'Mecliste türbandan başka şeyler konuşulmalı'

Türban takmadığı için mecliste istenmeyen Kuveyt'in ilk kadın milletvekillerinden Rola Dashti ntvmsnbc'ye konuştu.

'Mecliste türbandan başka şeyler konuşulmalı'

Körfez ülkesi Kuveyt, geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana kadın hakları konusunda önemli gelişmelere sahne oldu. 17 Mayıs tarihinde yapılan genel seçimlerde ilk kez dört kadın, meclise girmeyi başardı. Bu vekillerden Salva Jassar ve Masume Mübarek türban takarken, Rola Dashti ve Asil Awadi takmıyordu. İşte bu ayrım Kuveyt'te bizim de tanıdık olduğumuz bir krize, türban krizine neden oldu. Ancak Kuveyt'inki Türkiye'nin tam tersi bir türban kriziydi. Türbansız kadınlar mecliste istenmedi.

Kuveytli İslamcı partiler Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, İslami kıyafet kurallarına uymayan kadınların, vekilliğinin düşürülmesini talep etti. Dashti ve Awadi'nin anayasada yer alan, "Oy verecek ve seçilecek kadınlar şeriat kurallarına uymak zorundadır" maddesini ihlal ettiklerini söylediler. Ancak Kuveyt Anayasa Mahkemesi, bahsi geçen yasanın "doğrudan kıyafet tarzıyla ilgili olmadığını ve anayasanın kişisel özgürlükleri güvence altına aldığını" söyledi. Böylece türbansız vekillerin görevlerine devam etmesinin önünü açıldı.

Bu hikayenin baş kahramanlarından Dr. Rola Dashti ntvmsnbc'ye yaptığı değerlendirmede, kararın kendileri için bir zafer olduğunu söyledi. Türkiye'de yaşanan tartışmalara da değinen Dashti, "Siz de bu konuya temel haklar penceresinden bakmalısınız. Kimse kıyafeti ile ilgili tercih yapmaya zorlanmamalı. Meclislerde insanların ne giydiğinden çok daha önemli konular tartışılmalı" dedi.

Kuveyt Anaysa Mahkemesi'nin kararından sonra nasıl hissediyorsunuz?

Bu bizim gibi sivil özgürlükleri savunan kişiler için büyük bir zaferdir. Bu meseleyi çözmek bizim

için çok önemliydi, çünkü bu bir hak ve özgürlükler meselesiydi. Kuveyt Anayasa Mahkemesi’nin kararı da bireysel tercih özgürlüğünü tekrar vurguladı. Halbuki anayasamızın ikinci maddesi bu konuda zaten önemli bir referans noktasıdır. Yasal alanda kararlar verirken, sivil özgürlükleri garanti altına alan bu madde ile çelişmemeliyiz. Sonuçta Anayasa Mahkemesi de bu karar ile ülkedeki sivil özgürlükler, ifade özgürlüğü ve tercih özgürlüğünü tekrar vurgulamış oldu.

Ya mahkeme tersi yönde bir karar verse ne olacaktı?

Aslında mahkemenin kararı bize seçim şansı bırakmayacak cinstendi. Orada tartışılan “biz daha seçim sürecinde kanunları ihlal ettik mi, etmedik mi?” sorusuydu. Bizim seçim kampanyalarımızda türban takmayarak, kanunları ihlal ettiğimizi söylüyorlardı. Ve zaten o aşamada kanunları ihlal etmiş olduğumuz ortaya çıksa, milletvekili olmamış sayılacaktık. Anayasa Mahkemesi seçim yasasına bakarak bizim kanun ihlali yapıp yapmadığımıza karar verdi. Zaten karar aksi yönde olsa, bizim önümüzde türban taksak mı, takmasak mı gibi bir tercih olmayacaktı. Milletvekilliğini bırakmamız gerekecekti.

'Mecliste türbandan başka şeyler konuşulmalı'  - 1 Kuveyt'in ilk kadın vekilleri bir arada. Arkadan öne: Salva Jassar, Rola Dashti, Masume Mübarek ve Asil Awadi.

Anayasadaki "kadınların seçme ve seçilme için şeriata uyması gerekir" maddesini değiştirmek için bir şeyler yapıyor musunuz?
Ben zaten bu kararlar çıkmadan önce, “Bir kadının oy kullanması ve seçilebilmesi için İslami kurallara uyması gerekir” maddesinin iptali için başvurmuştum. Bunun sivil haklara aykırı olduğunu savundum. Ancak şimdi anayasa mahkemesi bizimle ilgili kararı vererek, yasanın yorumuna açıklık getirilmiş oldu.

MECLİSTE DAHA ÖNEMLİ KONULAR TARTIŞILMALI

Türkiye’de meclise türban ile girilmesi mümkün değil. Hatta 1999 yılında bu durum büyük bir krize neden olmuştu. Siz tam tersi bir türban hikayesinin ortasında biri olarak Türkiye'deki durumu nasıl görüyorsunuz?
Buna yine sivil haklar ve özgürlükler penceresinden bakalım. Türkiye’deki anayasal düzenlemeleri tabii bilemiyorum. Ama ben sivil hak ve özgürlükleri savunan biri olarak, kimsenin bir tercih yapmaya zorlanamayacağını düşünüyorum. Anayasalar da bu temel hak ve özgürlükleri garanti altına almalı. Türkiye'nin anayasası bu konuda ne seviyede bilemiyorum. Bana kalırsa parlamentolarda insanların ne giydiğinden daha önemli konular tartışılmalı. Özgürlükler ve bölgesel ekonomik gelişim gibi.

YENİ SAVAŞ ALANIMIZ YARGI

Kuveyt’te son dönemde kadın haklarında bir gelişme yaşanmaya başladığı doğru mu?
Biz sadece kadın hakları değil, genel olarak insan haklarında ne kadar yol kat ettiğimize bakıyoruz. Kadın haklarındaki ilerleme de insan haklarındaki genel ilerlemenin bir parçası. Mesela şu aralar mültecilerin sorunları ile ilgileniyoruz. Ancak kadınlar konusuna gelince, şimdi ki savaş alanımız yargı. Şu anda Kuveyt yargı sisteminde kadın yok. Bu yüzden yargı sistemi bundan sonraki mücadele alanımız.

Sayfa Yükleniyor...