Kaddafi kayıp Çerkeslerin peşinde

''Çerkesler Libya’da sivil ve askeri bürokraside yoklar. Çerkeslerin silinmesinin nedeni Kaddafi’nin Arapların dışındaki halkları yok sayan ırkçı politikaları...''

Libya'da Misrata direnişinin arkasında bir Çerkes hikâyesi yatıyor. Radikal gazetesinden Fehim Taştekin bu hikayeyi yazdı:


Kuşatma altındaki Mısrata 7 haftadır dünyanın odağındaki kent. Muammer Kaddafi’ye karşı direniyor. Arap baharının Leningrad’ı olarak anılıyor artık. ‘Çakma’ etimolojik bir tahlille Mısrata, ‘Min Mısr eta’ yani ‘Mısır’dan gelenler’ demek. Peki kim bu Mısır’dan gelenler? Ne Araplar, ne Bedeviler, onlar kayıp ‘Çerkesler’.

Kayıp diyorum çünkü 25-28 Haziran 1998’de Krasnodar’da Çerkes Birliği Kongresi’ne Arap görünümlü biri Libyalı Çerkesleri temsilen çıkıp gelene dek bu diyarda hiç kimse, Kuzey Afrika ülkesindeki Çerkeslerin varlığından haberdar değildi. Ama dilini unutmuş bir Libyalının Çerkeslere dair anlattıkları pek de inandırıcı gelmemişti. BBC’den dostum Murad Shishani, Kaddafi’nin Misratalı Çerkeslerin kendi safında yer almaları konusunda yardım etmeleri için 8 Mart’ta Ürdün’ün başkenti Amman’daki Çerkes derneğine özel elçi gönderdiğine dair haberiyle kayıp Çerkesler yeniden hatırlandı.

Ürdün’deki Çerkesler kraliyet sarayına yakın olmaları nedeniyle etkili bir diaspora. Amman’dan bir kaynağım görüşmeyi doğruladı. Libya’nın Amman’daki elçi yardımcısı, Çerkes thamatelere (ileri gelenler), ‘Misrata’daki Çerkeslerle arabuluculuk etmeleri için Kraliçe Aliye Havaalanı’nda Kaddafi’ye ait uçağın hazır beklediğini’ söylemiş. Hakikaten uçak 2 gün beklemiş. Ancak Çerkesler talebi reddetmiş.

Bir darbe hikâyesi
Çerkes diasporasının yaşadığı diğer ülkelerin aksine Çerkesler Libya’da sivil ve askeri bürokraside yoklar. Çerkeslerin silinmesinin nedeni Kaddafi’nin Arapların dışındaki halkları yok sayan ırkçı politikaları. Anlatılanlara bakılırsa 1969’da Kaddafi’yi iktidara getiren darbede yer alan Çerkes komutanlar, bu yüzden desteği çekti. 1975’te Kaddafi’ye karşı darbe girişiminde bulunan 20 subaydan çoğu Misratalıydı. Asi askerlerin başında 1969’da Devrimci Komuta Konseyi’nin 12 üyesinden biri olan Çerkes asıllı Binbaşı Ömer Meheşi’ydi. Önce Tunus ardından Fas’a kaçan Meheşi, Fas ile Libya arasında 1984’teki ateşkes üzerine bir jest olarak Kaddafi’ye teslim edildi ve öldürüldü. Mısrata, Bingazi gibi en fazla zulüm görmüş kentlerin başında geliyordu.

Mısrata’dan bir ses
İsyan Misrata’ya sıçradığından beri kentteki Çerkeslerden haber alınamazken Kuzey Kafkasya’dan bir grup 4 Nisan’da Kaddafi’ye destek için Libya’ya gitme çağrısı yaptı. “Rusya’nın işi” diyenler bunu ciddiye almadı ama bu sayede Misrata’dan nihayet ses geldi. Kendini Musbah Çirksi olarak tanıtan Mısratalı şunları yazdı:

“Çerkes kardeşlerimizden bir grubun Kaddafi’ye yardım için Libya’ya gideceğini okudum. Kaddafi masumları öldürüyor, Çerkesler dahil. Durum çok kötü ve tehlikeli. Her gün kadın ve çocuklar dahil çok sayıda insan ölüyor, korkunç yaralardan acı çekiyor. Çatılarda Kaddafi’nin keskin nişancıları var, masum sivillere ateş açıyor. Kaddafi’nin adamları camileri, klinikleri ve yerleşim yerlerini bombalıyor. Yiyecek yok, Kaddafi elektriği ve suyu kesti. Kuyuları zehirledi. Libya’ya gidecekseniz masumlara yardıma gidin. Şeytana yardım etmeyin.” Çerkesler dağıldıkları coğrafyalarda entegre olabildikleri yapıların hep garantisi olmuştur. Libya bu geleneğin bozulduğu halka.

Memlukların torunları
Tabi herkesin merak ettiği konu anavatanı Kafkasya olan bu Çerkeslerin nereden geldikleri. Libya’daki Çerkeslerin hikâyesi, Ortadoğu’ya ağırlıklı olarak 1864 Büyük Kafkas Sürgünü ile gelenlerin hikâyesinden biraz farklı. Rivayet o ki Libyalı Çerkesler 1382-1517’de hüküm sürmüş Çerkes Memluk Devleti’nin bakiyesi. Muhammed Ali Paşa 1811’de Kahire’de Memluklara yönelik katliam başlattığında Çerkeslerin bir kısmı Sudan’ın Dongola bölgesine, bir kısmı da Libya’ya kaçtı. Libya’ya gidenler bugünkü Misrata ile Bingazi yakınındaki at Ra’su Abide’ye yerleşti. Dongola’ya gidenler 9 yıl sonra Ali Paşa’nın peşlerinden gönderdiği askerlerin hışmına uğradı. Libya’ya yerleşenler zaman içinde dillerini ve kültürlerini unutup Araplaştı. Kendilerini ‘Aşiret-ul-Çerakise’ olarak tanıtıyorlar. ‘Aşiret’ Çerkes lügatinde olmayan bir sınıf tanımı.

Ömer Aytek Kurmel’in arşivinden edindiğim bilgelere göre bugün Mısrata’da 10 bin, Ra’su Abide’de 5 bin Çerkes yaşıyor. Aile isimleri şöyle: Haddur, el-Ramalli, Sheneb, el Mahishi, Hamka (Thamuka), el Rucubat, Ablagho (Belagh), Dankali (Dongolalı) ve el Delh. Yazar Murat Papşu’ya sordum; “Sheneb (Şenıbe), Thamuka, Thamuko ve Ablagho (Belagh) Çerkes aile adları. Diğerleri tanıdık gelmedi, belki Arap etkisiyle değişmiş olabilir” dedi. Aile isimleri Çerkesler için köklere inmek için birer işaret taşı.

Sayfa Yükleniyor...