihdamı sağlayacağız. Niye? Özellikle çocuk istismarı ve kadına şiddetle ilgilensin diye. Bütün bunlar bugünün ev kadınlarına olağanüstü hizmet ortamı yaratmış olacak." AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Siz hayatınızda FETÖ'nün yurtlarında kaldınız mı, okullarına gittiniz mi, mesela örgüt elebaşını gördünüz?" şeklindeki soruya, "Yok. Yani benim ne FETÖ'yü görmüşlüğüm ne de yurtlarında kalmışlığım var." yanıtını verdi. Daha sonra Küçükkaya, "Çarpık kentleşme, yapılaşma... Hangi partili belediye olursa olsun karşı karşıya kaldığımız hazin bir durum. İkinizden de bunun yanıtını merakla bekleyeceğim." ifadelerini kullandı. Bu sırada İmamoğlu, "İçeriklere konu olarak girme zorunda olduğunu hissettiğim anlamda bir yön çizebilmek adına kaç sorumuz kaldığını bilmek istiyorum." diye konuştu. Küçükkaya'nın "Son bir soru, bu sorudan sonra benim özel bir sorum var, sonra bitiyor." yanıtı üzerine İmamoğlu, "Tamam, çünkü ben bazı alanlara girmek istiyorum." dedi. İsmail Küçükkaya'nın, ek söz hakkı verebileceklerini dile getirmesinin ardından Yıldırım da "Şimdi bir şeyi konuşalım, biz doğrusunu istersen ulaşımı konuşmadık. İstanbul'un en büyük sorunu. Trafiği konuşmadık, çevreyi konuşmadık, otoparkı konuşmadık. Daha birçok konular var. Herhalde Ekrem Bey de bunu uygun görür." ifadelerini kullandı. İmamoğlu da "Ben tam da o anlamda söyledim. Bazı hususları konuşmadık." dedi. İmamoğlu, İstanbul'un kent yönetimi hakkında yöneltilen soruya, "İstanbul'un yönü yok. İstanbul'un gittiği yerle ilgili bir tanım yok. Buna Sayın Yıldırım da katılacaktır. Öyle bir hale gelmiştir ki nüfus planlamasında kaç milyon olacak İstanbul? 20 mi, 25 mi 30 mu? Kaç milyonluk nüfus yerleşimi planlanıyor? Böyle bir yönü yok. İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. İlk bir yıl içerisinde mevcut durumu belirleyeceğiz sonraki bir yıl içerisinde de İstanbul'a 2030 ve 2050 hedeflerimizi açıklayacağız. Bu hedefler bizim ortaya koyduğumuz yıllar değildir. Dünya çapında şehirlere atfedilen birtakım dönüm noktalarıdır. Bunlar BM çapında çalışılmış yıl parametreleridir." yanıtını verdi. İstanbul'un kırsalda kalacak mahalleri gibi hususlarda bir planlama getireceklerini aktaran İmamoğlu, şöyle devam etti: "Yeşil alan konusunda özellikle az önce konuyla ilgili söylediler, birtakım raporlar açıkladılar ama İstanbul yeşil alan bakımından dünyanın en sıkıntılı metropollerinden biri. Dünyanın önde gelen ülkeleri arasında birçok verimiz geri... OECD ülkelerinde çocuk yoksulluğu konusunda son sıradayız. Yeşil alan keza aynı. Bunların hepsi yaşamı etkileyen şeyler. Biz, 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Bunu neden açıkladık? İstanbul'un yeşile ihtiyacı var. Kuzey kuşağı açıkladık. Kuzey ormanlarına verilen sıkıntı ve tahribattan sonra özellikle böyle bir çalışmayla tam 30 milyon metrekarelik yeşil alanı bu şehre katma zorunluluğumuzu paylaştık. Bunun yanı sıra İstanbul'da kentsel dönüşüm çok önemli bir konu. Buna neden giriyorum? Depremi tetikleyen bir husus olduğu için. Ben demedim. Bu şehri 25 yıl yönetenler 'Bu kente ihanet ettik.' cümlesini kuranlar söyledi. 25 yıldır yönetiyorsunuz. Sahile kurulan o yüksek binalar, birçok ilçede yeşil alanların imara açılarak, özellikle deprem toplanma alanlarının yok edilmesiyle bu kentin yeşil alan fakiri haline getirilmesi... Bu unsurlarda katı, sıkı ve şehrin değişmez kurallarını var edeceğiz." AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım da yeşil alanın bir şehir için 2 şekilde önemli olduğunu anlatarak, "Birisi şehrin nefes alması. İnsanlar binalardan, yeşil alan olmamasından bunalıp, kendini atacak bir yer bulması lazım, bu anlamda önemli. Bizim de 20 tane 'Yeşil Koridor' projemiz var. Bu Silivri'den başlıyor, Pendik'e kadar devam ediyor. Esasında bunlar şu, İstanbul'un dereleri bunlar önceden buralar dereydi daha sonra yapılaşmadan dolayı bir kısmı artık adı kaldı kendisi yok. Biz bütün bu dereleri ihya edeceğiz. Bu dereleri ihya ettikten sonra 37 milyon 500 bin metrekare ilave bir yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafında yürüyüş bisiklet, piknik alanları olacak buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak, ondan sonra her mahallede 200 metre mesafede çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları, sonra millet bahçeleri ve bu koridorlarla entegre olacak dolayısıyla kuzey ormanlarına erişimi bu koridorlarla sağlayacağız veya kuzeyden Marmara'ya inişi sağlamış olacağız." diye konuştu. Bu şekilde de yeşil alan miktarını artırırken buraların depremde geçici barınma alanları olarak kullanılacağını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti: "Bu çok heyecan verici bir proje ve çok kolay da yapılabilir bir projedir bunu yaptığımız zaman İstanbul'un kişi başı yeşil alan miktarı 10 metrekarenin üzerine çıkmış olacak. Şu anda 8 metrekare civarında. Tabii dikey yapılaşma kötü bir şey hem şehirde sosyalleşmeyi ortadan kaldırıyor, aynı zamanda da şehrin güzelliğini, kimliğini ortadan kaldırıyor. Ben gelmeden baktım. İstanbul'un dikey yapılaşmasında ilçeler bazında inceleme yaptım, 22 ilçede yoğunlaşmış, bu 22 ilçenin 18'i CHP belediyesi. Dikey yapıların 4 tanesinde AK Parti'li belediye başkanları var. "
GENÇLERE YÖNELİK PROJELER İmamoğlu, gençlere yönelik projelerine ilişkin, şehrin çocuk ve genç kenti olduğunu belirterek, Avrupa'da sadece gençlerimizin nüfusunu geçen sadece bir iki şehir olduğunu söyledi. 0-4 yaş arasındaki çocuk sayısının 1 milyon 200 binin üzerinde olduğunu dile getiren İmamoğlu, şöyle devam etti: "Hem çocuk hem genç politikası bu şehrin inanılmaz önceliği olmak zorunda. Genç deyince aklımıza eğitim gelir. Bu bir eğitim, seferberlik. Kreşle başladığımız o seferberlik sürecini, gençlerin üniversite eğitimleri bittikten sonra meslek edinme ve hayata katılma noktasına varıncaya kadar takip edilmesi gereken önemli bir alan. Genç Kart, ulaşımda, kültürde, sosyal tesisler ve sporda yüzde 40 indirim. Öğrenci olmayan tüm gençler de buna dahil. Öğrenci olanlara indirimimizi yaptık. Taahhüt etmiştik, yerine getirdi. Üniversite bursu, 75 bin öğrenciye 8 ay boyunca 400 lira İstanbul'a gelene de İstanbul'dan gidene de öğrenci bursu vereceğiz. Yurt, hızlıca, kimseye muhtaç değiliz. 12 kadın, 8 erkek öğrenci yurdunu hizmete geçireceğiz. 10 adet yeni gençlik merkezi, çok etkin olacaklar. 10 adet dünya dilleri merkezi. Hangi dil isteniyorsa, dillerine dönük eğitim verdireceğiz. Dünya dillerini öğrenen insanlar daha hızlı iş sahibi olabiliyor. Ücretsiz online hizmet şeklinde dil eğitimi vereceğiz." İmamoğlu, gençlerin İstanbul'dan başka şehirlere kaçmayacağını, beyin göçüne ilişkin yılda 230 milyon dolarlık bir tarif yapıldığını söyledi. Gençlerin hayallerini İstanbul'da kuracağını ifade eden İmamoğlu, mahallelerinde iş bulamayan 350 bin gencin Ekrem Ağabeyi olmaya geldiğini dile getirdi. Erişilebilir bir kent olacağını belirten İmamoğlu, "Bu kent erişilemiyorsa, engelliler için engeller taşıyorsa, o zaman bu kentin vicdanı yok demektir. Bu kenti vicdanlı bir kent haline getireceğiz. 10 adet engelli gündüz bakım evi, 10 alzheimer gündüz bakım evi, yaşam becerileri öğrenme köyü kuracağız. Yaşlı ve engelliler acil durum bilekliği. Aktif yaşlanma programı diye, yaşlılarımızı yaşlandıkça bu kentten keyif almalarını sağlayacağız." diye konuştu. Binali Yıldırım da gençlere yönelik vaatlerine ilişkin soruya, "Bir kere gençler benim kankam. Gençleri benim kankam olmaya davet ettim. Çok da güzel tepkiler aldım. Gençlere 10 GB internet bedava olacak. Bu en baba müjde gençler için." dedi. Gençlerin bu internetle bin 500 tane elektronik posta gönderip, alabileceklerini, 150 saat müzik çalabileceklerini, 150 saat internete girebileceklerini anlatan Yıldırım, ayrıca bin 500 sosyal paylaşım yapabileceklerini, 10 saat de Netflix'te video izleyebileceklerini kaydetti. Yıldırım, "Müzeler ve tiyatrolar bütün gençlere ücretsiz olacak, belediyelerin... Uluslararası e-spor olimpiyatlarını İstanbul'da yapacağız. öğrencilere kırtasiye desteği var. Bunun miktarını artıracağız. Amatör spor kulüplerine, 900 tane amatör spor kulübü var. Burada 150 lisanslı sporcu var, bunlara 100 bin lira tutarında destek vereceğiz her yıl. Şu anda bunun onda biri veriliyor. On kat artıracağız. Spor tesislerinden gençler ücretsiz yararlanacak." ifadelerini kullandı. 300 bin civarında motosikletli bulunduğunu aktaran Yıldırım, "Motosikletle geçişler her iki köprüden bedava olacak. Üniversiteye hazırlanan, yani üniversitede okumayıp öğrencilik vasfını kaybetmişler de bu ulaşım indiriminden yararlanacak. İşsizlik maaşı alana toplu ulaşım desteği vereceğiz. Öğretmenler de genç sayılır. Öğretmenler bütün toplu ulaşımdan bedava yararlanacak." diye konuştu. Binali Yıldırım, şöyle devam etti: "Gençlere burs' dedi. Ben bursu yazmadım. Ben de düşündüm yazmayı ama niye yazmadım? Çünkü belediyeler burs veremiyor. Veriyordu esasında. Cumhuriyet Halk Partisi konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürdü, belediyelerin burs vermesini artık imkansız hale getirdi. Tabi Ekrem Bey nasıl 75 bin öğrenciye burs verecek, onu merak ediyorum ama Ankara'yla beraber çalışırsak, orada 2 parti anlaşırsa bu mesele çözülebilir. Önce bu engelin aşılması lazım. Ekrem Beyin daha önce beyanatı var, 'İstanbul Ankara'dan yönetilmeyecek' diye." ULAŞIM Ulaşım konusunda İstanbul'da yapmayı planladığı projelere ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Ulaşım benim işim tevazuya lüzum yok. Türkiye'de bu işi hallettim. 16 yıl boyunca Türkiye'nin her tarafını bölünmüş yollarla donattık, hava yolunu halkın yolu yaptık. Hızlı treni getirdik. İnternetle yurdun her köşesini adeta ördük. Şimdi İstanbul'da ne yapacağız? İstanbul'un birinci derdi ulaşım ama Marmaray'ı yaptık, 3. Köprü'yü yaptık, Avrasya Tüneli'ni yaptık, Kuzey Marmara Yolu'nu yaptık, Osmangazi Köprüsü'nü yaptık, dünyanın en büyük havalimanını yaptık. Bunlar ayrı, geçmişi konuşmayalım." diye konuştu. 2024'e kadar, insanların trafikte yarım saat kazanmalarını sağlayacaklarını anlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Baba, evine yarım saat önce gidecek. Nasıl? Yapacağımız raylı sistemle. 518 kilometreye çıkaracağız raylı sistemin uzunluğunu. Bu, şu demektir; 233 kilometre var, bunun üzerine her yıl minimum 50 kilometre raylı sistem yapacağız ve bu şekilde metroların payı süre sonunda yüzde 48'e çıkacak. Bugün ne kadar? Bugün yüzde 18. Yüzde 30 artmış olacak. Bu, en önemli projemiz. Burada çok ciddi bir yatırım var. Bugüne kadar Ankara metrolarını yaptık, İzmir İZBAN'ı yaptık. Burada yaptığımız metrolar var. Dolayısıyla edindiğimiz tecrübelerle bunu kolayca yapabiliriz. Bilmiyorum Marmaray'ı Ekrem Bey kullandı mı? Bugüne kadar Marmaray'dan 350 milyon İstanbullu istifade etti." Yakın zamanda Marmaray'ın banliyö hattını Gebze'den Halkalı'ya kadar yaptıklarını belirten Yıldırım, "Bu şekilde ciddi anlamda metrobüste biraz rahatlama oldu. Asıl metrobüsü rahatlatacağımız şey, Beylikdüzü'nden Söğütlüçeşme'ye giden bu güzergahı otonom ve akıllı metrobüs araçlarıyla değiştireceğiz, kapasiteyi yüzde 50 arttıracağız, böylece orada da rahatlama sağlayacağız. Üstelik bu güzergahta da bir otoyol daha yapacağız, Kuzey Marmara ile TEM arasında olacak. Ayrıca Levent ile Mahmutbey arasındaki metroyu da bu sene sonuna kadar açmış olacağız. Bunu ben yaparım, çünkü Türkiye'de daha önce yaptım." diye konuştu. Yıldırım, bazı vagonların uygunsuz olduğu için çürümeye terk edildiği yönündeki iddiaların sorulması üzerine de "Marmaray araçları için söylendi, o yanlış. Yanlış tabii, onlar yedekli, peyderpey devreye giriyor. Külliyen yalan. Bakanlık açıklamasını yaptı." yanıtını verdi. Küçükkaya'nın ulaşım politikalarına ilişkin sorusu üzerine de CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, "Ulaşım işi, bütüncül bir yaklaşım, insanı hissetme ve insanla çözüm bulma, aktörleriyle, minibüsçüsüyle, taksicisiyle, otobüsçüsüyle, servisçisiyle bunları yok sayarak değil. Servis işinde tahdidi biz vadettik, biz taahhüt ettik." dedi. Bu sırada Yıldırım "Biz de kaldırttık." demesi üzerine İmamoğlu, "Siz kimsiniz? Bakın şu anda benim başkanlığım döneminden sonra vekaleten bakan Vali Bey var. Kim yaptı ben anlamadım? Büyükşehir belediyesi süreci bizim sayemizde." ifadelerini kullandı. İmamoğlu'nun ifadeleri üzerine Yıldırım, "UKOME yaptı UKOME." şeklinde değerlendirmede bulundu. Ekrem İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz bütün aktörleriyle beraber çalışacağız. Az önce ulaşım indirimleri söyledim. Örneğin, ulaşım indirimleri Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda. Hiçbirisi bizim halk otobüslerine veya şirketlere mal edilmeyecek. Bakın biz taksicinin, minibüsçünün özellikle köprüleri ücretsiz kullanımı noktasında girişimlerde bulunacağız. Aynı zamanda biz şehir içinde kalan gişeleri şehir dışına aktarılması noktasında fizibilite çalışmalarımızı yürütüyoruz, mutlaka konuşacağız. Sayın Yıldırım, 'Ulaşımda Türkiye'yi halletim. Benim işim.' dedi. Saygıyla karşılıyorum. Sanki Sayın Cumhurbaşkanını ve birçok uzmanlara haksızlık yaptı diye düşünüyorum 'Benim' derken, tekil kullanırken. Ama İstanbul'u halledemediler. İstanbul'u niye halledemediler biliyor musun? İstanbul dünyanın en sıkışık ikinci kenti. İstanbul'da durakta bekleme süresi ortalama 20 dakikayı aşıyor ve bir saati aşkın derecede olan yerler var. İstanbullunun ulaşımda günde geçirdiği vakit 91 dakika. Biz bunun yılını falan hesapladık, neredeyse bir insan ömrü gibi. Dolayısıyla İstanbul'u çözemediler. İstanbul'u bütünleşik ulaşım ağıyla biz çözeceğiz. İstanbul'da metrodan bahsediyorlar, örnek vereyim, evet ben Marmaray'dan geçtim. Teşekkür ediyorum. Marmaray'dan geçtim. 70'lerde fizibilitesi başlayan, 90'larda bu sürecin mali, finansman ve ihalesinin yapıldığı Marmaray'a ve banliyö hattına teşekkür ederiz. Kendilerinin döneminde de bitirildi." Bu sırada Yıldırım, "İhaleyi de ben yaptım." dedi. Daha sonra İmamoğlu, 2004'te 45 kilometreyle alınan metro hattının 170 kilometreye erişebildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: "170 kilometrenin anlamı ne biliyor musun? Senede sadece 8,3 kilometre yapabildiler. Beylikdüzü metrosu hala duruyor. 2004'ten beri ben siyasette değildim. Her seçimde vadedilmiştir. Ben orada yaşıyorum. Deniz ulaşımı yüzde 10'lardan yüzde 3'lere düştü. Deniz ulaşımı bizim önemli bir konumuz. Bu şehirde 500 kilometre bisiklet hattını biz o yaşam vadilerinden, yeşil kulvardan, füniküler hatlarından... Bakın yüksek tepeleri olan bu kentin özellikle sahilin erişimi noktasında yaşam vadilerini, füniküler hatlarıyla destekleyecek, TEM'de kuracağımız megabüsle, metrobüs hattının yükünü hafifletecek, metrobüs hattında da yerli ve temiz enerjili ulaşım firmalarıyla çalışacağımızı duyurmak istiyorum." İmamoğlu, ortak yayının sonunda kendisinin ve Yıldırım'ın aileleriyle ortak bir fotoğraf vermesi talebini ileterek, "Bu şehrin kucaklaşmaya ihtiyacı var. Bu şehrin buluşmaya ihtiyacı var. Bu ülkenin de kucaklaşmaya ihtiyacı var. Şehirlerde hak, hukuk, adalet, vicdan, ahlak ve erdem gibi kavramlar şehirlerden başlar. Bırakalım iftiraları ve birtakım uygulamaları... Adayların dışında sahada üretilen birtakım dilleri bir kenara bırakalım. Ben kimseyle ilgili konuşmadım. Allah'a şükür 6 aydır söz verdiğim gibi temiz dille bu süreci bitiriyorum. Geçenlerde duyuyorum. 'Belediyenin sosyal tesislerinde alkol olacakmış.' Ben Beylikdüzü'nde 9 sosyal tesis açtım. Birinde alkol var mı Allah aşkına? Bizim dönemimizde açıldı." diye konuştu. "Kadınların ve erkeklerin aynı yerde havuza girmesi" iddialarına da değinen İmamoğlu, "İki tane havuz açtım. Saatleri günleri ayrı. Bu şehir akılla bilimle ve insanların uzlaşmasıyla, bir arada barış ve özgürlük içinde eşit paylaşarak... Şeffaflığı, saydamlığı, katılımcılığı hakim kılarak muazzam bir kent var edeceğiz. Biz buna hazırız. Ekibimiz müthiş bir ekip. Benim ekibim 16 milyon İstanbullu." ifadelerini kullandı. İmamoğlu, 23 Haziran'da herkesin sandığa gitmesini isteyerek, İstanbul'un çok güzel olacağını kaydetti. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım da İstanbul'un 15 milyon 67 bin nüfusunun olduğunu belirterek, kentin nüfusunun ilk defa geçen yıl 60 bin eksildiğini söyledi. Anadolu'da altyapıyı çok güzel yaptıkları için bazı vatandaşların kendi memleketlerine döndüğünü, dönmek isteyenlere de belediyenin destek veriğini anlatan Yıldırım, şöyle devam etti: "Şehrin gelecek planlaması yapılıyor. Bu güncellenecek. Benim İstanbullulara söyleyeceğim şudur, 16 yıl ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Ulaştırma bakanı olarak, başbakan olarak, Meclis başkanı olarak. Bu şehir beni 11 yaşındaki Binali'den Binali Yıldırım yaptı. Bu makamların hepsini gördüm. Bu beni Binali Yıldırım yapan 50 yıldır yaşadığım bu şehre çok güzel hizmetler yapmaya hazırım daha önce yaptıklarımı yeni yapacaklarımla taçlandıracağım. Marmaray'ın üzerine, Avrasya Tüneli'nin üzerine, 3. köprünün, Osmangazi'nin, Kuzey Marmara Otoyolu'nun üzerine İstanbul ulaşımını 5 yıl içinde çözeceğim. Eziyeti ortadan kaldırıp seyahati keyfe dönüştüreceğim. İnsanların evlerine gidip çocuklarına daha fazla zaman ayırması için seyahat sürelerini kısaltacağım. Esasen eğer 3. köprü, Avrasya, Marmaray olmasaydı bugün İstanbul'da trafik felç olurdu. Adım bile atılamazdı." Yıldırım, "İstatistikler gösteriyor. Avrasya 50 bin yük aldı. Yavuz Sultan Selim 120 bin yük aldı. Marmaray her gün 300 bin yük alıyor. Şimdi banliyö hattı o şekilde. Deniz niye azaldı? Eskiden sadece deniz geçişi vardı, alternatif yoktu. Onun üzerine önce 1. köprü, sonra 2. köprü, sonra 3. köprü, sonra Avrasya, Marmaray yapılınca haliyle alternatifler arttı. Bu şekilde deniz taşımacılığını da biz bedava yapıyoruz aktarmada. Deniz taşımacılığı bedava olduğu için bu biraz daha açılacak. 7 tane hat kuracağız. Son sözüm vatandaşlarıma İstanbul'da herkes sandığa gitsinler ve sözlerini 23 Haziran'da söylesinler diyorum. Ben de Ekrem Bey'i çaya davet ediyorum." diye konuştu. Programın sonunda gazeteci İsmail Küçükkaya, Yıldırım ve İmamoğlu'na moderatörlüğünü beğenip beğenmediklerini sordu. Binali Yıldırım, "Ben bir anormallik görmedim. Gayet iyi olduğunu söylüyorum." dedi. Küçükkaya'nın "Adil miydim?" şeklindeki sorusuna, Yıldırım "Olabildiğince" yanıtını verdi. Ekrem İmamoğlu ise "Tüm özgün ve özgür irademle teşekkür ederiz." cevabını verdi. Küçükkaya'nın Yıldırım'a dönerek, "Sizin de teşekkür etmenizi isterim. Herhangi bir hatamı gördünüz mü?" demesi üzerine Yıldırım, "Ben de teşekkür ederim" yanıtını verdi. "Rakibinizi nasıl buldunuz?" şeklindeki soru üzerine ise Yıldırım, "Rakibim, gayet benim gibi, Allah'ın yarattığı bir kul." dedi. İmamoğlu ise aynı soruya, "Her şey için teşekkür ederiz. Kusurlar olmuş olabilir. Herhalde en güzel söz olmuş ise affola hem seyircilerimizden hem milletimizden hem saygıdeğer Sayın Yıldırım'dan." diye cevap verdi. Son söz olarak Yıldırım da "Biz de memleket için, İstanbul için, düşüncelerimizi anlatmanın gayreti içerisinde olduk. Anlattıklarımız hiçbir zaman kişisel bir mesele değildir. Daha iyi bir İstanbul için daha güzel İstanbul şartları için çalışacağız, elimizden geleni yapacağız." değerlendirmesinde bulundu. Yıldırım ve İmamoğlu'nun eşlerinin canlı yayının ardından program stüdyosuna gelmelerini ve birlikte fotoğraf vermelerini istediğini aktaran Küçükkaya, tarafsızlık içinde halkın beklediği soruları yöneltmeye çalıştığını belirterek, İmamoğlu ve Yıldırım'a teşekkür edip programı kapattı.
]]>İstanbul 23 Haziran yerel seçimlerine kısa bir süre kala Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu, gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde canlı yayında bir araya gelecek. Canlı yayın saat 21.00'de NTV ekranlarında yayınlanacak. Ortak yayına son 2 saat kala Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde hazırlıklar tamamlandı.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun katılacağı program bugün saat 21.00'de Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşecek. YAYIN BU AKŞAM SAAT 21.00'DE -Tarih: 16 Haziran 2019 (Pazar) -Saat: 21.00 -Moderatör: İsmail Küçükkaya -Yer: İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi SarayıAK PARTİ VE CHP'DEN AÇIKLAMA AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, ortak yayının yapılacağı İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda basın toplantısı düzenledi. Yapılan açıklamada iki adayın pazar günü ortak yayında bir araya geleceği belirtildi."MODERATÖRLÜĞÜ İSMAİL KÜÇÜKKAYA GERÇEKLEŞTİRECEK" Mahir Ünal, "Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan vekili sayın Engin Altay Bey ile yürüttüğümüz çalışmalar tamamlanmıştır. Bugün çalışmaların neticesinde mutabık kaldığımız bir protokolü sizlerle paylaşacağız. Öncelikli olarak 23 Haziran'da gerçekleşecek olan İstanbul seçimlerinin ülkemize hayırlar getirmesini şimdiden temenni ediyorum. Cumhur İttifakı adayı sayın Binali Yıldırım ve Millet İttifakı adayı sayın Ekrem İmamoğlu 16 Haziran 2019 Pazar günü, saat 21.00'de canlı yayında bir araya geleceklerdir. Canlı yayın herhangi bir kanalda değil tüm kanallarda yayınlanacak şekilde ortak yayınla gerçekleştirilecektir. Canlı yayının moderatörlüğünü İsmail Küçükkaya gerçekleştirecektir" dedi. "6 MADDELİK BİR MUTABAKAT METNİ ORTAYA ÇIKTI" Engin Altay ise "Tekrar hayırlı olsun. Moderatör sayın İsmail Küçükkaya her bir adaya eşit süre ve aynı soruları sormak suretiyle bu yayını gerçekleştirecek. Eşit süre ve eşit soru ilkesi çerçevesinde bir tartışma programı gerçekleştirilecek. Canlı yayın programı Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde yapılacak. Canlı yayının teknik hizmetlerini AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi tarafından görevlendirilmiş ortak bir teknik ekip gerçekleştirecektir. Sayın Ünal'ın söylediği gibi hiçbir televizyon kanalına ait olmayan özel bir servis sağlayıcı ekip tarafından canlı yayın süresi boyunca bu uyduya verilecek, Türkiye'deki bütün yayın kuruluşları, sosyal medya, görsel medya dahil bu yayınları alıp servis edecektir. Mahir Bey ile 2 gündür yürüttüğümüz çalışmalar sonrasında 6 maddelik bir mutabakat metni ortaya çıktı. İstanbul'umuza, adaylarımıza, Türkiye'mize hayırlı olsun" diye konuştu. "BU KARARI DA ORTAK METİNDE İMZA ALTINA ALDIK" Mahir Ünal, programın süresiyle ilgili soruya "Bunun inisiyatifini adaylara bıraktık. Moderatör adaylarla görüşerek eşit süre, eşit soru ilkesine bağlı kalarak moderatör ve adaylar bunu kendi aralarındaki müzakereleriyle belirleyecekler. İnisiyatif moderatörde olacak" diye cevap verdi. Ünal, moderatörün nasıl belirlendiği şeklindeki soruya karşılık ise şunları söyledi: "Biz bu tartışmalara girmiyoruz. Biz görevimizi yaptık. Moderatörün belirlenmesi için sayın İsmail Küçükkaya'nın belirlenmesinde Sayın Engin Altay, Sayın Ekrem İmamoğlu ile ben de Sayın Binali Yıldırım ile müzakerelerde gerekli diplomasiyi sürdürüp ortak bir karar oluşturduk. Bu kararı da ortak metinde imza altına aldık" "EN BAŞINDAN İTİBAREN ETKİLİ OLMUŞLARDIR" "Parti liderlerinin bir katkısı oldu mu?" sorusuna Engin Altay, "Parti genel başkanlarıyla süreçle ilgili bilgilendirme boyutunda görüşmeler yapıldı. Parti liderlerinin bizim yaptığımız her işe mutlaka katkısı vardır" diyerek cevaplandırdı. Mahir Ünal'ın aynı soruya cevabı ise "Parti genel başkanları bu süreçte kendi adaylarıyla ilgili. Çünkü sayın Binali Yıldırım Cumhur İttifakı AK Parti adayı. Sayın Ekrem İmamoğlu Millet İttifakı CHP adayı. Doğal olarak hem CHP Genel Başkanı, hem de AK Parti Genel Başkanı devamında, en başından itibaren etkili olmuşlardır. Hayırlı olsun" şeklinde oldu.
ORTAK YAYINA SON 2 SAAT
]]>Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, seçim çalışmalarını bayrampaşa'da sürdürdü. İmamoğlu, "Suyu, ulaşımı indirmek bize nasip oldu. Bunları siyasi rant için değil vatandaşın ihtiyacı için yaptık" dedi.
]]>Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım Tuzla'da cuma namazı çıkışında açıklamalarda bulundu. Yıldırım, karnesini alan ve bugün üniversite sınavına girecek öğrencilere başarı diledi. Öğrenciler için hazırladıkları projeleri anlattı.
]]>İstanbul'daki seçim çalışmaları için karayolu ile gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çamlıca gişelerinde partililer tarafından karşılandı.
]]>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul seçimine ilişkin konuştu. Pazar gecesi Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu arasındaki canlı yayının çok önemli olacağını vurguladı. "Tartışmadan sonra İstanbul'u kimin yönetebileceğini halkımız görecektir" dedi. Erdoğan'a istanbul'da mitingi yapıp yapmayacağından, Ordu'da VIP bölümünde yaşanan gerginliğin yeni görüntülerine kadar birçok başlıkta soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asya'da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı (CICA) 5. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılmak üzere Tacikistan'a hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda açıklama yaptı.
Pazar günkü Binali Yıldırım-Ekrem İmamoğlu ortak yayınıyla ilgili soruyu yanıtlayan Erdoğan şunları söyledi:
"Görevlendirdiğimiz arkadaşlar ön hazırlıkları iyi bir şekilde yaptılar. Sadece Türkiye'de İstanbul değil tüm Türkiye'nin bu tartışmayı izleme imkanı olacak. İstanbul sadece İstanbul'da yaşayanlara hitap eden bir yer değil. İstanbul adeta 81 vilayetin özeti olan bir ilimiz. O akşam burayı izleyenler Sivaslı bile İstanbul'daki Sivaslı hemşerisini arayıp bu müzakerenin kendi arasında onlar da müzakeresini yapacak. Son bir haftaya da çok ciddi bir ışık verecektir."
"REJİM SALDIRILARI SÜRDÜRÜRSE SESSİZ KALMAYIZ"
İdlib'deki hareketliikle ilgili konuşan Erdoğan, "İdlib'e bizim yaklaşımımız olmasaydı şu andaki durum çok daha farklı gelişirdi. Son olarak bir karara varıldı ve adeta silahların sustuğu bir an oldu. Ama ardından yine bazı arzu edilmeyen gelişmeler oldu. Sürecin üzerinde bütün ekiplerimiz duruyor. Gözlem kulelerimizden bölgeyi takibe aldık. Yaralılarımız oldu, şehidimiz de oldu. Bunların faturasını karşı tarafa çok ağır ödettik. Rejim gözlem kulelerine bazı saldırıları devam ettirirse bizim sessiz kalmamız mümkün olmaz. Biz burada barışın egemen olmasını istiyoruz. Ölümlerin durmasını istiyoruz" dedi.
"ASKER SAYISINDA AZALMA DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni askerlik sistemine ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi: "Terörle mücadelede en ufak bir tereddütümüz yok. Birileri konuşuyor. Şu anda bu ülkede bizim bir silahlı kuvvetlerimiz var. Güvenlik zaafı bu yasada olur gibi ifadeler kullananlar var. Bu yasayla ilgili çalışma yaklaşık 1,5-2 yıla varan bir çalışmadır. Talep bize çok daha eski gelen bir taleptir. Başarılı bir astsubay eğer başarabiliyorsa generalliğe kadar çıkabilecek. Bundan önce böyle bir şey yoktu. İsteyen kalabiliyor. Sayılar azalıyor halimiz ne olacak... Sürekli olarak bir hücre tazelenmesi olacak. Sürekli her ay askere alma diye bir durum söz konusu olacak. Sayıda azalma diye bir şey söz konusu değil. KKTC'de de askerimizin azalması söz konusu değil. Bedellide 30 bin lira fazla oldu deniyor, el insaf. Dersimize iyi çalıştık, hayırlı olsun diyorum "
"AFFEDİLEMEZ BİR YANLIŞ YAPMIŞTIR" Ekrem İmamoğlu'nun Ordu'daki görüntüleriyle ilgili olarak konuşan Erdoğan, "Valiler o ildeki temsilcisidir. Devletin valisini küfürle anmak kabul edilebilir bir şey değildir. Vali Bey seçim süreciyle bir suç duyurusunda bulunmuş olabilir. Bana gelen bilgiler seçim öncesi doğru olmayacağına inandığım için işi hızlandırmak istemiyorum yaklaşımı... Bu işin arda bırakılır yanı yoktur. Valimiz seçim sonrası da bu işin takipçisi olacaktır. Bu devletin valisine kimsenin böyle bir ifadeyi kullanma hakkı yoktur, kullanamaz. Demek ki henüz bu devleti tanımamış. Protokolün çeşitli yerlerdeki giriş çıkışlarını bilmiyor. Affedilemez bir yanlışı yapmışlardır. Kim bilir bundan sonra daha neler çıkacak" dedi.
CHP'nin İl Seçim Kuruluna başvuru görüntülerine yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben inanıyorum ki Yüksek Seçim Kurulu da burada gerekli olan adımı atacaktır" diye konuştu.
"İSTANBUL'DA SON HAFTA HALKLA BULUŞMALAR YAPACAĞIZ" İstanbul seçimleri öncesi miting yapıp yapmayacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Erdoğan, "Belediye başkanı adayımız sürecin içinde. Kalan son haftaya girerken bu tür halkla kucaklaşma toplantıları yapmayacağımı kimse söyleyemez. Önümüzdeki hafta içinde bu tür planlamalar yapılıp halkla buluşmalar çerçevesinde bir arada olmak suretiyle İstanbul'u dolaşacağız. Arkadaşlar çalışmayı yapıp nasıl yol belirlerse süreci devam ettireceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Münbiç'le ilgili bir soruyu "Münbiç'le alakalı stratejik ortağımız ABD sözünde durmadı ve orada beklenenler olmadı ama beklenenlerin olması bizim oradan elimizi, eteğimizi çekmek anlamına gelmez. Bütün planlamalarımızı aynı şekilde koruyoruz ve bunu yine aynen devam ettireceğiz" şeklinde yanıtladı.
]]>Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), İstanbul seçiminde kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirmeleri yaptıkları gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından suç duyurusunda bulunulan İstanbul ilçe seçim kurulu başkanları hakkında inceleme başlattı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart'ta yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptalinin ardından, kanuna aykırı sandık görevlisi ataması yapan ilçe seçim kurulu başkanları ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuş, bu kişilerin hakim olması nedeniyle suç duyurusu yazısı HSK'ya gönderilmişti. HSK 1. Dairesi, YSK'nın suç duyurusu üzerine, ilçe seçim kurulu başkanı hakimler hakkında inceleme başlattı. İddiaları araştırmak üzere görevlendirilen HSK müfettişlerinin hazırlayacağı rapor doğrultusunda hakimlerle ilgili karar verilecek. YSK'nın suç duyurusu dilekçesinde isim belirtilmediği, müfettişlerin araştırması sonucu, kanuna aykırı görevlendirme yapanların belirleneceği öğrenildi. HAKİMLER DIŞINDAKİ DİĞER SORUMLULAR Bu arada, YSK tarafından, Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun, "Hakim ve savcıların suçlarına iştirak edenler aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabidirler" hükmü gereğince, ilçe seçim kurulu başkanlarının yanı sıra diğer sorumlular hakkındaki suç duyurusu dilekçesi de HSK'ya gönderilmişti. HSK, hakimler dışındaki görevliler hakkındaki soruşturmaların genel hükümlere tabi olması nedeniyle bu kişilerle ilgili soruşturmaların İstanbul savcılıklarınca yürütülmesine karar verdi.]]>HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'dan 23 Haziran'daki seçimle ilgili açıklama geldi: "İstanbul'a çıkarma yapıyoruz. Yeter ki AKP kaybetsin, demokrasi güçleri kazansın."
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 23 Haziran'da gerçekleştirilecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin konuştu.
HDP'den yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul Küçükçekmece'de Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu üyeleriyle bir araya gelen Buldan burada bir konuşma yaptı.
İstanbul'un kaderini belirleyecek bir yapıyla bir araya geldiğini, bu açıdan buluşmanın önemli olduğunu belirten Buldan, "23 Haziran İstanbul seçimi belediye başkanlığının ötesinde bir seçimdir." dedi.
İstanbul seçiminde kullanılacak her bir oyun, büyük bir önemi ve kıymeti olduğunu vurgulayan Buldan şunları kaydetti: "Bizler bunun için seferberlik ilan ettik. 23 Haziran'a kadar hepimiz buradayız. Milletvekillerimiz, MYK üyelerimiz, PM üyelerimiz, bütün arkadaşlarım hepimiz İstanbul'a çıkarma yapıyoruz. Yeter ki AKP kaybetsin, demokrasi güçleri kazansın."
Buldan, meselenin, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ve CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu arasındaki yarıştan öteye geçtiğini bildirdi.
23 Haziran'da gerçekleştirilecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iple çektiklerini belirten Buldan, şöyle devam etti:
"Sandıkları korumak, sandık başında kalmak, oylarımıza sahip çıkmak kadar oy kullanmak da önemlidir. Burada bulunan bütün arkadaşlarımızdan bütün hemşehrilerimizden ricamızdır. Tatile kimse gitmesin. Iğdır, Muş, Van, Kars, Hakkari, Batman, Mardin ve Diyarbakır'a gidenler lütfen geri dönsünler. Gün kazanma, gün zafere yürüme günüdür. Hepinizin yolu açık olsun. İnanın kazanacağız, başaracağız. Hepimiz, bu başarının altına imza atacağız. Sevgili Selahattin Demirtaş'ı, Figen Yüksekdağ'ı o cezaevlerinden çıkaracağız. Arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasına 23 Haziran seçimleri sebep olacak, bunu asla unutmayalım."
]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Benim soru isteme adetim yok. Arkadaşımız (Ekrem İmamoğlu) bir yalan söyledi, yalanı yatsı olamadan ortaya çıktı. Hala bu işi nasıl döndürürüm gayreti içinde" dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, bir televizyon kanalında soruları yanıtladı. "16 Haziran'da yapılacak canlı yayında sorulacak soruları istediniz mi?" sorusunu Yıldırım, "Benim soru isteme adetim yok. Arkadaşımız (Ekrem İmamoğlu) bir yalan söyledi, yalanı yatsı olamadan ortaya çıktı. Hala bu işi nasıl döndürürüm gayreti içinde. Üzülüyorum. Yalanı da hatayı da kabul etmek erdemdir. Konuştukça irtifa kaybediyor. Tavsiyem sakin olsun. Öfke kontrolü önemli bir şey." şeklinde cevapladı. Gazeteci Uğur Dündar'ın ortak canlı yayının moderatörlüğünü yapmaktan vazgeçmesini değerlendiren Yıldırım, şöyle konuştu: "Niye vazgeçtiğini anlayabilmiş değiliz. Sen soru soracaksın, biz cevap vereceğiz, adaylar, demokrasi bundan nasıl zarar görecekler dedim. Ben de tam onun için Dündar ismini telaffuz ettim. Niye? Bir kutuplaşmadır gidiyor. Böyle mi kardeşim, madem ki bu kutuplaşmayı yumuşatacak bir süreç için Uğur Dündar bu işi üstlensin. Bu şekilde bir iletişim kurulsun. Bu fırsatı değerlendirebilirdi. Ancak büyük bir ihtimalle CHP'nin telkiniyle bu yayını yapmaktan vazgeçti." "KİMSENİN OYU KİMSEDE DEĞİL"
HDP'nin Kürt kökenli seçmenlerin tek temsilcisi olmadığına değinen Yıldırım, "Kimsenin oyu kimsede değil. Herkes adayları dinleyecek, adaylara bakıp karar verecek. HDP, Kürt seçmenin oyunun sahibi değil. Bize Kürtlerden oy geldi. Bu seçimde daha da çok geleceğine inanıyorum. İstanbul'a en iyi hizmeti ben yaparım. Çünkü ben o bölgenin insanıyım." ifadesini kullandı. İstanbul'daki trafik sorununa değinen Yıldırım, "Trafiği çözmek benim işim. Türkiye'de çözdüm, burada da haydi haydi çözerim. 5 sene sonra trafikle ilgili sorun kalmaz." dedi. Yıldırım, İstanbul'un trafik sorununu çözmek için akıllı şehir yönetiminin yanı sıra trafik zabıtalarının daha aktif kullanılacağını söyledi. Merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ın görüşleriyle siyasi görüşlerinin şekillendiğini anlatan Yıldırım, "İnanıyorum ki Saadet Partisi'ne gönül veren kardeşlerimiz bize oy verecek." diye konuştu. İBB çalışanlarının son dönemde haksız eleştirilere maruz kaldığına değinen Yıldırım, "Acımasızca yükleniyorlar. İpe sapa gelmeyen karalama şeyler çalışanları bunalttı. Çalışanlar da bir araya gelelim tepkimizi ortaya koyalım diyorlar. Bu doğal bir şey." şeklinde konuştu. CHP yönetimine geçen belediyelerde işçi çıkarılmasına değinen Yıldırım, "CHP Genel Başkanı bir taraftan işçinin emeğiyle oynamayacağız diyor, diğer taraftan el değiştiren belediyelerde bu tip işleri görüyoruz. Bu tamamen samimiyetsizlik." ifadelerini kullandı. "İSTANBUL ESKİ YILLARA GÖRE ÇOK İYİ BİR KONUMDA"
Binali Yıldırım, İstanbul'daki belediyecilik hizmetlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dönemiyle değişmeye başladığına değinerek, şunları anlattı: "İstanbul eski yıllara göre çok iyi bir konumda. Dürüst davranmak lazım. Tayyip Bey'in belediye başkanlığı öncesi İstanbul ile sonrası kıyas kabul etmez. 94 öncesi İstanbul'u bir sürü genç kardeşimiz bilmiyor. Biz o günleri yaşadık. Bilmemeleri normal. Bilmemeleri iyi bir şey. Kollarımız kopardı, iki elimizde iki tane bidon getiriyoruz, su dolduruyoruz. Çöp dağ gibi oluyor toplanmıyor, hava kirliliğinden nefes alamıyorsun. Otobüs, metrobüs, yürü tabanlarla... Bunlar şaka gibi geliyor ama yaşandı. 94 sonrası İstanbul'da dönüm noktası. Anketlerde araştırıyorsun İstanbul'un sorunlarını ne çöp çıkıyor, ne susuzluk çıkıyor, ne temizlik çıkıyor, yok. Ne var ulaşım trafik, yeşil alan, otopark, bağımlılıkla mücadele." Ekrem İmamoğlu'nun belediye verilerini kopyalatmak istemesine değinen Yıldırım, "Kim sana bilgiyi vermemezlik edebilir. Bu tecrübesizlik. Ben iyi niyetli düşünüyorum. Bir hesap da olabilir. 'Bir açıkları varsa, kısa sürede derleyip toplayayım da belki bunları kullanırım.' Ulusal güvenlikten öte insanların bilgilerine sahip olma hakkınız yok. Öyle bir şey yok. Onu veren adamın ömrü hapislerde geçer. Vereceksin diye emrettiği adamın ömrü hapiste geçer. Ne kadar verildiğini bilemiyorum." diye konuştu. "BİZ BU SEÇİMİ ANLAMLI BİR FARKLA KAZANACAĞIZ" Tekrarlanacak seçimi kazanacaklarını vurgulayan Yıldırım, "Biz bu seçimi anlamlı bir farkla kazanacağız. Bizim yol arkadaşlığımızda, AK Parti'de küslük olmaz. Zaman zaman sitem olabilir. Sitem sevgiden gelir. Konuşuruz, işleri güzelleştiririz. Kişi bilmediğinin düşmanıdır. Konuşma fırsatı vereceğiz. Bunu yapıyoruz. Asla bizim seçmenimiz pireye kızıp yorgan yakmaz." ifadesini kullandı. İstanbul'a halk plajları yapacakları söyleyen Yıldırım, "En az 5 tane halk plajı yapacağız. Çünkü Marmara temizlendi. Plaj olarak Karadeniz ve Marmara kıyısında düzenleyeceğimiz yerler var." dedi. Üniversite öğrencilerinin staj sorununu çözeceklerini anlatan Yıldırım, "Gençler staj yaparken bin lira da maaş alacak." diye konuştu. Yıldırım, Atatürk Havalimanı'nın fuar, kongre merkezi, millet bahçesi olarak düzenleneceğini ve özel uçuşların yapılacağı mini havalimanı olarak da kullanılmaya devam edileceğini kaydetti.
]]>23 Haziran'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Belediye Başkanlığı seçimi tekrarlanacak. İBB seçim takvimine göre seçim yasakları 13 Haziran'da başladı. Oy verme günü 23 Haziran'da saat 24.00'te sona erecek. Yasakların sona ermesinin ardından seçim sonuçları açıklanacak. 23 Haziran İstanbul seçimi yasakları...
31 Mart 2019 Pazar günü yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilmesi nedeniyle yenileme seçimi 23 Haziran 2019'da yapılacak.
13 Haziran'da başlayan seçim yasakları oy verme günü 23 Haziran'da saat 24.00'te sona erecek.
31 Mart Yerel Seçimlerinde uygulanan seçim yasaklarının 23 Haziran İstanbul seçiminde de uygulanacağı bekleniyor.
SEÇİM GÜNÜ YASAKLARI
Yerel seçimlerde oy verme günü saat 06.00'dan 24.00'e kadar alkollü içki satılamayacak, içkili ve umumi yerlerde alkollü içki verilmesi ve içilmesi yasak olacak, eğlence yerleri oy verme süresince kapalı kalacak, eğlence yeri niteliğindeki lokantalarda yalnızca yemek verilebilecek.
Oy verme günü düğünler seçim yasaklarına ve belirtilen kurallara uyulmak şartıyla saat 18.00'den sonra yapılabilecek. Emniyet ve asayişi korumakla görevli olanlardan başka hiçbir kimse 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 6. maddesinde belirtilen silahları köy, kasaba ve şehirlerde taşıyamayacak. Oy verme günü radyolar ve her türlü yayın organlarınca saat 18.00'e kadar seçim ve seçim sonuçlarıyla ilgili haber, tahmin ve yorum yapılamayacak. Radyolarda ve her türlü yayın organlarında 18.00-21.00 saatleri arasında ancak YSK tarafından seçim ile ilgili verilecek haber ve tebliğler yayımlanabilecek. Bütün yayınlar saat 21.00'den sonra serbest olacak ancak YSK tarafından gerek görülmesi halinde saat 21.00'den önce de yayınların serbest bırakılmasına karar verilebilecek.
İSTANBUL SEÇİM SONUÇLARI PAZAR AKŞAMI NTV'DE
]]>Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu NTV canlı yayınında İstanbul seçimine ilişkin soruları yanıtladı. İmamoğlu, 16 Haziran'da rakibi, Cumhur İttifakı'nın adayı Binali Yıldırım'la ortak yayına çıkacak olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Millet İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, Simge Fıstıkoğlu moderatörlüğünde Ahmed Arpat ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu'nun sorularını yanıtladı.
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları;
(Yıldırım-İmamoğlu ortak yayını) Neticede biraz rol paylaşımı gibi oldu. Bu münazaranın buluşma noktasındaki çabayı kusura bakmasınlar kendime alacağım. Başından beri isteyen kişi olarak. Moderatörlük tarafını sayın Yıldırım üstlenmiş oldu. Başından beri hangi televizyonu, hangi moderatörü istiyorsanız hazırım demiştim. Bunu 31 Mart öncesinde de söylemiştim. Ama maalesef kabul görmedi. Bence burada psikolojik bir süreç var ya da stratejik bir süreç var. 31 Mart'tan önce sanırım önemsemediler. Sanıyorum sürece dair emin bir duruş gösterdiler. Biraz kendilerinden emin olduklarını düşünüyorum ama seçim böyle bir netice vermeyince şimdiki süreçte bence stratejik olarak böyle bir karar olumlu baktılar.
Yine ben özellikle 6 Mayıs sonrasındaki ilk aşamada kamuoyu önüne çıktığımda bunu dile getirdim. 17 yıl sonra bu gündeme geliyorsa aslında bu toplum adına üzücü. Bunu her gazeteci, en başta sizler istersiniz. Böyle bir münazara ortamının, tartışma ortamının olmasını sizler istersiniz. Soru sormak, cevap almak, aydınlanmak... Bu bakımdan bu çabamın, ısrarla bu çabamın kabul görmesi günün sonunda sevindiricidir.
Elbette ki yenilenen seçim sürecine dair, ya bakın çok adil bir seçim süreci var, kabul gördü, işte çağdaş da bir münazara ortamı var, asla böyle bir durum anlamına gelmez. Bunun altını çizelim. Sevindiricidir böyle bir otamın sağlanması, mutluluktur benim adıma, demokrasi adına ama asla bu yenilenen seçim sürecinini ya da bu süreçteki ortamın demokrat bir atmosfer oluşturduğuna asla bir delil değildir. Ama her yönüyle sevindirici.
Moderatör kısmında bu olumlu bakış açısı olgunlaştıktan sonra Sayın Yıldırım fikirlerini beyan etmeye başladı. Ben o alana hiç girmedim zaten. Sayın Uğur Dündar'a dair böyle bir talebi ortaya koyunca ne diyebilirim ki! Birincisi baştan zaten kabul etmiş birisiyim. İkincisi Uğur Dündar saygın bir gazteci. Kaldı ki böyle bir münazara ortamını defalarca yönetmiş birisi geçmişte. Tabii sonrasında vazgeçtiğini ifade etti. Ben aradım kendisini. Bana ortamın uygun olmöadığınuı, kendi prensiplerine uygun olmadığını, kutuplaşma gereği mesleğini orada sağlıklı icra edemeyeceğini, her iki tarafa da zarar verebileceğini bana ifade etti. Bana ifade ettiği bu.
Çünkü ben zaten ismi bana ulaştığında sevindiğimi ifade etmiştim. Sonuçta Sayın İsmail Küçükkaya için karar verildi. Detayları netleşti. İçerikle ilgili baştan beri, sunan kişinin, modere eden kişinin özgün kalması konusunda ve gündemi toparlayıcı, zihinlerde 31 Mart günü dahil olmak üzere, İstanbul'un dünü, bugünü, yarını dahil olmak üzere zihinlerde hangi soru varsa sorulmasından yanayım. Bir sınırlamanın gazetecinin oradaki duruşuna ters olacağı kanaatindeyim. Asla bir sınırlama olmasından yana değilim. Şahsen bana soruları yollamasa da olur. Elbette ki eşitliğin korunması halinde.
Bir gazeteci bir adaya hangi soruları özgürce sorabiliyorsa, aynı duyguları bir başka adaya da hissettirerek sorularını hazırlayabilmeli diye düşünüyorum. Benim bakışım bu. Bu konuda çok netim ama Sayın Yıldırım soruların görüşülmesini talep etmiş. Danışmanıma bu ifadelerimi söyledim. Biz müdahale eden değil sadece gözetleyen konumda olalım.
Sorular olgunlaşsın, çıkalım konuşalım. İstanbul'un dününü, bugününü, yarınını. 31 Mart'ı, 31 Mart 18 Nisan arasını, 6 Mayıs sürecini, o 18 günlük süreci, 6 Mayıs'ta ne olduğunu ve sonrasını ve yarınları konuşalım istiyorum.
O kabul etmedi, şimdi de siz vazgeçin diyenler oldu. Dedim ya olur mu öyle şey! Asla. Biz 17 yıldır bu niçin yapılmıyor diye ısrar eden bir anlayışa sahibiz.
İnanılmaz bir ferahlık yaratır toplumda. Çekişmeler, çatışmalar, iftiralar, yalanlar hepsi söner gider. Çünkü insanlar birbirine bakarken zaten söyleyeceklerinini içerisinde emin olmadığı ne varsa unutur. O bakımdan ben çok rahatım. Bugüne kadar kimse hakkında bir iftiram yok. İstanbul'u konuşmuş birisiyim. İstanbul'u anlatmış birisiyim. En azından beni sevenler, beni ilgiyle takip eden herkese şunu söylemek isterim. Gönülleri rahat olsdun, bu bir vazifedir. Ben sorumlululğum adına, demokrasiye, İstanbul halkına olan sorumluluğum adına zevkle yerine getireceğim pazar günü. Kumpasmış, oymuş bunları geçsinler, kimseye bir şey olmaz.
(Ordu'daki VIP gerginliği) Ben bir bayram tebriği için Trabzon'a gittim. Çünkü oralıyım, köyüm belli. Köyümde birkaç yüz yıldır yaşayan bir aileyiz. Dolayısıyla bizim bir geleneğimiz var, ata mezarlarımız orada. Ziyaret ederiz, dua ederiz herkesin yaptığı gibi. Bunu da birkaç yıldır siyasi sorumluluklarım gereği yapamıyordum. Dolayısıyla bu ortamda yapma ihtiyacı hissettim. Bir bayramlaşma dedik ama bayramlaşma ötesinde bir şey yaşadık. Dolayısıyla, bence Karadeniz'in yaşadığı en büyük bayramlaşmaydı. Olağanüstü bir şeydi. Olağanüstü bir kucaklaşmaydı. Bunu o bölgeyi takip eden, daha önce orada bulunmuş bütün gazetecilere, meslektaşlarınıza sorabilirsiniz. Muazzam bir şey. Giresun aynı, Ordu aynı. Bununla bitmedi, 21 konuşma yaptım. Her ilçede... Bazı ilçelerde espri oldu, Eynesil'in bu kadar nüfusu yok diye. Dolayısıyla bir özel uçak kiralayarak, altını çizelim Trabzon'a gittik. Çünkü ertesi gün dönüşümüz olacaktı İstanbul'a. Trabon'da beni nerede karşılayacaklar, ben bu işlerle ilgilenmem ki.
Gittiğimiz yerde sorumlu insanlar var. İl başkanları var, milletvekilleri var, genel başkan yardımcıları var. Bizi VIP'den karşıladılar. Geldik, otobüsümüze bindik, köyümüze gittik. Ertesi gün sabah Trabzon'daki bayramlaşma dediğimiz seremoninin büyük bir kalabalığa dönüşmesinin keyfini yaşadık. Ordu, Giresun, arasındaki ilçeler... Derken bu güzel buluşmayı örtmek isteyen bir anlayış, hangi dokunuşsa o, elbette görünen figürü Ordu valisidir. Bir tuzak kuruldu bize. Niçin tuzak? Ben oraya gidene kadar yine nereden çıkacağız, bunu bilen birisi değilim ki.
Zaten havaalanına girdik. VIP'nin otomobil giriş bariyeleri açıldı. İçeri girdik, arabaları çektik. VIP'nin önünde toplanmış insanlarla ben fotoğraf çekilmeye başladım. Belki yüz elli iki yüz, üç yüz kişi vardı orada. Fotoğrafları çekildik, o esnada benim annem, babam, kızkardeşim, diğer ekip x-ray cihazından giriş yaptılar. Çantalar x-ray cihazından geçti. Biz o dışarıdaki fotoğraf çekiminden sonra içşeri girdiğimizde bir telaş, bağrışma, çağrışma... NE oluyor, ne bitiyor dediğimde o ara annemle karşılaştım. Annemin benzi atmış, "Biz her yerden gireriz evladım, gidelim normal vatandaş nereden gidiyorsa oradan girelim" dedi. Ne oluyor dedim. "Buradan girişinizi yasakladılar". Kim yasakladı dedim. "Vali beyin talimayı var". Yanımızdaki emniyet müdürünün söylediği şey. Sayın Seyit Torun'a kurban olayım, gel gidelim, gerek yok benzeri konuşmalar yaptım. Zaten var bir kısmı da. Vali beye rütbe taktırmayın dedim. Bu bir tuzak, tuzak.
Daha sonrasında da polislerle gittim. Çünkü o arada polislerle direnç varmış gibi... Kaldı ki ben kapıdan girdim polisler önümü açtı. Sonrasında polisler bir koridor gibi oldu, yürüdüm salonun ortasına. Ne bir dirençle karşılaştım ne bir şey. Günün sonunda polislere de kusura bakmayın, bu sizinle olan bir olay değildir, bir saygısızlık varsa kusura bakmayın, hakkını helal edin deyip içeri geçtik.
Bu süreçte işte yok onu dedi, bunu dedi. Zaten zor konuşan bir insanım, kurduğum diyalog bu. Aynı helalleşmeyi öbür tarafta yine polsilerle yaparak uçağımıza geçtik. Konuşacaksa basın, medya, 1 milyona yakın insanın o Karadeniz sahilinde bizi ağırlamasını konuşsun. Başkalarının istediği yola gitmesinler. Buı yazıktır, günahtır. İnsanların o gösterdiği ilgiye, alakaya karşı provoke edilmiş bir süreçtir. Onun için vali bey bize tuzak kurmuştur ancak Vali beye kim talimat vermiştir onu da açıklasın. Onu bilemem. Çünkü bizi VIP'den içeri alan kişi de Vali. O da Trabzon'da bir Vali.
Orayla da irtibat kuranın oranın il başkanı, milletvekili. Buranın da irtibat kuranı Ordu'nun milletvekilleri ve vali. Dert ne yani. Telefonuna çıkmamalar, mesajına bakmamalar vesaire. Bence gereksiz bir konu. Benim için bu kadar.
Büyükşehir belediye başkanlığı yapmış birisiyim. Görev yapmış, karar almış, üç meclis yapmış bir belediye başkanıyım. Benim de oradan geçme hakkım var.
İki profil yok, tek profil var, aynı şey. Ben insanım. Siz de 72 yaşındaki annenizin yüzünü beyaz görünce gidersiniz içeride insanları dışarı çıkarırsınız ya da kavga edersiniz, bilemem. Ben kavga etmedim. Tutanak uydurma, tuzak. Benim teşekkür ettiğim polisler ne dediğimi biliyor. Hiç önemli değil. Ben çok rahatım, huzurluyum, keyifliyim.
Bu tuzaklar çok defalar kurulmuştur. Benim eğer bir anlık yüzümdeki sertlik insanlara ya da size çok sert geliyorsa ben sizi bu ülkenin bakanlarının söylediği sözleri analiz etmeye davet ediyorum. Bir günden öbür güne konuştukları yalanı tarif etmeye davet ediyorum.
Basitlik yapmıştır. Vali basitlik yapmıştır. Çok net. Bunun dışında vali beyin kurduğu da bir tuzaktır, özür borcu vardır, gündem yaratmıştır. Gündemin esası yoldadır, onları analiz edin.
Bir başka şey, bakın diyorsunuz ki 'siyasete alet olmuş bir grup'. Siz (Okan Müderrisoğlu) bile şu an bence bir kusur işliyorsunuz. Yani bir firmadan uçağın kiralanmasıyla ilgili, ki bu işlerle ben ilgilenmeme, arkadaşlarım ilgilenir. O uçağı Binali Yıldırım kullanırken ne kadar analiz etmişse, bakanlar o firmadan helikopter ve uçak kiraladığında ne kadar analiz etmişse benim arkadaşlarım da o kadar analiz etti.
Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşık yüz yıllık bir kuruluşunu hangi ithamla suçluyorsunuz? Şüphe doğurdunuz. Bir grubu suçlamak, Türkiye'nin neredeyse dört nesildir bu ülkeye yüz binlerce insan istihdamı yapan Türkiye'nin gururu bir grubun seviyesizce bu şekilde eleştirilmesine başta gazeteci olarak sizin (Okan Müderrisoğlu) biraz seviyeli ve mesafeli davranmanız gerek.
Sizinle (Okan Müderrisoğlu) ne kadar temasımız varsa, inanın onunla da o kadar temasımız var. Yani şöyle mesela, sizin (Okan Müderrisoğlu) şu an çalıştığınız gazetenin bağlı olduğu grubun parti olarak bugünkü iktidarla temasının milyonda biri kadar temasım yok. Eğer bu etik bir kuralsa sizin (Okan Müderrisoğlu) için.
(Adayların hemşehri stratejisi) Elbette ki bu kavram irdeleniyor. Hemşehrilik kavramı yorumlanıyor. Ben bunun biraz dışında kalmayı tercih ettim. Örneğin İstanbul'da hemşehrilikler üzerinden buluşmaları minimuma indirmeye çalıştım. Bunu sahada engelleyemiyorsunuz. Bu siyasi bir realite. Ama bitmesi lazım. Bakın TÜrkiye'de her kavram bir bölünmeyi oluşturuyor. Bu ama hemşehriliktir ama etniktir ama başka bir şeydir. Dolayısıyla ben işin o tarafında değilim. Arkadaşlarım bana sekiz dokuz il saydılar. Ben dedim ki ya ben bayramda bir özelim var, yerine getirmek istiyorum. Trabzon'a gitmek istiyorum. Sonra madem oraya gittiniz, Giresun ve Ordu talebi var, onu yerine getirelim dediler. Onu ilave ettik. Bu da bir siyasi yönlendirmedir. Arkadaşlarımın bahsettiğiniz zemindeki bir yönelendirmesidir. Sayın Yıldırım'ın da düşüncesi o yöndedir, fark etmiyor ama bunun sona ermesi lazım. Ben İstanbul hemşehriliğinin peşindeyim. İstanbul kültürü oluşmalı. İster Diyarbakır'dan gelin, ister Trabzon'dan gelin, ister Van'dan gelin, ister Balıkesir'den gelin. Bakın bunu bizim düzeltmemiz lazım. İstanbul'da hemşehri dernekleri üzerinden siyasallaşmanın çok tehlikeli olduğunu düşünenlerdenim. Herkesin bir değeri var. Yani bu kültürel değerdir, etnik kökeni ile ilgili bir değerdir, yaşamsal biçimi ile ilgili bir değerdir, inançlarıyla ilgili bir değerdir. Bu değerlerin siyasete alet edildiği ortamlar günün sonunda inanın yaşama zarar veren şeyler.
Düşünsenize, etnik köken üzerinden hakaretlerle karşılaşıyoruz vesaire. Bunlar iş mi, konu mu Allah aşkına! Koca koca insanlar bunları mevzu edip siyasi gündeme düşürmeye çalışıyor. Sonra başlarına gelenleri görüyoruz. Üzülüyoruz yani.
Tüm hücrelerimle söylüyorum, İstanbul'da yaşayan 16 milyon insanın benim için A'sı da bir, Z'si de bir. İstanbullu. Bu şehrin çocukları, gençleri, kadınları, yaşayanları. Halayı da değer, horonu da değer, zılgıtı da değer, türküsü de değer, hepsi değer. O bakımdan bir İstanbul kültürü oluşması noktasında benim ciddi bir eğilimim var.
(Kampanyaya yapılan bağışlar) Öncelikle şunu söyleyeyim, miniminnacık çocuklarımızın bile 20 liralarını verdi, çok kutsal. Dolayısıyla en mantıklı, en tasarruflu şekilde İstanbullu'ya kendimizi tanıtmaya, anlatmaya çalışıyoruz. Şunun da altını çizmek isterim, yüz binlerce insan bağışta bulundu. Mutlaka ve mutlaka seçim süreci tamamlandığında tüm şeffaflığıyla süreci kamuyouna aktaracağımızı partimizin yöneticileriyle, genel başkanımızla konuştuk. Çünkü şu an yapılan bağışların 23 Haziran seçimiyle ilgili bir kampanya olduğunu, özellikle Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul adaylığıyla ilgili bir kampanya olduğunu, bu süreci tüm şeffaflığıyla, ne harcandı, ne geldi, ne kaldı, çünkü partinin hesabında biliyorsunuz, benimle hiçbir ilgisi yok. Ve orada kalan kısmının da ne şekilde kullanılacağı ki birkaç manevi harcama konusunda düşüncelerim var.
Manevi harcamadan kastım, şehrimizde ama ülkenin farklı noktalarında kalıcı bir takım şeyler yapabilir miyiz diye öngörümüz oldu. Tabii ne geleceğini bilmiyoruz, ne harcanacağı çok net değil ama mutlaka taahhüdümüzdür, 23 Haziran'dan sonra topluma her şeyi açıklıkla anlatacağız. Bir kere bu ülkenin bir atmosferi var. Bu atmosfere göre dün başka bugün başka, seçimi kazanacağız şu oya ihtiyacımız var diye başka konuşan bir kimliğe sahip değilim. Bir kampanya döneminde aynı kampanya bütünlüğü içerisinde hiçbir siyasi yol arkadaşım benim namıma ya da bu sürece dair çelişkili hiçbir tarifte bulunamaz. Bakın net söylüyorum. Bu yetkiyi kimden aldım, genel başkanımdan aldım. Genel başkanımla konuştuk ve sürece dair benim bir söylemim var, herkes buna uymak zorunda, nokta. Yani ben ilk başladığım gün, "Evet CHP ve İYİ Parti'nin adayıyım ama ben İstanbul ittifakının oyuna talibim" diyerek bu izni alıp adaylık lansmanında kullanmış biriyim. İstanbul ittifakında herkes var. İyi bir şehirde yaşam isteyen, mutlu olmak isteyen, adil bir paylaşım, hak hukuk adalet süzgecinden geçen bir erdemli yönetimin bu şehre hizmet etmesini isteyen herkesin oyuna talibim. Saydım, bunun içinde HDP'li hemşehrim var, AK Parti'ye oy vermiş hemşehrim var, MHP'li hemşehrim var, BBP'li hemşehrim var, DP, DSP, Vatan Partisi, Saadet Partisi herkes var. Herkesin oyuna talibim.
Burada hiç kimseyi birbirinden ayırmıyorum. Benim garipsediğim taraf şu, terör örgütlerinin sözcüleri ya da ifade eden kimlerse. Ben takip etmem terör örgütlerini. Takip etmem, işim değil. Niye takip etmem? Yok hükmündedir benim için. Yani kaldı ki sizi birisi kötülemeye kalksa terör örgütünü övdürtürüm sizi yani. Bu bir siyasi metodsa, stratejiyse birileri yaptırıyor olabilir, beni ilgilendirmez. Dolayısıyla terör örgütünün hiçbir sesine kulak vermeyen ve özellikle söylediklerini dikkate almayan ve bunun altında manidar birtakım kavramlar arayan anlayış, bunu nasıl benimle bağdaştırır, anlamış değilim. Benim için yok hükmündedir.
Terör örgütü başka ne ifade edebilir ki! Üzüntüm ne biliyor musunuz? Terör örgütlerinin ismini her gün dile getiren insanlar terör örgütü kampanyası yapıyorlar. Anlamış değilim. Benim için terör örgütü senin için de terör örgütü bir başkası için de terör örgütü. Ya yok hükmündedir. Kaldı ki bu ülkenin bir tavrı var terör örgütlerine karşı. Bu tavır, benim tavrımdır, milli tavrımdır. 31 Mart'a kadar ben İstanbul'da yaşayan Kürt seçmenim için, Kürt hemşehrim için, Kürt vatandaşım için, HDP'li seçmen için ne dediysem bugün aynısını söylüyorum. Benim söylemim değişmez. Söylemi değişenlere sorun lütfen. Niçin söyleminiz değişti? Bunun sorgulanması lazım. HDP, Türkiye'nin siyasi partisi. Ben varsayımlar üzerinden konuşmam. Rakibimiz dün başka konuşuyordu, bugün başka konuşuyor. Bunun sorgulanması gerek.
(Beylikdüzü Belediyesi Başkanlığı döneminde israf iddiaları) Ben beş yıllık belediye başkanlığım farklı konularda şahsım da dahil olmak üzere yüzlerce soruşturma geçirmiş bir belediye başkanıyım. Dava açılan, soruşturma talebinde bulunulan birçok konu var. Gururla söylüyorum ki Ekrem İmamoğlu olarak, beş yıl boyunca Beylikdüzü'nde belediye başkanlığı yapmış birisi olarak, özellikle adaylığım söz konusu olduktan sonra da ayrı bir mercek altında tutulma çabası, 31 Mart öncesinden bahsediyorum, çabalar olmasına rağmen zerre kadar ne bir görev zararı, Sayıştay raporları var, Sayıştay denetimi geçirmiş birisiyim. Çok enteresandır, 11 yıl üzerine Beylikdüzü Belediyesi Sayıştay denetimi geçirdi. Niye bilmiyorum, benden önceki 10 yıl AK Parti yönetimiydi. Niye bilemiyorum. Sordum hatta, unuttunuz mu Beylikdüzü Belediyesi'ni diye. Çünkü normalde, rutinde yılda bir Sayıştay denetimi geçirilir.
Dolayısıyla bütün bu denetimlerden geçmiş, hakkında tek bir dava açılmamış, tek bir soruşturmada aleyhine sonuç alınmamış bir kişi olarak tertemiz pırıl pırıl, hatamız, eksiğimiz olabilir ama tasarruflu bir dönem, minimum bütçeyle maksimum iş yapma ahlakıyla edebiyle hareket etmiş birisiyim. Ben bir iş insanıyım. Bir iş nasıl minimuma mal olur bunu iyi bilirim. Bakın ihalelerimiz oldu belli çapta, naklen yayınla ihaleleri yayınlamış birisiyim. Beylikdüzü Belediyesi'nin geçmiş görüntülerine bakabilirler.
Tertemiz bir beş yıl geçirdiğime inanıyorum. Şunun da altını çizeyim; 6 Mayıs'ta YSK'nın aldığı karar sonrası, Beylikdüzü Belediyesi'ne 15 uzmanla bir önceki seçimde AK Parti'den milletvekili adayı olmuş bir müfettişin görevlendirilmesi ve ısrarla ifadeleri, raporları 23 Haziran'a kadaer yetiştirin çabasıyla orada görev yapması da tırnak içinde çok manidardır. Ahlaka, vicdana, hukuka sığmayan bir davranıştır .
Biz tasarrufu önemseyen, israfı kurumundan uzak tutmaya çalışan bir beş yıl geçirdiğimizin sözünü, taahhüdünü buradan net olarak verebilirim, altına da imzamı atarım Beylikdüzü için. İsraf merceğini her kurumun yeni nesil bir dönemi başlatma adına tekrar tekrar kendi kurumuna tutmak ve o konuda tedbirleri almak mecburiyetinde olduğunun altını çiziyorum. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi değil, devletin hangi kurumu olursa olsun. Bakın Türkiye'nin kamu alanı en çok zarar yazan alan haline gelmiştir Türkiye'de. Kamu vicdanı korunmamaktadır. Kul hakkı çok değerli bir kavramdır. Bütün bu yapılan harcamaların yanlışları, geçmişte çok vizyon iş diye çöpe atılmış, Olimpiyat Stadı'ndan Formula 1 pistine kadar çöpe atılmış 500 milyon dolara varan yatırımlar.
Dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beylikdüzü Belediyesi, devletin kurumları tümüyle bu milletin parasını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını, kul hakkını koruma adına herkesin bu sürece dair yeni nesil bir bakışla dikkat etmesi gerekir. Çünkü Türkiye'nin şu an en çok zarar eden kurumları kamu kurumları. En çok paraların harcandığı yer, makam araçları vesaire. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar çarçur edilen bir alan yoktur.
Benim ilk sunumum yine kent yoksulluğu üzerine oldu. Tam dört ay önce bugün, Şubat ayının 11'inde yine yoksulluğu konuştuk ama ne yazık ki o zaman sesimizi çok duyuramıyorduk. Şimdi sesimiz daha çok çıkıyor. Ben aslında keyif alıyorum, neden? İstanbul'un önceliğine eşlik ediyor olması. Yani düne kadar hiç kreşin adını bile ağzına almayanlar, 800 mahallede kreş yokmuş diyerek kreşi önceliğinde konuşanlar. Biraz kopayala yapıştır gidiyor, olsun önemli değil. Toplumun sıkıntılarının tekrar görülmesi benim için bir kazanç. Kreşi biz konuştuk. İndirimi biz konuştuk. Bakın 17 yıldır yönetiyorsunuz. Bizim 18 günde yaptığımız indirimleri bile sahiplenme çabası var. Kent yoksulluğu bizim önceliğimizdi. Ama şunun da altını çizeyim, ne yazık ki dört ay önce açıkladığımız kent yoksulluğunu o zaman varolan bütçenin üç katı demiştik. Şu an beş katına çıkarmak zorunda kaldık. Çünkü dört ayda Türkiye daha kötü bir yere geldi. Hem işsizlik rakamlarında hem enflasyon rakamlarında.
Dolayısıyla ben kendim olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyaset yapıyorum. Dün başka konuşan, bugün başka konuşan değilim. Ben 11 yıldır, 12 yıldır Mustafa Kemnal Atatürk'ün ruhuna 10 Kasım'da mevlit okutan birisiyim. Niye? Kendim öyle inandığım için yapıyorum bunu, yeni değil ki. Yani benim Kuran okumam anlık vesaire. Kusura bakmayın cami avlularında neler neler yapılıyor. Bütün adaba aykırı, yanında Diyanet İşler Başkanı varken neler neler söyleniyor insanlara. İftiralar, bakın bu laflarla kul hakkı yenir. Başka bir şey olmaz. Bunlara bakılsın. Ben inancımla siyaseti birbirine karıştıran bir insan değilim. Ama inancımdaki referansları, inandığım ve hassasiyetle kabul ettiğim referansları, samimi bir dindar olarak kendimi tanımlıyorum, kendi alanında kullanan ve insanlara örnek veren birisiyim. Dolayısıyla okuduğum, kendimi yetiştirdiği ne varsa, beni insan yapan, beni Ekrem İmamoğlu yapan hangi unsur varsa onu siyasal yaşamına katan birisiyim.
Ya bu indirimleri açıklayan ben, meydanlarda kimin parasını kime dağıtıyorsunuz diyen sizler, bu parayı nereden bulacaksın diyen rakibim, hesap yapmayı bilmiyor diyen rakibim. Kayıtları var, açın bakın. Ondan sonra bu indirimleri yaptık. Neymiş efendim, AK Partili meclis üyelerinin verdiği bu projeyi sahiplendi diye beni suçluyor.
Yaşam vadilerini açıkladım. 30 milyon metrekarelik yeşil kuşak. Tarih 15 Ocak 2019. Aynı projeleri 15 millet parkı ve millet bahçesi diye açıklanan tarih 5 Şubat 2019. 200 bin işçiye istihdam sağlayacağız diyen ben. Tarih 14 Şubat. İlk tepki, iş vermek belediyenin işi midir, sen bu işi bilmiyorsun diyen rakibim. Aynı projeyi açıkladığı tarih 22 Mart 2019. Başka bir örnek daha vereceğim. Kadın emeğiyle ilgili projeyi 28 Şubat'ta açıklayan ben, aynı projeyi kelimesi kelimesine 31 Mart'ta açıkladı.
Şu anda gündemin kent yoksulluğuna oturmuş olması, bunu rakibimizin görmesi, rakibimizin bunu görerek hazırlık yapması beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Çünkü toplumun sorunlarını onların da görerek gerçek siyaset yapma arzuları beni mutlu ediyor. 31 Mart öncesi İstanbul seçimini beka sorunu diye tanımlayarak sayın cumhurbaşkanı, sayın bakanlar meydanlarda, 39 ilçede miting yaparak, tabiri caizse İstanbul'a mitili atarak, siyaseti İstanbul odaklı beka sorunuyla eşleştirerek yapıyorken ben onlara ne dedim? Sayın Cumhurbaşkanı ülkenin başka sorunları var. Bakın uluslararası politika sorunları var. Siz bırakın o işlerle uğraşın. Ekonomi sorunları var, güvenlik sorunlarımız var, terör sorunlarımız var. Saygıdeğer bakanlar lütfen siz de o işe bakın, devlet adamlığı bunu gerektiriri diyerek meydanlarda bunu söyleyen ben. Bugün sayın cumhurbaşkanının meydandan çekildiğini görmek, bütün caddelerde fotoğrafı varken fotoğraflarının indirilmiş olduğunu görmek İnanın hissiyatım, inşallah diyorum ki benim sözümün değeri karşılığı olmuştur da böyle bir yöntem seçmiştir diyorum örneğin. Dolayısıyla bazen topluma doğruları vermek, doğruları göstermek önemlidir, değerlidir. Bu ister muhalefet olsun ister iktidar olsun, ister belediye seçimi olsun. Aslında yeni nesil siyaset anlayışıyla ısrarla proje ve ihtiyaçları gözeterek bir politika ortamı yaratmakla politikanın, siyasetin dilini değiştiriyoruz. Bakın Sayın Cumhurbaşkanı, süreci terk ettiğini görüyoruz ya da sürecin sahasında olmayacağını hissediyoruz. Fotoğraflarıyla, afişleriyle olmadığını görüyoruz. Bu beni memnun ediyor biliyor musunuz. Ne adına memnun ediyor? Kendi adıma değil, millet adına. Çünkü ben bir cumhurbaşkanı makamını nasıl gördüğümü bizzat kendisine de anlattım. Görevi aldığımda ziyaretimde kendilerine de anlattım, yetinmedim meydanlarda anlattım. Bu benim talebim. Ben cumhurbaşkanını öyle görmek isterim. Kendisi nereye koyuyor bilemem ama bugün bir noktaya gelinmişse, bunda da benim çabam varsa Allah'ıma şükürler olsun.
Bugünkü mülteci sorunu da Türkiye'nin ekonomik anlamdaki gündemini tetikleyen unsurlardan bir tanesidir. İşsizliğin ve bunun gibi birtakım unsurların. Bunun ekonomik verileri elimizde var, detayına girmeyeceğim. Niye sosyal poitikalar ve yardımlaşma önde? Artık şehirimizde üç gencin biri işsiz. Bu şehirde dört aileden biri açlık sınırının altında gelire sahip. Ben sosyal politikalar açıklamaktan keyif almıyorum ki. Ben tam aksine bu şehrin başka kavramlarını ki birçok yönüyle de perşembe günü özellikle mekansal projelerini, vizyoner projelerini açıklayacağım. Ama bugüne bunları koymamızın sebebi bu. Dolayısıyla biz diyoruz ki açlık sınırın altında bir aile bırakmayacağız. Yani biz açlık sınır neyse TÜİK'in verilerine göre destek olacağız. Sofra destek paketi, aile destek paketi, evlilik destek paketi, gıda destek paketi gibi. Sosyal yardım paketini daha önce olanın üç katı diye açıklamıştık, bugün beş katı diye açıklıyoruz. Niye? Sadece son çeyrekte, bu ülkede sadece sanayi sektöründe 342 bin civarında insan işsizlik kaydı yaptırmış. Dolayısıyla bu kadar yoğun, İstanbul'u tetikleyen bu sorun bizim gündemimizde birinci sırada olmak zorunda. Mülteci konusu kulağından tutulmuştur. Mülteci konusu mülteci kavramlarıyla uluslararası evrensel tanımları üzerinden değerlendirilmemiştir. Bu konuda Türkiye yalnız bırakılmıştır, o ayrı mesele. Ben bunu Fransa'da bir toplantıda tartışmış bir belediye başkanıyım ama Türkiye de bu konuda tutarlı, sağlıklı adımlar atmamıştır. Politikalar üretmemiştir. Günü geldiğinde iç politika malzemesi yapılmıştır. Halbuki bu bizim milli bir sorunumuz. Milyonlarca insanı mülteci olarak bu ülkede tutmak başka şkeiller ve tanımlar gerektirir, alıp şehirlerin içerisine dağıtmak başka bir kavram.
Dolayısıyla bu yükün bugün başka sosyal sorunları var, psikolojik sorunları var, yarınlarda daha farklı sorunları var. Dolayısıyla biz birkaç temel tavırla bu süreci takip altına alacağız. Çok acı, bu mülteci sorunu yaşanalı beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tek bir hamlesi, tek bir akılda kalıcı politikası, ürettiği manevra alanı yok. Sıfır. Biz mültecilerin önce bütünüyle bir envaterini çıkaracağız, devletin kurumnlarıyla. Çocuğu ve kadını önemseyen bir tavırla, onların yaşadığı hangi sosyolojik problemler varsa bunun önüne geçeceğiz. Ulusal bir politika oluşturulması adına, 16 milyonluk bir kentin yöneticisi olarak mutlaka bir politika üretilmesi noktasında önderlik yapacağız. Günün sonunda, ulusal ve uluslararası arenada bu şehrin bir temsilcisi olarak, Allah'ın izniyle 23 Haziran'dan sonra bu şehrin belediye başkanıyım, hak hukuk adalet temelinde, bu şehrin insanlarının haklarını arayan bir temelde, Suriyeli mülteciler başta olmak üzere ülkelerine geri dönmeleri noktasında net tavır alarak bu sürecin en sağlıklı şekilde nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda hem ulusal hem uluslararası arenada ülkemizin sesi olarak gündeme getireceğimiz bir politkamız olacak. Tavrımız net.
Plajları bırakın. Plajlarda yapılan tavır yanlıştır zaten. İnsani de değildir, ırkçı bir davranıştır. Hangi parti yaparsa, benim belediye başkanım yapsa da önemli değil. Dolayısıyla benim derdim şu an Esenyurt'un mahalleisnde çıkan kavgayla, beni mderdim Ümraniye'deki mahallede çıkan kavgayla, oradaki çatışma alanlarıyla. İşimi elimden aldı diyen benim Doğu, Gündeydoğu, Karadeniz'den göç etmiş vatandaşımın feryadıyla. Dolayısıyla bu kanayan yarayı büyütmeme adına hep birlikte, bu ülkenin her kademesindeki insanlar tedbirler alarak, günü sonunda mültecilerin vatanlarına gitmesi tavrın net olduğu bir tavırla hareket etmemiz gerekir.
Bugün medyadan siz vicdanen rahatsız değilseniz bir kere aynı yerde oturmuyoruz. Siz başka bir taraftan bakıyorsunuz, biz başka taraftan bakıyoruz. Bugün medya kanalları, medyanın içerisindeki gazeteler, bu ülkenin neredeyse 70-80 yıllık, benim için değerli, benim evime giren gazeteler. Ben esnaf çocuğuyum. Biz sabahları o dükkana Cumhyuriyet alınırdı, Hürriyet alınırdı, Tercüman alınırdı, Milliyet alınırdı, isim veriyorum. Niye? Biz esnafız ya, gelen müşteri okumak isterse hangi gazeteye alırsa okusun diye. Ben böyle bir ahlaktan yetiştim. Benim babam sağ görüşlüydü, rahmetli dedem Adalet Partili'ydi falan filan. Böyle bir ortamda büyüdüm. Dolayısıyla ben o markaların zarar görmesini istemiyorum. Ben böyle büyüdüm. Bazıları kapandı gitti, bazıları devam ediyor hayatına, hepsi devam etsin.
Aileler de öyle. Ben aileleri övdüm. Çünkü o aileler bu ülkeye geçmişleri iki nesil, üç nesil, dört nesil hizmet etmiş, on bimlerce yüz binlerce istihdam yaratmış kıymetli aileler. Dediğim şu, yönetim olarak medya ahlakına uygun hareket etmenizi talep ediyorum. Sizin ailenize yakışan bu. Söylediğim bu ama etmediğini de ifade ettim. Bakın şu anda Demirören Grubu, isim veriyorum yine, sizin az önce ekranda gösterdiğiniz reklamlarımızla ilgili yayınlayıp yayınlamayacağı konusunda bize henüz geri dönüş yapmış değil. Örneğin zaten belli bir medya gurub var, bizim reklam talebimizi direk reddediyor. Paramızla reklam yayınlayamıyoruz, bırakın daveti. Bir kısmı ismini kullanmayın diyor. İsmini bile kullanmayın diyor, Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı. Allah aşkına ben şikayet etmeyeceğim de kim edecek. Başka bir şey daha söyleyeyim. Ben bugün buradayım. Davet ettiniz, geldim. Diyorum ki beni kim davet ederse giderim. Gittim de zira. Benim orada söylediğimle NTV stüdyosunda söylediğim arasında fark yok ki. Çok rahatım. Milletimin çağdaş, özgür, özgün, herkese eşit davranan, sorgulayan, araştırsın beni, baksın. İstediğim şey, özgür bir basın olsun. Bu ülkenin kıymetli aileleri kolay yetişmiyor. Ben şuraya girdiğimde gurur duyuyorum. Girdiğimde, stüdyosunu gördüğümde, yapıyı gördüğümde gurur duyuyorum. İçi de dolu olsun, daha keyif alırım. Ama özgün ve özgür basın olsun. Siz de keyif alın, biz de keyif alalım.
TRT kurumu, TRT ya. Benim vergilerimle, sizin vewrgilerinizle maaş alıyor orada binlerce insan. TRT kurumu Ekrem İmamoğlu'nu tek bir programa niçin çıkartmaz? Size sormuyorum, milletime soruyorum. Rakibimi niçin kaç kez çıkartır? Düşünsenize, Ekrem İmamoğlu bütün Karadeniz'i gezdi, sadece VIP olayı tek haber. Niçin? Bu üzücü değil mi? Bütün bunlar beni üzüyor.
]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Yüzde 10 sayıldığında ben 16 bin oy kazanıyorsam bu kazandığım oylar çalınmış oylardır. Bunun başka izahı yok." dedi.
Bahçelievler'de Eğitim-Bir-Sen'in toplantısında sendika üyesi öğretmenlere hitap eden Yıldırım, İstanbul'da seçimlerin yenilenme kararını hatırlatarak, "Maalesef İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri tamamlanamadı. Çünkü seçimde şaibeler, yolsuzluklar, oy hırsızlıkları ortaya çıktı." dedi. Yıldırım, şöyle devam etti: "Sandıkların oy sayım döküm cetvelleri bomboş veya dolu altında üyelerin imzaları yok veya kayıp. İlçe seçim kurullarından 4 ilçe tamamı, 2 ilçe kısmen sayım kararı çıkardık. Oyların yüzde 10'u sayıldı fark 29 binden 13 bine düştü. Siz öğretmensiniz matematiği bilirsiniz, aralarında 13 bin fark olan iki aday var. Ne hikmetse sayıyoruz bizim oylar artıyor onlarınki azalıyor. Normal bir şey mi? Niye çalındı, nasıl çalındı diye soruyorlar? Yüzde 10 sayıldığında ben 16 bin oy kazanıyorsam bu kazandığım oylar çalınmış oylardır. Bunun başka izahı yok. Oyların tamamının sayılması mümkün olsa seçimin yenilenmesine gerek kalmayacaktı. Bunu bildiği için karşı taraf yeniden sayma işine şiddetle karşı çıktı. Foyaları meydana çıkacağını gördüler. Hemen seçim kuruluna müracaat ettirip reddettiler. YSK'ye da gittik orada da reddedildi. Yoksa biz bu seçimin yenilenmesini asla istemedik. Biz sayım tekrar yapılsın, insanların kafasındaki soru işaretleri kalksın, kimi seçmişse İstanbullular o mazbatasını alsın. Maalesef CHP bunu istemedi. Bizim için artık tek yok kaldı seçimin tekrarı için müracaat etmek. Bunu yaptık." İstanbul'da 96 CHP üyesinin sandık başkanı yapıldığını ifade eden Yıldırım, "3 bin 950 sandık başkanı üyesi birbiriyle birinci derece akraba. İstanbul'da sandık başkanlığı üyeliği ihtiyacının 7 katı memur var. 7 kat memurdan seçmiyorsunuz. Özel bankalardan, akrabalardan sandık başkanı yapıyorsunuz. Bu herhalde bilgisizlikten yapılmış değil bunun arkasında bir plan ve organizasyon var." diye konuştu. Ekrem İmamoğlu'nun mağdur olduğu şeklindeki söylemlere değinen Yıldırım, şunları kaydetti: "Mağdur 8,5 milyon işini gücünü bırakarak oy veren İstanbulludur. İstanbulluyu mağdur ettiler. Seçime hile karıştırarak, oy kaydırmaları yaparak, şaibeler yolsuzluklarla seçimi şaibeli hale getirdiler. Asıl mağdur oy veren herkes. Kimse mağdur hikayesi bize anlatmasın. Bize mağduriyeti bize yaşatanlara 23 Haziran'da bir cevap vermemiz lazım. Seçmenin her türlü şeytanın aklına gelmeyecek işlerin hepsini yapmışlar. Tabii 'neredeydiniz siz?' diye sorabilirsiniz. Haklısınız. Biz işimizi tam yapamadık. Kusurumuzu kabul ediyoruz ama hırsızın da hiç mi günahı yok?" İstanbul için yapacağı çok iş olduğunu, 1 numaralı işinin trafik olduğunu aktaran Yıldırım, "Trafik nasıl çözülür? Bakın şekil A' ya. Türkiye'de nasıl çözdüysem, İstanbul'da da aynı şekilde çözeceğim." ifadelerini kullandı. Binali Yıldırım, sözlerini, "Bütün öğrenciler spor salonlarından, şehir tiyatrolarından, müzelerden ücretsiz yaralanacak. Gençlere 10 GB internet bedava olacak. Öğretmenlerimiz ister kadrolu, ister sözleşmeli, ister ücretli toplu ulaşım ücretsiz olacak. Helali hoş olsun. Öğretmenlerimiz için bu bir başlangıç. İlerleyen günlerde başka müjdelerimiz var." diye tamamladı.]]>23 Haziran'da İstanbullular sandığa gidecek. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminin yapılacağı 23 Haziran seçim takvimine göre seçim yasakları 13 Haziran'da başladı. Şeçim sonuçları ntv.com.tr sitesinden ve tüm sosyal medya hesaplarından canlı ve anlık olarak yayınlanacak. İşte 23 Haziran İstanbul seçimleri seçim takvimi...
31 Mart 2019 Pazar günü yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilmesi nedeniyle yenileme seçimi 23 Haziran 2019'da yapılacak. Kesintisiz uygulanacak seçim takviminde, resmi tatil günleri de seçim takvimi açısından normal çalışma günleri gibi değerlendirilecek. Seçim takviminin diğer aşamaları şöyle: 13 Haziran Perşembe Seçim propagandası ve yasaklar başladı. 16 Haziran Pazar Seçmen bilgi kağıtlarının seçmenlere dağıtımı tamamlandı. 18 Haziran Salı Kesinleşmiş seçmen kütüklerinde yer alan ölenler ile vatandaşlıktan çıkarılanlara ait bilgilerin Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden, kısıtlı seçmenlere ve 26 Aralık 2018 ila 23 Haziran 2019 tarihleri arasında ceza infaz kurumlarında bulunan kasıtlı suçtan hükümlülere ait bilgilerin Adalet Bakanlığından, oy verme günü itibarıyla silah altında bulunan er ve erbaşlara ilişkin bilgilerin Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Genel Müdürlüğünden, askeri öğrenciler, yedek subay öğrencilere ait bilgilerin de Milli Savunma Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünden alınarak sandık seçmen listelerinde şerh düşülmesi için gerekli işlemler Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce yapıldı. Sandık seçmen listelerine sandık çevresi ve sandık kurulu görevlileri şerhinin işlenerek çoğaltılmaya başlanıldı. Seçmenlere dağıtılamayan seçmen bilgi kağıtları ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına tutanakla iade edildi. Seçmen bilgi kağıtlarını herhangi bir nedenle 16 Haziran günü akşamına kadar alamayanlar, ilçe seçim kurulu başkanlıklarınca ikişer gün ara ile iki kere ilan edilecek. 19 Haziran Çarşamba Sandık seçmen listelerinin çoğaltılması bitirildi. İlçe seçim kurullarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. ve 406. maddelerindeki sebeplerle haklarında kısıtlılık kararı kesinleşenlere ilişkin olarak sonradan gelen bilgiler sandık seçmen listelerine "oy kullanamaz şerhi" girildi. İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına teslim edilecek seçim araç ve gereçlerini içeren malzeme torbalarının hazırlanmasına başlandı. Cumhuriyet Başsavcılıklarından, tutuklular ile tutuklu seçmen listesinde yazılı olup da tahliye edilenlerin veya tutuklu iken cezaları kesinleşerek hükümlü sıfatını alanların isim listeleri istendi. 20 Haziran Perşembe Sandık kurulu başkanlarına teslim edilecek seçim araç ve gereçlerini içeren malzeme torbalarının hazırlanması bitirildi. Tutuklular ile taksirli suçlardan hükümlülere ilişkin seçmen listeleri kesinleştirilerek çoğaltılmasına başlandı. 21 Haziran Cuma Tutuklular ile taksirli suçlardan hükümlülere ilişkin kesinleşen seçmen listelerinin çoğaltılması işlemi bitirildi. İlçe merkezi dışında kalan mahallelerde ilçe seçim kurullarınca malzeme torbaları sandık kurulu başkanlarına teslim edildi. Görevlilerle ilgili eğitim çalışmaları tamamlandı. 22 Haziran Cumartesi Seçim propagandası sona erecek. (Saat 18.00) 23 Haziran Pazar Oy verme günü. Seçim yasakları saat 24.00'te sona erecek.
İSTANBUL SEÇİM SONUÇLARI PAZAR AKŞAMI NTV'DE
]]>İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu’nun ‘Bir İçişleri Bakanı’nın İstanbul’da ne işi var?’ sorusuna yanıt verdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Bağcılar'daki bir fesivalin açılışına katıldı ve 23 Haziran Pazar günü gerçekleşecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi hakkında açıklamalarda bulundu.
Millet İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu sert bir dille eleştiren Soylu, “Hangi yolda hangi düsturda gittiğimizi biliyoruz. CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı diyor ki; ‘Bir İçişleri Bakanı’nın İstanbul’da ne işi var?’ Ankara’dan ibaret sanıyor İçişleri Bakanı’nın görevini. Niye İstanbul’da işim olduğunu söyleyeyim. Neyle görevli olduğumu da söyleyeyim." dedi ve şöyle devam etti:
"Doğu ve Güneydoğu’da o dağlarda bu ülkenin birliğine saldıranlara karşı milletçe hangi cevabı veriyorsak, oradaki kahramanlarımız hangi cevabı veriyorsa benim görevim İçişleri Bakanı olarak da, İstanbul’da Süleymaniye’de doğan bir kardeşiniz olarak da, Karadeniz’de Trabzon’da doğan bir evladınız olarak da benim görevim açık ve net… Doğu ve Güneydoğu’da PKK’nın varlığını nasıl oradan kaldırmaya çalışıyorsak, görevimiz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı üzerinden İstanbul’a PKK’nın sızmasını engellemektir. Bu kadar açık ve net.”
“Eğer bunu yapmazsak Aybüke Yalçın kızımıza hesabımızı ödeyemeyiz” diyerek 2 yıl önce teröristler tarafından şehit edilen öğretmeni hatırlatan Bakan Soylu, “Eğer bunu yapmazsak Bedirhan bebeğimize hesabımızı ödeyemeyiz. Biz İstanbul’u biliyoruz. Biz İstanbul’u hangi zenginlikler içerisinden nasıl bir yoksulluğa bıraktıklarını da biliyoruz. Nasıl bir beceriksizliği ve aynı zamanda nasıl bir basiretsizliği ortaya koyduklarını çok net biliyoruz” ifadelerini kullandı.
VİDEO: ADAYLAR 16 HAZİRAN'DA YAPILACAK ORTAK YAYINI DEĞERLENDİRDİ
]]>Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu tüm kanallara açık ortak yayında, 16 Haziran Pazar günü saat 21.00'de gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde bir araya gelecek. Programla ilgili değerlendirmede bulunan Cumhur İttifakı adayı Yıldırım, "İstanbul'u, geleceğini ve projelerini konuşacağız" derken Millet İttifakı'nın adayı İmamoğlu da, "İstanbul ve seçimle ilgili yaşanan süreci konuşacağız" dedi.
Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun tüm kanallara açık ortak yayını 16 Haziran'da gerçekleşecek. Yıldırım ve İmamoğlu'nun katılacağı programın tarihi, yeri ve moderatörünün belirlenmesinden sonra iki aday da değerlendirmede bulundu. YILDIRIM: İSTANBUL'U, GELECEĞİNİ VE PROJELERİNİ KONUŞACAĞIZ AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, seçim çalışmalarını Çatalca'da esnaf ziyareti ve halkı selamlayarak sürdürdü. Çatalca'nın Kestanecik Mahallesi'nde gazetecilerin sorularını cevaplayan Yıldırım, rakibi CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte yapacağı canlı yayın için hayırlı olsun dileğinde bulundu. Yıldırım, "Bir televizyon programında beraber olacağız. İstanbul'u, geleceğini ve projelerini konuşacağız. Böylelikle şehirde yaşayan 15 milyonun, doğrudan adaylardan, ne düşündüklerini, projelerini, vaatlerini duyma fırsatı olacak. Ümit ederim, faydalı, verimli bir yayın olur. Arkadaşımıza da başarılar diliyorum." diye konuştu. İMAMOĞLU: İSTANBUL VE SEÇİMLE İLGİLİ YAŞANAN SÜRECİ KONUŞACAĞIMIZ BİR SOHBET OLUR İmamoğlu, Binali Yıldırım ile 16 Haziran Pazar günü saat 21.00'de yapılması planlanan ortak yayını değerlendirdi. Yola çıkarken, her konuda çözüm olacaklarını dile getirdiklerini söyleyen İmamoğlu, şöyle konuştu: "Bugün bu noktaya gelmiş olmak, çok değerli benim için. 31 Mart öncesi ısrarla 'Bu yayını yapalım' demiştim. Rakibimiz ısrarla buna olumlu bakmamıştı. Kimisi, 'Ne gerek var?' demişti, kimisi, 'Zaten meydanlarda konuşuyoruz' demişti. Bazıları hatta, 'Prim mi yaptıracağız?' demişti. Bu, katılan kişiyle ilgili bir konu değildi. Demokrasi sürecine katkı sunacağını düşündüğümüz için yaptığım bir çağrıydı. Bugün karşılık buldu. Çok mutluyum. Güzel bir sohbet olur inşallah. İstanbul'u ve seçimle ilgili yaşanan süreci konuşacağımız güzel bir sohbet olur. Türkiye'ye, Türkiye demokrasisine, yeni nesile özellikle, yeni nesil siyaset diline, çocuklara, gençlere gerçekten katkı sunan bir program olacağını umut ediyorum. Bu yönüyle, elimden gelen katkıyı sunacağımdan her vatandaşımın emin olmasını diliyorum. İnşallah güzel bir yayın olur." dedi. YAYIN PAZAR AKŞAMI -Tarih: 16 Haziran 2019 (Pazar) -Saat: 21.00 -Moderatör: İsmail Küçükkaya -Yer: İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı -Kanal: Bütün kanallar yayınlayabilecek]]>31 Mart seçimlerinde İstanbul'a ağırlık veren, ilçe ilçe mitinglerin yanı sıra Yenikapı'daki mitingde halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 23 Haziran seçim programında miting bulunmuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bayramı İstanbul'da geçirirken bayram sonrasında mesailerini İstanbul'dan çok Ankara'da gerçekleştirmeye karar verdi.
Milliyet gazetesinden Kıvanç El'in haberine göre, Erdoğan'ın kurmaylarıyla birlikte seçime kadar taslak programını belirlerken önümüzdeki hafta başında İstanbul'daki seçim toplantısı dışında toplantı konulmadı.
Erdoğan'ın seçime kadar ise İstanbul'da daha önce planladığı üzere miting yapması beklenmiyor. AK Parti kurmayları ise, Erdoğan'dan bağımsız olarak seçim çalışmalarına daha da yoğunlaştırarak devam edecek. Binali Yıldırım'ın yanı sıra bazı bakanlar ile AK Parti yönetimi sahada yoğun çalışmada olacak.
Erdoğan, yarın itibarıyla Ankara'ya gelecek ve programlarına Ankara'dan devam edecek. Erdoğan hafta başında seçim toplantısı için İstanbula gidecek ve döndükten sonra da son haftayı Ankara'da geçirecek.
Erdoğan'ın Ankara'da yoğun programları olacak. Erdoğan'ın, CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu ile TV programı öncesi Binali Yıldırım'la pazar günü bir araya geleceği öğrenildi. Erdoğan ayrıca önümüzdeki hafta ayrıca İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu da Külliye'de ağırlayacak.
VİDEO: ADAYLAR 16 HAZİRAN'DA YAPILACAK ORTAK YAYINI DEĞERLENDİRDİ
]]>CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Binali Yıldırım ile ortak televizyon programına ilişkin, "Sayın Engin Altay ve Sayın Mahir Ünal bu konuda bir görüşme içerisindeler, bugün bir değerlendirme yapacağız. Muhtemelen yarın bu iş neticelenir" dedi.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Şişli'deki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, vatandaşların seçim için yoğun bir şekilde İstanbul’a geri dönmesinin demokrasi adına çok değerli bir tavır olduğunu belirtti. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile seçim öncesi yapılması planlanan televizyon programına değinen İmamoğlu, "Partim adına Sayın Engin Altay’ın ve AK Parti adına da Mahir Ünal’ın görüşmeleri devam etmektedir, detayları konuşuluyor. Kimin moderatörlüğünde, hangi kanallarda, biçim olarak oluşması konusunda da karşılıklı görüş alışverişi devam ediyor. Böyle bir ortamın oluşması ve böyle bir ortamda adayların tartışması ve 17 yıl sonra ilk defa tartışmaya açılıyor olması ve buna dönük ilk defa bizim ortaya koyduğumuz irade ile bu süreci yakalamış olmak şahsım adına beni mutlu etmiştir." ifadelerini kullandı. Ekrem İmamoğlu, Karadeniz gezisi sırasında Ordu-Giresun Havaalanı VIP salonunda yaşanan olaya ilişkin şunları söyledi: "Biz VIP kapısına geliyoruz, giriş kapıları, bariyerleri açılıyor, araçlarımız içeriye alınıyor, VIP kapısının içinde ne olup bittiğinden ben zaten haberdar değilim. Kapıya birikmiş yüzlerce vatandaşımız ile hasbihal içerisindeyiz, vedalaşıyoruz, fotoğraf çekiliyoruz, helalleşiyoruz. O esnada bir milletvekilimiz yanıma geliyor, 'İçeriye gelelim başkanım' diyor, İYİ Parti Trabzon milletvekilimiz. Koluma giriyor, kapıdan içeri geçiriyor beni. Bu esnada içerideki kargaşayı görüyorum. Bakın bu süreçte diyorum ya, uçuş yok, bizim VIP’ten geçmemize dönük bir engel oluşturulacaksa ya da Vali buna müsaade etmiyorsa kapatırsın VIP salonunu, kapatırsın ışıklarını, kimseyi içeri almazsın ama siz kapıyı açık bırakıyorsunuz, kapıdan içeri insanlar giriyor. Benim annem, babam yaşlı insanlar, çantalarını x-ray kontrol cihazından geçiriyor, yani oradaki memur geçişine imkan tanıyor, içeri giriyorlar. Ben girdiğimde içerideydiler. Ben içeri giriyorum bir kaos, karmaşa. Böyle bir ortamda bize Sayın Vali bir tuzak kurmuştur. Basitçe, altını çiziyorum, tuzak kurmuştur. Bir tuzakla, bir şov yaparak ne yazık ki Karadeniz'deki o güzel ortamı, atmosferi gölgeleme çabası içerisine düşmüştür." Kendisinin içeri girip olayı anlamaya çalıştığını, annesiyle görüştüğünü, onun yüzünün bembeyaz olması dolayısıyla kaygı duyduğunu, tedirgin olduğunu dile getiren İmamoğlu, "Annem tepki veriyor, 'Biz her yerden gideriz ne işimiz var burada?' diye gayet insani bir tepki gösteriyor. Ben içeri gidiyorum tartışmanın olduğu yerde ve orada konuşmamı yapıyorum. Bütün duygumu, bütün ifadelerimi aslında orada kullanıyorum. Diyorum ki, 'Vali Bey'e daha fazla prim yaptırmayalım, rütbe taktırmayalım' manasında konuşmalar yapıyorum ve lütfen rica ediyorum Sayın Seyit Torun'a, 'Gelin hep beraber dışarı çıkalım, öbür terminalden gidelim' diye. Bu şekilde tavrını koymuş birisiyim. Psikolojim ortada, olaya bakışım ortada. Her şekliyle olaya yaklaşımım ortada. Buradan kendisine malzeme çıkarmak isteyenler, 'şunu yaptı', 'bunu dedi', 'gerçek yüzü...' Benim gerçek yüzüm ortada." dedi.
"YARINDAN İTİBAREN BU TARZ KONUŞMALARA ASLA CEVAP VERMEYECEĞİM"
"Özel uçak" konusuna da değinen İmamoğlu, "Kritik olan bizim kiraladığımız özel uçağın tahsis edildiği şekilde yalan konuşulması değil. Esas vurgulamak istediği şey, '2 gündür, 3 gündür kayboldu. Ona tahsis edilen uçakla nereye götürülüp bırakıldı?' diyerek 3 çocuğumla, eşimle beraber yapmış olduğum tatilin deşifre edilmesine yönelik, nereye gittiğime dair takibe yönelik bir çaba içerisinde bulunan Sayın İçişleri Bakanı'nı buradan kınıyorum. Çok yanlış bir yol içerisindeler, çok yanlış. Benim hiç öyle bir gizlim saklım da yok ama benim özel alanımı hiç kimse deşifre etme çabasında olamaz. Bu ülkede yaşayan hiç kimsenin haddine değil. Evet, kiraladığımız özel uçak bizim son noktamız İstanbul'dan sonra ailemi de içine alarak Dalaman'a uçmuşuzdur, oraya bırakmıştır. 3 gün dinlendik. Bu sabaha karşı yine THY'nin Anadolujet ismiyle tarifeli bir uçağıyla Sabiha Gökçen'e iniş yaptım." diye konuştu. Sosyal medyada kendisinin hedef alındığını belirten İmamoğlu, şunları kaydetti: "Buradan yaratılan duygularla, yanlış ifadelerle, infialle birilerinin bizi tehdit edecek seviyede birtakım fotoğraflarla sosyal medya üzerinden ifadeler kullanması, Sayın Bakan'ın ismini kullanarak ifadede bulunması çok acıdır, vahimdir, üzücüdür. Acaba Sayın Bakan bu attığı iftiralarla benim namahremim üzerinde oluşturduğu algıyla yaratmak istediği ortam nedir, amacı nedir, nereye varmak istemektedir? Bunu kamuoyunun vicdanına, kamuoyunun ahlakına, özellikle Türk halkının aile bakışına havale ediyorum. Gereken vicdani ve ahlaki kararı vereceklerdir diye düşünüyorum ama elbetteki ben de bu süreci takip ediyor olacağım." İmamoğlu, "Vatandaşımız, halkımız, İstanbullu hemşehrilerimiz, 23 Haziran'da sandıkta o kadar güzel bir cevap verecektir ki, birinci cevabı sandıkta alacak, ikinci cevabı da bu yalan ve iftiralara başvuran kişiler, kurumlar ve şahıslarla ilgili cevabımı ahlaki olarak, etik olarak, hukuki olarak ne yapmaları gerektiği konusunda da, 24 Haziran itibarıyla onlara yol gösterici bir konuşma yapacağımı şimdiden beyan etmek isterim. Yarından itibaren bu tarz konuşmalara, bu tarz ifadelere asla ve asla cevap da vermeyeceğimi belirtmek istiyorum." ifadelerini kullandı. "BEN BASİTLİĞİNİ İFADE ETTİM"
Ekrem İmamoğlu, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazeteci Uğur Dündar'ın Binali Yıldırım ile ortak katılmaları planlanan televizyon programında moderatör olmama kararına ilişkin görüşü sorulan İmamoğlu, "Sayın Dündar'la konuşma imkanım olmadı. Dediğim gibi şehir dışındaydım, sürecin uzağındaydım. Sabaha karşı kendilerinin bu ifadelerini ben de okudum uçağa binmeden. Neyi ifade ettiğini anlamam için Sayın Dündar'la konuşmam lazım. Konuşmadan fikir beyan etmem zor. Şu anda süreç devam ediyor. Daha önce iki tarafın da olumlu beyanda bulunduğu kişinin tabii çekilmesiyle beraber, başka bir tespit noktasında görüşmeler devam ediyor. Sayın Engin Altay ve Sayın Mahir Ünal bu konuda bir görüşme içerisindeler, bugün bir değerlendirme yapacağız. Muhtemelen yarın bu iş neticelenir." dedi. Ekrem İmamoğlu, "Polis tutanağında, 'Bu sizlik bir durum değil ama bu Vali affedersiniz itlik yapmıştır, kendisine aynen iletin' cümlesi var. Böyle bir cümle ağzınızdan çıktı mı? Çıktıysa eğer özür dileyecek misiniz?" sorusu üzerine, "Ben, size bütünüyle olayı anlattım. Ruh halimi anlattım. İçeride söylediklerimi anlattım. 'Kurban olayım gidelim, Sayın Vali Bey'e rütbe taktırmayalım'ı da anlattım. Oraya gittim polislere 'Sizinle bu işin hiçbir alakası yoktur', çünkü itişler kakışlar olmuştu uzaktan gördüğüm kadarıyla, onlara da gereken ifadeyi söyledim. Ben 20 konuşma yaptım o gün. Yanımda olan insanlar, sesimin çıkmadığını, bazı kelimelerin yarısının çıktığını, yarısının çıkmadığını çok iyi biliyorlar. Hatta Ordu konuşmamda, dura dura, bazı kelimelerin yarısının çıktığı, yarısının çıkmadığı şekliyle mitingini tamamladığımı da biliyor. Valinin basitliğine, gereken ifademle orada işarette bulundum. Polisin ne anladığı, ne anlamadığı beni ilgilendirmiyor." diye konuştu. Gazetecinin, "Bu cümle mi çıktı olarak algılayalım?" sorusuna, "Ben basitliğini ifade ettim." diyen İmamoğlu, "Peki, o basitliğe hitaben bir özür açıklaması olacak mı?" sorusunu ise, "Bize yapmış olduğu tuzaktan dolayı Vali Bey bizden özür dileyebilir. Bekliyoruz zaten." şeklinde yanıtladı.
]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Diyarbakır'da kullandığı "Kürdistan" ifadesine ilişkin, "Kürdistan sözü Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetin kurulmasından önce istiklal mücadelesinde bölgeden gelen temsilciler için kullandığı sözdür. Benim ifadem ondan ibarettir. Bu ülkenin her karış toprağında yaşayan insanlar bizim birinci sınıf vatandaşımızdır. Kimse Kürtleri ötekileştirmeye, ayrıştırmaya çalışmasın. Biz etle kemik gibiyiz" dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Elazığ Dernekler Federasyonu ve Fındıkzade Elazığlılar Derneği’nin Belgrad Ormanlarında düzenlediği, "48. Peynirli Ekmek Festivali"ne katılan Yıldırım, iki hafta sonra İstanbulluların sandık başına giderek oylarını kullanacaklarını söyledi. 31 Mart'ta yarım kalan işin 23 Haziran'da tamamlanacağını dile getiren Yıldırım, "23 Elazığ'ın plakası. 23 çok önemli bir rakam. 23'te Elazığ'dayız. 24'te Erzincan'dayız ve İstanbul'da zaferimizi birlikte kutlayacağız." diye konuştu. Son 15 yılda Elazığ'a çok önemli yatırımlar yaptıklarını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti: "Engelleri geçtik ve Elazığ ile komşu vilayetleri birleştirdik. Elazığ Havalimanı, kente yaraşır şekilde yapıldı. Türkiye'nin her tarafından havalimanları yaptık. Şimdi yapılan havalimanları konuşulmuyor, efendim, 'sen buradan mı gideceksin yoksa oradan mı?' Bunun kavgası yapılıyor. Esas olan buraları yapmaktır. Bu eserleri ortaya koymaktır. Ondan sonra isteyen istediği gibi kullansın. Helal olsun. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Biz Anadolu topraklarının her köşesine imzamızı atmış, mührümüzü vurmuşuz." Yıldırım, İstanbul'da 320 bin Elazığlı olduğunu vurgulayarak, "Yavrularınızın geleceği ve hayalinizdeki İstanbul'un gerçekleşmesi için bizimle birlikte yürümeye var mısınız? O halde 23 Haziran'da sandıklara gidiyor muyuz? Tıka basa dolduruyor muyuz? Hiçbir kavgaya, hiçbir tartışmaya meydan vermeden, net bir sonuçla İstanbul'da başkanımızı seçiyor muyuz? Elazığ her zaman yanımızda durdu." ifadelerini kullandı. Türk Milli Takımı'nın Fransa karşısında elde ettiği başarıya da değinen Yıldırım, Elazığspor'a destek sözü verdi. "7 TEPELİ İSTANBUL'A 7 BÜYÜK ESER KAZANDIRDIK"
İstanbul'a ve Türkiye'ye çok güzel hizmetleri olduğunu anlatan Yıldırım, şunları kaydetti: "7 tepeli İstanbul'a 7 büyük eser kazandırdık. Bunlar neler mi? Hatırlatalım. Bazıları, hayallerini anlatıyor. Biz önce yaptıklarımızı söyleyeyim. Sonra da yapacaklarımızı siz hesap edin. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, Hızlı tren, dünyanın en büyük havalimanı, Kuzey Marmara Büyük Çevre yolu. Tüneller, metrolar, yollar, kavşaklar bunları saymıyorum. Tevazuya lüzum yok. Ulaşım ve trafik benim işim. Türkiye'de çözdüm, İstanbul'da haydi haydi çözerim. Rahat olun. 23 Haziran'da hep beraber kararımızı vereceğiz. Ondan sonra evlatlarımız, çocuklarımız, yaşlılarımız velhasıl bu kentte yaşayan 15 milyon hemşehrimiz için 'durmak yok yola devam' diyeceğiz ve daha güzel günleri marka şehir İstanbul'da gerçekleştirmek için elimizden geleni yapacağız. Birinci bayramımızı yaptık. İkinci bayramımız 23 Haziran'da. İstanbul ve demokrasi bayramı var." Yıldırım, konuşmasının ardından etkinliğin yapıldığı alanda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Ekrem İmamoğlu'nun Ordu Valisi'nin kendisine tuzak kurduğu yönündeki sözlerini sorması üzerine Yıldırım, “Benim o muhabbete girmeye niyetim yok ama ben daha önce çağrımı tekrar ettim. Vali şahsı değil, bu ülkeyi, bu devleti temsil ediyor. Orada istenmeyen olaylar yaşanmış olsa bile Ekrem Bey haklı bile olsa sorumluluk ona aittir. Hiçbir şekilde devletin valisine hakaret etme hakkı yoktur. Yerinde olsam özür dilerim. Bu iş bu kadar basit." dedi. Yıldırım, Diyarbakır ziyaretinde kullandığı "Kürdistan" ifadesinin farklı yorumlandığına ilişkin bir soruya ise şu cevabı verdi: "PKK terör örgütüdür. Bundan şüphesi olan varsa tepki göstersin. Kürdistan sözü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyetin kurulmasından önce istiklal mücadelesinde bölgeden gelen temsilciler için kullandığı sözdür. Benim ifadem ondan ibarettir. Bu ülkenin her karış toprağında yaşayan insanlar bizim birinci sınıf vatandaşımızdır. Kimse Kürtleri ötekileştirmeye, ayrıştırmaya çalışmasın. Biz etle kemik gibiyiz. Birbirimizden ayrılmayız. Binlerce yıldır bu topraklarda birlikte yaşadık, kader birliği yaptık. İnadına bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, ay yıldızlı bayrağımızın altında hür ve bağımsız yaşayacağız. Bu kadar açık ve net söylüyorum." "İKİ PARTİDEN ARKADAŞLAR GÖRÜŞÜYOR"
Yıldırım, Uğur Dündar’ın moderatörlük kararından vazgeçmesine ilişkin de " 'Adaylara ve demokrasiye zarar verir' diye bir gerekçe ortaya koydu. Ben de anlamadım. Sadece soracaktı, biz de cevap verecektik. Biraz daha açıklasa iyi olurdu. Demek ki bilmediğimiz bir şey oldu ve karar değiştirmek zorunda kaldı. Bunu izah edecek olan da kendisidir. (İkinci bir isim için) İki partiden arkadaşlar görüşüyor. Bir kişi olacak." değerlendirmesini yaptı. Elazığlılar, Yıldırım'a Elazığspor'un şapka ve tişörtü ile Elazığ kasketi hediye etti. Piknik alanını gezen Binali Yıldırım, bir ailenin daveti üzerine masasına giderek karpuz kesti.
]]>Gazeteci Uğur Dündar, İstanbul'un büyükşehir belediye başkan adayları AK Partili Binali Yıldırım ve CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun gerçekleştireceği ortak canlı yayında moderatörlük yapmayacağını belirtti.
Gazeteci Uğur Dündar, İstanbul AK Parti Büyükşehir Belediye Başkanı Binali Yıldırım ve İstanbul CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun birlikte katılması planlanan ortak canlı yayında moderatörlük yapmayacağını sosyal medya üzerinden bildirdi.
Dündar açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
"Tarihi 31 Mart seçimleri öncesinde, Sayın Binali Yıldırım ve Sayın Ekrem İmamoğlu’nun katılacağı açık oturumun moderatörlüğü için her iki adayın da ismim üzerinde uzlaşmaları, onurla sürdürdüğüm 50 yıllık meslek hayatımın manevi madalyalarından biri olmuştur."
"Halkımızın yıllardır Türkiye’nin en güvenilir ismi olarak tarafıma gösterdiği güvenin, siyasi kutuplaşmanın zirveye çıktığı bu dönemde ve böyle önemli bir konuda her iki aday tarafından paylaşıyor olması son derece anlamlı ve değerlidir. Her iki adaya da teşekkür ediyorum."
"Kendime ve toplumuma karşı duyduğum sorumlulun bilinciyle, bu açık oturumda adaletin terazisini milim saptırmayacağıma ve geçmiştekilerde olduğu gibi, her iki tarafın da yayın sonrasında teşekkürleriyle karşılaşacağıma en ufak şüphem yoktur. Bunlarla birlikte, Moderatörlüğüm üzerinden her iki adaya ve demokrasimize zarar verebilecek bir takım hazırlıklar yapıldığını görüyor ve bu sebeple 50 yıldır ödünsüz bağlı kaldığım evrensel yayıncılık ilkeleri gereği moderatörlük yapmama yönünde aldığım kararı kamuoyuna saygıyla arz ediyorum."
Binali Yıldırım, Kastamonu Belediyesi'ne gerçekleştirdiği ziyaretinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, İmamoğlu ile yapılması planlanan canlı yayın programı hakkında değerlendirmelerde bulunarak, "Benim tercihim herhangi bir kanal yerine bir stüdyoda programın yapılması. İsteyen bütün kanalların bu programı İstanbulululara, vatandaşlara duyurması daha doğru. 'Yok bu kanal oldu, şu kanal olmadı' gibi tartışmalardan kurtulmuş olunur. Programı kimin yöneteceği konusu benim açımdan hiç fark etmez. Kim olursa olsun ama tecrübeli olması açısından Uğur Dündar'ı tercih ederim ama başka birini istiyorlarsa ona da eyvallah" demişti.
]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile gerçekleştireceği ortak canlı yayında moderatörlük yapmacağını açıklayan gazeteci Uğur Dündar'ın kararına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Gazeteci Uğur Dündar Twitter hesabından yaptığı paylaşımda AK Parti İstanbul Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ve CHP İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katılacağı programın modarötörlüğünü yapmayacağını duyurdu, Açıklamasında, "Adaylar ve demokrasi zarar görür" ifadelerini kullanan Dündar'a ilişkin Yıldırım Binali Yıldırım, "Dündar için birilerinin baskısı etkili olmamıştır" açıklamasını yaptı.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Uğur Bey’in kararına üzüldüm. "Adaylar ve demokrasi zarar görür" diyor. Ne gibi bir zarar, anlamadım! O soracaktı, biz cevaplayacaktık. Umarım bu kararda 'birilerinin' baskısı etkili olmamıştır."
Uğur Dündar, sosyal medyada yaptığı açıklamada şunları bildirmişti:
"Moderatörlüğüm üzerinden her iki adaya ve demokrasimize zarar verebilecek bir takım hazırlıklar yapıldığını görüyor ve bu sebeple 50 yıldır ödünsüz bağlı kaldığım evrensel yayıncılık ilkeleri gereği moderatörlük yapmama yönünde aldığım kararı kamuoyuna saygıyla arz ediyorum."
Binali Yıldırım, Kastamonu Belediyesi'ne gerçekleştirdiği ziyaretinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, İmamoğlu ile yapılması planlanan canlı yayın programı hakkında değerlendirmelerde bulunarak, "Benim tercihim herhangi bir kanal yerine bir stüdyoda programın yapılması. İsteyen bütün kanalların bu programı İstanbulululara, vatandaşlara duyurması daha doğru. 'Yok bu kanal oldu, şu kanal olmadı' gibi tartışmalardan kurtulmuş olunur. Programı kimin yöneteceği konusu benim açımdan hiç fark etmez. Kim olursa olsun ama tecrübeli olması açısından Uğur Dündar'ı tercih ederim ama başka birini istiyorlarsa ona da eyvallah" demişti.]]>İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Sandıklara sahip çıkacağız. Her ilçeye dört milletvekili düşüyor. Her sandığın başına bir avukat gidecek. Ama siz de seçmeni sandığa götürüp İmamoğlu'na oy verdireceksiniz" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçim çalışmaları kapsamında Ümraniye Alemdağ Caddesi ve Üsküdar sahilde bulunan İYİ Parti seçim çadırlarını ziyaret etti. 31 Mart seçimlerinde sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin iptal edilmesini uzun süre anlayamadığını ifade eden Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili iddiaları dile getirdi. Partililerden CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu için kapı kapı gezmelerini isteyen Akşener, şöyle konuştu: "Kapısını çalmadığınız ev kalmayacak. Herkese anlatacaksınız. Her türlü provokasyonun yapılmaya çalışıldığı bir süreç bu. Ben İYİ Partililere dedim ki; 'Provokasyonlar yapılıp iftiralar atılacak, sinirlenmeyin. Bir yanağınıza tokat atılırsa sinirlenmeyin.' Sandıklara sahip çıkacağız. Her ilçeye dört milletvekili düşüyor. Her sandığın başına bir avukat gidecek. Ama siz de seçmeni sandığa götürüp İmamoğlu'na oy verdireceksiniz." Bugün itibarıyla sekizinci ilçede olduğunu ve İstanbul'un tüm ilçelerini gezeceğini belirten Akşener, "Gördüğüm şey şudur; tüm gerilime rağmen insanlar birbirlerine karşı son derece anlayışlılar." dedi.]]>İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Mitili değil ama postu İstanbul’a seriyorum. İstanbul’da milli iradeyi gasbedenlere, bu aziz millet elbette bir ceza kesecek. Bu cezanın tereddüde mahal vermeyecek bir aralıkta olması lazım" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Mitili değil ama postu İstanbul’a seriyorum. İstanbul’da milli iradeyi gasbedenlere, bu aziz millet elbette bir ceza kesecek. Bu cezanın tereddüde mahal vermeyecek bir aralıkta olması lazım." dedi. Akşener, Zeytinburnu, Güngören, Bağcılar ve Esenler'de İYİ Parti seçim çadırlarını ziyaret etti, esnafla buluştu. Zeytinburnu seçim çadırında konuşma yapan Akşener, 31 Mart seçim sürecinde rakip partileri tarafından çirkin ve kötü bir dil kullanıldığını iddia etti. Akşener, "CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi seçmenlerine 'illet' dendi, 'zillet' dendi, 'terörist' dendi ve sonuç itibarıyla adayların resimleri yerine liderlerin resimlerinin asıldığı, adayların projeleri yerine, Cumhurbaşkanının, Sayın Erdoğan’ın meydan meydan gezip kendini anlattığı bir seçim geçirdik." ifadelerini kullandı. 1 Nisan’da Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazandığını savunan Akşener, şöyle devam etti: "Türkiye’de olmayan bir şeye İstanbul sahne oldu. Sayın Erdoğan’ı uzun süredir tanıyan, zamanında dostu olan bir insanım. Sayın Erdoğan’ın asla yapmayacağına inandığım bir davranış biçimi ortaya çıktı. Nedir yapmayacağına inandığım şey? İstanbul seçimlerinin iptal edilmeyeceğine dair arkadaşlarımla iddiaya girdim. Dedim ki 'Sayın Erdoğan bize hakaret eder, ortağına iftira attırır, her şeyi yapabilir, seçimi kazanana kadar ama millet iradesiyle ters düşmez. Sandığı tekmelemez ve sonuçta Sayın İmamoğlu’nun seçildiğini kabul eder. O cumhurbaşkanı makamında, Ekrem Bey de büyükşehir belediye başkanlığı makamında otururlar. Biri Türkiye’yi biri de İstanbul’u yönetir.' dedim ama yanılmışım." Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bazı kişi ve kurumlara araç tahsis ettiğini, bazı vakıf ve kurumlara da para aktardığını iddia etti. Trabzonlulara, Giresunlulara, Ordululara, Güneydoğululara ve herkese iktidar tarafından hakaret edildiğini öne süren Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçişleri makamında oturan zat var ya hani. Bayram namazı, bayram namazı... Şimdi bu arkadaş Üsküdar Meydanı’nda Temel Bey ile ikimizi, yani Meral Akşener’in, Kandil’le sözleşme yaptığımızı ilan etti. Ben de döndüm dedim ki 'Yahu ben de eski içişleri bakanıyım. İçişleri bakanları iftira etmez, gereğini yapar. O sözleşmeyi çıkar ve gereğini yap kardeşim. Ne benim ne de Temel Bey'in dokunulmazlığı yok. Cevap şu oldu, 'Seçim zamanı her şey söylenir.' Meral Akşener peşini bırakır mı? Bırakmaz. Hemen bir araştırma önergesi verdik, 'Madem Meral Akşener Kandil’le sözleşme imzalamış, araştırın, gereğini yapın.' Büyük ve küçük ortağın oylarıyla reddedildi." "SEÇMENİN OYUNU HEBA ETTİRMEYECEĞİZ" Türk toplumun mağdurun yanında durduğunu anlatan Akşener, İmamoğlu'nun hiç kampanya yapmasa bile 23 Haziran akşamında mazbatayı alabileceğini söyledi. Akşener, 23 Haziran seçimlerinde sandıklarda küçük de olsa yanlış olamayacağına vurgu yaparak, "Çünkü, 39 ilçede CHP ve İYİ Parti’den dört vekil görev alacak. Her sandığa bir avukat göndereceğiz, seçmenin oyunu heba ettirmeyeceğiz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni bu sefer en az 2-3 puan farkla sahibine iade edeceğiz." dedi. Bir gazetecinin AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın Diyarbakır ziyaretine ilişkin sorusu üzerine, Akşener, "Sayın Binali Yıldırım 'Dersim' demiş, peki Dersim mevzusu üzerinden söven troller ne olacak şimdi? Açılım süreci üzerinden yani sanki bir açılımcıymışız gibi söven genel başkan yardımcıları ve sarayın sözcüleri ne halt edecek şimdi? Dolayısıyla kesinlikle hepimizden özür dilemeden, biz derken seçmenlerimizi kastediyorum, seçmen nezdinde bir affa uğrayacaklarını sanmıyorum." ifadelerini kullandı. "39 İLÇEYİ DOLAŞACAĞIM"
Bağcılar Meydanı’nda da CHP ve İYİ Parti’nin seçim çadırlarını ziyaret eden Akşener, burada bir vatandaşın üye kaydını yaptı. Akşener, çadırda olduğu sırada yanına gelen görme engelli aşık Ali Sezer, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu için yazdığı türküyü okudu. Meral Akşener, burada yaptığı açıklamada ise "Ben hayretler içerisindeyim. Sayın Erdoğan’ın çevresinde onu çok sevdiğini iddia eden kişilerin, ona en büyük kötülüğü ettiğine şahidim, inanıyorum. AK Parti’nin sisteminin bozulması için elinden gelen gayreti gösteren bir güruh var. Bu nedir? 31 Mart’a giderken o ortaya konulan dil." değerlendirmesini yaptı. Bu iki haftada İstanbul’da seçim çalışmalarına katılacağını aktaran Akşener, "Mitili değil ama postu İstanbul'a seriyorum. İstanbul'da milli iradeyi gasbedenlere, bu aziz millet elbette bir ceza kesecek. Bu cezanın tereddüde mahal vermeyecek bir aralıkta olması lazım. Bugün benim üçüncü ilçem, 39 ilçeyi bu şekilde dolaşacağım." şeklinde konuştu.
]]>CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile yapılması planlanan canlı yayın programı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yıldırım, "Programı kimin yöneteceği konusu benim açımdan hiç fark etmez. Kim olursa olsun ama tecrübeli olması açısından Uğur Dündar'ı tercih ederim ama başka birini istiyorlarsa ona da eyvallah" dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile yapılması planlanan program ile ilgili, "Benim tercihim herhangi bir kanal yerine bir stüdyoda programın yapılması. İsteyen bütün kanalların bu programı İstanbulululara, vatandaşlara duyurması daha doğru." dedi. Yıldırım, Kastamonu Belediyesini ziyaretinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bayramın dolu dolu geçtiğini söyledi. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile yapılması planlanan canlı yayın programı hakkında değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, şöyle devam etti: "Bunula ilgili iki partinin yetkilileri görüşme yapıyor, detayları konuşuyorlar. Benim tercihim herhangi bir kanal yerine bir stüdyoda programın yapılması. İsteyen bütün kanalların bu programı İstanbulululara, vatandaşlara duyurması daha doğru. 'Yok bu kanal oldu, şu kanal olmadı' gibi tartışmalardan kurtulmuş olunur. Programı kimin yöneteceği konusu benim açımdan hiç fark etmez. Kim olursa olsun ama tecrübeli olması açısından Uğur Dündar'ı tercih ederim ama başka birini istiyorlarsa ona da eyvallah." Ekrem İmamoğlu'nun Karadeniz ziyaretleri ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Yıldırım, "Ziyaretten geriye ne kaldı. Devletin valisine ağır küfür, hakaret, devletin polis ve memurlarına ağza alınmayacak sözler. Siyaset içerisinde olan herkesin mutlaka ve mutlaka insanlara karşı gerekli hassasiyeti göstermesi icap eder. Dolayısıyla CHP adayının Ordu Valimize söylediği, söz ben buradan tekrarlamaktan icap duyarım, onun için söylemiyorum, asla kabul edilemez. Şiddetle kınıyorum. İstanbul gibi bir dünya şehrini yönetmeye aday olan birinin böyle sözler söylemesi asla ve asla hoş görülemez. Özür dilemesini bekliyorum." ifadelerini kullandı. İstanbul'un çok özel bir şehir olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: "İstanbul Türkiye'nin özeti. İstanbul, Türkiye, Türkiye, İstanbul demek. 80 vilayetimizden vatandaşlarımız var. Kastamonu da ilk iki içerisinde yer alıyor. Yani Kastamonu'nun şehir merkezi ve köylerinin toplamından daha fazla Kastamonulu İstanbul'da yaşıyor. İstanbul onların doyduğu yer. İstanbul Kastamonuluların evi, işi ve hepimizin ortak geleceği. Kastamonulu hemşehrilerim hem sosyal hem de iş hayatında İstanbul'da çok faaller. Gerek 31 Mart seçimlerinde, gerekse 23 Haziran seçimlerinde Kastamonuluların hep desteğini gördüm. Bu desteğin bugünlerde artarak devam ettiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Bu destek için teşekkür ediyorum. Bayram için gelen Kastamonulu hemşehrilerimin de 23'ünde İstanbul'a geri dönmelerine ve oylamaya katılmalarını istiyorum. Çünkü İstanbul'un Kastamonu'ya ihtiyacı var." Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile AK Parti Kastamonu Başkanlığı ziyaretinin ardından Nasrullah Meydanı'nda esnaf ziyaretinde bulundu. Ersoy, Kurum ve Yıldırım, daha sonra Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu'nu makamında ziyaret etti.
UĞUR DÜNDAR'DAN TEŞEKKÜR
Uğur Dündar da, paylaşımında, "Binali Bey'in durüstlüğüme duyduğu güvene ve böyle bir sorumluluğu üstlendiğimde adaletin terazisini asla saptırmayacağıma emin olmasına çok teşekkür ederim... Tabii kendisinden bu açıklamayı alan değerli meslektaşım Candaş Tolga Işık'a da..." belirtti.
]]>CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, YSK'nın seçim kurulu başkanları ile diğer yetkililerle ilgili aldığı kararla ilgili değerlendirme yaptı.
CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Beylikdüzü’nde kıldığı bayram namazı çıkışında konuştu.
"Twitter üzerinden bayramımı tebrik eden Sayın Binali Yıldırım, eşi hanımefendi ve bütün ailesinin bayramını tebrik ediyorum" diyen ve diğer rakiplerinin de bayramını kutlayan İmamoğlu, 23 Haziran'a ilişkin, "Centilmence ve güzel cümlelerin kurulduğu bir kampanya süreci olur umarım" dedi.
YSK’nın sandık kurulu başkanlarıyla ilgili kararı hakkında da İmamoğlu, “Üzücü. Fikrimiz netti, bugün de uydurma gerekçe olduğu ortaya çıkıtı. Verdikeri gerekçeli kararın hiçbir anlam ifade etmediğini ortaya koymuş oldular. Demokrasiyi tamir etmek yine millete düştü.” şeklinde konuştu.
Rakibi Binali Yıldırım'la televizyon programıında karşı karşıya gelme konusunda da İmamoğlu, "Grup başkanvekilimize, Sayın Binali Yıldırım adına ilgili bir arkadaştan telefon geldiğini biliyorum. İrtibat kuruldu. Biz zaten fikrimizi söylemiştik, defalarca. Çağdaş bir ortamın gereğidir bu. Şartlı bir süreci kabul etmemekle beraber, İstanbul'u konuşma konsunda hemfikiriz. İstanbul'un geçmişi, geleceği ve 31 Mart seçim süreci var, bunların konuşulacağı bir programı elbette ki ben çok isterim. Bu iktidar süresinde böyle bir şey görülmedi, sevindirici olacaktır." diye konuştu.
]]>AK Parti'nin İstanbul adayı Binali Yıldırım, bayram tatili için İstanbul'dan ayrılanlara seslendi: "İnşallah tatil sonucu geri dönmeyi ihmal etmezler. Çünkü 23 Haziran'da da İstanbul bayramı var..."
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Ataşehir Mimar Sinan Camisi'nde bayram namazını kıldıktan sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Ramazan boyunca oruçların tutulduğunu, ibadetlerin yapıldığını ifade eden Yıldırım, bugün de bayram namazının kılınarak Ramazan Bayramı'nın idrak edildiğini kaydetti.
Ramazan Bayramını tebrik eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"İstanbulluların bayramını tebrik ediyorum. Rabb'im sağlık, sıhhat, huzur içerisinde milletimizi nice bayramlara ulaştırsın diyorum. Bayramda seyahat eden kardeşlerimize hayırlı yolculuklar diliyorum. Yollarda giderken siz siz olun aman kurallara uyun biz sizin sevdiklerinize sağ salim ulaşmanızı çok ama çok önemsiyoruz. Anadolu'ya İstanbul'dan birçok hemşehrimiz gitti, uzun bir bayram tatili var. İnşallah tatil sonucu geri dönmeyi ihmal etmezler. Çünkü 23 Haziran'da da İstanbul bayramı var. İstanbul bayramına mutlaka bütün hemşehrilerimizi bekliyoruz."
Sosyal medya hesabından diğer partilerin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylarının bayramını tebrik ettiği paylaşımının hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Onlar da bu ülkenin vatandaşları. Bayram herkes için. Biz seçime gidiyoruz. Seçim demokrasi bayramı demektir. Dolayısıyla rakiplerimizin de bayramını kutlamak gayet insani, doğal bir şeydir." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, bayram süresince bugün İstanbul'da olacağını, diğer günler ise şehir dışında bulunacağını kaydetti.
]]>MHP lideri Devlet Bahçeli, Yüksek Seçim Kurulu'nun, seçim kurulu başkanları ile diğer yetkililerle ilgili aldığı karara ilişkin "Anlaşılması zor" ifadesini kullandı.
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 31 Mart'ta görev alan ve haklarında soruşturma olan ilçe seçim kurulu başkanları ile diğer yetkililerin, 23 Haziran'da yenilenecek İstanbul seçimlerinde görev almaları yönündeki kararı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye soruldu.
Alparslan Türkeş'in mezarını ziyaretinin ardından açıklama yapan Bahçeli, "Bu tür davranışların anlaşılması zordur. Hangi anayasal kurum olursa olsun bu tür davranışlarla Türk milleti muhatap edilmektedir. Soruşturmaya muhatap olanların haklılığı ya da haksızlığı belirlenmeden 'gelin seçimi bareber yapıyoruz' demek, siyaseten tartışılır. 19 gün bu tartışılacak, tadı tuzu kalmıyor..." dedi.
Bahçeli, basın mesuplarının soruları öncesi de şunları söyledi:
"Terörle mücadelede Türkiye'yi huzura kavuşturabilecek kararlılıklara şahit olunmuştur. Bütün bunlar olurken de özellikle en son yapılmış olan Pençe Hakekatı'nda şehitlerimiz olmuştur. Türkiye üzüntülü bir bayram dönemi yaşamıştır. Artık bayramın ilk gününden itibaren Türkiye'yi meşgul edecek konuların başında İstanbul seçimleri gelmektedir. Sevgi, saygı içerisinde, gerilim yaratmadan YSK'nın almış olduğu kararları da aşırı derecede tartışmadan seçimleri gerçekleştirmeliyiz. Sonuç ne olursa olsun, gelecek açısından önemli bir adım olarak görülmeli bu seçimler... MHP olarak biz, bu düşünceyle bayram sonrası Türkiye'yi okumaya çalışıyoruz..."
]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, CHP Adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi Adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi Adayı Mustafa İlker Yücel ile bağımsız adayların bayramını tebrik etti.
Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, seçimde yarıştığı adayların Ramazan Bayramı'nı kutladı. Binali Yıldırım, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar, Vatan Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa İlker Yücel ve bağımsız adayların Ramazan Bayramı'nı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tebrik etti. Yıldırım, partili adayları etiketlediği tweetinde, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışan CHP adayı @ekrem_imamoglu, SP adayı @gokcinarnecdet, VP adayı @milkeryucel ve bağımsız adayların Ramazan Bayramlarını tebrik ederim. Mevlam milletçe nice bayramlara bizleri ulaştırsın." ifadesini kullandı.]]>Yüksek Seçim Kurulu, (YSK) sandık kurullarını yasaya aykırı olarak oluşturduğu gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma geçiren ilçe seçim kurulu müdürlerinin yenilenecek seçimlerde de görevlerine devam etmesine karar verdi.
Şişli 1’inci İlçe Seçim Kurulu, sandık kurullarının yasaya aykırı oluşturulması gerekçesiyle soruşturma geçiren ilçe seçim müdürlerinin 23 Haziran’da yapılacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde görev alıp almaması hususunda YSK’dan görüş istedi. Şişli Seçim Müdürü Hatice Çelebi tarafından YSK’ya gönderilen yazıda, bazı sandık kurullarının yasaya aykırı şekilde oluşturulduğu gerekçesiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptal edildiği hatırlatılarak, “Sandık kurullarını yasaya aykırı oluşturan ilçe seçim kurulu müdürlerinin şüpheli olarak ifadeleri alınmıştır” şeklinde haberlerin basına yansıdığı belirtildi. Dilekçede, söz konusu haberlerin kamuoyunda haksız bir algı oluşturduğu, bu algının telafisi imkansız ithamlara sebebiyet verdiği ve bu durumun ilçe seçim müdürlerinin morallerinin bozulmasına neden olduğu ifade edildi. GENELGE HATIRLATILDI Dilekçeyi inceleyen YSK, soruşturma geçiren ilçe seçim müdürleri ile yeniden seçime gidilmesinin doğru olup olmadığı hususunda istenilen görüşe, kurulun 25 Ocak 2018 tarihli ve 2018/62 sayılı kararı ile kabul edilen Seçim Müdürlükleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Genelgeyi hatırlatarak şöyle yanıt verdi: “İlçe seçim kurulu başkanlarının ve seçim müdürlerinin görev, yetki ve sorumlulukları 298 sayılı Kanunun 15 ve devamı maddeleri ile Seçim Müdürlükleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Genelgede belirlenmiş olup, 23 Haziran 2019 tarihinde yapılacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için ilçe seçim kurulu başkanı, seçim müdürü ve seçim personelinin görev değişikliği hususunda bu aşamada yapılacak bir işlem bulunmadığına, karar verildi.”]]>Cumhur İttifakı İstanbul adayı Binali Yıldırım NTV yayınına konuk oldu. İstanbul için vaatlerini ve projelerini anlatan Yıldırım, rakibi Ekrem İmamoğlu ile televizyonda bir araya gelmeye yönelik hazırlıkların başladığını ilk kez açıkladı. AK Parti ve CHP'nin bayramdan sonra yayın için gün belirleyeceği öğrenildi.
Cumhur İttifakı'nın İstanbul adayı Binali Yıldırım, Simge Fıstıkoğlu'nun moderatörlüğünde Ahmed Arpat ve Okan Müderrisoğlu'nun sorularını yanıtladı.
Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları;
Seçimlerin yenilenme kararıyla ilgili vatandaşların ilk günlerde biraz kafası karışıktı doğrusunu söylemek gerekirse. Ancak konuştukça, meseleyi izah ettikçe kuşkunun ortadan kalktığını gördük. Sokağın gündeminde değil bu. Adaylardan ne yapacak, ne vaatleri var, bunları bekliyor.
Benim için anket sandıktan sonuçtur. Anketler yavaş yavaş yönlendirme aracı olarak kullanılmaya başladı. Bunu da seçmenin iradesine saygısızlık olarak görüyorum. Seçmenin iradesini yönlendirmek bana çok doğru gelmiyor. Manipülasyon yaparak, ajite ederek şartları, bir sonuca kanalize etmek dürüstçe gelmiyor.
"ORTADA SONUÇLANMIŞ BİR SEÇİM YOK"
Doğru, alışık olmadığımız bir durum. En son 1963'te yaşanmış İstanbul'da. Orada seçim iptal edilmiş ama kazanan adaydan alıp kazanamayan adaya verilmiş. O günden bugüne Türk demokrasisinde muazzam bir gelişim var. Ortada sonuçlanmış bir seçim yok. Kazananı kaybedeni olan bir seçim de yok. Bir seçim tekrarı var. Kazanan ve kaybeden belirlenemediği için yenilenen bir seçim var.
İptal edilen oy aradaki farktan on kat fazla. Biz bir usulsüzlük olduğu kanaatine vardık ve itiraz ettik. Fark 16 bin lehimize azaldı. Burada kuşkularımız arttı. Hemen hemen eşit oy almış iki aday var. Eğer yeniden sayımda oy kazanımı varsa bunun da dengeli olması gerekir. Bir ben kazanırsam bir de rakibin kazanması lazım. Fakat böyle olmuyor. Bu normal bir şey mi?
Bu anormal bir durum. Çalınan bir oy yoksa bu oylar nereden geldi kardeşim? Bu oylar nasıl geri geldi, birisinin cevabını vermesi lazım. Sadece yüzde onunu saydırabildik. Bunu görünce tamamı sayılmalı dedik. Yüzde onda fark yarıya düşerse, bir on daha saysak öne geçeceğiz, hepsini saysak fark olacak.
"MAĞDUR NE RAKİBİM NE BEN"
Biz 19 bin sandıkta iddiada bulunduk, 755 sandığı kabul etti. 755 sandık 232 bin oy ediyor yaklaşık. Bununla da yetinmedi, kritik 108 sandık tespit etti. Bu sandıklar oy sayım tutanaklarının bir kısmında hiç rakam yok, bir kısmında hiç imza yok. Bunların toplamı da 30 bin. Fark ne kadar? 13 bin 729 Dolayısıyla seçimin sonucunu, ikisini topladığımız zaman 260 binin üzerinde bir oy ediyor, seçimin sonucunu değiştirecek bir şey. YSK'nın bütün içtihatları şöyle; tek başına kanunsuz bir işlem seçimi iptal etmeye yeterli değil. Mutlaka bu kanunsuzluğun seçim sonucunu değiştirmeye müeesir olması... Hem gerek şart hem yeter şart burada gerçekleşiyor ve seçimin tekrarı kararını veriyor. Esasında bu seçimin mağduru 8.5 milyon oy veren İstanbulludur. Mağduriyet algısı, tabii insanlar bize, bizim temasta olduğumuz insanlar genellikle bu konuları anlatınca yaşananların insanın içine sinmediğini kabul ediyorlar. Mağdur ne rakibim ne ben; birinci derecede mağdur İstanbulludur.
Bu mağduriyeti yapan kim? Seçim Kurulu. İlçe Seçim Kurulları işlerini düzgün yapmadılar. En masum şekilde bunu söylüyorum. Böyle değil. Organize bir kötülük var. Ama ben onu daha insaflı bir şekilde ifade ediyorum. Ben o kadarcık saymada çöpe atılan 16 bin oyu kurtardım.
YSK ne diyor? Bu işi yapanlar hakkında soruşturma başlatılsın. Neye yarar kardeşim! Bir seçimin yenilenmesi kolay bir şey mi! Aslında kendini de ele veriyor; biz bu işi beceremedik, onun için sorumlular soruşturulsun, cezalandırılsın. Bir de karşı oy yazanlar var biliyorsun, o da tam evlere şenlik. Ne diyor? Efendim diyor, 2 Mart'ta itiraz vardı, etmediniz. Dolayısıyla kanunusuz atama bir sebep olamaz. Doğru ama diğer yandan doğru olan bir şey daha var. Ben diyorum ki kardeşim kimi görevlendirdin, bir bakayım. Yasak, veremem diyor.
"YENİ SEÇİMDE ÇOK BÜYÜK PROBLEM ÇIKMAYACAK"
Müneccim miyim ben, orada kimi görevlendirdi bilmeden nasıl itiraz edeceğim? Bu da kendi içinde yaman bir çelişki. Şimdi o hatadan da döndüler. Bundan sonra benim görüşüm yeni seçimde çok büyük problem çıkmayacak. Çünkü hatalar düzeltildi. Partiler bundan ciddi anlamda ders aldılar ve gözlerini dört değil sekiz açacaklar, vatandaşların verdiği oylara sahip çıkacaklar.
Bütün partiler didik didik ettiler. Müracaat ettiler, son şekli verildi. Bundan sonra sandık başkanlarına yönelik itiraz, tüketilmiş itirazdır. Bu seçimin güvenilirlik açısından daha iyi bir konumda olduğunu söylüyorum. Ben Ulaştırma Bakanlığı yaptım 12 yıl. İnternet altyapısını, aklınıza gelen bütün sanal alemle ilgili işleri Türkiye'nin her tarafında yaygınlaştırdık. Sosyal medya sorumsuz medya değildir. Sosyal medyada da yapılan her türlü yasa dışı işlemler bugün değilse yarın size bedel olarak gelecektir.
"KARŞILIKLI YAYINA PRENSİP OLARAK TAMAM DEDİK" Biz karşılıklı bir yayına çıkma konusunda prensip olarak tamam dedik. Hatta bizim bu kampanyadan sorumlu genel başkan yardımcımız, CHP'deki arkadaşlarla temasa geçecek ve bunun altyapısını hazırlayacaklar. Bana yayıncı arkadaşımız bir başka kanalda, "Bu fikri ben ortaya attım, ben yapmak isterim" dedi, "Ben ona tek başıma karar veremem, diğer aday arkadaşın da buna rıza göstermesi lazım" dedim. Şimdi bu kısmını atınca tuttular hemen, bombardıman. İşte hiçbir şeye tek başına karar veremiyor, liderine, cumhurbaşkanına soracak gibi tamamen kötü niyetli , tamamen operasyonel bir şekilde tamamen açık ve dürüst bir söylemi çarpıtarak algı oluşturmaya çalıştılar. Beyefendi 15 Temmuz'da Brüksel'deyken biz alçaklara meydan okuduk. Onun için bu şeyler bize sökmez. Bu ucuz ayak oyunları bana sökmez. Bu kadar açık söyleyeyim.
İsraf tabii ki dinizimde haramdır. İsraf hiçbir şekilde, hele hele kamu adına iş yapanların müsaade etmemesi gereken bir şeydir. Şimdi iddialarda bulunuyor arkadaş ama iddiada bulunduğu arkadaşlar memur. Kendini savunma şansı yok. Hatta bir tanesi için, çok canım sıkıldı, sordum. Diyor ki "Bir genel sekreterin üç tane arabası vardı". Yazlık, kışlık, bir de baharlık mı ne, öyle bir şey. Herhalde yaz kış lastiğiyle karıştırdı arkadaş. Adamın bir tane arabası var. Çoğu kere de Fatih'te oturduğu için yürüyerek gidip geliyormuş işe. Yani bu kadar çarpıtma olamaz. Bu arkadaşın yaptığı en güzel iş, söylenenleri değiştirerek sosyal medyada köpürtmek veya hiç söylenmeyeni söylenmiş gibi takdim ederek, onun üzerinden saldırmak.
Hani derler ya; aşağı mahallede bir yalan uydurdum, yukarı mahalleye geldim, kendim de inandım. Bak birkaç tipik örnek vereyim. Mesela seçimlerle ilgili itiraz sürecinin başladığı ilk günlerde "Bütün oyların sayılmasını istedik, CHP engelledi" dedik. Buna "Hayır, biz itiraz etmedik" dedi. Halbuki ben biliyorum, iki, üç kez itiraz ettiklerini. Ne dedi, "YSK benim en güvendiğim tek kurum, sonuna kadar güveniyorum" dedi. Daha sonra sordular, "Kınıyorum YSK'yı, şöyle kötü, böyle kötü" dedi, "Çete" dedi genel başkanları. "Yok ben böyle bir şey söylemedim" dedi.
Mesela en son şeyi ellerine doladılar. (Bir yayındaki "İSPARK nasıl zarar eder ben de anlayamadım" ifadesi hakkında) Doğru. Onu kabul etti işte, zarar ettiğini söyledi... O cümlenin devamı da var. "Bir baktıralım rakamlara" dedim. Efendim şimdi İspark hiç zarar etmemiş. İBB'ye para ödüyor. Yani kazandıklarından bugüne kadar 300 milyon para ödemiş. Onlarla da otopark yapılmış. Buna rağmen bu ödemelerden sonra da her yıl kar ediyor.
"İSPARK HİÇ EKSİYE DÜŞMEMİŞ"
İSPARK bir belediye iştirak şirketi. Bu bütün hesapları kamuya açık, yüzde yüz devlete ait bir anonim şirket. 'BİT' diyorlar bunlara. Hatta ilçe belediyelerinin de var. 2005'ten beri hiçbir zaman eksiye düşmemiş. Sürekli kar eden bir kuruluş. Zaten mantığı da yok. Niye zarar edecekler? Dolayısıyla tamamen algı oluşturmaya yönelik saçmasapan bir şey. O kadar insan burada çalışıyor. 2 milyar ciro yapılmış, 845 milyon SGK, damga vergisi, kurumlar vergisi olarak ödenmiş. Bu kadar yalan dolan ancak nerede olur, neyse söylemeyeyim.
Bir de işte "İstanbul belediyesinin 60 milyon borcu var"... Nereden çıktı diye arkadaşlara bir getirin dedim. Şimdi getirdiler bana. 20.2 milyar borcu var. E peki belediyenin bütçesi ne kadar şirketleriyle beraber? 60 milyar. Yani üçte biri kadar borcu var. Madem o kadar iddialı, kendi yönettiği belediyenin borcu ne kadar açıklasın kardeşim. Borçsuz hiçbir kimse olamaz. Vatandaşın da borcu var, şirketlerin de borcu var, devletlerin de borcu var, belediyenin de borcu var. Hepimizin kredi kartı borcu yok mu kardeşim! Önemli olan iflas etmemek. Gelirin personel maaşını karşılamıyorsa ilfas etmişsin demektir. Görüldüğü gibi borç öyle bütçesinden fazla değil, bütçesinin üçte biri kadar borcu var. İBB mali yeterliliği, itibarı en yüksek belediyedir.
"İSTANBULLUYA FAYDALI OLAN NEYSE ONU KONUŞALIM"
(CHP adayı İmamoğlu'ya yayın hakkında) Arkadaşlarımız görüşüyorlar. Artık o hazırlıkları, detayı, günü, içeriği, kuralları... Tabii bu yayının İstanbullulara bir katkı sağlamasını önemsiyorum. Tercihim, ağırlıklı İstanbul olmalı. Onu söyleyince de onu da çarpıttılar. Korkuyor musun diğer konularda cevap vermeyeceğin için mi istemiyorsun gibi aslı astarı olmayan şeyler söylediler. Her şeyi konuşurum ben. Arkadaşımızın siyasi tecrübesinden kat kat tecrübem var, yaşadıklarım da var. Bu bir hakikat. İstanbul'da belediyeciliğim 1994'te başladı. Yeni İstanbul'a aday oluyor filan değilim. Cumhurbaşkınımızla dört buçuk sene beraber İstanbul'da beraber çalışmışız.
Dolayısıyla her şeyi konuşuruz ama benim muradım İstanbulluya faydalı olan neyse onu konuşalım. İstanbulluya ne yapacağız, İstanbullu gençlere ne yapacağız, İstanbullu kadınlara ne yapacağız. İstanbul'un kültür hayatına, saanat hayatına hangi katkıları sağlayacağız. İstanbul'un ekonomisini nasıl daha geliştireceğiz. Tüm bunları konuşmak lazım.
Kampanyamızın esası dedikleri, biz AK Parti seçmeninden bir oy devşirmesi yapabilir miyiz, bunun üzerine kurulu. Kuran-ı Kerim okuması, partisinin adını ağzına almaması, parti liderlerini, parti mensuplarını kampanyasına dahil etmemesi size ne çağrıştırıyor? Bu bile başlı başına bir ölçüdür. Bir aday partisiyle anlam ifade eder.
"RAKİBİM BENİ KOPYALIYOR"
Partini yok sayamazsın, parti kimliğini yok sayamazsın. Partinle vatandaşın önüne çıkmalısın. Benim kanaatim o. Zaten aday rakibim, genellikle benim gördüğüm beni kopyalıyor. İşte halkla daha sıcak ilişkiler içerisinde, halkın içinden ayrılmadığı görünümünü veriyor ama taklitimden sakınmalarını ben tavsiye ediyorum vatandaşlara.
Bir şeyi de söyleyeyim, web sitesi için üç yılda 80 milyon harcamışlar diyor. Yani ben bunu merak ettim. Bir kere bu 80 milyon meselesi şöyle. 80 milyona yakın bütçesi var. Bu bütçeyi de Medya AŞ diye yine belediyenin yüzde yüz sahibi olduğu şirket almış. Peki bu şirket ne yapmış? 460 tane iş yaptırmış. 2 bin 285 satın alma yapmış bu parayla. 150 kişi çalıştırmış. Dolayısıyla külliyen yalan. Bir web sitesi olayı falan değil.
15 milyon İstanbullunun desteğine talipseniz, bu şehri yönetmeye talipseniz, önce güven sorununuz olmaması gerekir diye düşünüyorum. Genellikle bizim mahallelerde dolaşıyor. Dolaşsın tabii, benim için mahsuru yok. Yani sırıtmaması lazım. Şimdiye kadar 27 Mayıs meselesine CHP zihinsel olarak kapalıdır. Bu sene mi aklınıza geldi kardeşim, sorarlar adama. Bu biraz sırıtıyor.
"BÜTÜN KESİMLERDEN DESTEK İSTİYORUM"
İstanbul'da yaşayan, İstanbul'un zorluklarını göğüslemeye çalışan, geleceğini İstanbul'da arayan herkesten oy istiyorum. Buna CHP seçmeni de dahil. Buna HDP'ye oy veren ya da vermeyen Kürt hemşehrilerimiz de dahil. Buna Saadet Partisi tabanı da dahil. Bütün kesimlerden destek istiyorum. Çünkü ben siyaseti hizmet aracı olarak görmüşüm. Hayatım boyunca da rozetini çıkarıp herkese hizmet götürmüş birisiyim. Anadolu'nun her köşesine bakarsanız, bölünmüş yollara bakarsanız, tünellere bakarsanız, internet ağlarına bakarsanız, havaalanlarına bakarsanız, tren yollarına bakarsanız, hastanelere bakarsanız bunu görürsünüz. Biz İstanbul'a hangi hizmeti yaptıysak Hakkari'ye de aynı hizmeti yaptık. Veya İzmir'e daha fazlasını yaptık. Orası bize oy vermiyor diye, öyle bir anlayış bizim siyasetimizde yoktur.
İstanbulluların beklentisi... Bir ekonomik zorluk yaşıyoruz. Bu ekonomik zorluğu elbette aşacağız. Bu İstanbul'da daha çok hissediliyor, bunu biliyoruz. Karşılaştığımızda da diyoruz ki; tamam bu vardır ama bunu aşacak olan kadrolar yine AK Parti kadrolarıdır. Geçmişten de örnekleri var. 2000 küresel krizi, 2008-2009 küresel krizi Türkiye'yi teğet geçti. Bütün dünya kasıp kavruldu ama biz onun üstesinden geldik. Onun üstüne bir 17-25 yaşadık, Gezi olayları yaşadık, 15 Temmuz alçak darbe girişimini yaşadık. Bütün bu badirelerden hamdolsun milletimizin desteğiyle çıktık.
GENÇLERE VE ENGELLİLERE AYLIK 10 GB İNTERNET Şimdi bu anlamda İstanbul'da yaşayan çeşlitli kesimlere yönelik bir vaatlerimiz var, bir de beş yıla yayılmış projelerimiz var. Mesela gençlerimize aylık 10 GB ücretsiz internet vereceğiz. Bu önemli bir şey gençler için. Gençler çünkü artık akranlarıyla değil ekranlarıyla arkadaşlık yapıyorlar. Ayrıca engellilere de bu hizmeti vereceğiz.
Ayrıca engellilere de bu hizmeti vereceğiz. Engellilerin de tabii ihtiyacı var vakit geçirmek için. Kısıtlı, tam anlamıyla sosyal hayata katılamıyor.
Ayrıca gençlere bütün müzeler ve tiyatrolar ücretsiz olacak. Belediyenin bütün spor tesisleri ücretsiz olacak. Öğrencilerin akbili 40 liraya düşürülmüştü. Liseyi bitirip de üniversiteye hazırlanan gençleri de dahil ediyoruz. Bir yıl boyunca onlar da bu indirimden yararlanacaklar.
Akıllı şehir uygulamaları yeni istihdam yaratacak. Üniversite öğrencilerine ücretli staj sağlayacağız.
AMATÖR SPOR KULÜPLERİNE DESTEK Çok önemli bir şey yapıyoruz. 935 tane amatör spor kulübü var İstanbul'da. Bunlara belediye yılda toplam 10 bin destek veriyor. Bu rakamı takım başına 100 bin TL'ye çıkarıyoruz. Yani 10 bin lirayken şimdi 100 bin liraya çıkıyor.
Uluslararası e-spor olimpiyatlarını İstanbul'da yapmak istiyoruz. Şimdi e-spor diye bir iş çıktı biliyorsunuz. Belki bizim kuşak bilmez ama şu anda hem ülkeler arası müsabakalar yapılıyor. 4 milyon aktif izleyicisi var, 10 milyon ilgilenen var. Ben bunların bir açılışına gittim Ataşehir'de, bin kişi vardı. Aşağı yukarı dokuz tane takım karşılıklı eleme usulü karşılaşıyorlar. Şampiyonlar seçiliyor, başka ülke şampiyonlarıyla eleme maçları yapılıyor. Sonunda dünya şampiyonu oluyor. Bu bir oyun değil, profesyonel bir işe dönüşmüş. Bu olimpiyatları İstanbul'da yapmayı planlıyoruz.
İSPARK İLK BİR SAAT ÜCRETSİZ
İSPARK ilk bir saat ücretsiz olacak her yerde, herkese. Belediye barışı var. İGDAŞ, İSKİ veya diğer birimlerle vatandaş davalık olmuş, ihtilafa girmiş. Diyoruz ki gelin barışalım, el uzatın, kucaklaşalım diyoruz. Böyle bir vatandaş belediye barışı getiriyoruz. Cezaları siliyoruz. Pratik olarak alınması mümkün değil. Cezaları sileceğiz, ana parayı da ödeme kolaylığı getireceğiz. İspark'ı da buna dahil edeceğiz. Doğalgazda yüzde onluk bir indirim öngörüyoruz. İSKİ'yle ilgili yüzde 46'ya varan, daha kalabalık aileler için daha az ödeme sistemini öngören bir düzenleme yapılmıştı.
Buna karar veren belediye meclisleri zaten. İBB meclisindeki kompozisyon belli. 181 AK Parti ve MHP var. Millet İttifakı'nın toplam sayısı da galiba 132. Arada ciddi bir fark var, elliden fazla bir fark var. Hiçbir şekilde AK Parti grubunun istemediği bir karar belediyeden çıkmaz. AK Parti grubu olur demese bu çıkmazdı. Bunu çarpıttılar.
Efendim bizim kararımızdı da sahiplendiniz. Kardeşim kim verdi oyu? Oyu veren AK Parti. Demek ki makul, düzgün bir şeymiş... Hatta değiştirerek verdiler. Su indirimi, onların teklifiyle AK Parti'nin teklifi farklıydı. Ulaşımdaki teklif, CHP grubununki farklıydı, AK Parti grubununki farklı. Her ikisinde de AK Parti'nin teklifi kabul edildi. Gayet doğal bir şey yani. Neticede oylama yapılıyor. Tabii keşke ittifakla çıksa. Belki bazı kararlar ittifakla da çıkabilir. Yani meclisin gücünü anlatmaya çalışıyorum. Başkan, meclisle uyumlu çalışmak zorunda. Bütçenin kendi içinde kalemler arası değişiklikle yapılabilecek şeyler. Hepsinin planlanması yapıldı. Kurumları zaafa düşürmeyecek, aynı zamanda belediyenin vermesi gereken hizmetleri de aksatamayacak bir düzenleme bu. Bakanlığım döneminde yatırımın üçte birinden fazlasını alternatif kaynaklarla yaptım. Bu tecrübe bende var.
"ORTAK SAYAÇ OKUMA MODELİ GETİRİYORUZ"
Elektrikle ilgili İstanbul'da bir sorun var. Avrupa ve Asya yakası dağıtım şirketleriyle ilgili şikayetler çok. Bu konu doğrudan belediyenin işi olmamakla beraber, İstanbullunun hakkını hukukunu korumak adına işe vaziyet etmeye karar aldık. Bunların düzeltilmesi için gayret göstereceğiz. İlk etapta elektrik faturasını, su faturasını, gaz faturasını daha da indirmek için ortak sayaç okuma modeli getiriyoruz. Şimdi bir doğalgazcı gidiyor, okuyor. O gidiyor, elektrikçi geliyor okuyor. O gidiyor, su geliyor okuyor. Diyoruz ki kardeşim bunu kaldırıyoruz. Bir sefer rahatsız edeceksin. Gidecek, okuyacaksın. Orada ortak bir maliyet olacak, onu da üçe böleceksin. İkinci bir konu da belediye vergisi var elektrikte, konutlarda yüzde 5, iş yerinde yüzde 1. Konutlardaki belediye vergisini tamamen kaldıracağız. Bu da ciddi bir iyileştirme sağlayacak. Bir de bu dağıtım şlirketleri hem AYEDAŞ hem BEDAŞ, mutlaka bölgelerinde hizmeti yerelleştirmeleri lazım. Her ilçede, hatta bir ilçede birden fazla irtibat noktası olacak. Bizim belediyeciliğimizde buna da ihtiyaç kalmayacak. Akıllı şehir uygulamalarına geçeceğiz. İstanbul'un tamamını, biz ekranda, hangi sokakta lamba var, otobüs nereye gitti, gitmedi, hepsini göreceğiz.
"SOKAKLAR DA CADDELER GİBİ GECE GÜNDÜZ AYDINLIK OLACAK"
İstanbul'da okuyan bütün üniversite öğrencilerine ücretli staj yeri bulacağız. Bunun için bir birim kuracağız. Bütün kurumlarla koordinasyon yaparak bunu sağlayacağız. Öğrencilerimize kırtasiye desteği yapacağız. Aslına var ama bunu artıracağız. İstanbul'un 70 bin sokağı var. Sokakları da caddeler gibi gece gündüz pırıl pırıl aydınlık olacak. Bunu niye yapıyoruz? Güvenlik. Kadınlarımız gece yarısı sokaklarda rahatça gezebilecek. Bu da sahadan bize gelen önemli bir talep. Engellilere bir hafta ücretsiz tatil yaptıracağız. Ev kadınlarına aile bütçesine katkı sağlaması için bir imkan getiriyoruz. Kadınların el emeği göz nuru işlerini büyükşehir belediyesi birimlerinde satışa sunacağız. Yaklaşık bin liraya kadar bir katkıyı aylık olarak öngörüyoruz. Motosikletler iki köprüden de bedava geçecekler. Motoparklar yapacağız. Motosikletlerin park yeri yok. Onlara özel park yeri yapacağız.
Evlenen çiftlere müjde. Onlara da düğün desteği veriyoruz. Siz evlendiyseniz kaçırdınız. Her yıl 50 bin gencimize kısmi zamanlı iş vereceğiz. Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile beraber planladık. Türkiye çapında bir proje bu. Aslan payını İstanbul alacak.
"GİRİŞİMCİLİK HANGARLARI KURACAĞIZ"
Ayrıca gençler dairesi kuracağız belediyede. Bu dairelerde girişimcilik hangarları kuracağız. Yazılım, kodlama, yapay zeka, katma değeri yüksek teknolojik ürünler. Akıl terini esas alan işlerde gençlere 100 bin liralık girişim sermayesi vereceğiz. Türkiye artık harcıalem işlerle fark oluşturamaz. Mutlaka akıl terini, bilimi, teknolojiyi işin içine sokmak ve geleceğin mesleklerine hazırlık yapmak lazım. İstanbul başlı başına büyük bir pazar. Çünkü bu şehrin akıllı şehir olması için yapılacak o kadar çok proje var ki. Yazılım lazım, ciddi anlamda akıl teri dökmek lazım.
Deniz ulaşımı da bedava oluyor. Otobüsten indi gemiye bindi veya metrodan indi gemiye bindi. Kombine taşımacılık, entegre edilmiş taşımacılık, aktarmalı taşımacılık. Bunları kullanıyorsa, elinde de İstanbulkart'ı varsa deniz kısmına para ödemeyecek.
HER MAHALLEDE EN AZ BİR KREŞ Her mahallede en az bir tane kreş olacak. Hiç kreş olmayan 300 mahalle tespit ettik. Buralarda toplam 955 tane kreş, çocuk yuvası açacağız. Belediye bunları işletebilir de işlettirebilir de. Öğretmenler toplu taşımadan ücretsiz yararlanacak. Tamamen ücretsiz, polisler, askerler gibi. Bu geç kalmış bir şey bana göre.
Raylı sistemlerin uzunluğunu beş yıl içerisinde 518 kilometreye çıkaracağız. Bun yaptığımızda Londra'dan daha fazla oluyor ve toplu ulaşımın yüzde 48'i raylı sistemle yapılır hale geliyor. Her bir 750 metre sağa sola öne arkaya gittiğinizde bir metro istasyonuyla karşılaşacaksınız.
]]>YSK tarafından 31 Mart'taki seçimlerin iptaline karar verilen Denizli'nin Honaz, Artvin'in Yusufeli ve Kırıkkale'nin Keskin ilçeleriyle Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Kesmetepe beldesinde yapılan yenileme seçimlerinde oy verme işlemi tamamlandı. Resmi olmayan sonuçlara göre Keskin ve Yusufeli'de AK Parti'nin adayı; Honaz'da ise CHP'nin adayı seçimleri kazandı. Kesmetepe beldesinde de DSP'nin adayı yarışı önde tamamladı.
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) seçimlerin yenilenmesine karar verdiği 7 seçim bölgesinden Denizli'nin Honaz, Artvin'in Yusufeli ve Kırıkkale'nin Keskin ilçeleri ile Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Kesmetepe beldesindeki yenileme seçimlerinde oy verme işlemi sona erdi.
YSK'nın 31 Mart'taki Mahalli İdareler Seçimleri'ni iptal ederek yenileme seçimlerinin 2 Haziran'da yapılmasına karar verdiği ilçelerden cezaevi sandıkları hariç Honaz'da 21 bin 810 seçmen 76 sandıkta, Yusufeli'nde 5 bin 219 seçmen 20 sandıkta, Keskin'de 6 bin 396 seçmen 24 sandıkta, Besni'ye bağlı Kesmetepe beldesinde ise bin 205 seçmen 7 sandıkta oy kullandı.
Oy verme işlemi saat 17.00'de son buldu. YSK'nın 27 Mart'ta aldığı Mahalli İdareler Ara Seçimleri'nin 2 Haziran'da yapılması kararı gereği yeni kurulan köylerle mahalle iken köy statüsüne dönüşen yerleşim birimlerinde ve herhangi bir nedenle organları boşalan köy ve mahallelerde veya 31 Mart 2019'da seçimi yapılamamış beldeler ile köy ve mahallelerde de sandık kuruldu.
YAYIN YASAĞI SAATİ ÖNE ÇEKİLDİ Bu arada, oyların sayım işlemi sürerken YSK, Anayasa ve seçim yasalarının verdiği yetkiye dayanarak yayın yasağı saatini 21.00'den 18.30'a çekti.
KESKİN'DE AK PARTİ ADAYI KAZANDI Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde yenilenen belediye başkanlığı seçimini kesin olmayan sonuçlara göre, AK Parti adayı Dede Yıldırım kazandı.
Kesin olmayan sonuçlara göre, AK Parti adayı Dede Yıldırım 2 bin 426, Millet İttifakı adayı İYİ Parti'li Necati Alsancak 2 bin 162 ve MHP adayı Mustafa Alp Sülsipiroğlu 627 oy aldı. 31 Mart Pazar günü yapılan seçimde Keskin ilçesinde, İYİ Parti adayı Necati Alsancak 1806 oy, AK Parti adayı Dede Yıldırım 1799 oy almıştı. AK Parti adayı Yıldırım, oyların yeniden sayılması için İlçe Seçim Kuruluna itirazda bulunmuş, İlçe Seçim Kurulu, itirazı reddederek tutanaklara yansıyan hatayı düzeltmiş, Yıldırım'ın oyu 1800 olmuş, fark 6'ya düşmüştü. Seçimlerde usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle İl Seçim Kuruluna yapılan itirazın da kabul edilmemesi üzerine AK Parti, Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvurmuştu. İtirazı görüşen YSK, ilçede kısıtlı seçmenin oy kullandığını belirleyerek, bunun sonucu etkilemesi nedeniyle seçimlerin iptaline hükmetmişti.
ADIYAMAN'IN KESMETEPE BELDESİNDE DSP KAZANDI Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Kesmetepe beldesinde belediye başkanlığı seçimini kesin olmayan sonuçlara göre Demokratik Sol Parti'nin (DSP) adayı Ali Yılmaz kazandı.
Bin 211 seçmenin olduğu beldede, bin 115 kişi oyunu kullandı. Seçimde, AK Parti 65, CHP 325, Demokrat Parti (DP) 320, MHP 3 ve DSP ise 370 oy aldı. Seçimde, 32 oy ise geçersiz sayıldı. Oy verme işleminin ardından seçimi kesin olmayan sonuçlara göre DSP'nin adayı Ali Yılmaz kazandı. 9 Nisan'da Besni ilçesine bağlı Kesmetepe beldesinde seçimlerin iptal olduğu bildirilmişti. 31 Mart seçim sonuçlarına göre beldede, CHP 281, DP 281, DSP 242 oy almıştı. DSP Kesmetepe beldesi belediye başkan adayı Ali Yılmaz, 1081 No'lu sandıkta mükerrer oy kullanıldığının tutanakla tespit edildiği, diğer adayların oylarının eşit olduğu gerekçesiyle İlçe Seçim Kuruluna başvurarak seçim sonuçlarına itiraz etmiş, İlçe Seçim Kurulunun ret kararının ardından Yılmaz, İl Seçim Kuruluna yaptığı itirazın da reddedilmesiyle seçimlerin iptali için YSK'ya itiraz etmişti. YSK, İl Seçim Kurulunun kararını kaldırarak seçimin iptaline ve Kesmetepe beldesinde 2 Haziran'da seçimlerin yenilenmesine karar vermişti.
ARTVİN YUSUFELİ'DE AK PARTİ KAZANDI
Artvin'in Yusufeli ilçesinde yenilenen belediye başkanlığı seçimini kesin olmayan sonuçlara göre, Cumhur İttifakı'nın AK Parti'li adayı Eyüp Aytekin kazandı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından 31 Mart seçimlerinin iptaline karar verilen Yusufeli'nde gerçekleştirilen yenileme seçimlerinde, 20 sandıkta oy kullanıldı. Kesin olmayan sonuçlara göre, geçerli oyların 2 bin 446'sını alan Cumhur İttifakı'nın AK Partili adayı Eyüp Aytekin seçimi kazandı. Millet İttifakı'nın CHP'li adayı Barış Demirci 2 bin 79, Saadet Partisinin adayı Mustafa Aksoy ise 19 oy aldı. Parti binası önünde basın mensuplarına açıklama yapan AK Parti Artvin Milletvekili Erkan Balta, bugün yenilenen seçimlerde 10 yıl boyunca Yusufeli'ne çok güzel hizmetler kazdırmış Eyüp Aytekin'in kazandığını belirterek, "Hak yerini buldu, emanet ehlinde kaldı" ifadesini kullandı. Balta, Yusufeli'nin AK Parti'nin bayrağını Türkiye'de daima en yüksekte taşımış bir ilçe olduğunu söyleyerek, "31 Mart'ta Yusufelililer şaka yaptı, CHP'liler de bunu gerçek zannetti. AK Parti seçimleri almış bulunmaktadır. Ben sonuçların ülkemize ve ilçemize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu. Seçim sürecinin demokratik bir anlayış içinde geçmesini sağlayan ilçe halkına teşekkür eden Balta, "Yine seçimlerin yenilenme kararı sonrası adaylığını çekerek AK Parti'ye destek veren MHP adayı ve teşkilatına da gönülden teşekkür ediyorum" dedi. Eyüp Aytekin ise demokrasinin kaybedeninin olmayacağını dile getirerek, şunları söyledi: "Hakikaten uzun bir seçim süreci geçirdik. Vatandaşlarımız ilçesinin geleceğine sahip çıktı. Özellikle Cumhur İttifakı'yla birlikte 2 Haziran sürecine gitmemiz yeni bir sinerji katmış oldu. Ben bu vesileyle emeği geçen bütün hemşehrilerime, Cumhur İttifakı'nın iki değerli teşkilatına çok çok teşekkür ediyorum." Parti binasının önünde toplanan vatandaşlar, Aytekin'i tebrik etti. Yusufeli'de 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde 3 oy farkla AK Parti'nin adayı Eyüp Aytekin kazanmış, CHP'nin adayı Barış Demirci ise seçimi ikinci sırada tamamlamıştı. CHP'nin seçim sonuçlarına itirazını görüşen YSK, ilçede 2 kısıtlı seçmenin oy kullandığını belirleyerek aradaki farkın 1'e inmesi nedeniyle seçimlerin iptaline karar vermişti.
DENİZLİ HONAZ'DA CHP'NİN ADAYI KAZANDI
Denizli'nin Honaz ilçesinde yenilenen belediye başkanlığı seçimini, kesin olmayan sonuçlara göre geçerli oyların 10 bin 697'sini alan CHP adayı Yüksel Kepenek kazandı.
Honaz ilçesinde 21 bin 872 kayıtlı seçmenden 19 bin 613'ü, 78 sandıkta oy kullandı. Oylardan 19 bin 178'i geçerli, 435'i geçersiz sayıldı. Kesin olmayan sonuçlara göre CHP'nin adayı Kepenek 10 bin 697, AK Parti'li Turgut Devecioğlu 8 bin 359, Saadet Partisi'nin adayı Nail Şimşek 24, Bağımsız Türkiye Parti'li Hakan Cengiz 14, Vatan Partisi'nin adayı Ahmet Gündüz 55, Demokrat Parti'li Yılmaz Ballı 29 oy aldı. Honaz ilçesinde 31 Mart Pazar günü yapılan seçimde, Yüksel Kepenek 9 bin 389, Turgut Devecioğlu 9 bin 381, Nail Şimşek 72, Hakan Cengiz 29, Ahmet Gündüz 85, Yılmaz Ballı 57 oy almıştı. Honaz ilçesinde 31 Mart'ta yapılan seçim sonuçlarıyla ilgili AK Parti'nin ilçe seçim kuruluna itirazı sonrası 41 sandıkta oylar yeniden sayılmış, Kepenek'e 9 bin 387, Devecioğlu'na ise 9 bin 384 oy çıkmış, fark 3'e düşmüştü. AK Parti ve CHP'nin sonuçlara ilişkin il seçim kuruluna yaptığı itiraz üzerine 13 sandıkta geçersiz oyların yeniden sayılmasıyla Kepenek ve Devecioğlu arasındaki fark 1'e inmişti. AK Parti'nin itirazını görüşen YSK, ilçede kısıtlı seçmenin oy kullandığını belirleyerek, bunun sonucu etkilemesi nedeniyle ilçede seçimlerin iptaline karar vermişti.
YSK tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edildiği İstanbul'da 23 Haziran'da, Aksaray'ın Gülağaç ilçesine bağlı Demirci beldesinde 21 Temmuz'da, Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Suvarlı beldesinde ise 4 Ağustos'ta yeniden seçim yapılacak.KIRIKKALE KESKİN'DE SANDIK BAŞINDA KAVGA ÇIKTI (VİDEO)MUHTARLIK SEÇİMLERİ Öte yandan 5 ildeki bazı muhtarlık seçimleri de yenilendi. Aydın'ın Nazilli ilçesindeki 2 mahallede vatandaşlar muhtar seçmek için sandık başına gitti. Derebaşı Mahallesi'ndeki 378 seçmen için 2, Bozyurt Mahallesi'ndeki bin 410 seçmen için 5 sandık kuruldu. Kocaeli'nin Dilovası ilçesi Kayapınar Mahallesi'nde, yenilenmesine karar verilen muhtarlık seçimleri tamamlandı. Mehmet Kara, Aziz Öner ve Mahir Lale'nin muhtarlık için yarıştığı seçimde Hacı Seyyit Taşan İlkokulu'nda toplam bin 980 seçmen için 6 sandıkta oy kullanma işlemi gerçekleştirildi. Kütahya'nın Şaphane ilçesine bağlı Hacıhasanlar köyündeki muhtarlık seçimi yenilendi. Seçimde Kazım Karakuş, Zekai Karakuş, Fikret Karakuş ve Hasan Karasaban yarıştı. Sakarya'nın Sapanca ilçesi İlmiye Mahallesi'ndeki yenilenen muhtarlık seçiminde Rasim Kösemen ve Yalçın Kösemen yarıştı. Muhtarlık seçiminde 68 oy kullanıldı. Sivas'ta da 31 Mart'ta iptal edilen ve yenilenmesine karar verilen muhtarlık ve azalık seçimleri için vatandaşlar sandık başına gitti. 31 Mart yerel seçimlerinde muhtar seçilen Vedat Susuz'un sabıka kaydının çıkması gerekçesiyle YSK tarafından iptal edilen Halil Rıfat Paşa Mahallesi'ndeki seçimde Turan Korkmaz, Akif Baykal, Necmettin Açıkalın ve Selahattin Dağ aday oldu. 4 Eylül Ortaokulu'nda 2 bin 175 seçmen için 7 sandık kuruldu. Sivas'ın ilçelerden Divriği'de Kale ve Kültür, Suşehri'nde Yeni, Gürün'de Hacılar mahalleleri, merkeze bağlı Gümüşdere ve Kumyurt ile Hafik'in Bayramtepe köylerinde muhtarlık; Akyurt, Akpınar, Yıldızeli'nin Danişment, Akıncılar'ın Abdurrahman, Divriği'nin Kaledibi ve Gözecik, Suşehri'nin Balkara köylerinde de aza seçimleri yeniden yapıldı.]]>Yüksek Seçim Kurulu'nun 31 Mart sonuçlarını iptal ettiği yerlerde yenileme seçimi yapılacak.
Artvin'in Yusufeli, Kırıkkale'nin Keskin ve Denizli'nin Honaz ilçeleriyle Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Kesmetepe beldesinde bugün seçim yapılacak. Yusufeli, Keskin ve Honaz'da kısıtlı seçmenlerin oy kullanması, Kesmetepe beldesinde de mükerrer oy tespit edilmesi üzerine seçim iptal edilmişti. Yusufeli'nde seçim 7-16, diğer yerlerde 8-17 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Aksaray'ın Gülağaç ilçesine bağlı Demirci beldesinde 21 Temmuz'da, Adıyaman Besni Suvarlı beldesinde ise 4 Ağustos'ta yenileme seçimi yapılacak.]]>THY, 23 Haziran'da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde oy kullanacak yolcularının bilet iade ve değişikliği yapabilecekleri süreyi 8 Haziran'a kadar uzattı.
Türk Hava Yolları Basın Müşavirliği'nden yapılan açıklamada, söz konusu seçiminin yenilenmesi üzerine, İstanbul’da oy kullanacak yolcular için bazı düzenlemeler bulunduğunu anımsatıldı. Açıklamada, 26 Mayıs ve öncesinde biletleri düzenlenmiş, 23 Haziran'ı kapsayan tarihlerde, İstanbul çıkışlı dış hat uçuşu ya da İstanbul çıkışlı/varışlı iç hat uçuşu olan yolcuların 8 Haziran'a kadar işlem yaptırmaları kaydıyla yeni rezervasyonun orijinal seyahat tarihinden 7 gün önce veya 7 gün sonrasında bir uçuşa yapılması durumunda rezervasyon değişikliklerinin ücretsiz yapılacağı belirtildi. Hiç kullanılmamış biletlerin ücretsiz iade yapılacağı aktarılan açıklamada, "Kısmi olarak kullanılmış, seyahatin tamamlanmamış olduğu biletlerde, biletin kullanılmayan uçuşlarına ait iade işlemi ücretsiz yapılacaktır. Herhangi bir ücret farkı ve ceza alınmaksızın biletin geçerliliği orijinal seyahat tarihinden 7 gün sonrasına kadar uzatılabilecektir. İlgili uygulamalar sadece Türk Hava Yolları ve AnadoluJet’in icra ettiği seferlerde geçerli olacaktır İlgili işlemler Türk Hava Yolları satış ofisleri, çağrı merkezi ve biletin satın alındığı acenteler tarafından yapılabilecektir." ifadelerini yer verildi.
KISA&NET: İSTANBUL SEÇİMİ YENİDEN
]]>Yüksek Seçim Kurulu tarafından 31 Mart'taki seçimlerin iptaline karar verilen Artvin'in Yusufeli, Kırıkkale'nin Keskin ve Denizli'nin Honaz ilçeleriyle Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Kesmetepe beldesinde yarın yenileme seçimi yapılacak.
Mahalli İdareler Ara Seçimleri ile Yüksek Seçim Kurulunca (YSK) 31 Mart'taki seçimlerin iptaline karar verilen 3 ilçe ve bir belde belediye başkanlığı yenileme seçimleri yarın yapılacak. YSK tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Artvin'in Yusufeli, Denizli'nin Honaz, Kırıkkale'nin Keskin ilçeleri, Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Kesmetepe ve Suvarlı beldeleri, Aksaray'ın Gülağaç ilçesine bağlı Demirci beldesinde seçimlerin yenilenmesine karar verilmişti. YSK'nin seçimlerin yenilenmesine karar verdiği 7 seçim bölgesinden 4'ünde yarın sandığa gidilecek. Artvin'in Yusufeli, Denizli'nin Honaz ve Kırıkkale'nin Keskin ilçeleri ile Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Kesmetepe beldesinde yenileme seçimleri yarın yapılacak. Yüksek Seçim Kurulunun 27 Mart'ta aldığı Mahalli İdareler Ara Seçimleri'nin 2 Haziran'da yapılması kararı gereği yeni kurulan köylerle mahalle iken köy statüsüne dönüşen yerleşim birimlerinde ve herhangi bir nedenle organları boşalan köy ve mahallelerde veya 31 Mart 2019 tarihinde seçimi yapılamamış beldeler ile köy ve mahallelerde de yarın sandık kurulacak. Oy verme işlemi saat 08.00'de başlayacak ve saat 17:00'de sona erecek. 3 SEÇİM BÖLGESİNDE DAHA YENİLEME SEÇİMİ YAPILACAK YSK tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edildiği İstanbul'da 23 Haziran'da yenileme seçimi yapılacak. Aksaray'ın Gülağaç ilçesine bağlı Demirci beldesinde yenileme seçimi için vatandaşlar 21 Temmuz'da sandık başına gidecek. Adıyaman'ın Besni ilçesine bağlı Suvarlı beldesinde ise 4 Ağustos'ta yeniden seçim yapılacak.
KISA&NET: İSTANBUL SEÇİMİ YENİDEN
]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, bayramı memleketlerinde geçireceklerin 23 Haziran'da İstanbul'da olmalarını isterken, "23 Haziran'da İstanbul bayramı var" dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Kadir Gecesi dolayısıyla Esenler Dörtyol Meydan'da düzenlenen "10 Bin Hatim, 100 Bin Dua" programında vatandaşların gecesini tebrik etti. Bu yıl güzel bir ramazan geçirdiklerini aktaran Yıldırım, vatandaşların Ramazan Bayramı'nı da kutladı. Birçok vatandaşın bayramı memleketinde geçireceklerine dikkati çeken Yıldırım, "Yolların kralı olmaz, kuralı olur" diyerek, herkesi trafik kurallarına uymaya davet etti. Bayramı memleketlerinde geçireceklerin 23 Haziran'da İstanbul'da olmalarını isteyen Yıldırım, "Bayramdan sonra ama mutlaka İstanbul'a geri dönüyoruz değil mi? Çünkü 23 Haziran'da İstanbul bayramı var." ifadelerini kullandı. Katılımcılara "İstanbul bayramını birlikte kutlayalım mı?", "Yeni bir destan yazalım mı?" diye soran Yıldırım, "Evet" yanıtı aldı. Gelecek günlerde İstanbul'a ilişkin projeleri ve müjdeleri duyuracaklarını anlatan Yıldırım, "Amacımız evimiz, işimiz, ortak geleceğimiz gençlerimizin, kadınlarımızın ortak geleceği İstanbul için daha çok çalışacağız, daha güzel hizmetleri hep birlikte başaracağız." diye konuştu. Kur'an-ı Kerim okunan programda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra İstanbul Valisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Yerlikaya, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu da konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşma yaparken vatandaşlar ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak, tezahüratta bulundu. Bir grup, "Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez" sloganı attı. Etkinlikte ilahiyatçılar Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ve Ömer Döngeloğlu da Kadir Gecesi münasebetiyle sohbet verdi.]]>CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, "Bu şehrin insanlarına her yerde, her ortamda şans vereceğim, önlerini açacağım. Gençlerle, kadınlarla, bu şehrin insanlarıyla çalışacağım. Kardeşimle, damadımla, kızımla, oğlumla çalışmayacağım. Onlar işine baksın. Ben, 16 milyon insanımla çalışacağım" dedi.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Güngören Haznedar Meydanı'nda vatandaşlarla buluştu. Aralarında oğlunun da bulunduğu LGS sınavına girecek öğrencilere başarılar dileyen İmamoğlu, şunları söyledi:
"Çocuklarınızı sakın üzmeyin, sırtlarını sıvazlayın. Çocuklara, 'Ekrem Abiniz 'Her şey çok güzel olacak.' dedi, deyin. Onlarla bu şehre değer katacağımızı biliyoruz. 1-2 gün önce bir konuşma yaptı rakibimiz. Dedi ki 'Türkiye'de siyasi kadro yok. Sadece bizde kadro var.' Onlarda nasıl bir kadro varsa, aynı isimler dolaşıp duruyor. Bir bakıyorsunuz belediye başkanı, yetmedi orada aday. Aynı şeyi kendi de yaşıyor. Zannediyor ki, sadece kadro onların partilerinde var. Niye biliyor musunuz? Halktan uzaklaştılar. Ben de diyorum ki, onlara söylüyorum: Bizim İstanbul'da tam 16 milyon kadromuz var. Bu ülkenin ve şehrin pırıl pırıl gençleri var, yetişmiş insanları, akademisyenleri var. Ben, bu şehrin insanlarına her yerde, her ortamda şans vereceğim, önlerini açacağım. Gençlerle, kadınlarla, bu şehrin insanlarıyla çalışacağım. Size söz veriyorum, kardeşimle, damadımla, kızımla, oğlumla çalışmayacağım. Onlar işine baksın. Ben, 16 milyon insanımla çalışacağım."
İmamoğlu, şehrin nimetlerini 16 milyon insana dağıtmak istediklerini ifade ederek, "Ücretsiz kreşler açacağız. Kadınlar, hayata katılacaklar. Kadın üretemezse, toplum üretemez. Kadın devrimi yapacağız. Kadınlar, hayatın içinde ve morali yüksek olursa, güzel nesiller teminat altında olur. Her konuda seferberlik ilan edeceğiz. Yoksullukla mücadele edeceğiz. Bu şehrin mazlumu, fakiri olmayacak. Bu kardeşiniz, bu şehrin fakirlerine, mazlumlarına bütçeden hak ettikleri payı verecek. Biz, sizin vicdanınız olacağız. Onların unuttuklarını biz hatırlayacağız. Siyasetin ahlak dışı dilini bitireceğiz." diye konuştu.
"BİLE BİLE İŞİ ENGELLEYEN, KİM OLURSA MİLLETE HAVALE EDECEĞİM" Seçim çalışması boyunca kötü söz konuşmadığını, kimseye hakaret etmediğini belirten İmamoğlu, vatandaşlara şöyle seslendi: "Bundan sonra da etmeyeceğim. Niye biliyor musunuz? Eve gidince o mini minnacık kızımın yüzüne bakabileyim diye. Annemin ve babamın karşısında yüzüm kızarmasın diye.Bu kötü söz konuşan, bağırıp, çağıran siyasiler var ya; muhtemelen de dinlemiyorsunuz. Arkadaşlarımdan sosyal medyada izlenme oranlarını istedim. Bazen canlı yayın yapıyoruz. Bizleri 200 bin insan izliyor. Onları da bayağı izleyenler var, 150-200 kişi. Dinlenmiyorlar. Anne-babaları da onlara kızıyordur. Allah rahmet eylesin, anne-babaları bu dünyadan göçüp gitmiş ise, inanın onların kemiklerini sızlatıyorlardır. Güzel konuş be kardeşim. Bu ülkenin atanmış bakanlarına sesleniyorum. İşinize bakın. Bakın bu kardeşiniz gelecek, bakanlıklarda işimiz olacak. Beraber bu ülkenin sorunlarını çözeceğiz. İşinizi kolaylaştıracağız. Ama yok, 'Sen başka partilisin, ben sizin işinizi yapmam' derseniz, çıkacağım aynı böyle milletin huzurunda diyeceğim ki 'Şu bakan, sizin işinizi yapmadı.' Bile bile işi engelleyen, işe mani olan kim olursa millete havale edeceğim. Bunu bilesiniz." Ekrem İmamoğlu, bütün partilere oy verenlerin kendisini sevdiğini ifade ederek, "Bu mesele, milli bir meseledir. Demokrasi meselesidir. İstanbul meselesidir. Siyaset üstüdür." dedi.
]]>Beşiktaş İlçe Seçim Kurulu, sandık kurulu başkanı ve memur üyesi olarak görevlendirilen bin 257 kişiden, halen siyasi parti üyesi olduğu tespit edilen 35'inin sandık kurulu görevlerinin kaldırılmasına karar verdi.
Beşiktaş İlçe Seçim Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 23 Haziran 2019 Pazar günü yapılacak yenileme seçimlerinde, sandık kurulu başkanı ve memur üyesi olarak ilçede görevlendirilen bin 257 kişiden, halen siyasi parti üyesi olduğu tespit edilen 35'inin yerine, engel hali bulunmayan kamu görevlilerinin atanmasına hükmetti.
İstanbul'daki yenileme seçimlerine ilişkin CHP ve İYİ Parti Beşiktaş ilçe başkanlıklarının, sandık kurulu görevlileri hakkında yaptığı itirazlar, Beşiktaş İlçe Seçim Kurulunca karara bağladı. Kurul, kaymakamlıkça bildirilen görev ayrıntılarına dair listede kadroları 6475 sayılı ''Posta Hizmetleri Kanununa tabi idari hizmet sözleşmeli işçi'' yazılı 8 kişiden görev verilen ve ''kararın eki 1'' sayılı listede bilgileri yazılı 3 kişinin sandık kurulu görevlerinin kaldırılmasına ve yerine engel halini bulunmayan kamu görevlisinin atanmasına karar verdi. Sandık kurulu başkanı ve memur üyesi olarak görevlendirilen bin 257 kişiden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca siyasi parti üyesi olduğu ve üyeliklerinin halen devam ettiği tespit edilen 35'inin sandık kurulu görevlerinin kaldırılmasına ve yerlerine kaymakamlık listesinde bulunan ve başkanlıkça belirlenecek engel hali bulunmayan kamu görevlilerinin atanmasına hükmeden kurul, bu 35 kişi ile ilgili olarak yasal değerlendirme yapılmak üzere kurumlarına bilgi verilmesi hususunda, Beşiktaş Kaymakamlığına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan alınan yazılar da eklenmek suretiyle yazı yazılmasını oy birliğiyle kararlaştırıldı. Kurulun kararında, ilçe seçim kurulu başkanı, 2 üye memur ile AK Parti, CHP, İYİ Parti ve MHP'den birer üyenin imzası bulunuyor.
YENİDEN SEÇİM SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK
]]>Millet İttifakı'nın İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, seçim kampanyasına Arnavutköy'de devam etti. İmamoğlu, rakibi Cumhur İttifakı'nın adayı Binali Yıldırım'ın seçim irtibat bürosunu da ziyaret etti.
]]>Binali Yıldırım, seçim kampanyası sürecinde genel siyasetin İstanbul'u gölgelememesi gerektiğini söyledi.
Cumhur İttifakı'nın AK Partili İstanbul İBB Başkanı adayı Binali Yıldırım, Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) İstanbul il merkezini ziyaret etti.
Görüşme sonrası kısa bir açıklama yapan Yıldırım, 23 Haziran seçimlerine değindi.
"Sokaklar canlı, ilgi çok yüksek. İyi bir kampanya yürütüyoruz" diyen Yıldırım, "Artık bu kampanyanın İstanbul'a odaklı yürümesi lazım. İstanbulluların geleceğini konuşuyoruz. Genel siyasetin İstanbul'u gölgelememesi lazım" diye konuştu.
9 günlük Ramazan Bayramı tatilini hatırlatan Yıldırım, "Tatile gitseler bile İstanbullular 23 Haziran'ı unutmasın" dedi. Yıldırım Cumhur İttifakı için ise şunları söyledi:
"Bizim Cumhur İttifakı içerisinde AK Parti, MHP vardır ve BBP destek vermektedir. Sahada da bu şekilde cereyan etmiştir. BBP İstanbul'da aday göstermemiş şahsımı desteklemiştir. Biz beraberiz Türkiye'nin aydınlık yarınları için çalışıyoruz."
]]>YSK'nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ilişkin 4'e karşı 7 üyenin oy çokluğuyla aldığı kararın gerekçesi açıklandı. YSK'nın seçim iptaline ilişkin gerekçeli kararı 250 sayfadan oluşuyor. Gerekçede sayım döküm cetvellerindeki iddialara da yer verildi. Gerekçede, 754 sandık başkanının kamu görevlisi olmadığı, KHK'lı 6 kişinin sandık kurulu başkanı olarak atandığı bildirildi. İstanbul'da tespit edilemeyen şüpheli oy sayısını 30O binden fazla olduğu, bu sayının AKP ve CHP adayları arasındaki farktan yaklaşık 20 kat fazla olduğunun tespit edildiği bildirildi.
]]>Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah o pişmanlık duyanlar, sandığa gitmek suretiyle o nedametlerini, pişmanlıklarını inşallah, hakikaten milli irade noktasından adeta affettirmiş olacaklar ve milli irade şimdi tam manasıyla tecelli etmiş olacak. 23 Haziran'ı bu noktada milli iradenin tecelli tarihi olarak görüyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iftarını Zeytinburnu sahilinde bir ailenin yer sofrasına konuk olarak yapmasının ardından, burada bulunan diğer vatandaşların yanına da uğradı. Orucunu açtıktan sonra onlarla fotoğraf çektiren Erdoğan, onları dinledi, korumaları da çocuklara oyuncak dağıttı. Daha sonra parktaki Cemal Ece isimli vatandaşın çay davetini kabul eden Erdoğan, onlarla çay içip sohbet ederek hatıra fotoğrafı çektirdi. Kendisine "Tayyip dede" diye seslenen çocuğu yanına çağırarak oyuncak hediye eden Erdoğan, bir vatandaşa da sigarayı bırakma sözü verdirerek sigara paketini aldı. Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplayan Recep Tayyip Erdoğan, "Yenikapı sahile gideyim, orada vatandaşlarla iftar yapayım dedim." diye konuştu. Parkta en çok "Tayyip dede" sesleri duyulduğunun hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Mevsim artık yaza giriyor. Çocuklar için burası tam cıvıldama yeri. Tayyip amcalarını da Tayyip dedelerini de herhalde çok seviyorlar. Ben de onları çok seviyorum. Gördüğünüz gibi oyuncaklarla beraber onlarla birlikte oluyoruz." dedi. Erdoğan, bir gazetecinin "Başkanım, sahada mikrofon uzattığımız zaman özellikle de AK Partili seçmenler şunu söylüyor; gitmeyenler de var ama gitmediklerinden dolayı büyük pişmanlık duyanlar da var." ifadeleri üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı: "İnşallah o pişmanlık duyanlar, sandığa gitmek suretiyle o nedametlerini, pişmanlıklarını inşallah, hakikaten milli irade noktasından adeta affettirmiş olacaklar ve milli irade şimdi tam manasıyla tecelli etmiş olacak. 23 haziranı bu noktada milli iradenin tecelli tarihi olarak görüyorum." "ETNİK DAYATMALARI ORTADAN KALDIRAN BİZ OLDUK"
Aynı gazetecinin, "Biz Kürt vatandaşlarla konuştuğumuzda, oyunu başka yere vermiş ama şunu söylüyorlar, 'adımızı dahi söyleyemiyorlar, biz hata ettik', 'Kürtlerin desteğini aldık' demekten bile çekinenlerin arkasına bir anda bir gerilimle onlara oy verdik." sözleri üzerine Erdoğan, şunları söyledi: "Biliyorsunuz Tayyip Erdoğan'ın ve partisinin böyle bir sorunu, sıkıntısı yok. Çünkü bu ülkede her şeyden önce etnik dayatmaları ortadan kaldıran biz olduk. Bölgesel noktada bütün dayatmaları kaldıran biz olduk. Kültürel noktadaki dayatmaları ortadan biz kaldırdık. Tam aksine hepsinin önünü açtık ve dedik ki, 'herkes etnik milliyetçilik noktasında kesinlikle böyle bir dayatma yapamaz, bölgesel, kültürel milliyetçilik noktasında böyle bir dayatma yapamaz. Şu anda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da şöyle bir baktığınızda batıda ne varsa hepsi orada var mı? Var. Kuzeyde ne varsa hepsi güneyde var mı? Var. Türkiye'nin 81 vilayetinde tümünde üniversiteler var mı? Var. Hastaneler var mı? Var. Havalimanlarına bakıyorsunuz, şu anda 56 vilayetimizde havalimanı var. Eskiden bunlar var mıydı? Yok. Bütün bunlarla beraber artık halkını, doğulu-batılı, güneyli-kuzeyli ayırt etmeksizin Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla yani tümüyle kucaklayan bir iktidar var. Bu AK Parti iktidarıdır. Çünkü bizim temel değerlerimizden gelen bir anlayıştır. Bu da Yunus’un diliyle 'Yaradılanı severiz Yaradandan ötürü', ölçü bu... Biz böyle sevdik. Halkımızın tümünü, 82 milyonu böyle kucakladık, böyle kucaklamaya da devam ediyoruz. Bunu başardığımız anda, hep ne söylüyorum? 'bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız.' Bundan sonra da rabiamız diyorum. Burada ne var? Tek millet var, tek bayrak var, tek vatan var, tek devlet var. Bunun dışında bir şey olabilir mi?" Erdoğan'a Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy eşlik etti.
]]>CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin 3'ncü Cumhurbaşkanı merhum Celal Bayar'ın 98 yaşındaki kızı Nilüfer Gürsoy'u, Kadıköy Çiftehavuzlar'daki evinde ziyaret etti.
Aile fertleriyle tanışan İmamoğlu, Gürsoy ile bir süre sohbet etti. Gürsoy, İmamoğlu'nun, "Siyasi partiler, yarın var olmak istiyorsa bu süreci tüm demokrasi kurallarına uygun atlatmaları lazım" sözlerine, "Partiler memleket için. Memleket parti için değil" yanıtını verdi. İmamoğlu'nun Gürsoy'a yanıtı, "Çok güzel söylediniz. Memleket parti için değil. Bunu kullanacağım meydanlarda" oldu. İmamoğlu ve Gürsoy Ailesi sohbetin sonunda anı fotoğrafı çektirdi. Gürsoy'un komşuları ve mahalleliler, İmamoğlu'nu evin önünde bekledi. İmamoğlu, vatandaşlarla toplu fotoğraf çektirdi. ]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "23 Haziran'da sizin oylarınızla başkan seçildiğimde Romanların Binali Abisi olacağım. Sizin sorunlarınızı çözeceğim. İmar, sağlık, ulaşım gibi sorunlarınızı çözmek bizim işimiz. Çok daha güzel günlere hep beraber yürüyeceğiz" dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Karaelmas Kuran Kursu tarafından düzenlenen ve 2 bin kişinin katıldığı Yenisahra 3. Roman İftarı'na katıldı. Sözlerine demokrasi şehidi Adnan Menderes ve arkadaşlarını anarak başlayan Yıldırım, aradan geçen 59 yıla karşın idam edilen Menderes ve arkadaşlarının milletin gönlünde yer alarak anıldığını, darbecilerin isimlerinin dahi hatırlanmadığını anlattı. Romanlarla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Yıldırım, uzun yıllar Kasımpaşa'da Roman mahallesine komşu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yenisahra Romanlarına selamlarını getirdiğini söyledi. İnsanları Roman, Kürt, Türk, Alevi, Sünni olarak ayırmayan bir anlayıştan geldiklerini dile getiren Yıldırım, "23 Haziran'da sizin oylarınızla başkan seçildiğimde Romanların Binali Abisi olacağım. Sizin sorunlarınızı çözeceğim. İmar, sağlık, ulaşım gibi sorunlarınızı çözmek bizim işimiz. Çok daha güzel günlere hep beraber yürüyeceğiz." diye konuştu. 31 Mart seçimlerine şaibe karıştığını ifade eden Binali Yıldırım, şunları kaydetti: "Maalesef sizin verdiğiniz oylar iç edildi, çalındı. O anları ben yaşadım. Götürüp bana attığınız oy başkasına yazıldı. Sandığa giren oy başka, sandıktan çıkan oy başka. Dedim ki, ‘Bu yanlış, şu oyları yeniden sayalım. Böylece hak yerini bulsun ve yanlışlık düzeltilsin.’ CHP buna karşı çıktı. Niye karşı çıktı? Foyalar, kaybolan oylar, yanlışlar meydana çıkacaktı ve sonuç değişecekti. Sadece yüzde 10 sayıldı bizim aradaki fark yarıdan aşağı düştü. Geriye kalan yüzde 90 sayılsaydı seçimin sonucu değişip açık ara bizim lehimize olacaktı. Bunu bildikleri için şiddetle karşı çıktılar. Biz de sizlerin verdiği oya sahip çıkmak için YSK’ye müracaat ettik. YSK gerekli incelemeyi yaptı ve seçimlere şaibe, yolsuzluk karıştığına karar verdi." Ataşehir Müftüsü Şakir Pilav'ın iftar duası yaptırdığı gecede Binali Yıldırım, kendisine tezahürat yapan gençlerin yanına giderek fotoğraf çektirdi.]]>CHP Sözcüsü Faik Öztrak, İstanbul'da seçimin tekrarlanmasına ilişkin, "Gerekçeli kararda hırsızlık olduğuna dair hiçbir tespit yok. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı 'hırsızlığın videosu var' dedi. Şu videoyu hala bekliyoruz. Hırsızlık varsa, millete şu videoyu göstersinler. Video yok, film yok, delil yok ama siz 'şaibe var, hırsızlık var' diye dolaşacaksınız. Şaibeyle seçim iptal edilmez'' ifadelerini kullandı.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Toplantı sürerken açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, konuşmasına Fırat Kalkanı Harekat bölgesinde yaralandıktan sonra şehit düşen askere Allah'tan rahmet, ailesine ve millete başsağlığı dileyerek başladı. 27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 59 yıl geçtiğini hatırlatan Öztrak, darbenin toplumsal yaşamda açtığı derin yaraların etkisinin hala sürdüğünü ifade etti. Her ne şekilde olursa olsun sandığı yapılan darbelerin millet vicdanında kabul görmediğini vurgulayan Öztrak, "Sandıktan çıkana herkes saygı göstermek zorunda. Sandıkla gelen de sandıkla gitmeli. Bunun başka bir alternatifi yok" diye konuştu. Bugün tarihi eğip bükerek, demokrasi şehitleri üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışanların, o dönemde Türkiye'nin yeniden demokrasiye dönmesi için CHP kadrolarının gösterdiği gayretleri gizleyemeyeceğini kaydeden Öztrak, Kurtuluş Savaşı'nın muzaffer komutanı İsmet İnönü'nün demokrasi tarihine kara leke olarak geçen gelişmeleri önlemek amacıyla, darbecilerin kapısında bir sandalyenin üzerinde saatlerce bekleyen görüntüsünü milletin hafızasından silmenin mümkün olmadığını dile getirdi. "Tarihimizdeki bu acı olaya baktığında bile binadan ve ranttan başka bir şey görmeyen, Yassıada'yı betona boğan bu zihniyet, CHP'nin çağdaş demokrasi anlayışını idrak edemez" diyen Öztrak, merhum Başbakan Adnan Menderes ile bakanlar Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'yu saygı ve rahmetle andı. Öztrak, İstanbulluların sandıktan çıkan iradesini, emirlerindeki Yüksek Seçim Kurulu (YSK) eliyle masada gasp edenlerden alınacak hiçbir dersin olmadığını ifade ederek, "CHP olarak biz, darbelerin her türlüsüne karşıyız. Tankla yapılsa da karşıyız, OHAL'le yapılsa da karşıyız, YSK eliyle de yapılsa karşıyız" dedi. "YENİ SALDIRILARA ADETA GÖZ KIRPILIYOR" Türkiye'nin bir süredir muhalif seslere yönelik bir linç kampanyasına şahit olduğunu, bu kampanyanın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile başlayıp, Kılıçdaroğlu'nun linç edilmek istenmesiyle sürdüğünü kaydeden Öztrak, hedefe daha sonra muhalif gazetecilerin konduğunu söyledi. Bu rezil linç olaylarını lanetlediklerini dile getiren Öztrak, sorumluların cezalandırılmasını istedi. "Tek adam rejiminin yönettiği ülkemizin başkentinde meydan zorbalara bırakılmış gözüküyor. Saldırılara karışan bu zorbalar hemen serbest bırakılıyorlar. Böylece yeni saldırılara adeta göz kırpılıyor" diyen Öztrak, saldırılara karşı kimsenin, hiçbir şey yapmadığını iddia etti. Öztrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun işini, gücünü bırakıp İstanbul'da oy toplamanın peşinde olduğunu öne sürerek, şöyle konuştu: "Devleti yönetmek için milletten yetki almış Cumhurbaşkanı işini gücünü bırakmış, millete verdiği sözleri unutmuş, İstanbul'un dünyalığı ve rantı için oy toplamaya çalışıyor. Dünyanın hangi yerinde bir cumhurbaşkanının, hem de ekonomide ciddi bir kriz varken, bir belediye başkanlığı için kendini ortalara atıp oy istediği görülmüştür. Dünyanın hangi yerinde cumhurbaşkanı on parmağında on kara herkese kara çalıp, kaybettiği seçimler üzerinden mızıkçılık yapmaktadır? Cumhurbaşkanı dediğin parti veya belediye başkanlığına talip olmaz. Cumhurbaşkanıysa, oraya talip olduysa cumhurbaşkanıdır." "TÖVBE ETMEK İÇİN BÜYÜK FIRSAT" AK Partili yetkililere, "Sayın Genel Başkanımıza saldıran inek hırsızıyla partinizin ilişkisi kesildi mi?" diye soran Öztrak, bunun cevabını beklediklerini dile getirdi. AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un "Önce 23 Haziran'ı geçelim, ondan sonra gerekirse siyasi bakımdan tövbe istiğfar ederek yanlışlarımızdan kurtulacağız." dediğini aktaran Öztrak, "Tövbeyi de şarta bağlamışlar. Artık ne yazık ne ayıp ne de günah biliyorlar. Ramazan ayındayız, tövbe istiğfar edecekseniz önümüzde mübarek Kadir Gecesi var. Yüce Allah'a tövbe etmek için büyük bir fırsat var" ifadesini kullandı. Bazı yandaş vakıflara, derneklere ve kişilerin cebine akan belediye kaynakları millete doğru akmaya başlayınca rahatsızlık duyanlar olduğunu öne süren Öztrak, İmamoğlu'nun seçilmiş başkan olarak 18 günde israf düzenine "dur" demeye başlayınca hemen mazbatasına el konulduğunu savundu. Öztrak, İmamoğlu'nun 18 günlük görev süresinde yaptıklarını hatırlatarak, İstanbul'da yaşayan vatandaşlardan, İmamoğlu'nun gelecek 5 yılda yapılacağı icraatları düşünmelerini istedi. "CİPLER HANGİ SIFATLA TAHSİS EDİLMİŞ" Mansur Yavaş'ın belediye başkanı seçilmesinin ardından Ankara'nın kaynaklarının Ankaralılar için harcanmaya başladığına işaret eden Öztrak, "Ankara'da nasıl bir araç saltanatı kurulmuş tüm Türkiye gördü. Adalet ve Kalkınma Partisinin metal yorgunu belediye başkanı bedenini devasa lüks ciple de dinlendiriyormuş. Bunlara bu cipler hangi sıfatla tahsis edilmiş? Kamuda böyle bir usul yok" diye konuştu. Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminde 1 trilyona bağlanan ihalenin, bu yıl 188 milyona bağlandığını savunan Öztrak, aynı dönemde tanesi 180 kuruş olan çalıların 13 liraya alındığını ileri sürdü. Ekonomide yaşanan sorunlara da değinen Öztrak, "Turbun büyüğü hala daha heybede. Sadece bizler ve çocuklarımız değil, torunlarımız bile bu ağır bedeli ödeyecek" dedi. Bu konuda CHP'nin uyarılarının dikkate alınmadığına dikkati çeken Öztrak, şöyle devam etti: "Ekonomimiz dışarıdan gelen en ufak rüzgarda beşik gibi sallanır hale geldi. Şimdi sorumluluktan kaçmak için 'dış güçler dövize, faize saldırıyor' deyip bir masal anlatıyorlar. 'Ekonomi kötü' diyenleri 27 Mayıs darbecileriyle bir tutup sindirmeye çalışıyorlar. Komik oluyorlar. Bu masalları bıraksınlar. 24 Haziran'dan önce 'verin oyu bu kardeşinize, faizi, dövizi düzeltiyim' dediniz. Millet de size oyunu verdi. Ya bunun gereğini yapacaksınız ya da 'ben, bu işi beceremiyorum, aldığım maaşı hak edemiyorum' deyip, çekip gideceksiniz. Bugün yaşadığımız derin krizin tek sorumlusu saray yönetimidir. Ekonominin başına memlekette ehliyet sahibi başka bir isim yokmuş gibi damadını getirdi. Eş, dost, ahbap çocuklarını bakan, genel müdür yaptı. Türkiye aile şirketi gibi yönetilmeye başlandı." "HERHALDE DIŞ GÜÇLER ATAMADI" Bunu gören yatırımcıların uzun vadeli hiçbir sorumluluğa girmediğini belirten Öztrak, "Sosyete damadın iş başına geldiği 10 Temmuz 2018'de dolar kuru 4,70'ti. Şimdi, 6 liranın üstünde. Damat iş başına geldiği günden bu yana Türk Lirasındaki değer kaybı yüzde 20'yi aştı" dedi. Enflasyonun her türlü makyaja rağmen yüzde 20 çıktığını, işsizliğin yüzde 14'ü aştığını hatırlatan Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı: "Herhalde bu damadı ekonominin başına dış güçler atamadı. 'Ekonominin sorumlusu benim' diyen kim? Kayınpederi. İşte bu damadı ekonominin başına kayınbabası atadı. Böyle yönetilen bir ekonominin dış düşmana falan ihtiyacı yok. Baştaki yönetim ekonomiyi batırmak için ne gerekiyorsa elinden geleni ardına koymuyor. Geçtiğimiz yıl Eylül ayının son günlerinde 'Yeni Ekonomik Program' diyerek bir program açıkladılar. O gündür açıklanan paket ve program sayısı 7'yi buldu. Damat bakan hemen hemen her 36 günde bir program açıklıyor ama 5 yılda bir yayımlanması anayasanın gereği olan 5 yıllık planı daha hala açıklayamadılar. Tutarlılığı, neye hizmet edeceği belli olmayan program ve paketlerle hem zaman hem de ülkenin kaynakları heba ediliyor. İşler hiç iyi gitmiyor." "MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR" Faik Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul seçiminin iptaline şerh düşen 4 üyenin gerekçesinde 'dişe dokunur, vicdanları tatmin edici hiçbir unsurun' olmadığını söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Öztrak, "İstanbul seçiminin iptal edilmemesi lazım" diyen üyelerin, neden böyle olması gerektiğini çok açık, seçik, net ortaya koyduğunu belirtti. "Mızrak çuvala sığmıyor. O yazılan 250 sayfalık gerekçe, çalınan minareye kılıf olmuyor'' diyen Öztrak, muhalefet şerhinin önemli olduğunu, okunması gerektiğini vurguladı. "Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İstanbul seçimlerinde hırsızlık var' diyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi: "Gerekçeli kararın herhangi bir yerinde hırsızlık sözüne rastlanmıyor. Gerekçeli kararda hırsızlık olduğuna dair hiçbir tespit yok. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı 3 Nisan'da 'hırsızlığın videosu var' dedi. Şu videoyu hala bekliyoruz. Hırsızlık varsa, millete şu videoyu göstersinler. Video yok, film yok, delil yok ama siz 'şaibe var, hırsızlık var' diye dolaşacaksınız. Şaibeyle seçim iptal edilmez. Maalesef İstanbul'da yapılan şaibeyle, somut delili dayanmadan, maddi temelden yoksun bir biçimde İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi, milletin hakkının yenmesi olmuştur. Milletin izzeti nefsiyle oynanmıştır. Millet esas büyük cevabı 23 Haziran'da verecektir." "Hak- İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, CHP'li bazı belediyelerde işçilere sendika baskısı yapıldığını iddia etti. Buna tepki olarak CHP Genel Merkezi'ne adalet yürüyüşü yapacaklarını' ifade etti. Buna ilişkin değerlendirmeniz ne olacak?" sorusunu Öztrak, "CHP olarak bizim duruşumuz, çalışanların kendi sendikalarını özgürce belirlemeleridir. Hak- İş'in kendi durumunu bir gözden geçirmesi lazım. Neden birden bire belediyelerde başkan değiştikten sonra üyeleri Hak-İş'ten kaçmaya başlamıştır? Tavsiyem, bu kaçışı iyi değerlendirmeleridir. CHP'ye ya da CHP'li belediye başkanlarına sorumluluğu atmamalarıdır" şeklinde cevaplandırdı.]]>SON DAKİKA HABERİ: İstanbul İl Seçim Kurulu, 23 Haziran'da tekrarlanacak seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarışacak.
Son dakika haberi!
İstanbul İl Seçim Kurulu, 23 Haziran'da tekrarlanacak İstanbul seçiminde yer alacak kesin aday listesini açıkladı. Seçimde AK Parti, CHP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi dışında 17 bağımsız aday yarışacak. Seçimde AK Parti'li Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım, CHP'li Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel yarışacak. Bu isimlerin yer aldığı oy pusulalarının basımına da başlandı.
23 Haziran'da yapılacak yenileme seçimlerinde yer alacak bağımsız adaylar ise şöyle: "Dursun Ali Bacıoğlu, Vedat Öztürk, Ahmet Çördük, Muhammet Ali Canca, Mehmet Yıldız, Güldes Önkoyun, Hasan Atasoy Torun, Mehmet Ali Aydoğmuş, Lütfü Yılmaz, Seçkin İlker, Özkan Mustafa Küçükkural, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Burhan Erol, Doğan Duman, Ali Rıza Kansız, Abdul Celil Gülalp, Burak Kadıoğlu." Yine seçmen bilgi kağıtlarının dökümü ve dağıtılması da bugün itibariyle başladı.
VİDEO: YSK'NIN 250 SAYFALIK GEREKÇESİNDE NELER VAR?
]]>CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, "İstanbul sürece ve sandığa sonuna kadar sahip çıkacak. Bu sürecin dilini, sloganını, ruhunu İstanbullular yazıyor, o güzel gençlerimiz yazıyor, geleceğe umutla bakmak istiyor. Her yerde bunu söyleyin: Her şey çok güzel olacak" dedi.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un sürece ve sandığa sonuna kadar sahip çıkacağını belirterek, "Bu sürecin dilini, sloganını, ruhunu İstanbullular yazıyor, o güzel gençlerimiz yazıyor, geleceğe umutla bakmak istiyor. Her yerde bunu söyleyin: Her şey çok güzel olacak." dedi. Ekrem İmamoğlu, seçim çalışmalarını Sancaktepe'nin ardından Çekmeköy'de sürdürdü. Seçim otobüsüyle Taşdelen Mahallesi’nde halkı selamlayan İmamoğlu, Madenler Meydanı'nda kısa bir konuşma yaptı. Umudun çocuklarda ve gençlerde olduğuna işaret eden İmamoğlu, "Bizim umutsuz olmamızı istiyorlar. Zannediyorlar ki kavga edecekler. Biz onları kavgalarıyla baş başa bırakacağız. Bizim derdimiz o bir avuç insanla. Onlar bu şehrin nimetlerini isterler ama biz bu şehrin nimetlerini size vermeye geldik." diye konuştu. İmamoğlu, paylaşacaklarını, bölüşeceklerini, İstanbul'un nimetlerini 16 milyon insana dağıtacaklarını ve şehri 16 milyon İstanbullunun yöneteceğini ifade etti. Sandıkta yüz binlerce İstanbullunun ve on binlerce avukatın görev alacağını aktaran İmamoğlu, "Tek bir gerekçe üretemeyecekler." dedi. Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un sürece ve sandığa sonuna kadar sahip çıkacağını belirterek, "Bu sürecin dilini, sloganını, ruhunu İstanbullular yazıyor, o güzel gençlerimiz yazıyor, geleceğe umutla bakmak istiyor. Her yerde bunu söyleyin: Her şey çok güzel olacak." ifadelerini kullandı.]]>AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Eğer yüzde 90'ını saydırsaydık seçimin tekrarına gerek kalmayacaktı. CHP, bunu bildiği için ısrarla ve şiddetle karşı çıktı. Bizim de artık seçimlerin yenilenmesine müracaat etmekten başka çaremiz kalmadı. CHP adayı mağdurmuş. Hadi oradan. Bir mağdur varsa benim. Bizim oylarımız çalındı. Kim mağdur etti bizi? İşini düzgün yapmayan seçim kurulu başkanları mağdur etti" dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Eğer yüzde 90'ını saydırsaydık seçimin tekrarına gerek kalmayacaktı. CHP, bunu bildiği için ısrarla ve şiddetle karşı çıktı. Bizim de artık seçimlerin yenilenmesine müracaat etmekten başka çaremiz kalmadı. CHP adayı mağdurmuş. Hadi oradan. Bir mağdur varsa benim. Bizim oylarımız çalındı. Kim mağdur etti bizi? İşini düzgün yapmayan seçim kurulu başkanları mağdur etti." dedi. Yıldırım, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nca Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen Mahalle Başkanları İftar Programı öncesinde davetlilere seslendi. Ramazanın sonuna gelindiğini dile getiren Yıldırım, ramazanın dolu dolu ve bereketle geldiğini söyledi. Yıldırım, her gün bir ilçede, bir mahallede vatandaşlarla bir araya geldiklerini aktararak, "31 Mart'ta bir seçim yaptık. Türkiye seçimini yaptı. Bütün illerimiz, ilçelerimiz, beldelerimiz, köylerimiz ve mahallerimiz seçimini tamamladı." diye konuştu. Yıldırım, İstanbul seçiminin ise mahkemeye taşındığını anımsatarak, şöyle devam etti: "İstanbul seçimini tamamlayamadık. Yaşanan olayları tekrar anlatacak değilim. Eğer bu seçimde oylar yeniden sayılabilseydi, CHP buna imkan verseydi, İstanbulluları tekrar 23 Haziran'da zahmete sokup sandığa götürmeyecektik. Bildiğiniz gibi teşkilatımız bütün gücüyle gayret etti. Seçimler için çok çalıştı ancak İstanbulluların sandıkta verdiği oylar sayılırken buharlaştı. İç ettiler. Bunun üzerine yeniden sayılmasını çok arzu ettik. Sadece yüzde 10'unu saydırdık. Bu sayımda fark 29 binden 13 bin 729'a geriledi. Yarıdan fazla götürülen oylarımızı geri getirdik. Eğer yüzde 90'ını saydırsaydık seçimin tekrarına gerek kalmayacaktı. CHP, bunu bildiği için ısrarla ve şiddetle karşı çıktı. Bizim de artık seçimlerin yenilenmesine müracaat etmekten başka çaremiz kalmadı. CHP adayı mağdurmuş. Hadi oradan. Bir mağdur varsa benim. Bizim oylarımız çalındı. Kim mağdur etti bizi? İşini düzgün yapmayan seçim kurulu başkanları mağdur etti." Sandık kurullarında kanuna uymayan görevlilerin atandığını hatırlatan Yıldırım, bunun sonucunda da İstanbul'da sandıkta çıkan oyların sakatlandığını söyledi. Yıldırım, hem kendilerinin hem de İstanbulluların mağdur olduğuna vurgu yaparak, 23 Haziran'da şaibeye yer bırakmadan seçimleri almaları için teşkilat mensuplarından söz aldı. Mahalle başkanlarından mahallelerinde sandığa gitmeyenleri ikna etmelerini de isteyen Yıldırım, söz konusu olanın İstanbul'un, herkesin ortak geleceği olduğunu kaydetti.]]>