İsrailli Haaretz gazetesi, Gazze'de öldürülen gazetecilere ilişkin dikkat çekici bir görüş yazısı yayınladı.
Hanin Majadli imzasıyla yayınlanan haberde, Tahran'da Hamas lideri İsmail Haniye'ye suikast düzenlendiği gün, İsrail'in El Cezire için Gazze'de çalışan genç gazeteci İsmail el-Gul'e de suikast düzenlediği belirtildi.
Yazıda şöyle denildi: "İsmi açıklandıktan sonra El Cezire ve İsrail arasında bir söylem savaşı patlak verdi: Hangisi daha fazlaydı, bir terörist mi yoksa bir gazeteci mi?"
İsrail Silahlı Kuvvetleri (IDF) Sözcü Birimi'ne göre, "Hamas'ın Gazze Şeridi'nde ele geçirilen bilgisayarlarından alınan 2021 tarihli bir belge, örgütün askeri kanadındaki binlerce aktivisti listeliyor ve 2021 itibarıyla el-Gul'un Hamas'ın Gazze tugayında mühendis olduğunu doğruluyor."
Katar merkezli El Cezire televizyonu ise birkaç dilde yayınladığı yanıtta, İsrail ordusu ve istihbaratının iddiasının tamamen yanlış olduğunu söyledi.
Açıklamada, "İsrail işgal güçleri daha önce İsmail'i 18 Mart 2024'te El Şifa Hastanesi'ne düzenledikleri baskın sırasında kaçırmış ve serbest bırakılmadan önce bir süre gözaltında tutmuştu, bu da herhangi bir örgütle bağlantısı olduğu yönündeki sahte iddialarını çürütüyor ve yalanlıyor" denildi.
Majadli'ye göre bu anlatı savaşı, savaşın başlarında uluslararası haber ajanslarında çalışan gazetecilerle ilgili tartışmaları hatırlatıyor.
"TÜM SAVAŞLARDAN DAHA KÖTÜ BİR SAYI"
Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 110'dan fazla muhabir ve medya çalışanının öldürüldüğü hatırlatılan yazıda, bu sayının İkinci Dünya Savaşı, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı ve Irak'taki savaşlardan daha kötü bir sonuç olduğuna dikkat çekildi.
Yazının devamında şu ifadelere yer verildi:
"Ya bu gazeteciler Gazzelilerin içinde bulundukları kötü durumu dünyaya duyurabilmelerinin tek yoluysa? Yabancı gazeteciler Gazze'ye nadiren giriyor ve girenlere de IDF Sözcü Birimi'nden askerlerin eşlik etmesi gerekiyor. Sadece uluslararası hukuku ihlal eden bir devlet, kendi yönetimi altında olup bitenlerle ilgili haberleri bu kadar yakından izleyebilir. Sadece özgür ve bağımsız medyayı tehdit olarak algılayan bir devlet 110'dan fazla gazetecinin ölümünü 'tali hasar' olarak değerlendirebilir."
Haaretz'e göre Gazze'de can kaybı 40 bine yaklaşırken, gazetecilerin korunacağı düşüncesi kulağa özellikle "gülünç" geliyor.
"GELECEK NESLİNİ ORDU RADYOSUNDA YETİŞTİREN BİR MEDYADAN NE BEKLEYEBİLİRSİNİZ?"
Yazıda, gazetecilerin ordu tarafından gerçekten hedef alındığına dair iddialar aktarıldı. İsrail ordusunun ise Gazze'deki gazetecileri hedef olarak gördüğünü resmen reddettiği ifade edildi ve "O halde neden bu kadar çok gazeteci öldürülüyor?" sorusu yöneltildi.
Majadli, kendi sorusunu şöyle yanıtladı: "Çünkü İsrailli gazetecilerin çoğu Gazze'deki meslektaşlarının kaderine kayıtsız ve birçoğu da Gazzeli gazetecilere ölmeyi hak eden Nukhba gücü üyeleri olarak bakacak kadar suçluluk atfediyor."
İşte bu yüzden Gazze'de gazetecilerin öldürülmesine karşı tek bir imza kampanyası düzenlenmediğini söyleyen Majadli, şu ifadeleri kullandı:
"Tek bir haber merkezinin önünde gösteri yapılmadı. Böyle bir şeyi kim imzalayacak? Anchorman-cum-hard-liner Dany Cushmaro mu? Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü Kanal 14'ten Yinon Magal ve Shimon Riklin mi? Kanal 12'nin askeri muhabiri Nir Dvori bile tamamen İsrail'in mesajlarını aktarıyor."
Yazının sonunda ise şöyle denildi: "Aslında gelecek neslini Ordu Radyosu'nda yetiştiren bir medyadan ne bekleyebilirsiniz ki? Bu gazetecilere gün doğacak mı?"
- Etiketler :
- Haberler -
- İsrail
- Filistin
- Gazze