Pakistan’da şeriat korkusu

Pakistan’ın kuzeybatısında şeriat uygulamasına geçilmesi, büyük şehirlerde endişe yarattı. Kadın hakları savunucusu Sheema Kermani’ye göre: “İnsanlar ‘Biz güvendeyiz, Svat’tan çok uzaktayız” diyor, ama kuzey Pakistan, Karaçi’den o kadar da uzak değil.”

Pakistan’da şeriat korkusu

Pakistan bu hafta ülkenin kuzeybatısında gelen bir haberle sarsıldı. Pakistan hükümeti Svat vadisi ve çevresinde gittikçe güçlenen Taliban’ın önünü kesmek için, bölgede şeriat yönetiminin uygulanmasına karar verdi. Ancak bu karar Pakistan’ın diğer kesimlerinde, özellikle de Karaçi ve Lahor gibi büyükşehirlerde endişeye neden oldu.

erkezi Karaçi’de olan Kadın Hareketi Örgütü, Tehrik-e Niswan’ın kurucusu ve başkanı Sheema Kermani durumu NTVMSNBC’ye değerlendirdi. Aynı zamanda bir dansçı olan Kermani şöyle konuşuyor: “Karaçi ve Lahor gibi metropollerde insanlar ‘Biz güvendeyiz ve çok uzaktayız. Bize gelemezler.’ diyorlar. Ama herkesin zihninin bir köşesinde ‘Ya yavaş yavaş buraya da gelirlerse’ endişesi var ki buraya gelmeleri, o kadar da uzun sürmeyecektir. Ülkenizin bir tarafında olan şey, diğer taraflara da sıçrayacaktır. Sonuçta Kuzey Pakistan, Karaçi’den o kadar da uzak değil.”

Kermani’nin dansçı olması ise bu durumdan duyduğu endişenin daha da artmasına neden oluyor, çünkü geçtiğimiz Ocak ayında şeriat ilan edilen Svat bölgesinde bir dansçı kız Taliban militanları tarafından öldürüldü. Sebep ise kızın dans etmeyi bırakamamakta direnmesiydi. Taliban’ın Lahor şehrinde de dansçılara baskı uyguladığı biliniyor. Yani dans eden kadınlar Pakistan’daki değişimin en derin etkilediği grupların başında geliyor.

Sheema Kermani, Tehrik-e Niswan derneği ile 30 yıldır Pakistan’da, hem dans ve sahne sanatlarının yayılması için, hem de kadın haklarının gelişmesi için uğraşıyor. Kermani ülkesindeki insanların çoğunluğunun şeriat istediğine inanmadığını söylese de, endişeli olduğunu şu şekilde ifade ediyor: “Bugün Pakistan’da olanlar, köktendinciliğin ülkede arttığının göstergesidir. Ülkenin kuzeyinde birçok sorun var. Kendilerini insanlara zorla kabul ettiren radikal gruplar var. Ben Pakistan’ın sıradan insanlarının böyle radikal güçleri istediği kanaatinde değilim. Pakistan’ın sıradan insanları dindardır, ama böyle radikal değildir ve bu tutucu kuralların dayatılmasını istemez. Bu yüzden buradaki insanlar büyük bir bunalım ve endişe yaşıyor. Çünkü insanlar şeriat değil, sadece normal bir şekilde hayatlarını yaşamak istiyor.”

BURADA KADINLAR KENDİNİ SAKLAMAYA ZORLANIYOR
Kermani, 30 yıldır Pakistan’da verdiği mücadeleyi ve kadın hakları ile dansı nasıl bağdaştırdığını ise şu şekilde anlatıyor: “Biz dansın tabu olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu ülkedeki dansçıların sayısı bir elin parmağını geçmez. Eğer kızlar profesyonel dansçı olmak isterse, aileleri ile sorun yaşar. Erkekler hayatlarını danstan kazanmak isterlerse, onların eşcinsel olduğuna inanılır. Hem kadın, hem erkekler için birçok önyargı var yani.

Ben dans ile kadın haklarını bir görüyorum, çünkü dans kadının vücudu ile ilgili. Erkeklerin kadını ve kadının vücudunu nasıl algıladığı ile ilgili. Bir kadının, omuzları dik şekilde duruyor olması, bir erkek için farklı anlamlara geliyor olabilir. Burada kadınlar devamlı saklanmaya ve kendilerini kapamaya zorlanıyor. Dansta ise kadını özgürleştiren bir yan var ve bence kadına güç veriyor. Bu yüzden kadın hakları ile dansı birbirine bağlıyorum.

Dans şimdilerde bizim toplumumuzda, neredeyse tamamen yasaklanmış durumda. Tiyatro ve müzik, diğer bütün gösteri sanatlarını yapmak da çok zor Ama en büyük kurban yine de dansçılar. Onlar en kötüsü olarak görünüyor. Kadın dansçılar için durum daha da kötü.

BUTTO SEÇİLDİĞİNDE İNSANLAR SOKAKTA DANS ETTİ
Esasında Pakistan’da dans kültürü vardır. Ancak bölünmeden ve topluma İslami kuralları dayatan General Ziya ül-Hak rejiminden sonra durum kötüleşti. Bu dönemde çıkan yasaların çoğu ayrımcı ve kadın karşıtı yasalardı ve sahnede bir kadının dans etmesi de bu zamanda yasaklandı. Sadece sahnede değil, hiçbir şekilde, hiçbir yerde dans edilmesine izin verilmedi. O zamandan beri insanlar, ne sahnede, ne televizyonda hiçbir dans gösterisi izleyemediler. Eskiden filmlerde dans vardı. Onlar da sansüre uğradı. Ve insanların dans etmesi için hiçbir imkan kalmadı. Ama dansı yasaklamak çok zordur. Benazir Butto ilk kez başbakan seçildiğinde, insanlar sokaklara fırlayıp dans etti. Dans bir onlar için bir anlatım şekliydi.

KLASİK SANATLAR BU ÜLKEDE ÖLÜYOR
Şu anda Pakistan’da bütün sahne sanatları ile uğraşan kişiler zor durumda. Sahne sanatlarına hiçbir şekilde devlet veya hükümet desteği yok. O yüzden bu işle uğraşan insanların nerede ve hangi bütçe ile bu gösterileri yapacakları sorun oluyor. Ayrıca bu sanatların hepsi popüler de değil. Pop müzik için belki ilgi gösterenler olur, ama klasik sanatları icra edenler daha da zor durumda. O yüzden bu sanatlar yok oluyor, ölüyor bu ülkede.”

HEDEFTE İLK OLARAK DANSÇILAR OLUYOR
Svat bölgesinde şeriat ilan edilmesine kadar varan gelişmeleri ve Taliban’ın tavrını Kermani şöyle yorumluyor: “Ben bütün bu aşırı grupların kadınlardan nefret ettiğini düşünüyorum. Kadınların sokakta gezmesini istemiyorlar. Eğitim almalarını istemiyorlar. Onların eşit olduklarını düşünmüyorlar. Hatta onların insan olduklarını bile düşünmüyorlar. Dansçılar da tabii ki böyle bir durumda hedef alınan ilk kişiler oluyor, çünkü normlardan farklılar. Yani durum çok kötü ve bütün dansçılar çok endişeli durumda. Ülkenin bir tarafında olan şey, diğer taraflara da sıçrayacaktır. Kuzey Pakistan, Karaçi’den o kadar da uzak değil.”

Sayfa Yükleniyor...