Hep IMF karşıtıydım, onlarla çalışamazdım...

NTV'ye konuşan Brezilya lideri Lula Da Silva: "Hayatım  boyunca 'IMF dışarı' dövizleri taşıdım, iktidara gelince nasıl onlarla çalışırdım!"

Hep IMF karşıtıydım, onlarla çalışamazdım...

Brezilya Cumhurbaşkanı Lula Da Silva Türkiye ziyareti sırasında NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu'nun sorularını yanıtladı.

Brezilya’dan Türkiye'ye ziyaret gerçekleştiren ilk lidersiniz. Hoşgeldiniz. İlk sorum, kendiniz ve politikalarınızı nasıl tanımlarsınız? Sosyalist misiniz, sosyal demokrat mısınız, popülist misiniz, pragmatist misiniz?
Aslında uzun bir süredir şöyle bir karar verdim: Bir cumhuriyetin başkanının alnında etiket olamaz. Ben bütün Brezilyalılar için Brezilya'yı yönetiyorum ve bu bağlamda da bir bütün olarak toplumun lehine politikalar geliştirmek zorundayım. Ama benim ideolojik profilimi sorarsanız, kendimi sosyalist olarak tanımlıyorum. Bağlı olduğum siyasi parti aslında tam bir sosyalist model ortaya koymadı. Benim partime, İşçi Partisi’ne uygun bir model bulamadık uluslararası ölçekte. Biz tamamıyla Brezilya işçi sınıfının inşa ettiği bir model kurduk. Siyasi partimizde yüzlerce farklı eğilim var ve biz Brezilya politikasına ait bir partiyiz. Uluslararası sosyalistlerin hiçbirine bağlı değiliz. Ben kendimi sosyalist olarak tanımlıyorum ama ülkemin başkanı olarak pragmatistim.

Brezilya bölgesel bir süper güç, dünyada güçlü bir ekonomi. Ama 6-7 yıl öncesine baktığımızda çok ciddi sorunlarınız vardı. IMF ile sorununuz vardı, bütçe açığınız vardı, 15 milyar dolar borcunuz vardı... Ama hepsinin üstesinden gelmeyi başardınız. Nasıl başarılı oldunuz?
Her şeyden önce politik ekonomi açısından bir büyü yok. Mali politikalarda çok ciddi bir tutum ortaya koyduk. Harcamalarımızı çok ciddi bir şekilde tanımladık ve önceliklerimizden biri refah alanıydı. 20 milyon Brezilyalıyı yoksulluktan orta sınıfa çıkardık. Biz artık IMF'den borç alan değil, IMF'ye borç veren ülkeyiz. Bugün rezervlerimizde önemli miktarda para var. Hiçbir kuruma borcumuz yok. 106 bin istihdam alanı yarattık. Çok daha iyi bir durumdayız. Dünyadaki pek çok ülke de büyümeye başladı. Çin, Hindistan ve Türkiye önemli rol oynuyor. Bu yüzden Türkiye dünya politikalarında çok daha fazla söz sahibi olmalı. G-20 bu anlamda önemliydi. Artık birçok ülke dünya politikası ile ilgili tartışmalara katılabiliyor. Brezilya artık bağımsız olmayı öğrendi. Brezilya hiçbir ülkeye bağımlı değli. Hiçbir ülkeye karşı çıkmak istemiyoruz. Ama ikinci sınıf ülke olmak da istemiyoruz. Eşitlik istiyoruz.

HÜKÜMET ZENGİNLER DEĞİL; YOKSULLAR İÇİN ÇALIŞMALI

Brezilya ve Türkiye ekonomik göstergeler açısından benzer sayılıyordu. Ama siz IMF'ye borçlarınızı ödediniz. İki ülke bundan sonra daha da fazla işbirliği yapabilir mi?
Brezilya'da bizim önceliğimiz, ülkemizdeki yoksullara yardım etmekti. 11 milyon yoksul aileye ulaştık. En uzak yerlere bile elektrik taşıdık. Asgari ücretin yükseltilmesi için çalıştık. 2013’e kadar 203 milyar dolarlık yatırımlar yapılacak. Özel düşük faizli kredi yarattık. Toplumda ihtiyaç duyan kesimlere yardım ettik. İş dünyası da hiç bugünkü kadar para kazanmadı. Toprak reformu gerçekleştirdik. Brezilya ve Türkiye çok fazla potansiyele sahip. Hükümet zengin değil, yoksul kesimler için var olmalı. Çünkü devlete esas ihtiyacı olan yoksul kesimler. Brezilya'nın gerçekleştirdiği büyüyü herkes gerçekleştibilir. Önemli olan bu politkaları uygulamak. Türkiye de bunu gerçekleştirebilr. "Ben neden Türkiye'ye geldim?" sorusuna gelince; "134 yıldır, (Brezilya İmparatoru’nun 1875’deki ziyaretinden bu yana) nasıl kimse buraya gelmemiş olabilir?" diye düşündüm. Çok fazla benzerliğimiz var.

Sizce Türkiye IMF’den borç almadan, krizden çıkabilir mi?
IMF’nin o zamanlarki başkanına borcumuzu ödemek istediğimizde; "Yok yok! Brezilya’da kalsın o para, gerek yok vermenize" dediler. Ben hayatım boyunca “IMF dışarı!” pankartları taşıdım. Nasıl IMF ile çalışabilirdim? Şu an biz IMF'e, yoksul ülkelere aktarması için, borç veriyoruz. IMF bu ülkelere borç vermeli, ama o ülkenin ekonomi politikasına ülkeyi yönetenler karar vermeli. Biz artık IMF’nin bizim ulusal ekonomimize müdahale etmesine izin veremeyiz.

TV'DE SİYASET DEĞİL, FUTBOL OLMALI


ABD Başkanı Barack Obama ile başlayan dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Obama bir takım emperyal politikaları takip etmeme konusunda, diğer ülkelerle ortaklılar kurmalı. Mesela Türkiye Ortadoğu sorunun çözümünde yardımcı olabilir. Obama bu muhteşem olasılığı temsil ediyor aslında. Hegemomya değil, ortaklıklar kurmamız; çok daha medeni ilişkiler kurmamız artık mümkün. Obama'ya bakınca bunun gerçekten mümkün olduğunu düşünüyorum.

Brezilya ve Türkiye'nin bir başka ortak noktası da futbol. Siz Türkiye'de oyayan Brezilyalı oyuncuları biliyor musunuz? Onlarla görüşme planınız var mı? UEFA finalini kaçırdınız, bildiğim kadarı ile...
UEFA finaline gidemedim. Çünkü Çin’den gelmiştim, çok yorgundum ve uyumaya karar verdim. Fanatik futbol seyircisiyim. Zico’nun ve Alex’in Türkiye'de olduğunu biliyorum, ki Alex benim tuttuğum takımın en büyük rakibinde oynuyordu. Bunlar fakir çocuklardı. Şimdi makul paralar kazanıyorlar ve başka diller öğreniyorlar. 1970’lerde en iyi futbol oyuncularını yetiştirdik. Brezilya bir nevi iyi oyuncu fabrikasıydı. Ancak iyi futbolcular artık dolar ve Euro cazibesine kapılıp gidiyor. Brezilya'da ancak 18 yaşına kadar kalıyorlar. Sonra dönüp Brezilya'da oynuyorlar. Mesela Ronaldo’un Brezilya’ya dönmesinden çok mutluyum. Futbol bir tutku benim için. Ben televizyondan siyaset değil, futbol izlemek isterim.

Sayfa Yükleniyor...