Ermenilerden Türkiye aleyhine karar talebi

Amerika Birleşik Devletleri'nde, Ziraat Bankası ve Merkez Bankası’na dava açan Ermeniler, "cevap verme süresine uymadığı" gerekçesiyle mahkemeden Türkiye aleyhine karar almasını istedi.

ABD'de, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat ve Merkez Bankalarına karşı açılan davada bankaların avukatlığını yapan Günay Evinch (Övünç), Ermenilerin avukatlarının, Türkiye Cumhuriyeti'nin "cevap süresine uymadığı" gerekçesiyle mahkemeden Türkiye aleyhine karar almasını istediklerini belirterek, "gördüğümüz kadarıyla Türkiye, başka bir devletin mahkemesinin tarihini sorgulamasına izin vermeyecek ve egemenlik hakkını sonuna kadar koruyor" dedi.

ABD'deki Ermeniler, geçen yıl, 1915 olaylarında mülklerine el konulduğu iddia edilenlerin varislerine tazminat ve toprak verilmesini talebiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Merkez Bankası ve Ziraat Bankası aleyhine dava açmıştı.

"Davoyan" ve "Bakalyan" davası olarak adlandırılan bu davalar, mahkemenin Türkiye'ye tebligatın sunulduğu yönünde karar vermesiyle yeni bir sürece girdi.

Ermeni tarafı avukatları, ABD federal yasalarına uygun olarak, "sunulduğu karara bağlanan" tebligata Türkiye'nin 60 gün içinde cevap vermemesiyle, mahkemeden Türkiye Cumhuriyeti aleyhine karar almasını istedi.

'CALIFORNIA'DA MAHKEME ABD DIŞİŞLERİNİN KOLTUĞUNA OTURUNCA'
Konuyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Evinch, Türkiye Cumhuriyeti'nin "dışişleriyle ilgili bu kadar hassas bir konuda, yabancı bir mahkemenin Türkiye Cumhuriyeti devletini sorgulamaya ve karar vermeye hiçbir yetkisinin bulunmadığından" yola çıkarak mahkeme huzuruna çıkmadığını ve bu nedenle dava için bir avukat tayin edilmediğini belirterek, kendisinin de doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devleti adına konuşamayacağını ama bankaların dava avukatı olarak değerlendirmelerini sunabileceğini söyledi.

Bu noktada, Türkiye'de, mahkemenin Türkiye aleyhine karar verdiği gibi bazı "eksik ve yanlış" yazıların çıktığını anımsatan Evinch, "Şu aşamada davacılar Türkiye aleyhine karar alınması talebini sundu, ancak mahkemenin henüz bu konuda almış olduğu bir karar yok" dedi.

'TÜRKİYE ABD İLİŞKİLERİ ETKİLENEBİLİR'
Evinch, şimdi mahkemenin "ispatlama süreci" denilen, mahkemenin yetkisini, davanın içindeki şikayetleri ve mahkemenin yaptırım gücünü ele alıp karar verme sürecine girebileceğini ama bunun da Türkiye-ABD ilişkilerini etkileyebileceğini söyledi.

"Mahkeme öyle bir durumdaki, aleyhte karar verirse, Türkiye-ABD ilişkilerine ciddi darbe vurabilir" diyen Evinch, "Bu bağlamda, ABD Dışişleri Bakanlığına büyük iş düşüyor. Aksi takdirde, Washington dış politika yapma yetkisini California'daki, üstelik de Los Angeles'daki bir mahkemeye devretmiş olacaktır" ifadesini kullandı.

Günay Evinch, tüm bu nedenlerle mahkemenin bu sürece başlayıp başlamayacağının daha bilinmediğini, ama konunun hassasiyeti nedeniyle bu sürece başlamak için bekleyebileceğini öngördü.

'YARGIYA SİYASET KARIŞABİLİR'
Bir soru üzerine, ABD devleti ve mahkemesinin, Amerikan Dışişleri Bakanlığının prosedürü gereği davayı Türkiye'ye bildirmesi şeklinde gerçekleştiği için tebligatı sunulmuş olarak gördüğünü belirten Evinch, şunları kaydetti:

"Gördüğümüz kadarıyla Türkiye, yabancı bir mahkemenin kendisini sorgulamaya ve karar vermeye hiçbir yetkisinin bulunmadığını belirtiyor ve bu nedenle mahkemeye savunma sunmuyor. Sanıyorum, mahkemede bulunmamaya ve konuyla muhatap olmamaya da devam edecektir. Aslında, Türkiye Cumhuriyeti kendi egemenlik hakkını sonuna kadar koruyor."

Evinch, ABD'de diğer devletlere yönelik açılan mahkemelerde bazı devletlerin gelip kendilerini savunduğunu, ama bu davanın "çok daha hassas tarihsel ve uluslararası ilişkilere dayandığı ve yargıya siyaset de karışabileceğini" dile getirdi.

Günay Evinch, "Bazı basın yayın organlarında Türkiye'nin kendisini savunmadığına yönelik yazılar çıktı, tam tersine aslında bu da bir savunma şekli. Türkiye, yabancı mahkemenin kendi tarihini ele almasına karşı çıkarak, kendiegemenliğini son noktaya kadar korumaya yöneliyor" yorumunda bulundu.

'TÜRKİYE CUMHURİYETİ KURUMLARI, SOKAKTAKİ HERHANGİ BİR KİŞİ DEĞİL'
Evinch, Ziraat ve Merkez Bankalarının ise mahkemede savunmalarını sunduğunu söyledi.

Ancak tebligat sunumuyla ilgili sorun bulunduğunu belirten Evinch, mahkemenin tebligatlara doğru sunulduğuna karar verdiğini ama bankaların bu kararı temyize götüreceğini kaydetti.

Evinch, tebligat sunumuna dair sorunun ne olduğuna yönelik soru üzerine şunları kaydetti:

"Tebligatın nasıl sunulduğu devletler arasında çok ciddi ve hassas bir konudur ve iki devletin arasındaki ilişkilerini etkileyebilir. Yanlış tebligatlar, iki devlet arasında saygınlık yitirimine neden olabilir.

Mahkemeye göre tebligatların, bu bankaların girişindeki güvenlik görevlilerine verilmesi yeterli, ancak bunlar devlet kurumu ve devlet kurumları olduğu için tebligatlar kapıya bırakılarak değil, ABD dışişleri ve adalet bakanlıklarından gelmeli. ABD de aynısını Türkiye'nin Adalet Bakanlığı'ndan ricada bulunuyor ve Türkiye de bu ricaya saygı gösteriyor." Bankaların tebligatın doğru şekilde sunulmasında ısrarlı olduğunu ifade Evinch, şöyle devam etti:

"Çünkü mahkemenin uluslararası hukuka uyması şart. Bir binanın lobisindeki görevliye tebligat vermek yetmez. Bir devlete veya yan kuruluşuna dava açılacaksa ve mahkeme böyle bir büyük sorumluluğu üzerine almayı kabul ediliyorsa, o zaman bu tür tebligat sunumlarında çok daha üst düzeyde bir usul ve çok büyük titizlik ve saygınlık göstermek zorunda. Sonuçta bu Türkiye Cumhuriyeti devleti ve kurumları, sokaktaki her hangi bir kişi değil."

Evinch, davanın her aşamasını çok büyük titizlikle takip ettiklerini ve edeceklerini de dile getirerek, "Bu nedenle bir yıldır doğru tebligat sunulmasıyla uğraşıyoruz. Böyle bir hassas konuda davacılar Türkiye Cumhuriyetinin kurumlarıyla uğraşmak istiyorlarsa, o zaman adalet sistemi mükemmel bir şekilde işlemek zorundadır. Türkiye'nin devlet kuruluşları ve milleti en üst muameleye layıktır ve her haklarını sonuna kadar koruyacak" diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...