Nefret biraları bile ayırdı

Yugoslavya'nın dağılmasının ardından başlayan savaş, tarihe tecavüzler ve toplu mezarlarla geçti. 20 yıl geride kaldı ancak Boşnak, Hırvat ve Sırpların birbirlerine duyduğu nefret hiç azalmadı. Yüzyıllardır süren kavgada artık silahlar konuşmuyor ama maçlar, biralar ve plakalar üzerinden her an patlamaya hazır bir sinir savaşı yaşanıyor. Sadece kağıt üzerinde kalan barışın ise en küçük kıvılcımda kül olması an meselesi...

Nefret biraları bile ayırdı

Bosna Hersek’te sular durulmuyor. Saraybosna’da bir yanda Tito döneminden kalma komünist blokları, bir yanda hala savaş izleri taşıyan evlerle yanyana Avustura Macaristan döneminden kalma süslü binalar, bir yanda yeni yeni yükselen gökdelenler...


Bosna Hersek, tıpkı başkenti Saraybosna gibi birbiriyle çelişen unsurları ve bir türlü çözülemeyen politik sorunları ile yaşıyor.

'BOSNA HERSEK BİR YILDIR HÜKÜMETSİZ'
Ülkede geçen yıl 3 Ekim’de yapılan seçimlere rağmen, devlet sistemi nedeniyle hala hükümet kurulamadı. Nüfusu 4,5 milyonu biraz geçen ülkede biri Boşnak, biri Sırp diğeri Hırvat olmak üzere 3 Cumhurbaşkanı ve 600 bakan bulunuyor.

Cumhurbaşkanları, bakanlar ve milletvekilleri sürekli toplanıyor ama ne taraflar birbiriyle anlaşabiliyor ne de ulusal hükümet kurulabiliyor. (12 kantona ayrılmış ülkede 16 ayrı yerel parlemento ve 13 ayrı yerel hükümet bulunduğunu da belirtmek gerek)

Bosna Hersek, Kasım 1995’te imzalanan Dayton Anlaşması'na göre ülkede iki entiti yani otonom yönetim bulunuyor: Boşnak Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska) ve bu iki farklı entite birbiriyle hiç anlaşamıyor.

Ülkedeki siyasi anlaşmazlık yasal sistemine de yansıyor; öyle ki son bir yılda anayasada sadece 3 madde değişmiş, yeni bir anayasa yapılamıyor. Dolayısıyla ülkede ceza sisteminden medeni hukuka gerekli hiçbir düzenleme gerçekleşemiyor. Buna bir örnek Kosova’nın tanınması.

Ülkedeki Boşnaklar her ne kadar Kosova’yı ülke olarak tanımak isteseler de bu talepleri parlamentoda Sırp ve Hırvat üyelerin engeline takıldığı için Kosova bir ülke olarak tanınamıyor.

8 ayda bir değişen “devlet başkanı üçlü konseyi” hem ulusal hem de uluslararası alanda birçok sıkıntı yaratıyor. Başka ülkelerle devlet başkanı düzeyinde buluşmalar ve resmi törenler dışında biraraya gelmeyen üç cumhurbaşkanından biri herhangi bir törene katılmak isterse diğerlerinden izin almak zorunda.

Sadece farklı milliyetler arasındaki uzlaşmazlıklar değil, tüm milliyetlerin kendi entitelerin içinde de uyuşmazlıkları var. Mesela seçimlerin ardından Boşnaklar, kendi hükümetlerini de ancak 5 ayda kurabilmiş.

'DAYTON ANLAŞMASI ÇÖZÜMSÜZLÜK GETİRİYOR'
“Ülkede bunda karmaşa çıkmasının nedeni Dayton Anlaşması” diyor bir kitapçıda tanıştığım sosyolog Dinka. “Anlaşma barış getirmek için yapıldı, barış da anlaşma gibi sadece kağıt üzerinde, politik ve ekonomik savaş hala devam ediyor.”

Amerika Birleşik Devletleri’nin arabuluculuğunda imzalanan Dayton anlaşması ile ülkede oluşan farklı otonom yönetimlere sistem nedeniyle ne yasalar değişebiliyor ne de ülke halkına farklıları unutması için bir şans veriliyor.

'3 ULUSLU BOSNA HERSEK'
Bosna Hersek; Boşnak, Sırp ve Hırvatların oluşturduğu bir ülke. Özelikle 1992- 1995 yılları arasında devam eden savaşın ardından farklı etnik kökenlere sahip olanların oturduğu bölgeler değişmiş. Örneğin Boşnakların çoğu başken Saraybosna’nın merkezinde otururken, Sırplar kentin dağlık kesimindeki Lukovica’da oturmayı tercih ediyor.

Savaş her ne kadar bitmiş de olsa evlerin çoğunda izlerini hala görmek mümkün. Özellikle Boşnaklar evlerindeki mermi ve sniper izlerini, gelecek nesillere yaşadıklarını anlatmak için sıvamıyorlar. Mostar’da bu evlerden birinin kapısını çalıyorum, kapıyı yaşlı bir amca açıyor. Yoldan geçen birinin yardımıyla konuşmayı başarıyoruz çünkü ülkede ingilizce bilen kişi bulmak da fazlasıyla zor. “ Burası bombalandığında buradaydım, hala buradayım, zaman geçiyor, olanlara rağmen yaşıyorum ama olanları unutamıyorum” diye cevaplıyor evini neden onarmadığını sorduğumda. Evinin torunlarına bırakacağını ve onların da unutmamasını istediğini ekliyor sözlerine.

'ETNİK GERGİNLİK KENDİNİ MAÇLARDA BELLİ EDİYOR'
Ülkedeki etnik gerginlik kendini en çok futbol maçlarında gösteriyor. Geçen hafta Boşnak takımı Zeljeznicar Sarajevo, kuruluşunun 90. yıldönümü şerefine, Hırvat Takımı Hajduk Split ile bir dostluk maçı yapacaktı. Ancak maç öncesi çıkan olaylar ve yaralanan taraftarlar nedeniyle maç iptal edildi.

Yıllardır Mostar’da yaşayan Türk vatandaşı Necati Demir; "Savaşın ardından gerginlikler kendini en çok maçlarda belli ediyor, gençler ateşli ve ailelerinin anlattıkları öykülerle büyüyorlar. Daha sonra maçlarda çıkan olaylar bir devlet krizine dönüşüyor" diye anlatıyor maçlardan kaynaklanan gerginlikleri...

Ülkede savaş sonrası arabaların plakaları bile karışık olarak verilirken, kendi etnik kimliklerini vurgulamak isteyenlerin, araçlarına taktıkları aksesuarlarla Boşnak mı, Sırp mı yoksa Hırvat mı olduklarını belli ettiklerini öğreniyorum.

Gündelik hayattaki objelerle milliyetini belli etmek o kadar yaygın ki, örneğin hangi kasabanın hangi milliyete ait olduğunu içtikleri bira markalarıyla anlıyorsunuz. Her bölgenin farklı polis güçlerinden tutun da ülkede konuşan dillerin farklılığına hatta farklı bölgelerde verilen farklı miktardaki emekli maaşlarında... Bosna Hersek bir savaş atlattı ama bu bölünmeye engel değil diye düşünüyorsunuz.

Bir yanda Sırpların, Bosna Hersek’ten ayrılmayı masaya yatıracakları referandum kararı, öte yanda ülkedeki Hırvatların Bosna Hersek Federasyonu’ndan ayrılarak kendi otonomlarını talep etme isteklerini göz önünde bulundurunca ülkenini tekrar bir bölünmeye doğru gittiğini görmek zor değil.

'ÜLKE EKONOMİSİ DE AÇMAZDA'
Siyasi açmazların ortasında ülkenin ekonomisi de can çekişiyor. İşsizlik %40’ın üzerinde. Ülkede genç nüfus az, var olanların çoğu ise ya yurtdışında ya da yurtdışına gitme hayali kuruyor. Ülke boyunca özellikle kırsal alanlarda süslü yeni yapılmış evler görüyorsunuz.

Bosna gezisi boyunca bize eşlik eden Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Uluslararası İlişkiler öğrencisi Emre Çokol, bu evleri yurtdışında yaşayan Bosnalıların ileride bir gün ülkelerine döndüklerine yaşamak için yaptırdıklarını söylüyor.

Çoğu dağlık olan ülkenin sadece beşte birinde tarım yapılabiliyor. Boşnaklar genellikle patates gibi ürünler yetiştirirken, Hırvatlara ait uzun üzüm bağlarının ürünleri ülkenin meşhur şaraplarının üretiminde kullanılıyor.

Endüstriyel üretim oldukça az. Ülkedeki fabrikaların büyük bölümü savaş öncesi dönemden kalma. Komunist rejimin olduğu Tito döneminde Avrupa’ya ihracat yapan tütün ve otomobil fabrikaları bugün kapasitelerinin çok altında bir üretimle çalışıyor. Öyle ki üretimleri kendi ülkelerine bile yetmiyor. Tito dönemindeki ülke ekonomisine duyulan özlem, ülkede yaşayan hem Boşnak hem Sırp hem de Hırvatların anlaştıkları nadir konulardan biri.

Bunca ekonomik sıkıntıya rağmen ironik olarak ülkede eski ve yeni milletvekillerinin yanında milletvekili adaylarına dahi maaş veriliyor. Ülkede bu tarz çelişkileri o kadar çok görüyorsunuz ki birkaç gün sonra siz de alışmaya başlıyorsunuz.

YARIN: AŞK AYRIMA DİRENİYOR

Sayfa Yükleniyor...