İran’da 3’üncü ayına giren protestolar nereye evriliyor?

İran’da Mahsa Amini’nin polis gözetimi altında hayatını kaybetmesinin ardından başlayan protestolar, 1979 İran İslam Devrimi'nden bugüne kadar en uzun süren kitlesel sokak gösterileri oldu. Norveç merkezli İran İnsan Hakları örgütü şu ana kadar 300’den fazla kişinin gösterilerde hayatını kaybettiği bilgisini paylaşırken, protestolar İran’da 3’üncü ayında devam ediyor. NTV muhabiri Ali Asgar Çabuk yazdı.

İran’da 3’üncü ayına giren protestolar nereye evriliyor?

'ın başkenti Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından "başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle" gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin, 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi ülke yönetimine karşı protestolara neden oldu.


Mahsa Amini’nin memleketi olan Kürdistan eyaletinin Saqqız kentinde 17 Eylül tarihinde yapılan cenaze merasimleri “kadın, yaşam, özgürlük” sloganıyla ’da kitlesel gösterilerin fitilini ateşledi. Tüm Kürdistan eyaletinde karşılık bulan protestolar hızlı bir şekilde başkent Tahran dahil olmak üzere İsfahan, Meşhet, Kum, Gazvin, Kereç, Şiraz ve Reşt gibi büyük kentlerde karşılık buldu. Kadınların “zorunlu başörtüsü” ve “ahlak polisliği” uygulamalarına tepki olarak başlayan protestolar, İran’daki mevcut toplumsal ve ekonomik sorunların eklenmesi ile kitlesel rejim karşıtı şiddet eylemlerine döndü.

İran’da 3’üncü ayına giren protestolar nereye evriliyor? - 1 İran'da zorunlu başörtüsü ve ahlak polisine tepkiyle başlayan gösteriler kısa sürede ülke geneline rejim karşıtı protesto olarak yayıldı.

3. AYINI DOLDURAN İLK EYLEM

Mahsa Amini’nin hayatını kaybetmesi üzerine başlayan kitsel rejim karşıtı bu eylemler, 1979 İran İslam Devrimi’nin ardından ilk kez 3’üncü ayını dolduran ve halen devam eden sokak eylemleri olma özelliğine sahip. İran daha önce de 4 büyük rejim karşıtı gösterilere sahne olmuştu. Bu gösterilerin sonuncusu 15 Kasım 2019 yılında benzine yapılan zam sonrası başlamış ve kitsel rejim karşıtı eylemlere dönüşmüştü. 2017 yılında gördüğümüz rejim karşıtı eylemlere ise İran’ın Meşhed kenti ev sahipliği yapmış ve gösterilerin fitilini işsizlik, hayat pahalılığı ve yolsuzluklar ateşlemişti. Bu gösteriler arasında İran toplumunu ve siyasetini derinden etkileyen ve etkisini halen hissettiren eylemler ise 2009 yılında reformist lider Mir Hüseyin Musevi ile muhafazakar siyasetçi Mahmud Ahmedinejad'ın yarıştığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından başlayan protestolar oldu. 2019 benzin zammı ve 2017 hayat pahalılığı gösterilerinin temel motivasyonu ekonomi olurken, 2009 ve öncesindeki protestolarda motivasyonun daha toplumsal ve politik olduğunu görüyoruz.

MAHSA AMİNİ VAKASI

Mahsa Amini sonrası başlayan kitsel gösterilerdeki temel motivasyonun 2009 ve öncesi ile benzerlikler gösterdiği ve hatta daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Mahsa Amini, İran’daki tüm etno-politik ve etno-mezhebi sorunları kendisinde toplamış ve polis denetiminde hayatını kaybetmesi ile bu sorunları gün yüzüne çıkartmış bir isim. İran’da kadın olmak, İran’da dini azınlık olmak, İran’da etnik azınlık olmak ve İran’da dindar olmak gibi tüm soruları Mahsa Amini vakası üzerinden değerlendirebiliriz. Elbette “ahlak polisliği” uygulamasının İran’da yeniden hayata geçirilmesi, Amini vakasından önce toplumun ve siyasetin zorunlu irşad anlayışını güncel olarak tartışıyor olması Mahsa Amini’nin ölümünü mevcut etno-politik sorunlar ile toplumsal temelde güçlü bir motivasyona dönüştürmüştür.

İran’da 3’üncü ayına giren protestolar nereye evriliyor? - 2 Geçen hAFTA, İran Meclisi'ndeki 227 milletvekilinin imzasıyla, gösterilerde ateşli veya ateşsiz silahlarla insanların canına kast eden ve ölümlerine neden olan kişiler hakkında idam cezasının uygulanmasını öneren bir bildiri yayımlanmıştı.

GÖSTERİLERDE DÖRDÜNCÜ DALGA

Mahsa Amini için 16 Eylül’den sonra başlayan gösterilerin 3’üncü dalgası 2019 benzin zammı gösterilerinin yıldönümünde gerçekleşti. İlk gösteri dalgası 16 Eylül tarihinden Eylül sonuna kadar devam ederken, ikinci gösteri dalgası Amini’nin vefatının 40’ıncı günü dolayısıyla gerçekleşti. Şimdi gösterilerde 4’üncü dalga bekleniyor. Ancak protestolar uzadıkça güvenlik güçleri ile eylemciler arasında karşılıklı şiddetin de arttığını ve İran için bir devrim değil iç savaş senaryolarının yapıldığını görüyoruz.

TAHRAN YÖNETİMİ GERİ ADIM ATMIYOR

 Mahsa Amini’nin hayatını kaybetmesi üzerine başlayan gösterilerden önce, İran’da Ayetullah Ali Hamaney’in hastalığı ve hatta hayatını kaybettiği tartışmaları yaşanıyordu. Bu tartışma İbrahim Reisi’nin Cumhurbaşkanı seçilmesi ve “Ayetullah” unvanı alması ile “İran’da gücün el değiştirmesi başladı” senaryoları ile netlik kazanmıştı. Mahsa Amini gösterileri ile bu tartışma şimdilik son bulsa da henüz tamamen rafa kalkmış değil. Mahsa Amini gösterilerinin İran’da “gücün el değiştirmesi” tartışmalarının gölgesinde başlaması ve ülke genelinde kitlesel rejim karşıtı eylemlere dönüşmesi İran’da hassas bir denge oluşturdu. Tahran yönetimi protestolar karşısında geri adım atmayacağı mesajını çok açık bir şekilde verdi. Şu ana kadar altı gösterici hakkında idam kararı verilmiş durumda. Diğer yandan toplumdaki memnuniyetsizliğe karşı siyasi bir çözüm süreci arayışı yok ve devlet kendi taraftarlarını sokağa çağırarak sorunu sokakta çözeceği mesajını vermeye devam ediyor.

İran’da 3’üncü ayına giren protestolar nereye evriliyor? - 3 İran’ın Kürt bölgeleri protestoların merkezi konumunda yer aldı. Üstteki görselde Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Mahabad kentindeki protestodan bir kare yer alıyor. 

İranlı siyasilerin ve önemli din adamlarının üç aydır devam eden gösteriler karşısındaki sessizlikleri, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ise dış mihrakları suçlayarak göstericileri “hainler” ve “aldananlar” şeklinde konumlandırması Tahran yönetiminin henüz siyasi bir çözümden uzak olduğunu gösteriyor. Çözüm iki taraf için de hala sokaklardan geçiyor ve bu durum eylemlerdeki şiddet sarmalını daha da artıracak. Gösteriler ise İran’da 3’üncü ayına girerken, rejim karşıtı eylemler ülkenin hassas sınır bölgeleri olan Kürdistan eyaleti, Sistan-Belucistan eyaleti ve Huzistan eyaletlerinde kitlesel bir şekilde devam ediyor. Mahabad gibi Kürt yerleşim alanlarında güvenlik güçleri ile eylemciler arasında sokak çatışmaları ve devlet kurumlarının eylemciler tarafından ele geçirilmesine dair görüntüler ve haberler geliyor. Yine Sünni nüfusun yoğun yaşadığı Sistan-Belucistan eyaletinin yönetim merkezi Zahidan’da neredeyse her hafta “kanlı Cuma” eylemleri düzenleniyor.

REJİM KARŞITI EYLEMLERİN MERKEZ ÜSSÜ KÜRDİSTAN

Süreç içerisinde özellikle İran’ın Kürt bölgeleri protestoların merkezi konumunda yer aldı. Buna karşılık Tahran yönetimi risk ve tehdit algısının yüksek olduğu Kürdistan eyaleti ve Sistan-Belucistan eyaletinde şiddet düzeyini artırmış durumda. Bir taraftan Kürt bölgelerine ağır zırhlı araçlar ve silahlı güvenlik güçleri gönderilirken, diğer yandan Kuzey Irak’ta bulunan ayrılıkçı Kürt örgütlerine ait karargahlar bombalanıyor.

İran’da 3’üncü ayına giren protestolar nereye evriliyor? - 4 İran'daki protestolarda sıklıkla rejim lideri Ayetullah Humeyni karşıtı sloganlar atılıyor. 

İRAN’I BEKLEYEN DEVRİM Mİ KAOS MU?

Eylemler artık doğrudan devletin otoritesini ve kamu kurumlarını hedef alıyor. Özellikle Kürt bölgelerinde şehir otoritesinin ele geçirilmesine yönelik girişimler, devlet kurumlarının işgal edilmesi ve buna karşılık Devrim Muhafızları ve BESİC birimlerinin orantısız şiddet uygulaması eylemleri önü alınamaz bir noktaya taşımış durumda.

Protestoların İran’ın etnik fay hatları üzerinde yoğunlaşması ve buna bağlı olarak gösterici profillerindeki hızlı değişim İran’daki kaotik durumu arıtıyor. Ülkedeki süreci bir “devrim” olarak adlandırmak hatalı ve erken bir yargı olacaktır. İran’da adına “karşı devrim” diyebileceğimiz ve toplumun tüm katmanlarını içine alan bir süreç oluşmadı. Göstericiler tarafından henüz toplumsal kuşatıcılığı olan siyasi bir söylem de sunulmuş değil. Ancak ülkede 3’üncü ayına giren bu eylemler oluşturduğu etki alanı, sürekliliği, sunuluş şekli ve sonuçları ile İran sokaklarında devrim niteliği taşıyor. Psikolojik korku eşiğini aşan göstericilerin eylemlerine devam edecekleri görünüyor.

Önümüzdeki günlerde rejim taraftarları ve karşıtları yeniden İran sokaklarını çözüm için kullanacaklardır. Özellikle genç nesil arasında İran İslam Cumhuriyeti’nden kopuş artarken, İran siyaseti de kendisini “Muhafazakarlar ve rejim karşıtları” olarak konumlandırıyor. Ülkede kutuplaştırmayı artıran bu siyasi söylem karşısında İran siyasetinin ara bir formül geliştirip geliştiremeyeceği ise belirsiz.

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

Twitter Facebook

Sayfa Yükleniyor...