Barış içi boş bir tartışma gibi

Obama’nın gelişi İsrail-Filistin sorununa olumlu etkileyecek mi? Ortadoğu’da son dönemde yaşanan süreci NTV Haber Müdür Mete Çubukçu yazdı.

Barış içi boş bir tartışma gibi

Geçen hafta New York’ta Obama-Netanyahu-Abbas buluşmasından iyimser bir sonuç çıkmadı. Çıkmasın da beklenmiyordu. Zaten New York buluşmasının Ortadoğu Barış Süreci açısından pek başarılı geçmeyeceği daha önceden belli olmuş gibiydi.

Obama’nın Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell birkaç gün önce İsrail’den eli boş dönmüş, Obama’nın görüşmeler için “Yahudi yerleşimlerinin dondurulması” şartını Netanyahu geri çevrmişti.

1990’ların başındaki Oslo ile başlayan süreçte barış adına somut adımlar atılmıştı ama ardından gelen Camp David, Annapolis anlaşmalarından hiçbir şey çıkmamıştı. Şimdi niye bir sonuç çıkacaktı ki?

İsrail-Filistin sorununda en dikkat çekici nokta Yahudi Yerleşim birimlerinin sürecin can alıcı noktası haline geldiği. Çünkü yıllardır süren barış görüşmelerin ara maddelerinden biri olan “yerleşimler”in giderek artması geri dönülmez bir noktaya gidiyor. Netanyahu hükümeti yerleşimleri durdurmadığı gibi, inşa etmeyi sürdürüyor. Bir süre sonra Filistin’in pazarlık şansı kalmayacak. Ya da pazarlık başladığında elinde toprak kalmayacak.

RAKAMLARDAKİ VEHAMET
İsrail-Filistin arasındaki sonu gelmeyen, bir oyalamadan öteye gitmeyen barış süreçlerinde en sona bırakılan Kudüs’ün statüsü ve mülteciler konusunu ağza bile alınmıyor. Öncelikle Filistin toprakların üzerine amip gibi çoğalan yerleşimlerin (bu işgalin diye okunabilir) durdurulması gerekiyor ki diğer konulara geçilebilsin. Obama yönetimi İsrail'den asgari şart olan inşatların dondurulmasını talep ediyor. Kısa süre önce 455 yerleşim birimine izin veren İsrail ise bu konuda ayak diriyor, 'yenilerini yapmayı dondurabilirim; ama tabii gelişmeye tabi olanları da yapmaya devam ederim' diyor.

Şu anda Batı Şeria’da yani Filistin topraklarında 121 adet Yahudi yerleşim birimi var. Kudüs’teki sayı ise 12. 1972’de bu yerleşimlerde 1500 kişi yaşarken şimdi bu sayı 500 bin kişiye yaklaştı. İsrail Devlet İstatistik Kurumu rakamlarına göre Batı Şeria ve Kudüs’teki Yahudi yerleşimlerindeki nüfus artışı İsrail’deki genel artıştan 1.5 misli fazla. Bu arada bu nüfusun yaşadığı alanlardaki su kaynakları ve stratejik öneme sahip bölgelerin de İsrail’in kontrolünde olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu rakamlar Obama yönetimin bu konuda neden bu kadar ısrarlı olduğunu ve durumun vahametini ortaya koyuyor.

HANGİ TOPRAKTA HANGİ BARIŞ?
Bir süre sonra bu durumdan geri dönüş çok zorlaşacak. İşgal altındaki topraklar sanki yeniden işgal ediliyor. Filistinlilerin evleri yıkılarak kovuluyorlar. İsrail hükümeti dur durak bilmiyor. Barış sürecinin başlaması için mevcut durumun dondurulup neyin üzerinden pazarlık yapılacağı, nereden başlanacağını konuşmak gerekiyor. Ama buna bile fırsat olmuyor. İsrail son ana kadar elde edebileceği en fazla toprağı elde edip Filistinlileri filli bir duruma zorlamak niyetinde. Yani bütün Batış Şeria’nın Yahudi yerleşimleri ile dolduğunu düşünün. Filistinlilere ne kalacak ve kim hangi imzayı, hangi barış için atabilecek?

Göreve geldiğinde bölgede umutları yükselten ve Filistin sorunun çözümlemeye kararlı gibi görünen Obama ilk aşamayı geçememiş gibi görünüyor. Çünkü bu adım atılmaza yine içi boş bir sürenin başlayacağını, insanların inanmayacağını biliyor. Daha önceki Amerikan yönetimlerinin de gündeminde olan ama umursamadıkları için içinden çıkılmaz bir hale gelen yerleşimler konusunda ısrarlı görünen başkan Obama bakalım bu ısrarını ne kadar sürdürebilecek? İsrail'e nerede dur diyebilecek? Ortadoğu’da herkesin yanıtı beklediği soru bu.

Sorunun yanıtı, boş bir barış hayali peşinden koşmama açısından önemli. Zaten İran’ın nükleer silahları vb konularla yine gündem meşgul edilirken kimse Filistin’deki durumla ilgilenecek gibi görünmüyor. Her zaman olduğu gibi.

Sayfa Yükleniyor...