"Kudüs her iki devletin başkenti olmalıdır"

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kudüs'ün statüsüne ilişkin, bölgede istikrara önem verdiklerini ve sorunun çözümünün Kudüs'ün her iki devletin başkenti olması olduğunu söyledi.

Macron ve Ürdün Kralı 2. Abdullah, Elysee Sarayı’ndaki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. 

Kral Abdullah’ı burada ağırlamaktan memnun olduğunu belirten Macron, görüşmelerinde ikili konuları ele aldıklarını söyledi. 

Macron, Kudüs’ün statüsü ile ilgili Ürdün’ün vazgeçilmez bir müttefik olduğunu dile getirerek, bu konuda Kral Abdullah’ın barıştan yana tercih yapmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 

Kudüs’ün statüsü konusunda Kral Abdullah ile aynı görüşte olduklarını vurgulayan Macron, “Kudüs’ün statüsünün, İsrail ile Filistin arasında yaşanan sorunun çözümünden bağımsız bir şekilde ele alınamayacağı konusunda aynı düşünceyi paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Macron, bölgede barışın ancak İsrail ile Filistin arasında müzakerelerin yürütülmesiyle sağlanabileceğini belirterek, barışın sağlanması için katkıda bulunabileceklerini ancak müzakerelerin iki taraf arasında yürütülmesi gerektiğini savundu. 

Bu konuda Kral Abdullah ile beraber siyasi bir çözüm önerisi getireceklerini kaydeden Macron, Suriye’de terörle mücadele konusunda Ürdün’ün uluslararası koalisyonun üyesi olduğunu ve Ürdün’ün stratejik bir müttefik olduğunu söyledi. 

Macron, Suriye’deki iç savaşa siyasi bir çözüm bulma konusunda Kral Abdullah ile çalışacaklarını belirterek, 2018 yılının ilk üç ayında bölgede sorunların çözümü ile ilgili somut adımların ve sonuçların beklendiğini ifade etti. 

Fransa’nın düşmanı DAEŞ, Suriye halkının düşmanının ise Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed olduğunu hatırlatan Macron, Suriye’de barışın sağlanması için her iki tarafla görüşülmesi gerektiğini ve bu ülkenin başkenti Şam'da büyükelçilik açmayacağını belirtti. 

Macron, Kudüs’ün statüsüyle ilgili, “Bölgenin istikrarına önem veriyoruz ve çözümün Kudüs’ün her iki devletin başkenti olmasıdır” değerlendirmesinde bulundu. 

Bu sorunun çözümünün Fransa’da olmadığını ancak konuyla ilgili bütün taraflarla görüştüğünü ifade eden Macron, bu bağlamda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 10 Aralık’ta görüştüğünü ve bu hafta Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile görüşeceğini kaydetti. 

“ABD'NİN KUDÜS KARARI ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRIDIR”

Kral Abdullah da iki ülke arasında yakın ilişkilerin olduğunu belirterek, İsrail ile Filistin arasındaki sorunlarının çözümünde Kudüs meselesinin önemli olduğunu söyledi. 

“ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı uluslararası hukuka aykırıdır" ifadelerini kullanan Kral Abdullah, Kudüs’ün statüsüntn İsrail ile Filistin’in arasındaki barış müzakereleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğini kaydetti. 

Kral Abdullah, "Filistinlilerin, Doğu Kudüs’ün Filistin'in başkenti olduğu kendi bağımsız devletlerini kurabilmeleri gerekiyor” dedi. 

Karşı karşıya kalınan sorunun Kudüs’te Müslüman ve Hrıstiyanların haklarının ihlal edildiği sorunu olduğunu belirten Abdullah, bölgedeki sorunların çözümü için Macron ile çalışmaya hazır olduğunu ifade etti. 

Abbas ve Filistin halkının barışa ulaşması için onların yanında olduğunu aktaran Kral Abdullah, İsrail hükümetinin bölgede aldığı her kararın Müslümanların ve Hristiyanların geleceğini ciddi şekilde etkileyeceğini dile getirdi. 

Kral Abdullah, Ürdün’de dün kiliselerin yöneticileri ile görüştüğünü ve ABD’nin Kudüs kararından dolayı endişeli olduklarını ifade ederek, asıl meselenin Filistin ile İsrail’i aynı masada oturması ve sorunun çözümü için görüşmeleri olduğunu söyledi.

Kral Abdullah, bu sabah Vatikan’da Papa Franciscus ile görüşmüştü. Kral ardından Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Pietro Parolin ile Dış İlişkiler Sekreteri Başpiskopos Paul Gallagher’in de hazır bulunduğu bir görüşme gerçekleştirmişti.

Görüşmelerde, Ortadoğu’da barış ve istikrarın desteklenmesi ana gündem maddesi olmuştu. 

Kudüs meselesi ve bölgede yaşayan Hristiyan nüfusun durumunun da ele alındığı bildirilen görüşmede, her iki taraf, ilgili partiler arasındaki müzakerelerin desteklenmesi ve dinler arası diyaloğun teşvik edilmesine yönelik taahhütlerini yinelemişti.