Papandreu'nun Herkül becerileri

Yunanistan lideri Yorgo Papandreu, ülkesinin ekonomik kriz ile bozulan imajını düzeltmek için uluslararası arenada "Herkül" gibi kuvvetli bir mücadele veriyor. Ancak kendi halkını ikna edebildiğini söylemek güç.

Papandreu'nun Herkül becerileri

Yunanistan’ın geçirmekte olduğu derin ekonomik kriz, ülkenin yurt dışındaki saygınlığını da derinliklere sürükledi. Özellikle Alman, İngiliz, Fransız ve Amerikan basınında çıkan karikatür ve alaycı makaleler ülke ekonomisinin hazin durumundan sorumlu olan Yunan siyasetçilerden çok; hiçbir sorumluluğu olmayan Yunan kamuoyunun gururunu zedeledi.

Yabancı basında yayınlanan ve Yunan halkını “sahtekar, hilekar, yalancı, tahrifatçı, tembel, yan gelip yatan; üstüne üstlük borçlanarak geçinen bir topluluk olarak gösteren, Yunanistan'ı "çok ihtiyacı varsa adalarını satmaya” teşvik ed, hatta “ülkenin Euro para bölgesinden ve AB‘den kovulmasına” kadar varan çağrılarda bulunan karikatür ve makaleler manevi travmalar yarattı.

Bu alaycı yayınların yan ırsa, ekonomik krizi fırsat bilen spekülatörlerin sayesinde yüksek faiz uygulayan uluslararası para piyasalarından kredi bile almakta zorluk çeken Yunanistan, maddi ve manevi açıdan tam anlamıyla iflasın eğişine gelmişken, kendisini kurtaracak bir Herkül’e ihtiyaç duymaya başladı.

Antik Yunan’da “Büyük İskender’in gayrimeşru oğlu” ve “dünyanın en güçlü adamı” olarak adı geçen Herkül, mitolojideki 12 ayrı canavarı yenecek kadar kuvvetli ve beceriklidir. Ancak çağdaş Yunanistan’da Herkül gibi biri yok…

Yine de Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Herkül kadar kuvvetli olmasa bile; kullandığı dil ve diplomatik deneyimleriyle 12 gün içinde Herkül’ün becerilerine benzer işler yaparak en azından ülkesinin yurt dışındaki imajını değiştirmeyi başardı.

Papandreu 12 gün içinde Hindistan, Rusya, İngiltere, Lüksemburg, Almanya, Fransa ve ABD’yi ziyaret ederek bu ülkelerin Devlet Başkanları ve Başbakanları ile ayrı ayrı görüştü. Aynı anda Avrupa Birliği Komisyonu, AB Mali komiserliği, Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve IMF yetkilileriyle yakın temaslar içine girdi.

Papandreu, annesi Amerikalı olduğu için son derece rahat kullandığı “Amerikan” İngilizce’si ve Dışişleri Bakanlığı günlerinden kalma diplomatik deneyimleriyle, bu güçlü ülkelerin “mali yardımını istemediğini” anlatmayı; ancak “dost, aile ve müttefik” olarak bellediği bu ülkelerin “siyasi desteğini” almayı başardı.

Bunun sonucunda Papandreu’nun becerileri kısaca söyle sıralanabilir:

• AB’nin IMF benzeri ancak yalnız AB ülkelerinin yararlanabileceği bir Avrupa Para Fonu oluşturması için gerekli çalışmaların başlatılması

• Fransa, Almanya ve Yunanistan’ın öncülüğüyle Yunanistan gibi dara düşen AB ülkelerinin korunması için spekülatörlere karşı AB’nin ortak cephe alması

• Yabancı basının Yunanistan’ı aşağılayan karikatür ve makalelerinin tersine çevrilmesi

• ABD Başkanı Obama’nın, Yunanistan’ın yıllardan bu yana talep ettiği Yunan vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırması

• Alman ve Fransız Bankalarının Yunan devlet tahvillerini alacaklarını ilan etmesi

• AB’nin , Yunanistan’ın IMF’ye başvurmasını önlemek için “Yunanistan'ın, istediği mali yardımı AB’den alacağının” açıklaması

• Yeşil enerji için sağlanan olanaklardan sonra yabancı yatırımların Yunan adalarına ilgi göstermeye başlaması…

KENDİ HALKINI İKNA EDEMİYOR
Yurt dışındaki bu başarılarına rağmen Papandreu, kendi halkını ikna etmekte daha çok zorlanıyor… Maaşların kesintiye uğratılması ve KDV’nin artırılmasıyla tetiklenen hayat pahalılığına karşı ayaklanan işçi ve memur sendikaları haftalık genel grevler ilan ederek ekonomik önlem paketinin geri çekilmesini talep ediyorlar.

Papandreu'nun, ülkesini içine girdiği bu dardan kurtarabilmek için, aynı Herkül gibi insan üstü uğraşılarını sürdürmesi gerekiyor. Ancak sonunda Herkül gibi kendisini ateşte yakarak mı “siyasi” hayatına son vereceğini; yoksa Herkül gibi bir üne mi sahip olacağını şimdiden kestirmek oldukça zor...

Sayfa Yükleniyor...