Lübna Hüseyin'in mücadelesi

Pantolon giydiği için kırbaçlanması istenen Lübna Hüseyin’in son davasına katılan Vuslat Doğan Sabancı, Hüseyin’in verdiği mücadeleyi ve Sudan’da kadınların yaşadıklarını anlattı.

Lübna Hüseyin'in mücadelesi

Lübna Hüseyin Temmuz başında başkent Hartum'daki bir kafeye düzenlenen baskında, 12 kadınla birlikte pantolon giydiği için gözaltına alınmış, 40 kırbaç cezasına çarptırılması talebiyle hakkında dava açılmıştı. Ülkenin sol eğilimli gazetelerinden El Sahife’de çalışan Lübna aynı zamanda Sudan’daki Birleşmiş Milletler misyonunda da görev yaptığı için yargı dokunulmazlığına sahipti ama ülkesinde kadınlara yönelik baskıcı uygulamalara dikkat çekmek için, bu görevden istifa edip, mahkeme önüne çıktı.

34 yaşındaki Hüseyin'in tepkisi pantolon yasağının hiçbir dini dayanağı olmadan Sudan hukuk sistemine dahil edilmesinde.... Sudan ceza yasası’nın 152’inci maddesinin bu yasağı getirerek hem anayasaya hem de şeriata aykırı davranıldığını öne sürüyor ve yasayı kaldırtmaya çalışıyor.

Lübna Hüseyin'in son duruşması 4 Ağustosta’ydı, dava 7 Eylül'e ertelenirken, bu son duruşmada Hüseyin'e destek verenler arasında hayat boyu onursal yönetim kurulu üyesi olduğu Uluslararası Basın Enstitüsü adına Hartum'a giden Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı da vardı.

Vuslat Doğan Sabancı, Lübna Hüseyin’in davasını NTV’de yayınlanan ‘ Bunu Konuşuyor’ adlı programda değerlendirdi:

HEM İNSAN HAKKI HEM BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
“Bu dava iki sebepten dolayı önemli. Öncelikle Sudan’da sadece kadın hakları değil bir insan hakları ihlali var. Bunun yanında yaşananlar bazın özgürlüğü açsından da çok önemli. Çünkü Lübnan’ın başına gelenleri yazan bir başka gazeteci hakkında da 400 bin dolar gibi büyük bir rakamla dava açıldı ve mahkeme kısa dönem sonra başlayacak.

Aslında Sudan’a gittiğimde ve Lübna ile görüştüğümde öğrendim ki, bu bize yansıdığı kadarda sıra dışı bir ceza değil. Her gün 4-5 tane uygunsuz giyindiğinden dolayı kadınl ya da 15-16 yaşında kız içeri alınıyor ve kırbaç cezası görüyor. Ancak konuşmadıkları için bu haberler bize ulaşmıyor.

KEYFİ DEĞERLENDİRİLDİ
Lübna asıl olarak 152’inci maddenin kalkmasını istiyor. Bu çok genel bir kanun ve diyor ki; kadınlar ve kızlar uygunsuz kıyafetle gezemez. Bu uygunsuz kıyafet kavramı çok göreceli. Mesela ben Sudan’a tamamen pantolon yasaktır düşüncesi ile gitmiştim ama pantolonla gezen kişiler gördüm. Ancak o polis bunu yasak olarak görmüş ve yasak olarak algılıyor.

Ülkede her geçen gün baskı daha artıyor, yasak diye algılanan şeylerin miktarı ve görecesi artıyor. 1996’dan itibaren de her geçen gün kadınların özgürlükleri, her anlamda kısıtlanıyor. Lübna da bunu değiştirmek istiyor.

Yurtdışından yapılan baskının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Son olarak ikinci mahkemenin de ertelenmesinde çok önemli olduğunu avukatlar bizzat söylediler.

HAYATINDAN ENDİŞELİYİM
Lübna’nın kişisel güvenliği ile ilgilide çok kaygılıyım. Çünkü herkes evini biliyor ve tek başına yaşayan 34 yaşında bir kadın. Hem babasını hem kocasını kaybetmiş. Bunar ertelenerek uzatılarak bambaşka bir şekilde sonuçlanabilir mahkeme. Ama eğer basın medya bunun takipçisi olursa 7 Eylül’de ne olacağını takip ederse o zaman hükümet üzerinde de mahkeme üzerinde de bu baskı sürecektir.

UYGULAMALAR KEYFİ
Sudan hem müslüman bir ülke hem de bir Afrika ülkesi aynı zamanda. Dolayısıyla Arap ama Afrika renklerini de görüyorsunuz Sudan’da. Uygulamalar çok farklı, giyimlerde çok farklı olabiliyor. Şeriat kanununda uzmanı değilim ama bir şey çok genel yazılmış şekilde. Dolayısıyla uygulamalar o mahkemeden mahkemeye değiştirebiliyorlar, yani çok keyfi uygulamalar var.

KADIN SÜNNETİ YAYGIN
Mesela bir başka yaygın şey kız çocuklarının sünnet edilmesi yüzde 68 oranında Sudan’da. Bazı bölgelerinde bazı şehirlerde yüzde 90’a çıkıyor. Bu uygulama ile ilgilide devlet başkanı Beşir’in açıklaması bunun Müslümanlığın bir şartı olduğu yönünde. Halbuki bir çok başka Arap ülkesinde böyle bir uygulama yok. Ama bunu da şeriatla bağlamaya çalışıyorlar.”

Sayfa Yükleniyor...