Kaddafi muhalefeti baştan yok etti

İsyanın çıktığı tüm ülkelerde eylemleri muhalif bir figür yönlendirdi. Ancak Libya’daki isyanı yönlendiren ve Kaddafi’nin yerini alabilecek bir isimden bahsedilemiyor. Bunun nedeni Kaddafi’nin yazdığı “Yeşil kitap”ın satır aralarında saklı.

Muammer Kaddafi Libya’da yönetimi eline aldıktan sonra anti-demokratik olduğu gerekçesiyle muhalefeti ve siyasi partileri lağetti. Bunu neden yaptığını ise yazdığı “Yeşil Kitap”ta anlattı.

Libya lideri Muammer Kaddafi 1975 ile 1979 yılları arasında bölüm bölüm yayınladığı “Yeşil Kitap”ta Batı’daki demokrasinin nasıl aldatmaca olduğunu anlatıyordu.

Kaddafi, “Siyasi mücadele toplam oyların yüzde 51’ini kazanan bir adayın bu kazanç haddi zatında sahte bir demokrasinin görünümüdür ve fakat dikta bir iktidar aracıdır.

Çünkü geride kalan seçmenlerin yüzde 49’u seçmedikleri bir iktidar aracına zorla tabi olmuşlardır.

İşte diktatörlük budur” diyerek demokrasinin bir dikta yönetimi olduğunu savunuyordu.

Parlementolar için de, “Halkı aldatan bir temsilciliktir” görüşündeydi. Halka vekillik olmayacağını açıklayan Kaddafi, “Vekillik aldatmaktır” diyor ve parlamento kararlarını gıyabi bir hüküm mahiyetinde olarak tanımlıyordu.

Parlamentolar kadar partilere de karşı çıkan Libya lideri bu konuda, “Parti demek, çağdaş bir dikta rejimi ve modern diktatöryanın yönetim aracıdır.

Parti, bir azınlığın tüme olan tahakkümüdür ve şimdiye kadar sürüp giden dikta rejimlerinin son aracıdır” diye yazıyordu Yeşil Kitap’ta.

Kaddafi, muhalefetin iktidara gelebilmek için iktidardaki partiyi düşürmesi gerektiği bu sebepten onu kötüleyerek, çizdiği planları bozmaya çalışacağını iddia ediyordu.

Referandumlarda sadece ‘evet’ ve ‘hayır’ seçeneklerinin bulunduğunu, bunun ise gerçek bir demokrasiye ters olduğunu anlatan Kaddafi, anayasalar için de “Anayasa toplumun yasaları değildirler. Anayasa yazılı bir temel kanundur. Bu temel kanunun geçerli olabilmesi için dayanacağı bir kaynak olmalıdır” diyor ve Anayasaların iktidar aracı ile değişebildiğini belirtiyordu. Kaddafi bunun için kutsal ve değişmez hükümlere gerek olduğunu öbür türlü toplumun hürriyetinin sürekli tehdit altında bulunacağını söylüyordu.

Kaddafi’ye göre bu hükümler din ve geleneklerde mevcuttu.

Kaddafi’ye karşı bir muhalefetin oluşmamasında ve şu an Libya’da muhalif bir liderin öne çıkamamasındaki en önemli nedenlerden biriyse Halk Kongreleri ve Halk Komisyonları’ydı. Yeşil Kitap’ta Kaddafi bunu şu şekilde anlatıyordu, “Halk demokrasisinin bir tek çehresi vardır o da halk otoritesidir ve ancak bu biçimde halk kongreleri ve komisyonlarıyla sağlanabilir.”

Kaddafi halk komisyon ve kongrelerinin nasıl kurulacağını da, “Toplum, temel halkkongrelerine taksim edilir ve her kongre kendine bir yönetimci kadrosu seçer, bu komisyonlardan –temel halk kongreleri olmayan – bölgesel kongreler kurulur.

Temel halk kongreleri, hükümet yönetimi yerine geçecek olan halk yönetim komisyonlarını seçerler.

Böylece toplumun her kesimi halk komisyonları tarafından yönetilmiş olur” şeklinde anlatıyordu.

Kurumları yöneten halk komisyonlarının, temel halk kongreleri önünde sorumlu olduğunu belirten Kaddafi halk kongrelerinin, halk komisyonlarının, sendikaların ve birliklerin ele aldıkları konular, bu kuruluşların yöneticilerinin aracılığıyla, Genel Halk Kongresi’ne sunulup ve son şeklini alacağını söylüyordu.

Siyasi yönetim biçiminden muhalefeti yok eden Kaddafi, elinde bulundurduğu güçle kendisine tahdit olarak gördüğü herkesi de yok edecek bir güce sahipti.

Sayfa Yükleniyor...