'2011'in kazananı Türkiye'

ABD'deki dış politika dergilerinden Foreign Policy'de yayımlanan makalede, ''Türkiye'nin 2011 yılının kazananı olduğu'' belirtildi.

'2011'in kazananı Türkiye'

Afganistan'ın eski maliye bakanı ve şu anda da Atlantic Council adlı düşünce kuruluşunun üyesi ve Institute for State Effectiveness adlı kuruluşun başkanı olan Eşref Gani'nin Foreign Policy dergisinde yayınlanan yazısı, ''Türk Kavşağı'' başlığını taşıyor.

Yazısına, Türkiye'nin Avro Bölgesi krizinin dışında olduğu ve ekonomisini Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olmasından itibaren üçe katladığı ifadesiyle başlayan Gani, Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın 10. büyük ekonomisi olmayı amaçladığını da hatırlattı.

Gani, Türkiye'nin başarısının ''köşe taşlarını'', ''hükümetin güçlü liderliği'', ''Avrupa liderlerinin aksine reformlara yönelik bağlılığı ve mevcut krizin yarattığı fırsatları yakalamaya odaklanma'' olarak sıraladı.

''Bu üç faktör Türkiye'nin bu dönemin risklerini idare etme ve potansiyelini değerlendirmeye devam etmesini sağlayacak gibi görünüyor'' ifadesini kullanan Gani, ''Türkiye'nin ilk olarak kimlik krizini büyük oranda çözdüğünü ve Avrupalı veya Ortadoğulu, dindar veya laik, Batılı veya Doğulu gibi karşıt tanımlamalı kimlikler çerçevesi yerine, Müslüman ve laik, Doğulu ve Batılı, bölgesel ve küresel gibi bir birliktelik çerçevesi oturttuğunu'' kaydetti.

Gani, bu süreçte, Türkiye'nin küresel oyuncu olma vizyonunu ilerletmede zengin kültür, tarih ve konumunun tüm yönlerini kullanmaya dayalı bir söylem oluşturduğunu ve bireysel güvenlik ve hukukun üstünlüğünü de bu söylemin merkezi unsurları haline getirdiğini yazdı.

'Erdoğan'ın kurduğu etkileyici ekip'
İkinci olarak da Türk hükümetinin zorlu siyasi kararlar almada kendine güvenli davrandığını belirten Gani, ''Erdoğan hükümeti hem mali hem de parasal reformları artırırken, bunun yanında yoğun bir kamuoyu süreci üzerinden anayasanın revizyonu gibi zorlu bir işe de girişti'' ifadesini kullandı.

Gani, AK Parti hükümetinin bu kendine güveninin çoğunlukla ''etrafında zayıf takipçileri olan güçlü lider şeklindeki klasik sorunu Erdoğan'ın kurduğu etkileyici bir ekibe dayandığını'' belirtti.

Ekipteki bu önemli isimler arasında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in isimlerini sayan Gani, bu bakanların Türkiye'nin karşılaştığı zorluklara ortak bir bakış sergilediklerini ve hayata geçirilmeleri gereken politikaları da ortak bir yaklaşımla ele aldıklarını ifade etti.

Gani, Erdoğan hükümetinin ayrıca birçok Türk vatandaşıyla arasındaki derin bağlardan iftihar ettiğini ve bunun seçmenleri harekete geçirme ve ortak söylem için bir araç ve genç nesli daha ileriye yöneltmede kanal vazifesi gördüğünü kaydetti.

Türk iş sektörü
Üçünçü olarak, geçmişte Türk iş sektörü elitlerinin hükümetin koruması ve himayesine bağımlı olduklarını ve Türkiye'nin o dönemdeki kapalı ekonomisinin krize meyilli bir sistem olduğunu hatırlatan Gani, Erdoğan hükümetinin, ekonominin işleyiş ve biçiminde köklü değişikliklerin önünü açarak, özel sektör ile organik ortaklıklara yöneldiğini yazdı.

Gani, Türkiye'nin yeni lider iş adamları ve firmalarının küresel rekabetin sonucu ortaya çıktıklarını ve çok çeşitli ülkelerde ünlerini kurmaya odaklandıklarını ifade etti.

Gani, ''Türkiye'nin yeni esnekliği, iş dünyasındaki pratiklerde açıkça görülüyor; ülke, kendi ekonomisini kürsel düzeyde rekabet edebilecek şekilde yeniden düzenledi. Türk inşaat sektörü, Rusya'dan Irak'ın kuzeyine, kadar birçok yerde faaliyet gösteren önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktı. Türk firmaları, tekstilden elektroniğe ve savunma sanayisine kadar uzanan çok çeşitli alanlarda genelindeki yükselen piyasalara odaklanıyor'' değerlendirmesinde bulundu.

Gani, Türk hükümetinin de özel sektörünü bu konularda desteklediğini belirtti.

'2023'te küresel bir kavşak'
''Evdeki meşruiyetin Türkiye'nin aktif dış politikasının temelini oluşturduğunu'' belirten Gani, Türkiye'nin küresel sahnede önemini giderek artıran bir rol oynadığını kaydetti.

Gani, Türkiye'nin şu anda Afganistan'dan Arap Baharı ve Avrupa'ya, finansal krizden Filistin ve Somali'ye kadar uzanan birçok uluslararası konuda sesini belirgin hale getirdiğini yazdı.

Suriye konusunda Arap Birliği ile işbirliği yapmasının Türkiye'nin, Ortadoğu'daki değişimi erkenden benimsediğinin bir göstergesi olduğunu dile getiren Gani, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin potansiyelleri 'kendi eski şeytanları' tarafından hala zayıflatılabilir. Hükümet ile Kürt halkı arasındaki gerginlikler, sivil ve askeri liderler arasındaki bölünme yaratan gerilimler, Kıbrıs ve Ermenistan ile donmuş sorunlar, Avrupa'daki durgunluk ve küresel ekonomideki belirsizlikler, Türkiye'nin kazanımlarını tehdit etme ve eski hayal kırıklıklarını yeniden ortaya çıkarma potansiyeli taşıyor. Ancak şu anda Türkiye bu engelleri geride bırakmış gibi görünüyor. Müslüman dünyasının belirleyicisi olmaya giderken Türkiye, siyasi irade ve demokratik bağlılığın getirdiği yararların bir örneğini oluşturuyor. Dolayısıyla, Türk Cumhuriyeti'nin 100. yılı için, Türkiye'nin, fikirlerin, insanların ve malların dünya üzerinde aktığı bir küresel kavşak haline gelen bir ülke olmasından daha uygun bir kutlama olamaz.''

Sayfa Yükleniyor...