İsrail’in Gazze’deki katliamlarının bilançosu gün geçtikçe artıyor ve buna paralel olarak bölgesel ve uluslararası tepkiler ile diplomatik girişimler hız kazanıyor.
Türkiye’nin saldırıların başladığı ilk günden itibaren ortaya koyduğu çaba ise, Arap yazarlardan tam not aldı.
Türkiye’nin Arapların boşluğunu doldurduğu, İranlıların ve Türklerin bölgeye iki önemli aktör olarak ağırlıklarını koydukları yorumları yapılıyor.
GAZZE OLAYLARI TÜRK PUSULASINI DOĞRU YÖNE ÇEVİRDİ
Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü ve Türkiye uzmanı Muhammed Nureddin Katar’ın El Şark gazetesinde ‘Erdoğan’a ve Türkiye’ye teşekkürler’ başlıklı makalesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gazze’deki İsrail katliamını, insanlığa karşı bir suç olarak nitelediği ve İsrail operasyonlarını ‘Türkiye’ye saygısızlık’ olarak gördüğüne vurgu yapılarak, Gazze olaylarının Türk pusulasını doğru yöne çevirdiği savunuluyor.
Türkiye’nin Suriye ile İsrail arasında arabuluculuk rolü oynamasının, Ankara’yı etkilediğini yazan Nureddin, Türkiye’nin İsrail’le askeri anlaşmalarının, kendi çıkarlarına hizmet etmediğini çok geçmeden anlayacağını belirterek, “Türkiye, PKK ile savaşta veya ABD’deki Ermeni ve Yunan lobisiyle mücadelede İsrail’in desteğini kaçınılmaz görüyorsa, bu kendisini hiçbir sonuca götürmeyecektir.
Washington’un Türkiye’ye yönelik tutumunu, ABD’deki Yahudi lobisinin gücü değil, Türkiye’nin kendi gücü ve konumu belirleyecektir’ yollu ifadelere yer verirken, İsrail’le işbirliği içindeki Arap rejimlerinin müttefiki olmayan ve Araplardan daha Arap olan Erdoğan’a ve Türk halkına teşekkürlerini sunuyor.
DENGELİ ÇÖZÜM SUNMAYA EHİL TEK ARABULUCU TÜRKİYE
Lübnan El Sefir gazetesinden Ammar Naima ise ’ Türk arabuluculuğunu kim engelliyor’ başlıklı yazısında İsrail’in şu ana kadar askeri hedeflerine ulaşamadığını ve savaş meydanındaki gelişmelerin ateşkesin seyrini belirleyeceğine işaret ederek, dengeli çözüm sunmaya ehil tek arabulucu olan Türkiye’nin girişimlerinin başarısız kılınmaya çalışıldığını kaydediyor.
Yazar, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının İsrail ile Suriye arasında arabuluculuk yapan Türk çabalarını ürküttüğünü ve bu Türk çabasının başta Mısır ve Filistin yönetimi olmak üzere ‘ılımlı’ Arap ülkeleri engeline tosladığını da ilave ediyor.
ARAPLARIN BOŞLUĞUNU İRANLI VE TÜRKLER DOLDURUYOR
Mısırlı yazar Fehmi Hüveydi, Ürdün El Düstur ,gazetesinde Arap halklarının şu an İsrail’e karşı öfke ve intikam duyguları içinde olduğunu ancak Arap rejimlerinin başka bir gezegende yaşadıklarını, halkların öfkesinin resmi Arap tutumlarında hiçbir değişikliğe yol açmadığını belirterek, bu boşluğu İranlıların ve Türklerin doldurduğunu ifade ediyor.
Mısır Dışişleri Bakanı’nın hali hazırdaki krize dair fikirlerini Türkiye yerine Şam ve Filistin direniş gruplarıyla paylaşması gerektiğine vurgu yapan Hüveydi, Mısır’ın bu kesimleri muhatap almayarak Arap-Arap zıtlaşmalarında bir deneyimi olmayan Türk arabulucuya başvurmasını eleştiriyor.
Hüveydi, Ankara’nın tarafsızlıklarını yitirmiş diğer arabuluculardan daha nezih olacağına inandığı için Türkiye’nin arabuluculuğuna karşı olmadığını belirterek Türk arabuluculuğunun daha iyi şartlarda gerçekleşmesini temenni ettiğini ve bu girişimden fazla bir şey beklenilmemesi gerektiğini yazdı.
Bir başka Ürdün gazetesi El Rey’de yazan Rakin El Mecali ’ Türkiye Gazze’deki Arap acziyetinin boşluğunu dolduruyor’ başlıklı makalesinde Arapların düşmanlarından gördükleri krizlerin kendilerini birleştirmediğine, krizlerine çözüm bulmaya sevk etmek yerine bölünmüşlüklerini arttırdığına işaret ederek, Türkiye’nin durumu anlayıp Ortadoğu’ya büyük aktörlerden biri olarak girdiğini kaydediyor.
Türkiye’nin bu krizde yapacaklarının sınırlı olmasına rağmen Arapların Türkiye’nin oynadığı olumlu rolden ve bölgedeki Türk rolündeki olumlu dönüşümden istifade etmeleri gerektiğine dikkat çeken yazar, Ankara’nın İran’ın aksine Arap bölünmüşlüğünün sonucu olan boşluğu doldurmaya çalıştığını kaydediyor.
ARAPLAR ZAYIF OLUNCA, TÜRKLER DAHA ETKİN OLUYOR
El Hayat gazetesinden Davud El Şeryan ise ‘Gazze’nin bedeli ne?’ başlığı altında, geçmişte Arap dünyasındaki siyasi rejimlerin Filistinlileri kutuplaştırdığını ve böldüğünü ancak bugün Filistinlilerin bölünmenin yularını ellerine aldıklarını ifade ederek başladığı makalesinde, Araplar zayıfladığı zaman Türklerin daha etkin olduğuna işaret ediyor ve bölgede etkin rol oynamaya çalışan Türklerin ne istediğini, girişimlerinin ayrıntılarının ne olduğunu ve neden bu hızla hareket ettiklerini sorguluyor.
Erdoğan’ın gittiği Arap başkentlerinden yapılan açıklamaların bu sorulara yeterli yanıt vermediğinin altını çizen yazar, “Türkler Arap liderlere ne söylüyor? Türkiye’nin tam olarak rolü ne? Acaba Lübnan savaşı sonrası ‘Doha anlaşması’ gibi bir ‘Ankara anlaşması’ mı göreceğiz? Gazze’nin bedeli nedir öğrenmek istiyoruz’ diyor.
- Etiketler :
- Haberler
