Merkel'den idam uyarısı

Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye'nin idam cezasını geri getirmesi durumunda AB üyelik müzakerelerinin dayanaksız kalacağını söyledi.

Merkel'den idam uyarısı

Almanya Başbakanı Angela Merkel, bir Alman gazetesine verdiği demeçte, Türkiye ile AB arasında varılan sığınmacı anlaşmasıyla, "şantaja açık duruma gelindiği" yönündeki eleştirileri reddetti. Türk hükümetinin idam cezasını getirmemesi uyarısında bulundu. Angela Merkel, Türkiye'de anayasa değişikliği referandumuna yönelik tutumun ölçüp biçilerek belirlenmesi gerektiğini vurguladı.

Merkel, "Eleştirilerimizi açıkça dile getireceğimizden şüphe duyulmamalı ama aynı zamanda da özenli davranmalıyız, çünkü Türkiye ile iyi ilişki içinde olmak bizim de menfaatimizedir” dedi. Almanya Başbakanı Türkiye’de idam cezasının yeniden yürürlüğe girmesinin ise Avrupa Birliği üyeliği ile ilgili müzakereleri "temelsiz bırakacağına" dikkat çekti.

Başbakan Merkel, "Kölner Stadtanzeiger" gazetesine verdiği röportajda, Türkiye'nin 3 milyon Suriyeli sığınmacıyı kabul ettiğini söyleyerek "AB-Türkiye anlaşmasının öngördüğü gibi AB'nin bu konuda mali yardımda bulunması çok doğrudur. Anlaşmanın amacı, çok sayıda kişinin ölümüne sebep olan ve artık eskisi gibi rahat hareket edemeyen kaçakçılık çetelerine karşı mücadeledir. AB-Türkiye anlaşması sığınmacıların da çıkarınadır. Başka ülkelerle de bu tür çözümlere ihtiyacımız var." diye konuştu.

Söz konusu anlaşmanın, sahillerinde kaçakçılık çetelerinin bulunmasını istemeyen Türkiye'nin de çıkarına olduğunu, bu durumun sıkça unutulduğunu ifade eden Merkel, Türk hükümetiyle her sorunun doğrudan konuşulmasından yana olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin önemli konularda bir ortak ve müttefik olduğunu belirten Merkel, "Türkiye, teröre karşı mücadelede, Suriye ve Irak'taki sorunların çözümünde müttefiktir. Açıkça konuşmamız gereken olumsuz gelişmelere rağmen bir kenara itilmemeli. Ayrıca Almanya'da Türk kökenli milyonlarca kişi yaşıyor." dedi.

Merkel, anayasa değişikliği referandumundan sonra Türkiye'nin AB'de bir geleceği olup olmadığı sorusu üzerine, "Biz Avrupa'da, Türkiye ile gelecekte nasıl bir ilişki istediğimiz konusunda görüşmeliyiz. Elbette, NATO üyesi ve çok sayıda konuda önemli bir ortak olan ve öyle de kalan Türkiye ile doğrudan görüşmeliyiz. Eleştirimizde açık olmalıyız, buna şüphe yok. Diğer yandan akılcı da davranmalıyız çünkü Türkiye ile iyi ilişkiler bizim çıkarımıza." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde kırmızı çizgisinin idam cezası olup olmayacağı sorusuna Merkel, "İdam cezasının yeniden yürürlüğe konulması, üyelik müzakerelerinin dayanağını ortadan kaldıracaktır. Bu, temel Avrupa değerlerine ayıkırı düşer." yanıtını verdi.

Referandum süreciyle ilgili bir soru üzerine Merkel, AGİT ve Avrupa Konseyinin eleştirileri olduğunu, bunlardan şüphe duymak için bir neden görmediğini söyledi.

Almanya'da yaşayan Türklerin çoğunun referandumda "evet" oyu kullanması konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine Merkel, ne Alman ne de Türk seçmenlerin eğilimiyle ilgilendiğini ifade ederek "Almanya'da seçme hakkı olan Türk asıllıların yarısından azı sandık başına gitti ve üçte ikisi 'evet' oyu kullandı. En azından bu, Almanya'da yaşayan Türk asıllıların çoğunluğu değil." dedi.

Merkel, referandumda alınan sonuçtan sonra çifte vatandaşlık konusundaki görüşlerinin değişip değişmediği sorusuna, "Bu konuda referandum sonucuyla doğrudan bir bağlantı göremiyorum. Benim için önemli olan Almanya'da iyi uyum sağlanması." cevabını verdi.

Başbakan Merkel, Almanya'da eylül ayında yapılacak genel seçim öncesinde çifte vatandaşlık ve sığınmacı konularının önemli olup olmayacağı sorusu üzerine, çifte vatandaşlık konusunun 1999 yılındaki seçim mücadelesinde olduğu kadar merkezi bir rol oynamayacağını ancak çok sayıda seçmenin, ülkeye gelen yabancıların Alman toplumuna uyumuna önem verdiğini öğrendiğini söyledi.

Vatandaşların kendilerinden, iltica talebi reddedilen, özellikle de Almanya'da suç işleyen yabancıların kararlı bir şekilde sınır dışı edilmelerini de beklediğini kaydeden Merkel, "Bir İslam Yasası uyuma katkı sağlar mı?" şeklindeki soru üzerine de "Belirli bir dini topluluk için yasa çıkartılmasına sıcak bakmıyorum. Zamanında Wolfgang Schaeuble tarafından başlatılan İslam Konferansı var. Bu, İslami derneklerle Müslümanların daha iyi bir şekilde uyum sağlamaları yönünde çalışmak için iyi bir forum." diye konuştu.

Merkel, aşırı sağcı "Almanya için Alternatif" (AfD) partisinin nisan ayında düzenlediği kongreye karşı protestoları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, protestoların barışçı şekilde yapılmasından ve insanların bu partinin hedeflerini benimsemediklerini göstermelerinden dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti.

AfD parti programının kendi parti programlarıyla hiçbir benzerliğinin bulunmadığını kaydeden Merkel, "En büyük fark ne?" sorusunu da "Politikamızın merkezinde, ön yargılar değil, her bir insanın onuru yer alır." diye yanıtladı.

Merkel, Fransa'daki seçimlerle ilgili değerlendirmesinde de cumhurbaşkanı adayı Emmanuel Macron'u Ekonomi Bakanı olduğu dönemlerden tanıdığını ifade ederek "Macron, benim gibi öncelikle kendi ülkesinin çıkarlarını temsil eder. Bu doğaldır. Kendisi aynı zamanda kararlı bir Avrupa taraftarıdır. Avrupa'dan yana sürdürülen bir seçim mücadelesi, iyi Alman-Fransız ilişkileri yönünde de bir sinyaldir." dedi.

Sayfa Yükleniyor...