'Davutoğlu'na göre İsrail bağımsız kalamaz'

İsrail'de yayımlanan Maariv gazetesi, "Türk Dışışleri Bakanı, 'İsrail'in bağımsız bir ülke olarak kalmayacağı' görüşünde" iddiasına bulundu.

İsrail'in İbranice yayımlanan gazetesi Maariv, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, katıldığı toplantılarda, "İsrail, zaman içinde bağımsız bir ülke olarak kalamayacaktır. Akdeniz ile Ürdün nehri arasında, Yahudiler ile Filistinlilerin birarada yaşayacağı iki milletli bir ülke kurulacaktır" görüşünü dile getirdiğini iddia etti.

İsrail'de yayımlanan Maariv gazetesi, Davutoğlu'nun bu görüşleri, birçok basın mensubu, akademi üyeleri ve İsrailli araştırmacılarla yaptığı toplantılarda dile getirdiğini yazdı.

Gazetede, Eli Bardenstein imzasıyla yayımlanan haberde, "Davutoğlunun uzgörüsü budur ve bunu defalarca arka arkaya tekrar etmiştir. Hatta Türkiye'nin Ortadoğu'da ve bölgede egemen güç olacağını, Türkiye'nin birkaç sene içinde kurulacak olan iki milletli ülkenin de hamisi olacağını vurgulamaktadır" denildi.

Uluslararası ilişkiler profesörü olan Davutoğlu'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti'nin ideologu sayıldığı belirtilen haberde, bu toplantıların, 9 Türk'ün ölümüyle sonuçlanan İsrail askerlerinin Mavi Marmara gemisine baskınıyla ortaya çıkan krizden de önce yapıldığı kaydedildi.

"Davutoğlu, İsrail'in, Filistin yönetimi bölgesinde kurulacak devlet de dahil olmak üzere, komşuları ile herhangi bir barış anlaşması imzalayamayacağına inandığını söyledi" ifadelerine yer verilen haberde, "Davutoğlu'nun bu toplantılarda, bazı gazeteciler ve Türk hükümeti yetkilileri nezdinde geliştirmeye çalıştığı ana fikir, İsrail'in varlığının meşru olmadığı ve bu nedenle de yok olmaya mahkum olduğudur" yorumu yapıldı.

'BARIŞ TÜRKİYE'NİN MÜDAHALESİYLE GELECEK'
Haberde şu görüşlere yer verildi: "Bu değerlendirmenin kökleri, 400 yıl Ortadoğu'ya hükmetmiş olan Osmanlı etkisini Türkiye'ye yeniden kazandırma yolundaki derin ideolojiye gitmektedir. Davutoğlu, birçok kez, Ortadoğu'ya barışın sadece Türkiye'nin derin ve ciddi bir şekilde müdahalesiyle geleceğine inandığını söyledi.

Bir başka deyişle Erdoğan'ın popüler söylemi, komşu ülkeler İran ve Suriye ile yakınlaştırılan ilişkiler ve Davutoğlu'nun ideolojik çizgisi doğrultusunda, Davutoğlu ve Erdoğan bölgede yeni bir düzen oluşturma peşindedirler. Bu yeni düzende bölgede bağımsız bir ülke olarak İsrail'e yer yoktur. Erdoğan ve Davutoğlu'nun her ikisi de Suriye ile İran'a yakınlaşma ve Batı'dan uzaklaşma çabası içindedirler. Davutoğlu, gazeteciler ve akademisyenlerle düzenlenen toplantısında, Ortadoğu'yu Osmanlılar'dan ele geçiren ve bölge sakinlerinin demografik bağlantılarını dikkate almadan, sadece kendi siyasi ve askeri çıkarlarına uygun olarak sınırları çizen, "tarihi sömürgeci ülkeler İngiltere ve Fransa'nın, bugün Ortadoğu'da hüküm süren mevcut durumun sorumlusu olduklarını dile getirmiştir."

Haberde, İsrail ile Türkiye ilişkilerindeki krizin, eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in, 2009 yılı sonunda Ankara'ya yaptığı ziyaret ve Erdoğan ile toplantısında başgösterdiği de hatırlatılıp, bu toplantının, Türkiye'nin arabuluculuğunda Suriye ile doğrudan görüşmelerin müzakeresi amacıyla yapıldığını ve toplantının birkaç gün sonrasında da İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde Dökme Kurşun operasyonunu yaptığı kaydedildi.

Erdoğan'ın, İsrail'in bu tavrına öfkelendiği ve o günden bu yana iki ülke arasındaki ilişkilerin de zarar gördüğü kaydedildi. İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkileri bugünkü en düşük seviyeye getiren en önemli olayın da İsrail'in Mavi Marmara gemisini ele geçirmesi olduğunun altı çizilen haberde, bu olaydan sonra Erdoğan'ın İsrail'e karşı daha "zehirli" bir lisan kullanmaya ve Hamas rejimine destek vermeye başladığı ifadeleri kullanıldı.

Bu olayların sonucunda iki ülke arasındaki hemen hemen tüm güvenlik ilişkilerinin durduğu, Türkiye'nin İsrail Hava Kuvvetleri jetlerinin Türk hava sahasına girmesini yasakladığı, Tel-Aviv'deki büyükelçisinin Ankara'ya çağrıldığı ve henüz yeni bir büyükelçinin de gelmediğine dikkat çekildi.

Erdoğan'ın, iki ülke arasındaki ilişkilerin tamir edilmesi amacıyla İsrail'in karşılamasını istediği koşullar ileri sürdüğü belirtilen haberde, bunlar arasında Mavi Marmara'da öldürülen Türkler için İsrail'in resmen özür dilemesi ve ailelerine tazminat ödemesinin de bulunduğu kaydedildi. Buna karşın, İsrail'deki değerlendirmeninse, "Kudüs Ankara'dan özür bile dilese, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın sona erdiği" şeklinde olduğu vurgulandı.

Sayfa Yükleniyor...