Türkiye gazeteci olmak için tehlikeli bir yer

Economist, 'Türkiye, gazeteci olmak için tehlikeli bir yer' başlıklı bir makalede, Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan son gazeteci tutuklamalarını değerlendiriyor.

Economist'in, 'Türkiye, gazeteci olmak için tehlikeli bir yer' başlıklı bir makalesi," Türkiye'nin ılımlı İslamcı Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, Türkiye'yi bir ileri demokrasiye dönüştürdüğünü söyleyerek övünmeyi seviyor. Ama iki araştırmacı gazetecinin 6 Mart'ta tutuklanması daha çok geriye bir adım gibi görünüyor." ifadeleriyle başlıyor.

'Eleştirileri susturmak için bahane
'Çoğu Kürt, çok sayıda gazetecinin hapiste olduğunu kaydeden dergi, Avrupa Birliği ve Washington'ın bu durumdan kaygılı olduğunu, binlerce Türk'ün de protesto için sokaklara çıktığını anlatıyor ve şöyle devam ediyor;

"Soruşturma, her ne kadar tartışmalı özel mahkemelerde olsa da, sivillerin ilk kez muvazzaf generallerden hesap sormasını beraberinde getirdi. Ayrıca, ordunun bulanık geçmişine emsalsiz bir bakış sundu. Buna karşın, iktidar partisinin en büyük taraftarları bile, Şık ve Şener'in tutuklanması gibi sert taktiklere başvurulmasının, Ergenekon davasının meşruiyetini çökertmesinden kaygılı. Soruşturma başlayalı dört yıl oldu, ama hala mahkûmiyet yok. Bazı şüphelilere daha suçlama yöneltilmedi. Bazıları, soruşturmanın hükümeti eleştirenleri yakalamak için tam bir bahaneye dönüştüğünü söylüyor."

Gülen Cemaati'nin rolü
Dergi, tüm bu yaşananların ardından, bu tutuklamaların arkasında Gülen Cemaatinin bulunduğu görüşünü savunanlar olduğunu aktarıyor;

"Bazı çevreler, Pennsylvania'da yaşayan bir İmam olan Fettullah Gülen'in liderliğini yaptığı, Türkiye'nin en nüfuzlu İslami Cemaati'nin bu tutuklamaların arkasında görülebileceğini söylüyor. Gülenciler "Saçmalık" diyor. Hareketleri yaygın bir şekilde ılımlı bir güç olarak görülüyor. Ama karşıtları, cemaatin devlete, özellikle de polise sızmasının, ordu ve başka yerlerdeki düşmanlarının peşine düşmeleri için tam serbestlik verdiğini iddia ediyor. "

Dergi, Şener'in en çok, "Hrant Dink suikastında polisin suç ortaklığını belgeleyen kitapla" tanındığını belirtiyor.

Şık'ın da tutuklandığında, Gülen cemaatinin güvenlik güçlerindeki etkinliğiyle ilgili bir kitap yayınlamak üzere olduğu kaydediliyor.

Savcının soruları
Savcı Zekeriya Öz'ün gazetecilerin yazdıkları değil, "şimdilik açıklayamayacağı faaliyetleri" nedeniyle tutuklandığı yönündeki sözlerini aktaran Economist, buna karşın sızan sorgu metinlerinde Öz'ün bazı kitaplarla ilgili sorular yönelttiğine dikkat çekiyor.

Dergi, bunlar arasında, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın Gülencilere saldırdığı bir kitap da bulunduğunu vurguluyor.

Economist son olarak, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Emme Sinclair Webb'in, gizli kanıtlar nedeniyle müdafilerin tutukluluklarına itiraz edemediği yönündeki sözlerine yer veriyor ve 'Bu kanıtlar gizli kaldıkça, protestolar daha da yüksek sesli olacak gibi görünüyor' diyor.

Sayfa Yükleniyor...