Almanya Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere geçtiğimiz hafta Türkiye'deydi ve çeşitli temaslarda bulundu.
Her ne kadar De Maiziere, Fener Rum Patrikhanesi'ni ziyaret ederek, Türkiye'deki Hristiyan azınlık haklarını temaslarının merkezine oturtmaya çalışsa da, derdinin güvenlik olduğu apaçıktı.
Zaten meslektaşı Beşir Atalay da terörle mücadele konusunu büyük açıklık ve samimiyetle görüştüklerini ve Alman bakana PKK hakkında bir dosya verdiklerini söyledi. Nitekim De Maiziere de, PKK'nın Almanya’daki mali kaynaklarının kesilmesi konusunda Türk yetkililerin kendilerine bir dosya verdiğini doğruladı ve PKK’nın illegal bağlantıları hakkında Almanya’nın elinde de kapsamlı bilgiler bulunduğunu, Türkiye'den alınan dosyalarla bu bilgilerin karşılaştırılacağını belirtti. Anlaşılan uluslararası terörle mücadelede iki ülkenin işbirliği daha uzun yıllar devam edecek.
TERÖRLE MÜCADELEDE DAHA SERT ADIMLAR İSTİYOR
Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'nin Türkiye'deki temasları ülke içinde de elini güçlendiriyor, zira muhafazakar liberal hükümet bugünlerde güvenlik konusunda ikiye bölünmüş durumda. Muhafazakar De Maiziere'nin, 'şerif' lakablı halefi Wolfgang Schaeuble‘yi aratmayacak güvenlik önerilerine liberaller şiddetle karşı çıkıyor. Thomas de Maiziere'nin önerilerinin başında 2012‘nin Ocak ayında sona erecek terörle mücadele yasalarının süresinin hem de sertleştirilerek uzatılması geliyor.
Bu yasalar telefon görüşmelerinin dinlenmesi, uçak yolcularına dair bilgilerin paylaşılması, bazı kritik kurumlara cep telefonlarının yerlerini belirleyen aletler yerleştirilmesi gibi önlemleri içeriyor.
Bakan De Maiziere, Temmuz sonunda bakanlıklara yolladığı listede ayrıca terörle mücadele yasalarını genişletmeyi düşündüğünü, örneğin gizli servis görevlilerinin daha fazla yetkiye sahip olmasını, terör suçlarında minumum cezai müeyyidenin kaldırılmasını, cezai takiplerde internet ortamındaki bilgilerin kullanılmasını istediğini belirtti.
Liberallerin elinde bulunan Adalet Bakanlığı, De Maiziere'nin bu listesini korku kataloğu olarak nitelendiriyor ve bunların koalisyon sözleşmesine aykırı olduğuna dikkat çekiyor.
HER ÖNLEM GÖÇMENLERİN HAYATINI ZEHİR EDİYOR
11 Eylül'den sonra iki güvenlik paketini onaylayan Almanya, üçüncüsünü çıkarabilecek mi bilmiyoruz, ancak küçük ortak Liberal Parti FDP‘nin bu konuda elinin güçlü olduğunu söylemek yanlış olur. Bu konuda kesin olan bir şey var; o da alınan her yeni güvenlik önleminin Almanya‘da yaşayan göçmenlerin, özellikle de Müslümanların hayatını zehir ettiği.
VİZE KALKMASI HAYALLERİNİ UNUTUN
Göçmenlere ait bilgiler belli bir merkezde toplanmaya başladı bile. Alman İçişleri Bakanı‘nın Türkiye temaslarında ele aldığı önemli konulardan biri de zaten Almanya‘daki Türkler‘in entegrasyonu olmuş. Bu defa Türk tarafı PKK ile ilgili biraz bilgi karşılığında Almanya‘daki Türkler ile ilgili hangi tavizde bulundu bilmiyoruz. Bu durumda Almanya‘ya vizenin kaldırılması hayallerini unutup, nasıl zorlaştırılacağını düşünmekte yarar var.
- Etiketler :
- Haberler
