‘İcabında sükut dururuz’

Fethullah Gülen, son açıklamasında, hükümetle yaşanan sorunların hemen bitmeyeceğini belirtirken, “Fakat ben ümidimi kaybetmedim. İcabında sükut dururuz” dedi. Gülen, Başbakan Erdoğan’ı yakın çevresinin yanlış yönlendirdiğini ileri sürdü.

‘İcabında sükut dururuz’

Gülen Cemaatinin önderi Fethullah Gülen, İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin sorularını yanıtladı.

Gülen açıklamaları sırasında, hükümetle cemaat arasında yaşanan gerginliğin hemen son bulmayacağını belirtirken, sorunların çözülmesi için umudunu koruduğunu söyledi.

“İcabında sükut dururuz” dilen Gülen, Başbakanı yakın çevresinin yanlış yönlendirdiğini savundu. Gülen’in, muhabirin, “Hem Hizmet hareketinden hem de karşı taraftan bazı figürler, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar gerginliğin durulmayacağını ve Türkiye'de sulhun hâkim olmayacağı mealindi ifadelerde buldular. Siz Türkiye'nin ve Hizmet'in yakın geleceğini nasıl görüyorsunuz bu anlamda?” sorusuna şu yanıtı verdi;

‘MEKTUP BAŞBAKANI RAHATSIZ ETTİ’
“Hali hazırdaki bu isyan ruhu, bu kin ve nefret ruhu çabuk bastırılamaz. Bir yönüyle, kırılan onurlar oldu, dokunulan gururlar oldu. Bu birden bire bastırılamaz. Yeniden her şey böyle endazeden geçirilmiş gibi ahengine getirilemeyebilir. Fakat ümidimi hiç yitirmedim ben, yine olacağına inanıyorum. O mektup, son mektup meselesi de o istikamette bir şeydi yani, Cumhurbaşkanı'nın gönderdiği bir arkadaş vasıtasıyla. Benim talebeliğinden tanıdığım, Fehmi Bey, siz de bilirsiniz. Onlar da onu tasvip ettiler, Sayın Cumhurbaşkanı da tasvip etti. Fakat muhatabın cumhurbaşkanı olarak seçilmesi mi, yoksa mektupta öyle işte, karşılıklı, değişik kesimlerin, medyadan değişik kesimlerin birbirlerini, sövüp saymamaları, bu işe bir son verilmesi meselesi mi, Sayın Başbakanı rahatsız etti bu. Bunu açıktan açığa konuştu, toplantıda konuştu”

‘İCABINDA SÜKUT DURURUZ’
Fethullah Gülen, açıklaması sırasında Başbakanı yakın çevresinin yönlendirdiğini ileri sürdü.

Gülen’in değerlendirmesi şöyle:

“Bir mabeyni hümayun var herhalde zannediyorum çevresinde. Mabeyn, padişahların etrafındaki insanlara deniyordu. Çevresinde zannediyorum meseleleri farklı intikal ettiriyorlar. Ben hâşâ bir insanda öyle bir dengesizlik, hele paranoya falan var, buna ne kalbim ne de vicdanım, ne de dilim varmaz böyle bir şey söylemeye. Ama bir yönüyle, böyle rahatsız edici şeylere sevk ediyorlar sanıyorum arkadaşı. Fakat bu fırtınaların dineceğine inancımı hiç kaybetmedim. Allah'ın izni ve inayetiyle. İcabında sükût dururuz.”

Gülen, 28 şubat döneminde de yurtdışı okulları devretmek istediğini ancak yanıt alamadığını, şimdi de aynı öneriyi yinelediğini yanıt alamadığını belirtti.

ERDOĞAN’A OY VERİR MİSİNİZ?
Gülen açıklamaları, sırasında, “Cumhurbaşkanlığı Erdoğan’a oy verip vermeyeceği” sorusunu da yanıtladı.

İlk kez anayasa referandumunda insanlara oy vermeleri için öneride bulunduğunu, fazla oy kullanma imkanı olmadığını ifade eden Gülen, şöyle konuştu:

“Şimdi de ben o mevzuda referandum da olduğu gibi bir şey söyleme niyetinde değilim. O farklı bir şeydi. Belki bir şey desem şöyle derim; ‘Kim hak hukuk karsısında dik duruyorsa, sağlam ise, sağlam duruyor ise, kim demokrasiye saygılı ise, çevresi ile iyi geçiniyor ise’ -eğer bir şey diyeceksem böyle derim. Hani onu da diyeyim mi, demeyeyim mi düşüneceğim. Efendim ona oyunuzu verin diyebilirim yani. Ve bu parti seçme mevzu, insanların o mevzuda ferasetlerine, kiyasetlerine kendi akıllarına ve mantıklarına karşı hakaret sayarım onu. Herkes her şeyi ayan beyan görüyor yani. Tercihte onları birine yönlendirmeye zorlama gibi bir tavrım olmaz.”

Gülen, açıklamaları sırasında Kürt meselesinin çözümü için yapılan görüşmelere karşı olmadığını, “Birlik ve beraberlik adına, terminolojide bu da çok önemli bir şey ifade ediyor. Ne Oslo görüşmesi, ne PKK'nın adadaki insanıyla görüşme mevzuu, ne dağdakilerle görüşme mevzuu, onun karşısında olmadık” sözleriyle belirtirken, Mavi Marmara olayında eleştirilmesine de, “İsrail yanlısı gibi gösterme, tamamen onları kendi milletimize tercih ediyor gibi gösterme, buna dair bir şey yok. Bir insan olarak onları da kabul etme, insanlığın iftihar tablosunun yaptığı gibi kabul etme ayrı mesele” yanıtını verdi.

Sayfa Yükleniyor...