'Seyircisiz futbol' ülkesinde sembolik bir maç

Lübnan'da sivil savaşın başlamasının 35. yılında ülkedeki siyasiler bir maçta buluştu. Ancak bu da, ülkedeki diğer tüm maçlar gibi seyircisiz oynandı. Sivil savaşın bitmesinden 20 yıl sonra bile Lübnan'ın mücadele ettiği sorunlar, tüm ülkeler için ders niteliğinde. Buna Türkiye de dahil.

'Seyircisiz futbol' ülkesinde sembolik bir maç

Şehirde gerginlik, belirsizlik ve korku uzun zamandır hüküm sürüyordu, ama fitili ateşleyen saldırı haberi 13 Nisan sabahı, Doğu Beyrut'tan geldi.

O Pazar sabahı Falanjist lider Pierre Cemayel, Beyrut'un Hıristiyan mahallelerinden Ain El Rummaneh'te bir kilise açılışına katılıyordu. Kilisenin önünden arabayla geçen bir grup, topluluğu taradı. Pierre Cemayel kurtuldu, ancak olayda dört kişi öldü. Falanjistlerin intikamı gecikmedi. Sadece saatler sonra taranan bir otobüste, 27 Filistinli öldü. O günün akşamında bütün şehir kaosa teslim olmuş; 15 yıl sürecek iç savaş başlamıştı.

1975 yılında başlayan Lübnan sivil savaşının bilançosu ağır oldu. Ölenlerin sayısı kimilerine göre 130 bin, kimilerine göre 250 bin. Sakat kalanlar 500 bin. Ülkesini terk edenlerin sayısı da onbinlerle ifade ediliyor. Maddi hasar 25 milyar dolar. Ama maddi hasardan önemlisi manevi hasarın büyüklüğü. Çünkü 15 yıl süren savaşta neredeyse her Lübnanlı, bir sevdiğini kaybetmenin acısını yaşadı.

35 YIL SONRA BEYRUT'TA...
Pierre Cemayel'in torunu Sami Cemayel ise 2010 yılının 13 Nisan'ında; yani ilk saldırılardan 35, sivil savaşın bitişinden 20 yıl sonra, kırmızı üniformasıyla Beyrut Sports City stadyumunda maça çıkmaya hazırlanıyordu.

Falanj Partisi Milletvekili olan Sami Cemayel'in maça çıkma sebebi, sivil savaşın başlama yıldönümünde, ülkedeki tüm siyasi gruplardan vekil ve bakanların "birlik" mesajı verecek bir futbol maçı gerçekleştirmesiydi.

'Seyircisiz futbol' ülkesinde sembolik bir maç - 1

Bir tarafta Başbakan Saad Hariri liderliğindeki Batı yanlısı 14 Mart hareketi üyelerinden oluşan kırmızı üniformalı takım, diğer tarafta Hizbullah'ın öncülük ettiği, Suriye yanlısı 8 Mart İttifakı'nın beyaz üniformalı takım vardı.

POLEMİK ULUSAL SPORUMUZ
Sami Cemayel maçtan önce, "Sporun Lübnan'ı birleştirebileceği mesajını vermeye çalışıyoruz. Maalesef siyaset bunu başaramıyor" dedi. Enformasyon Bakanı Tarık Mitri ise, "Lübnan'da polemik ulusal spordur. Artık, farklılıkları gidermek için gerçek spordan faydalanıyoruz" diye konuştu. Maçın sloganıysa "Hepimiz bir takımız!".

Maçın sembolik anlamı tabii ki büyük. Verilen "tek takımız" mesajı da öyle. Ama maalesef gerçek dünyada işler, sembolik anlamlardan daha karmaşık.

LÜBNAN'DA HİÇBİR MAÇTA SEYİRCİ YOK
30 dakika süren maç seyircisiz oynandı. Lübnan'daki diğer tüm maçlar gibi... Lübnan Futbol Federasyonu'nun iki yıl sürecek bu uygulamaya karar vermesinin sebebi ise, Sunni ve Şii taraftarlar arasında sık sık yaralanmaya kadar varan çatışmalar çıkması.

'Seyircisiz futbol' ülkesinde sembolik bir maç - 2 30 dakika süren maçta kim galip geldi? Lübnan'ın en genç milletvekili olan Sami Cemayel'in iki golü sayesinde 14 Mart Hareketi.

Sahada barış mesajı veren siyasilerin kişisel tarihleri de, maçın zorluğunu gösterir nitelikte. Saad Hariri'nin karşısındaki takımda, babası Refik Hariri'nin 2005'teki suikastinde parmağı olduğu iddia edilen Suriye'nin desteklediği vekiller var. Stadyum ise, sivil savaş sırasında Sami Cemayel'in birçok akrabasının öldürülmesine neden olan Filistin Kurtuluş Örgütü militanlarının karagahıydı. Ta ki İsrail, stadı 1982'de bombalayana kadar. Yani Lübnan'da sembolik anlamlar iki yönlü çalışıyor.

Ayrıca aradan yirmi yıl bile geçmiş olsa, ülkedeki istikrar ortamının ne kadar kırılgan olduğu geçen Haziran ayında yapılan genel seçimler ile yine ortaya çıktı. Seçimden Hariri liderliğindeki koalisyon lider çıktı, ancak hükümeti kurmak ancak Hizbullah liderliğindeki muhalefet ile aylarca süren müzakereler sonunda mümkün oldu. En sonunda anlaşmayı sağlayan ise birlik hükümeti kurulmasıydı. Toplumun gerilmemesi için gerek Hizbullah liderleri, gerek Batı yanlısı siyasetçiler zaman zaman karşılıklı jestler yapıyor. Ama yine de hükümetin kurulamadığı dönemde, gerginlik sokaklara yansıyordu.

HER ÜLKE LÜBNAN'DAN DERS ÇIKARABİLİR, TÜRKİYE DE...
Lübnan'ın, uluslararası ilişkilerde örnek teşkil ettiği bir durum vardır; sağduyunun tamamen kaybedildiği ve şiddete teslim olunduğu durumlarda geri dönmenin ne kadar zor olduğunu gösterir. Savaş bitip, şiddet dursa bile, yüreklere serpilen öfkenin ne zor dineceğinin kanıtıdır bu ülke. Farklı gruplar arasında çıkan bir gerilimde frene basılmazsa, nasıl dehşetli bir sona gidildiğini görmek isteyenler hep Lübnan'a bakar. Ve her ülke Lübnan'a bakarken kendine göre bir ders çıkarabilir. Buna Türkiye de dahil.

Türkiye yıllardır Kürt sorunu ile boğuşuyor. Kiminin acısı daha derinde olsa da, herkes bu konuda yaralı. O acıların geçmesi için elbette zaman gerekiyor. Ancak o zaman zarfında gerçekleşen bazı olaylar, eski acıları ve dışlanmışlığı hatırlattığı için büyük sembolik anlamlara sahip. Bu sene Diyarbakırspor maçlarında yaşanan gerginlikler ve Ahmet Türk'ün yüzüne atılan yumruk böyle olaylardan bazıları.

Lübnan, sivil savaşın bitişinden 20 yıl sonra bile birlik mesajını ancak bu tarz sembolik maçlarla verebiliyor. Türkiye'de sağduyu Lübnan'da olduğu gibi yitirilmedi hiçbir zaman, bu yüzden şanslıyız. Ancak anlamak lazım ki, Ahmet Türk'ün yüzüne atılan yumruğun acısını yüzünde hisseden birçok kişi var bu ülkede.

Sayfa Yükleniyor...