Ortadoğu'nun baba-oğul cumhuriyetleri

Arap ülkelerindeki seçimleri eleştiren yazar Faysal El Kasım, "Bizler geçmişte Afrikalılara köle diye bakıyorduk. Fakat asıl köle Araplar. Arap muhalifleri ne zaman ayaklanacak?" diye soruyor.

Ortadoğu'nun baba-oğul cumhuriyetleri

İktidardaki Arap rejimlerinden ABD ve Avrupa’dan ders almalarını istemiyoruz. Çünkü ders almaları çok uzak bir hayal. Onlardan sadece İran ve bazı Afrika ülkelerinden ve hatta Afganistan’dan ders almalarını istiyoruz. Bu ülkeler demokrasi, halk hoşnutluğu, despotlara karşı ayaklanma noktasında büyük adımlar atarken, bizler seyirci pozisyonunda duruyoruz. Bir başka ifade ile geri kalmışların trenine binmekten dahi geri kaldık.

Kenya, bir süre önce dünyayı meşgul eden gelişmelere sahne oldu. Kenya muhalefeti, iktidardaki diktatöre "seçim sonuçlarıyla oynaman yetti artık" demek için esti gürledi. Kenya rejimi ile muhalefet arasındaki çekişme; kaosa, kan dökülmesine ve yıkıma yol açtı. Ancak tarihi deneyimlerin bize öğrettiği gibi hiçbir halk bedel ödemeden özgürlüğünü kazanmadı.

Kenya'daki demokrasi intifadası/ayaklanması, Afrika’nın diğer bölgelerinde de meyvesini vermeye başladı. Örneğin Sudan muhalefeti, rejimi seçim sonuçlarıyla oynamaya çalıştığı takdirde Kenya’da yaşananlara benzer olaylarla karşılaşacağı uyarısını yaptı. Zimbabve’deki muhalefet tehditle de yetinmedi ve sakin bir şekilde de olsa Kenya muhalefetinin yolunda yürümeye başladı. Muhalefet, 25 yılını yönetici olarak geçirmesine rağmen hala iktidara doymayan Mugabe’ye karşı dünyadan müdahalede bulunmasını istedi. Zimbabve’deki despot, son seçim sonuçlarının kendi lehinde olmadığını anlayınca, sonuçları açıklamayı geciktirdi. Bunun üstüne oy sayımı ve tasnifinde hile olduğu gerekçesiyle seçimlerin yenilenmesi çağrısı yapıldı.

İRANLILAR YÜZDE BEŞ'LİK FARK İÇİN AYAKLANDI
Bir süre önce İran sokakları, sırf son cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarında hile yapıldığı şüphesiyle büyük bir demokratik ayaklanma yaşadı. Hepimiz cumhurbaşkanı Ahmedinejad lehinde sonuçlarda hile yapıldığını düşünen iki adayın taraftarlarının organize ettiği büyük gösterilerin şahidiyiz. Tahran sokakları seçimlerin yenilenmesini isteyen sert gösterilerle doldu. Seçimlere şaibe karıştırılması, sözde Arap seçimlerinde yaşandığı gibi yüzde doksanlı rakamlarla olmamıştı. Hatta fark yüzde beşi dahi aşmıyordu. Fakat bununla birlikte İranlı gençler düzeltme talep ederek ülkenin dört bir yanında hareketlendi. Bu durum ülkedeki askeri ve ruhani liderlerin eklemlerini korkudan titretti. Dini rehber, büyük halk baskısına olumlu karşılık vererek bazı bölgelerde oyların yeniden sayılmasını emretti. Sonuçta yine Ahmedinejad kazandı, ancak halk İran yönetimine, şaibenin gelecek seçimlerde yaşanması durumunda ülke için sonuçların iyi olmayacağını açık bir şekilde belirtti. İran’daki yönetimin, adaylardan biri lehinde seçimlere şaibe karıştırmaya girişmeden önce, artık bin kez düşüneceği kesin.

Çok uzağa gitmeye gerek yok. Afgan halkından hafife alınmayacak bir kesim son seçimlerde hile kokusu alınması sonrasında Başkan Hamid Karzai’ye karşı benzersiz bir duruş sergiledi. Diğer başkan adayı Abdullah Abdullah’ın seçim sonucunu protesto etmesi ve rakibi Karzai’nin sunduğu siyasi mevkiler gibi teşvikleri reddetmesi medyasının konusu oldu. Karzai de sonuçta seçimleri kazandı, ancak seçimlerde hile yapıldığı biliniyor ve Afgan halkının büyük bir kesimi sonuçları reddediyor. Dolayısıyla yeni dönem, Afganlıların gözünde meşruluğu şüpheli bir dönem olarak kalacak. Bunun yanı sıra Karzai'nin kendisi bir daha şaibe karıştırmaya cesaret edemeyecek ve seçmenlerin oylarıyla oynamadan önce iyi düşünecek.

ARAP MUHALİFLERİ NE ZAMAN AYAKLANACAK
Arap muhalifler Afrika, İran ve Afgan muhalefetlerini ne zaman örnek alacaklar? Bazıları Afrika ülkelerinin, İran ve Afganistan’ın muhalefet partilerine seçimlere girme izni verdiğini, muhalefetin en azından despotlarla mücadele etme ve dünyaya onları ifşa etme imkanı verecek bir konuma geldiğini söyleyecektir. Ve Batılı başkentlerde sürgün olan Arap muhalifler için bu durumun söz konusu olmadığını tartışabilirler. Bu yaklaşım kısmen doğru, ancak Arap muhalifleri, daha sandığa gidilmeden sonuçları belirlenen Arap seçimlerini protesto ederek ne zaman dünyayı ayağa kaldırmaya çalıştı?

Niçin Arap muhalif hareketleri Arap yöneticilerin kazandığı seçim sonuçlarından kuşku duymakla veya seçimlere katılmamakla yetiniyor? Arap dünyasındaki sıkıyönetim yasalarının, muhalefet partilerinin üniversitelere ve aktif halk sektörlerine girmesine izin vermediği doğru. Ancak Kenya, Zimbabve, Afganistan ve İran’daki muhaliflerin cesareti Araplarda olsa, onlar da kendi bölgelerindeki komik seçimleri ve referandumları çeşitli yollarla ifşa edebilirler, uluslararası medya organlarının dünyanın bu umutsuz bölgesindeki seçimlerin komikliğine ışık tutmasını sağlayabilirler. İç hareketlenme olmadan dünyanın medya veya siyasi desteğini bekleyemeyiz. Arap muhalifler yumurtayı kırmadan omlet yapamayacaklarını ne zaman öğrenecekler? Muhalefetimiz Kenya ve Zimbabve muhalefetinden ne zaman ders alacaklar? Niçin Afrika ayaklanırken Araplar kapanıyor?

Afrikalılar, İranlılar ve Afganlar oyların yüzde 4 veya 5’ini aşmayan seçim hilesi yaşandığı için ayaklanırken, Arap halklarının iradesi en iyi şartlarda yüzde 99’la şaibeye uğruyor. Bununla birlikte Arap sokakları halkların iradesini aldatanlara ‘yeter’ demek için harekete geçmiyor. Bizler geçmişte Afrikalılara köle diye bakıyorduk. Fakat asıl köle Araplar. Bizler baba ve oğul cumhuriyetlerinde itaatkar köleyken, nasıl böyle olmasın ki?!

* El Cezire yapımcısı, Katar gazetesi El Şark, 8 Kasım 2009, Arapçadan çeviri: Halil ÇELİK

Sayfa Yükleniyor...