'Amerikalılar yeni uyandı'

Mısırlı gazeteci Ayman Mohyeldin, Amerikan halkının Ortadoğu'da yaşanan olaylara karşı duyarsız olduğunu düşünmediğini belirterek, ''Amerikalılar, onlarca yıldır yalıtıldığı ve kopuk kaldığı dünyadaki gerçek diğer olaylara karşı yeni yeni uyandı ve buna Ortadoğu'da dahil'' dedi.

Mısır asıllı ABD'li gazeteci Ayman Mohyeldin, Amerikan halkının Ortadoğu'da yaşanan olaylara bakışını ve bölgede savaş muhabiri olmanın zorluklarını anlattı.

NBC News'de başladığı meslek hayatında pek çok başarılı habere imza atan, CNN International adına Körfez Savaşını Bağdat'tan takip eden Ayman Mohyeldin, Mısır ve Filistin seçimleri, Sharm El Sheikh terör eylemleri gibi Ortadoğu'daki kritik gelişmeleri dünyaya duyurdu.

Libya lideri Kaddafi'nin kitle imha silahlarını konu alan araştırma haberleriyle gündem yaratan, CNN için hazırladığı ''Irak İlerleme Raporu'' belgeseliyle ''Emmy Ödülü''ne aday gösterilen Mohyeldin, 2006 yılının Kasım ayında ''El Cezire''ye transfer olduktan sonra 2008 yılındaki Gazze bombardımanını 22 gün boyunca dünyaya kesintisiz bir yayınla duyuran tek yabancı gazeteci olarak medya tarihine geçti.

Dünyanın Ortadoğu'daki gözü ve kulağı olarak anılan Ayman Mohyeldin, son olarak Mısır ordusu tarafından gözaltına alınmasına rağmen, bırakıldıktan sonra tekrar Tahrir Meydanı'ndan dünyaya yaptığı yayınla, milyonlarca izleyiciye bu ülkedeki devrimin sesini duyurdu.

Mohyeldin, kültürel geçmişinin ve bölgedeki tecrübelerinin kendisini meslektaşlarından daha farklı kıldığını söyledi.

Mısır'a yeni adım atmış yabancı gazetecilerin temin edemediği bilgileri, olayları, çevreyle ilgili ayrıntıları, bölgeyi iyi tanıdığı için haberlerine daha iyi yansıttığını belirten Mohyeldin, Arapça konuşabilmesinin de ince ayrıntıları yakalayarak, ellindeki bilgileri zenginleştirmesini sağladığını dile getirdi.

Arapça bildiği için Mısır devlet televizyonunda, halkın söylemlerini devletin nasıl örtmeye çalıştığını görebildiğini anlatan Mohyeldin, ''Aslında muhabiri fark ettiren her zaman küçük detaylardır'' dedi.

MISIR'DA 9 SAAT TUTUKLU KALDI
Mohyeldin, Mısır'da yaşanan olaylar sırasında çalıştığı ''El Cezire''nin Kahire'deki bürosunun kapatıldığını, kendisinin de tutuklandığını anlatan Mohyeldin, ''9 saat tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmamda Mısır asıllı Amerikalı olmamın büyük payı var. Bu bana aynı zamanda, Mısırlı olduğum için Arapça konuşabilme, yerel kültürü anlayabilme, tehlikeli durumlarda bile bölgede çalışabilme avantajı sağlıyor'' dedi.

Amerikalı olmasının Ortadoğu'daki bir çok ülkeye seyahat etme avantajı da sağladığını belirten Mohyeldin, Amerikan pasaportu sayesinde, Yemen, Libya, Suriye ve Sudan gibi bazı sıcak bölgeler dışında, önceden vize başvurusu yapmak zorunda kalmadığını ifade etti.

Mohyeldin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Amerikan vatandaşı olmanın, hükümetin ve elçiliğin ülke dışında bulunan vatandaşlarını önemsemesi ve onlara yardım etmek için çalışması gibi bir avantajı da var. Şüphe yok ki Mısır askeriyesindeki nezaretten salınmamda, Kahire'deki Amerikan Elçiliği'nin, yerel ve genel medyada benim bırakılmamla ilgili yürüttüğü kampanyaların da büyük etkisi oldu.

Arap asıllı bir Amerikalı olmam, Ortadoğu'da Amerika'ya olan düşmanlık nedeniyle problem teşkil edebilirdi. Bazen insanlar size casus ya da sadakatsiz olarak da bakabiliyorlar. Yani burada kesin bir cevap yok ama genel olarak bölgede Mısır asıllı Amerikalı olmak bir avantaj.''

''Amerikan halkının, Ortadoğu'da olan bitene karşı duyarsız olduğunu düşünmüyorum. Amerikalılar, onlarca yıldır yalıtıldığı ve kopuk kaldığı dünyadaki gerçek diğer olaylara karşı yeni yeni uyandı ve buna Ortadoğu da dahil'' diyen Mohyeldin, sözlerini şöyle sürdürdü:

'ÖNYARGIYLA BAKIYORLAR'
''Amerikalılar dünyadaki olaylara, kendilerine ve günlük yaşantılarına nasıl bir etki yaratacağı yönünden bakıyorlar. Bu bakış açısı talihsiz bir durum olsa da genelde olaylara değerler perspektifinden bakılmıyor. Bunun sebebi ise batı medyasının, Ortadoğu'daki olayları doğru şekilde aktarmaması. Bana göre, Amerikan politikası Ortadoğu'da yanlış yönlendiriliyor ve olaylara ön yargıyla bakıyor. Bu politika, Amerikan toplumunun büyük bir kesimine de yansıyor.''

''Gazetecilik mesleğini yapmanın en zor yanı, yapılması gereken kişisel fedakarlıklar'' diyen Mohyeldin, ''Libya'daki olayları dünyaya duyurmak için, ailesinden bir ay boyunca uzakta kalan muhabirleri biliyorum. Çok zor şartlar altında yaşıyorlar. Gazeteciler, kendilerini büyük bir riskin içine atmalarının yanı sıra aileleri ve arkadaşlarına da çok büyük üzüntü veriyorlar'' şeklinde konuştu.

Mohyeldin, gazetecilerin bazen takip ettikleri olaylara çok fazla odaklanmasından dolayı bencil olabildiklerini ifade ederek, ''Bunları yaparken etrafınızda olup biten önemli şeylerden kendinizi ve etrafınızdakileri mahrum bırakmak, kişisel ve ailesel ilişkilere de zarar verebiliyor'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...