Afganistan kaderine terk ediliyor

Almanya’nın hiçbir masraftan kaçınmayarak düzenlediği Bonn Konferansı Afganistan’ın kaderine terk edileceğinin adeta garantisi oldu.

Afganistan kaderine terk ediliyor

Bonn’da düzenlenen Afganistan Konferansı güzel sözlerin sarf edildiği bir platform olmaktan öteye gidemedi. Aslında Afganistan'le işi çoktan biten Batı, 2014’de ülkeden askerlerini çektikten sonraki 10 yıl içinde de desteğini sürdüreceğine dair söz verdi ama miktarını bile dillendirmediği maddi yardıma karşılık Afganistan hükümetinden gerçekleştirmesi zor taleplerde bulundu.

Bonn’da konuşan liderlerin sözlerinden anlaşıldığı üzere Afganlar öncelikle demokratik reformları yerine getirecek, uyuşturucu ticareti ve yolsuzlukla mücadele edecek. Ayrıca otuz üç maddeli sonuç bildirgesinde, Taliban’ın adı dahi anılmadan barış sürecinin genel çerçevesi çizildi. Buna göre Afganlar acilen şiddetten vazgeçecek ve uluslararası terörle olan ilişkisini kesecek. Afganistan’ın birliği, egemenliği ve istikrarı sağlanarak, Afgan Anayasası’na özellikle de insan hakları ve kadın erkek eşitliği ilkelerine saygı duyulacak. Ayrıca Afganistan’ın liderliğinde, hiçbir ayrım güdülmeden bütün Afgan halkının çıkarları gözetilerek sürdürülecek barış sürecinde, bölge ülkelerin bu sürece ve sonuçlarına saygı göstermesi de sağlanacak. Ama nasıl?

KARZAİ'NİN KULAĞI ÇEKİLDİ
Seksen ülkeden binden fazla delegenin katıldığı, İstanbul da dahil olmak üzere pek çok kentte hazırlık toplantıları yapılan konferansın sonuçları, maddi yardım sözü karşılığında Afganistan’ın kulağının çekilmesinen öteye gidilmediğini gösteriyor. Taliban ile masaya oturulup oturulmayacağı aylarca tartışıldıktan sonra, hatta Afgan lideri Karzai’nin bu iş için atadığı arabulucu öldürülmüş olmasına rağmen, konferansta Taliban’ın adının bile anılmamış olması dikkat çekici.

Bazı Afganistan uzmanlarına göre, zaten başta ABD olmak üzere Batı, Taliban sorununu çözememekle bile bu ülkeye ihanet etti. Ülkede güvenlik on yıl içinde giderek daha zor sağlanmaya başladı. Konferansın bitmesinin ardından Kabil ve Mezar-ı Şerif’te düzenlenen saldırıda altmış kişi hayatını kaybetmiş, yüzlercesinin yaralanmış olması da bunun sonucu. Saldırıyı üstlenen Pakistan, 24 askerini kaybettiği NATO saldırısını gerekçe göstererek zaten konferansı boykot etmişti.

Bütün veriler, 11 Eylül’den sonra uluslar arası terörle mücadele etmek amacıyla Afganistan’ı işgal eden Batı için sorunun çözülmediği, hatta Taliban’ı kontrol altında tutan Pakistan sorununa dönüştüğünü gösteriyor.

BATI BİRAN ÖNCE ÇEKİLME NİYETİNDE
Bonn’da Petersberg’de düzenlenen konferansta Afganistan’da demokrasi ve hukuk devletinin sağlanması yönünde somut bir adım atılması zaten beklenmiyordu. Zira Batı, 2009 yılında yapılan ve adil olmadığı aşikar olan seçim sonuçlarını olduğu gibi kabullenmekte bu hedefinden vazgeçmiş olduğunun altını bir kez daha çizmişti.

Bazı sivil toplum örgütleri, NATO askerlerinin 2014’de Afganistan’dan çekilecek olmasını da Batı’nın Afganistan’a ihaneti olarak görüyor. Bu ihanetin temelinde Batı’nın ekonomik çıkarları ve tasarruf arzusu ile zayıflığı yatıyor. Bir kere ISAF askerlerinin görev sürelerini uzatmanın gerekçesi ne olacak. Ayrıca askerlerin ülkede kalması için yeterli derecede mali kaynak olmadığı da biliniyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, defalarca “Afganistan’ı 2014’den sonra yalnız bırakmayacağız” diyor ama hesap ortada.

Afganistan’ın ülkede güvenliği sağlamak için 352 bin askere ihtiyacı var ve 2014’e kadar bunu sağlaması gerekiyor. Bu çapta bir Afgan ordusu oluşturmak ve tutmanın mali yükü yıllık 8 milyar euro olarak hesap ediliyor. ABD yıllık en fazla 3 milyar ödeyebileceğinin işaretini verdi. Geri kalan 5 milyarı Almanya ve euro krizi içinde boğulan AB’nin ödemesi mümkün görünmüyor.

PARLAK SÖZLERİN GELECEKLE ALAKASI YOK
Afganistan Devlet Başkanı Hamit Karzai’nin, “Ülkemin Batı’nın desteği olmadan ayakta kalamayacağını bilmeme rağmen, yardımların bir saniye bile uzamaması için çaba harcayacağım” sözleri, Bonn’da aslında sıkı bir pazarlık yapıldığı ve tarafların derdinin de para olduğunu açık seçik ortaya koyuyor. Yani Bonn’da sarf edilen güzel sözlerin gerçeklerle uzaktan yakından ilişkisi yok.

Oysa, Almanya’nın Afganistan ve Pakistan Sorumlusu Michael Steiner’in, konferans öncesi Afgan sivil toplum örgütlerine sarf ettiği sözler umut vericiydi. “Biz Afganistan’ı anlamadık” diyen Steiner, sadece asker yollayıp para vererek sonunun çözülemeyeceğini söylemiş, etnik, sosyal, kültürel ve siyasi bir yaklaşım önermişti.

Şimdi gözler, Afganistan’dan çekilme, Afgan ordusunun eğitilmesi ve teçhizatlandırılması gibi askeri konular karara bağlanacağı gelecek yıl mayıs ayında Şikago’da yapılacak NATO zirvesi ile Temmuz ayında Tokyo’da düzenlenecek ve Afganistan’a 2014-2024 yılları arasındaki “dönüşüm döneminde” sağlanacak mali yardımların masaya yatırılacağı bakanlar konferansında. Ancak sürpriz bir gelişme olmazsa, uluslararası toplumun Afganistan’ı 2014’den sonra kendi kaderine bırakacağı kesin gibi görünüyor.

Sayfa Yükleniyor...