Tacizci, saldırgan, eşek kılıklı gazeteciler ülkesi

Azerbaycan'da geçtiğimiz hafta bir yıldır hapiste tutulan iki muhalif  blog yazarı serbest bırakıldı. Bu durum akla, uyuşturucu kaçakçılığı, taciz ve ajanlıkla suçlanan diğer Azeri gazetecileri getirdi.

Tacizci, saldırgan, eşek kılıklı gazeteciler ülkesi

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki bir evde Kurban Bayramı'nın üçüncü günü, her evdekinden daha coşkulu bir bayram günü yaşandı. Çünkü o gün, Adnan Hacızade, bir yıldır tutulduğu hapishaneden çıkmıştı. Ondan bir gün sonra ise yakın arkadaşı Emin Abdullayev de hapishaneden çıktı. 27 yaşındaki Hacızade ve 25 yaşındaki Abdullayev'in neden hapse girdiğini söylemek için ise biraz geriye gitmek gerekiyor.

Adnan Hacızade ve Emin Abdullayev iki Azeri muhalif. Muhalif ama örgütlüsünden değil. Sadece bloglarında Azeri hükümetini eleştiren makaleler kaleme alıyorlar ve eleştirel videolar çekiyorlardı. Ayrıca Facebook ve Twitter'da da Aliyev iktidarını eleştiriyorlardı. Son olarak, bundan neredeyse bir yıl önce bazı devlet memurlarının Almanya'dan ucuz fiyata ithal ettikleri iki eşeği devlete 82 bin dolara satmasıyla dalga geçtiler. Yayınladıkları videoda eşek kıyafeti giymiş Hacızade bir basın konferansı veriyordu.

'Son olarak' bunu tiye aldılar, çünkü bu eleştirilerinden sonra garip bir şekilde Bakü'de bir restoranda otururken kavgaya karıştılar. Kavganın garip olan yanı ise tamamen kendi iradelerinin dışında, gelip birilerinin saldırmasıyla kavgaya karışmış olmalarıydı. Sonuçta adalet tecelli etti (!) ve kamu düzenini kavga ederek bozan Hacızade 2, Abdullayev ise 2 buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı.

SOVYETLER'DEN KALMA YÖNTEMLER Mİ?
Aliyev iktidarına göre bu cezalarda siyasi bir yan yok. Ama uluslararası insan hakları kuruluşlarına göre bu ceza, Azerbaycan'daki ifade özgürlüğünün ne dramatik halde olduğunu gösteren en önemli örneklerden biri. Muhaliflerin beklenmedik şekillerde suç şebekelerinin içinde yer aldığının ortaya çıkması veya kriminal vakalara bulaşması ise ya gerçekten Azerbaycan'a has bir durum, ya da insan hakları kuruluşlarının öne sürdüğü gibi Azerbaycan'da muhalifler Sovyetler'den kalma yöntemlerle bastırılıyor.

UYUŞTURUCU SATICISI, TACİZCİ, MUHALİF GAZETECİLER
"Gündelik Azerbaycan" gazetesinin genel yayın yönetmeni Eynulla Fatullayev'in başına gelenler de bu iddilarla ilgili olarak önemli bir örnek teşkil ediyor. Aliyev iktidarı karşıtı yazılarıyla bilinen Fatullayev'in 2007'de bir internet sitesinde yayınlanan röportajda "Hocalı katliamının Ermeniler değil, Azeriler yaptı" dediği öne sürüldü. Fatullayev böyle bir söz söylemediğini belirtse de, orduyu karalamak suçundan yargılandı ve 8,5 yıl hapis cezası aldı. AİHM Fatullayev'in cezasının bozulması yönünde karar açıkladı ve 11 Kasım'da Azeri Yüksek Mahkemesi de bu kararı onayladı. Ancak mahkeme Fatullayev'in geçtiğimiz Temmuz ayında uyuşturucu bulundurmaktan 30 ay hapis cezası daha aldığını ve AİHM'in son kararına rağmen serbest kalamayacağını belirtti.

Ülkenin ünlü muhalif gazetelerinden Azadlık'ın genel yayın yönetmeni Ganimet Zahid ise ofisinin önünden geçen bir kadını taciz ettiği ve kadının yanındaki adamı dövdüğü gerekçesiyle 2008'de dört yıl hapis cezası aldı.

Azerbaycan'ın Talış azınlığına mensup muhalif gazetecilerinden Nevruzali Mammadov ise İran adına casusluk yapmak suçuyla tutuklanmıştı. 10 yıl hapis cezası alan gazeteci 2009'da kalp krizi geçirdiği hapishanede öldü.

Azerbaycan'daki ifade özgürlüğünün durumunu bu örnekler layıkı ile özetliyor. Ama durumu anlamak için böyle dolambaçlı örneklere sapmaya gerek bile yok. Çünkü ülkede 7 Kasım'da yapılan ve kesin sonuçları dün Azerbaycan Anayasa Mahkemesi'ne teslim edilen seçimler, özgürlükler ve demokrasinin halini ayan beyan ortaya koyuyor.

GÜZEL, ŞIK FIRST LADY DE MECLİSTE
Seçimlerin sonucunda Aliyev'in Yeni Azerbaycan Partisi oylarını yükseltti ve 125 sandalyeli parlamentoda 70 sandalye kazandı. İlham Aliyev'in şıklığı ve güzelliği ile Türk basınında sık sık konu olan eşi Mihriban Aliyeva da meclisteki koltuğunu korudu. Ülkenin önde gelen muhalefet partisi Müsavat ise daha önce dört koltuğa sahip olduğu mecliste tek bir sandalye bile kazanamadı. Peki mecliste geri kalan sandalyeler kimin oldu? İktidara yakınlığı ile bilinen ufak partiler ve bağımsız adayların. 9 milyonluk ülkenin meclisine girmeyi başaran tek muhalif isim Umut Partisi'nin adayı oldu.

Tacizci, saldırgan, eşek kılıklı gazeteciler ülkesi - 1

Hal böyle olunca Halk Cephesi-Müsavat çatısı altında birleşen muhalefet, seçimleri gayrımeşru ilan etti, sokaklara çıkıp yakasına turuncu kurdeleler takarak protestoya başladı. Kimilerine göre gösterilerde 10 bin, kimilerine göre 30 bin kişi toplandı. Ama İlham Aliyev'e göre sayı öyle azdıki dikkate alınmaya bile değmezdi. Aliyev Alman 'Die Zeit' gazetesine yaptığı açıklamada, "300 kişiyle devrim yapılamaz. Ben göstericileri dikkate almıyorum" dedi.

MUHALEFET TÜRKİYE'DEN YARDIM İSTEDİ
Müsavat Partisi lideri İsa Gamber ise "Lütfen buraya Türk halkıyla ilgisi bulunmayan kişileri gözlemci olarak göndermeyin" dedi ve seçimlerdeki şaibenin kabul edilmesi konusunda Türkiye'den yardım istedi.

HİÇBİR ANLAMLI DEMOKRATİK İLERLEME YOK
Azeri muhalefetine göre seçimlere gözlemci olarak giden Türk heyetinin içinde Aliyev iktidarından rüşvet alanlar vardı. Bu iddialar ispatlanmadığı ve araştırılmadığı için gerçeklik payı bilinmiyor. Ama seçimleri takip etmek için Azerbaycan'a giden Türk heyeti "bazı alanlarda ilerlemeler sağlanmış olmakla birlikte, seçimlerin bazı uluslararası standartları karşılamadığını" belirtti. Uluslararası gözlemciler ise görüşünü, "Azerbaycan seçimlerinde hiçbir anlamlı demokratik gelişim sağlanmamıştır" şeklinde belirtti.

MADEM 'BİR MİLLET İKİ DEVLETİZ'...
Adnan Hacızade bir yıl mahpusluğun ardından özgürlüğüne kavuştuğu ilk gün baba ocağında, "Daha fazla yazmadığım, daha fazla yapmadığım, daha fazla film çekmediğim için pişmanım. Yapmaya, yazmaya devam edeceğim. Herkesin benim bir suçlu olmadığımı görmesini istiyorum" Abdullayev de, "Azerbaycan'dan başka gidecek yerim yok. Burada yaşamaya devam edeceğim" dedi.

İki genç muhalifin bu sözleri muhtemelen bir yerlerden tanıdık geliyordur. Ne de olsa Azerbaycan ve biz, 'bir millet iki devletiz'! Ancak belki de bu sözün hakkını vermek için artık Azerbaycan ile enerji, Ermeni meselesi ve Dağlık Karabağ ekseninde süren ilişkilerimize bir de "insan hakları ve demokrasi" kalemi eklemenin zamanı gelmiştir. Sokaklara çıkan muhalif hareketten biliyoruz ki, artık Türkiye'nin bu konuda da ses çıkarmasını bekleyen Azeriler de var.

Sayfa Yükleniyor...