‘Türkiye, AB'ye giden eski bir yola adım atıyor’

AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış, 12 Haziran seçimlerini Gazeteci Simon Cameron-Moore’a değerlendirdi.

Gazeteci Simon Cameron-Moore’a konuşan AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış ile,12 Haziran seçimlerini dış politika çerçevesinde değerlendirdi.

Moore, bu mülakat çerçevesinde hazırladığı yorum-haberde seçimleri Türkiye’nin, generallerden AB'ye doğru attığı bir adım olarak değerlendirdi. Moore yazısında şunları yazdı:

Türkiye gelecek hafta yapılacak seçimlerden sonra 1980'li yıllardaki askerî yönetimin izlerinden kurtularak, Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi askerî diktatörlükten Avrupa Birliği'ne giden yolu takip etmek istiyor.

AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış, Türkiye'nin yolculuğunun, Balkanlar, Orta Asyave özellikle de değişim mücadelesi veren Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri tarafından parlak bir örnek olarak takip edildiğini söyledi.

Bağış, Ataköy Marina'da verdiği mülakatta, "Suriye'de, Tunus'da, Mısır'da halk, Türkiye gibi olabilmek arzusuyla, demokrasi, reform ve insan hakları için hayatlarını ortaya koyuyor" dedi.

Türkiye'nin yarattığı rol model, Arap baharında bir klişe haline geldi ancak Bağış'ın üyesi olduğu AK Parti, ülke içerisinde demokratik sicili nedeniyle siyasi muhaliflerinin eleştirilerine maruz kalıyor.

AK Partinin liderleri, etkili Economist dergisinin bu hafta seçmenlere laik Cumhuriyet Halk Partisi için oy kullanmaları önerisinde bulunmasından çok rahatsız oldular.

Büyüyen ekonomi ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın baskın kişiliği sayesinde AK Partinin seçimleri kazanacağına emin ancak belirsiz olan tek şey partinin yüzde kaçlık bir oy oranıyla galip geleceği.

1980'li yıllardaki askerî yönetim sırasında hazırlanan Anayasa'nın yerine yeni bir Anayasa'yı yürürlüğe koyabilmeyi amaçlayan Erdoğan, AK Parti'nin Meclis'in üçte ikilik çoğunluğunu eline geçirebilmesi halinde, bu hedefine ulaşması kolaylaşacak.

Economist dergisi, Erdoğan'a üçüncü dönem iktidar yetkisi verilmesinin,Başbakanın otoriter eğilimlerinin demokratik eğilimlerine baskın gelmesiyle sonuçlanabileceğini savundu.

Bağış altını çizerek "Economist hatalı" dedi ve geçen yıl yapılan referandumda yüzde 58'lik bir oy oranıyla kabul edilen anayasa değişiklikleri konusunda AK Parti'yle yapıcı bir şekilde işbirliği yapmayı reddedenin muhalefet partileri olduğunu belirtti.

Yeni Anayasa'yla 1980 askerî darbesi sonrasında yazılan anayasadan kesin bir kopuş yaşanması bekleniyor. İspanya ve Portekiz benzer değişiklikleri yaşadıktan sonra AB'ye kabul edildiler.

Bağış, "Askerî bir Anayasa tarafından idare edilirken AB üyeliği için başvuran ve daha sonra da sivil bir Anayasa ile katılım sürecini hızlandıran Portekiz, İspanya ve Yunanistan gibi, biz de Haziran 2011 tarihinden sonra siviller tarafından yazılan bir Anayasa'yı kabul edeceğiz ve katılım sürecinde önemli bir adım atacağız" dedi.

ESKİ KORKULAR
Muhalifler, Erdoğan'ın Türkiye'yi sadece daha başkanlık gibi bir idare sistemine çevirmeyi amaçlamadığını ayrıca başkan olmayı da hedeflediğini söylüyorlar.

Zeki ve konuşkan 41 yaşındaki Bağış, seçmenlerin, AK Parti hakkında yaratılan korku dolu söylentilere inanmamalarını ve AK Parti'nin iktidara gelmesinden önceki yıllarla özdeşleşen darbeleri ve insan haklarının acımasız bir şekilde ihlal edildiği günleri hatırlamalarını istedi.

Bağış, "Türkiye'nin faili meçhul cinayetler, adam öldürmeler, işkenceler,ekonomik felaketlerle dolu eski karanlık günlerine dönmesini sağlamak için Türkiye'yi kökleri derinlere uzanan örgütlerin mi yönetmesini istiyorlar? Yoksa halkın iradesinin mi hakim gelmesini istiyorlar?" şeklinde sordu.

AK Parti, İslamcı kökleri nedeniyle partinin Mustafa Kemal'in laik vizyonuna ihanet edeceğinden endişe duyan muhaliflerin eleştirilerine hedef oluyor.

2002 yılında iktidara geldiğinden bu yana Erdoğan hükümeti, kendisini, -özellikle de orduda ve yargıda bulunan- laiklerin demokratik olmayan güçlerin kuşatması altındaymış gibi gösterdi.

Bağış, gözaltılar, yaygın şekilde telefon görüşmelerinin gizlice dinlenmesi,basın özgürlüğü ve hükûmetin küçükleri pornografiden korumayı amaçladığını söylediğiinternet erişimini kontrol altına alma önerisi nedeniyle AK Parti'nin gösterdiğ iotoriter tutuma yönelik suçlamalara cevap verdi.

Bağış, "Gazeteci oldukları için gözaltına alınmadılar" dedi.

Avrupa Birliği üyeliği konusu ise hiçbir parti tarafından seçim kampanyas ısırasında fazla dile getirilmedi.

Bağış bunu, başlıca partilerin, üye olsun veya olmasın Türkiye'nin AB anlaşmalarını benimseyerek daha güçlü bir ülke haline geleceği konusunda fikir birliği içerisinde olduklarının bir işareti olarak yorumladı.

2005 yılında başlayan katılım süreci çıkmaza girmeye yakın görünüyor fakat Bağış, özellikle de Kıbrıs, Fransa, Almanya ve Avusturya'da olmak üzere bazı çevrelerdeki Türkiye'yi Birliğe dahil etmek için gösterilen isteksizlikten rahatsız olmuş gibi görünmüyor. Bağış, AB standartlarına ulaşmanın Birliğe kabul edilmekten daha önemli olduğunu söyledi.

Sayfa Yükleniyor...