Okyanusun üzerinde yarı ömürleri bitecek

Japonya’dan doğuya doğru ilerleyen radyoaktif maddeler Amerika kıtasına ulaştığında yarı ömrünü tüketecek ve tehlike büyük oranda azalacak.

Japonya’dan yayılan radyoaktif bulutlar rüzgarın etkisiyle Pasifik’e yayılmaya devam ediyor. Nükleer maddelerin okyanusu geçerken yarı ömürlerini tüketecek olmaları nedeniyle bu felaketten daha az ölçüde etkilenecek.


Nükleer partiküllerin okyanusu aşması ve Alaska'ya ulaşması için 5 bin km, California ve Vancouver’a kadar ise 8 bin km mesafe kat etmesi gerekiyor. Bu mesafe boyunca nükleer maddeler, Amerika'nın batı kıyılarına ulaşıncaya kadar 4 kat hafifleyecek. O nedenle Alaska ve Batı Amerika düşük oranda radyasyona maruz kalacak, insan sağlığının bu düzeyde radyasyondan etkilenmesi beklenmiyor.

Japonya ve özellikle başkent Tokyo da batılı rüzgarlar sayesinde nükleer bulutlardan etkilenmiyor. Tokya'da hava parçalı bulutlu, sıcaklık 10 derece, Ancak Sendai ve kuzey bölgelerde soğuk hava ve kar yağışı hayatı zorlaştırıyor.

Cuma ve cumartesi günü Japonya’ya hakim olacak yüksek basınç sistemi, rüzgarları zayıflatarak, yer yer sis ve hava kirliliğine yol açacak. Az düzeyde de olsa hava kirliliği radyoaktif maddeleri içereceğinden, solunum yollarıyla insan vucuduna girebilir. Pazardan itibaren Japonya alçak basınç sistemi ve kuvvetli yağışların etkisine girecek. Bu defa su baskını ve sel tehlikesi var.

'AFET PLANI YAPMADIĞIMIZ İÇİN ÇADIRKENT DİYE BİRŞEY İCAT ETTİK'
NTV canlı yayınında Oğuz Haksever'in sorularını yanıtlayan İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Mikdat Kadıoğlu, Japonya depreminin ardından afet yönetimi nasıl olmalı? Neler öğrendik, ders aldık mı? Meteorolojik açıdan radyasyon nasıl yayılır? konularına açıklık getirdi.

Kadıoğlu, "Afet sonrası plan yapmadığımız için çadırkent diye birşey icat ettik. Japonya'da bunu göremezsiniz. Yine ders almamız gereken bir konu da sel yataklarının olduğu yerlerde jeneratörleri üst katlara almak, bodrum katlara değil" diye konuştu.

Radyasyonun patlama ve sıcak gazla havaya karıştığını ve rüzgarla birlikte dağıldığını söyleyen Kadıoğlu, radyasyonun jet akımlara kapılması halinde 2-3 günde tüm dünyayı kaplayabileceğini belirtti.

Kadıoğlu, şunları söyledi:

"Jeneratör ve elektrik hatlarının sel seviyesinin üzerinde olması gerekiyor yani depremde bina sağlam ama elektrik kesiliyor, jeneratör çalışmıyor o da su altında kalıyor. Katrina Tayfunu’nda da hastanelerde aynı şey yaşandı. Bizim de Türkiye’de ders almamız gereken şey sel yataklarının olduğu yerlerde jeneratörleri üst katlara almak, bodrum katlara değil.

Japonya’da çadırkent diye birşey kurulmuyor. Biz de bu bir hastalık. Afet sonrası insanları kamu binalarına, spor salonlarına yerleştirmek gibi afet planı yapamadığımız için çadırkent diye birşey icat etmişiz. Şu anda Japonya'da 550 bin kişi spor salonlarında, kamu binalarında barınıyor. Bizim almamız gereken derslerden biri de bu. Japonya'da normal su hatlarının yanına bir de paralel su içme hatları kurulmuştur. Özel kamyonlar, tankerler denizden suyu alır arıtılmış olarak afetzedelere verir.

Deprem havası diye birşey yok, kışın ortasında da deprem olabilir. O yüzden daha geniş düşünmemiz lazım.

'EMİSYON MİKTARI VE SIZINTININ SÜRESİ ÖNEMLİ'
Radyasyon, patlama ve sıcak gazla beraber havaya yükseliyor. Rüzgarların etkisi altına giriyorlar. Rüzgarlar ne kadar çıkmasına musade ediyorsa o kadar yukarı çıkar. Rüzgarın kuvvetine göre 1-1.5 kilometrede dağıtmaya başlayabilir daha da yukarı çıkıp 10 kilometredeki jet akımlarına da kapılabilir. Radyasyon yüksek basınç kontrolünde dönüyor. Yukarı çıkabilseydi jet akımlarına kapılır o zaman daha da düz bir şekilde 2-3 günde tüm dünyayı kaplayabilirdi.

Amerika'nın batı kıyılarına, Atlantik’e oradan Avrupa’ya hatta Türkiye’ye gelebilirdi çünkü havada sınır yok. Radyasyon, yağmurla inebilir, direk tenefüs yoluyla temasla, besin zinciri yoluyla da geçiyor. Bu ne kadar sürecek ona göre değişir. Tabii ki emisyon miktarı ne? Kaç gün sızıntı devam edecek? bilemediğimiz için birşey diyemiyoruz ama bu bir tehlike Çernobil’de olduğu gibi.

Buradaki hava parsellerini takip edebiliriz. Türkiye’ye gelir mi gelmez mi? ya da Türkiye’de ölçersek geriye doğru takip edebildiğimiz için radyoaktifin geldiğini de bulabiliriz, meteoroloji bunu yapar."

Sayfa Yükleniyor...