Robin Hood’un şehrinde İsrail protestosu

Dünyanın dört bir yanındaki İsrail’i kınama gösterilerinden biri de İngiltere’nin Nottingham kentinde düzenlendi. Gösteriden izlenimler…

İsrail ordusunun Gazze’ye giden yardım konvoyuna saldırısı, günlerdir medyadan takip ettiğiniz üzere tüm dünyada tepkilere, gösterilere yol açtı. Bir süreliğine ikamet ettiğim İngiltere’nin Nottingham şehrinde de böyle bir gösterinin düzenlenecek olması dikkatimi çekti.

Bendeniz sabaha kadar bilgisayar başında çalışmış olmaktan ötürü uyanamayarak 1 Mayıs yürüyüşünü kaçırmış olmanın verdiği iç sıkıntısını unutmamıştır (gurbet durumundan ötürü Taksim’i zaten ıskalamışız, üstüne 100 kişinin yürüdüğü küçük Nottingham 1 Mayısı’nı bile kaçırıyoruz, hâle bakın). Bu ruh hali içinde, bari Gazze yürüyüşünü kaçırmayayım diye düşünerek güneşli bir Haziran akşamüzeri şehrin ana meydanına, Old Market Square’e (Eski Pazar Meydanı) seğiriyorum…

Mayıs sonu-Haziran başı, güneşe hasret bir ulus olan İngilizlerin en mutlu günlerini teşkil ediyor. Hava gerçekten sıcak, bulut ya da yağmur pek yok, güneş sürekli yüzünü gösteriyor. Yazın ilerleyen günlerindeyse o acayip yağmurların başlaması son derece olası. Halk bu yüzden her daim güneşin tadını çıkarıyor, insanlar parklarda güneşleniyor, şehrin sokakları bile yarı çıplak, hatta dörtte üç çıplak kadın ve erkeklerle doluyor.

Eski Pazar Meydanı’na da çoluk çocuk çimsin diye süs havuzuyla yüzme havuzu arası bir “şey” kurulmuş. Ortalık cıvıl cıvıl, çocuklar ve hatta gençler suyun içinde eğlenirken pek çok Nottinghamlı da çevredeki basamaklara oturmuş, dört tarafı beton bir alanda (nasıl olmasın ki, şehrin ortasındayız) “güneşin tadını çıkarıyor”.

Belediye binasının önündeyiz. Gösteri saat 17’de başlayacak ve kalabalık yavaş yavaş büyüyor. Çok renkli bir kalabalık. Çeşitli sol gruplar, üniversitedeki Filistinli ve diğer Arap öğrenciler, Nottingham’da yaşayan Müslümanlardan oluşan bir gösterici topluluğu söz konusu. Kalabalığa şöyle bir göz atınca denilebilir ki “yarı sol-yarı İslami” bir topluluk vücuda gelmiş.

Araplar (yahut Arap kökenliler) çoğunlukta gibi, ama onlar da homojen bir kitle görünümünde değiller. Türbanlı kadınlar ve sakallı amcaların yanı sıra sürme gözlü Arap güzelleri de dikkat çekiyor. Esasında Filistinlilerin hatırı sayılır bir kısmının Hıristiyan olduğunu da unutmamak gerekiyor. Kimbilir belki burada da onlardan vardır. Özetle, İslami ve seküler hayat tarzlarına sahip insanlar Filistin davasına destek için bir araya gelmiş. Aktivizmleriyle topluluğu organize eden, slogan attıranlar ise daha ziyade buranın solcuları.

Nümayiş eksperi değilim ama gözümün kararına göre bir 300 kişi var alanda. Pankartlar havaya kaldırılıyor, sloganlar atılıyor, sonra da belediye binasının önünden harekete geçilip meydan turlanıyor. Bir müddet sonra bir tur daha atılıyor. Nottingham’ın bizdeki Eskişehir ayarında bir şehir olduğu düşünülecek olursa sanırım hiç de fena bir kalabalık değil (hoş aslında Robin Hood’un şehrini Köroğlu’nun diyarı Bolu’ya benzetmek daha isabetli olabilir).

Atılan sloganlardan bazıları “Netanyahu göreceksin, Filistin özgür olacak”, “Özgür özgür Filistin”, “İsrail terörist bir devlettir”, “Ne istiyoruz? Adalet! Ne zaman istiyoruz? Şimdi!”… Topluluk kendi başbakanına da dokundurmayı unutmuyor ve Netanyahu’lu sloganı İngiltere Başbakanı David Cameron’a uyarlıyor. Cameron’dan sonra Obama da unutulmuyor.

İnsanları buraya toplayan tabii Gazze’ye gitmeye çalışan yardım filosunun başına gelenler… Megafonun başına geçenlerden biri de, anlaşıldığı kadarıyla bir Müslüman kuruluşunun sözcüsü. Konuşmasının bir bölümünde Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyor. Kalabalıkta Türkiye milli futbol takımı forması giymiş biri gözüme çarpıyor. Fizyonomisine bakılırsa vatandaşımız. Ama bundan emin olma şansım yok zira yanına gidip sohbet etmeye üşeniyorum.

Tüm bu gösteri esnasında (bir buçuk saat sürüyor neredeyse) görebildiğim kadarıyla 3 tane polis memuru görev yapıyor. Bir kenarda bekliyorlar. “Çevik” değiller, bildiğimiz polis memuru. Çevredekilere dağıtılan bildirilerden bir takım çarpıcı noktalarla yazıyı sonlandırayım. Batı Şeria’da İsrail’in kurduğu yasadışı Yahudi yerleşimlerinde üretilen tarım ürünlerinin İngiltere’ye ihraç edildiği ve İsrail firmalarına kazanç sağlayan bu ürünlerin üretim yeri olarak, tüketiciyi yanıltabilecek biçimde, Batı Şeria ibaresinin kullanıldığına dikkat çekiliyor.

Üzerinde üretim yeri olarak İsrail veya Batı Şeria yazan ürünlerin boykot edilmesi çağrısında bulunan bildirilerde ayrıca; İsrail’in 2009 başında Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 1500 kişinin (yani Gazze’de yaşayan her bin kişiden birinin – B.C.) öldüğü, 1967’den beri İsrail’in 20 bin Filistinlinin evini yıktığı, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 600’den fazla kontrol noktası ve barikatla Filistinlilerin hareketliliğini kısıtladığı, ayrıca Batı Şeria sınırları boyunca inşa ettiği ve Uluslararası Adalet Divanı’nca illegal olduğuna hükmedilen “güvenlik duvarı” için Filistinlilere ait arazilere el koymaya devam ettiği belirtiliyor.

Sayfa Yükleniyor...