İşte Erdoğan'ın hayran olduğu gazeteci

Köşe yazarlarına tepkisi yankı uyandıran Başbakan Erdoğan'ı ikinci bir Atatürk'e benzettiği yazısı üzerine Erdoğan tarafından aranan ve Türkiye'ye kahveye davet edilen Yunan gazeteci Hristodulu ntvmsnbc'ye konuştu.

İşte Erdoğan'ın hayran olduğu gazeteci

Batı Trakya'daki İskeçe kentinin yerel gazetesi Empros'a yazdığı ve ulusal Elefterotipia gazetesinde de iktibas edilen yazısında Hristos Hristodulu, Erdoğan'ın, yaptığı reformlarla Türkiye'yi Avrupa'ya taşıyan bir lider olduğunu belirtmiş ve "Atatürk yaşasaydı yerine Erdoğan'ı seçerdi" görüşünü savunmuştu.

Türkiye'yi yakından takip eden Hristos Hristodulu'nun, Mustafa Kemal ve Selanik üzerine 2007 tarihli bir de kitabı bulunuyor. Kitap, 'Mustafa Kemal ve Selanik Yaşamı' adıyla Telos Yayıncılık tarafından Kasım 2008'de Türkiye'de de yayınlandı. 

Tayyip Erdoğan'ın günümüz şartlarına göre Mustafa Kemal kadar devrimci olduğunu savunan Yunanlı gazeteci, Erdoğan'ın medyaya yönelik tutumunu ise onaylamıyor.  

- Mustafa Kemal bugün yaşasaydı yerine Tayyip Erdoğan'ı seçerdi dediniz. Neden böyle düşünüyorsunuz?
Mustafa Kemal'in yaşamını inceledim. O hem siyaseten hem de askeri açıdan bir dahiydi. Naçizane görüşüm şu ki; Erdoğan günümüz koşullarında Mustafa Kemal'in dengi bir liderdir. 100 yıl önce Türkiye'nin, kendisini yeni yüzyıla taşıyacak bir lidere ihtiyacı vardı. Aynı şey günümüzde de var, bu defa Türkiye'yi AB kurumlarına yakınlaştırmak için. Batı'da Türkiye'nin kurumları anlaşılmıyor. Örneğin ordunun siyasetteki etkisi. Halbuki Türkiye'de kanunlar bunu mümkün kılıyor, Anayasa buna izin veriyor. Batı bunu anlamıyor. Erdoğan ise "kurum ve kurallarımızı AB standartlarına uydurmalıyız" diyor. Erdoğan'ın yapmaya çalıştıkları dolayısıyla Atatürk'ün yaptıkları kadar devrimcidir.

- Ordunun siyasi etkisini Atatürk'ün mirasının devamı olarak mı, o mirasın uğradığı bir kesinti olarak mı yorumluyorsunuz?
Atatürk'ün mirası ordu tarafından değiştirildi. Mustafa Kemal hayattayken ordu onun kontrolü altındaydı. Ancak daha sonra bağımsızlaştı ve farklı bir değerler sistemi yarattı. Sorunuza cevabım ne süreklilik ne kesintidir. İkisi arasında bir şey. Atatürk daha uzun yaşasaydı çok şey değişirdi. Atatürk ve Venizelos 'Birleşik Avrupa' fikrinin ilk sahipleridir. Her ikisi de birer dehaydı. Şu anda Türkiye'nin başında Erdoğan'ın olması tarihi bir fırsattır. O akıllı bir lider ve hem siyasi olarak hem de duygusal açıdan Türk halkının ruhunu iyi biliyor.

- Erdoğan'ın demokratikleşme reformları yürüttüğünü söylüyorsunuz. Peki Erdoğan'ın demokrat bir kişiliği olduğunu düşünüyor musunuz? 
Erdoğan, Mustafa Kemal'in yarattığı bağlamdaki Türk demokrasisini benimsemiş bir insan. O modern bir Türk ve Mustafa Kemal'in yarattığı kurumlara aşina. Avrupa'nın ülkesi için önemini herkesten daha iyi kavramış bir insan. Türkiye'nin iktisadi ve jeopolitik değeriyle hem Batı hem de Doğu için önemli olduğunun farkında.

- Başbakan Erdoğan'ın Türk medyasıyla ilişkilerini nasıl yorumluyorsunuz?
Bir gazeteci olarak medyaya yönelik tavrından hoşlanmıyorum. Basının iktidarı kontrol etme hakkı vardır, bu onun görevidir de. Erdoğan'ın medyaya karşı sert tutumunu uygunsuz buluyorum. Daha anlayışlı olmalı. Basının siyasi erki kontrol etme ve soruşturma hakkı vardır. Politikacılar bu gerçeği kabul etmeli.

- AKP'ye karşı Türkiye'de laik hassasiyet devam ediyor. AKP'nin, yargı da dahil olmak üzere tüm devlet kurumlarına egemen olmaya çalıştığı yorumları yapılıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bence korkuya mahal yok. Erdoğan'ın herhangi bir şeyi radikal biçimde değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanlar inançlarını serbestçe yaşasın istiyor. Din, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Mustafa Kemal bir dahiydi. Dini siyasetten ayırdı. Türkiye'de, yani Müslüman bir ülkede bunun olması dünyadaki biricik örnektir. Türkiye İsrail'le de ilişkilerini koparmayacaktır. Türkiye'nin, doğusundaki ülkelerle ilişkileri Batı için önemlidir. Batı Türkiye'nin bu özelliğinden faydalanmalı.

İşte Erdoğan'ın hayran olduğu gazeteci - 1 Hristodulu'nun Mustafa Kemal'in Selanik'teki yaşamıyla ilgili kitabının tanıtımı 2007 yılında İskeçe kentinde, Empros gazetesinin evsahipliğinde yapılmıştı. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Diafonidis Giannis de (en sağda) gecede hazır bulunmuştu.

- AKP sizce muhafazakâr bir parti mi, reformist mi?
Her ikisi de. Bir yanda dini bir konsepti var ama diğer yandan da reformist. Çünkü temel kurumlara yönelik reformları, ya da azınlıkların hakları gibi pek çok konudaki reformları yürütecek güce ve liderliğe sahip. 

- Mustafa Kemal ve Selanik üzerine yayınlanmış kitabınız var. Kısaca eserinizden bahseder misiniz?
Kitabım Yunanistan'da 12 baskı yaptı. Best-seller değil ama, önemsiz bir yayın da sayılmaz. Olumlu tepkiler aldım. Mustafa Kemal biz Yunanlılar için, bizi yenilgiye uğratmış bir insandır. Öte yandan uluslararası ölçekte, büyük bir siyasi kişilik. Onu büyük kılan nedir sorusunun peşinden gittim. Mustafa Kemal'in kökleri Selanik'tedir. Başarısının temel unsuru da kökleridir. Hayatının 30 yılını, kâh Selanik'te, kâh Manastır ve İstanbul'da askeri okullarda, kâh görevli olduğu için seyahat hâlinde geçirdi. Ama ailesi Selanik taraflarındaydı. Kitabım bu 30 yılı anlatıyor. 

- Başbakan Erdoğan size cepten ulaştı. Onunla İngilizce mi konuştunuz?
Sanırım Erdoğan'ın basın danışmanı olan Kemal Öztürk aracılığıyla konuştuk. O, Erdoğan'ın sözlerini İngilizce'ye çevirdi. Beni Amasya'dan aradılar. Ben de Girit'teydim. Davet geldiği zaman da Erdoğan'ı ziyarete Türkiye'ye gideceğim.

Son olarak şunu söyleyeyim; Yunanistan'ın başında Yorgo Papandreu'nun, Türkiye'nin başında da Erdoğan'ın olması Türk-Yunan yakınlaşması için tarihi bir fırsattır. Her ikisi de samimi biçimde ilişkileri geliştirmek istiyor. Bunu çok önemsiyorum. İki ülke de bugüne kadar silahlanma için anlamsız paralar harcadı.

Sayfa Yükleniyor...