Türkiye'nin başka seçenekleri de var

Financial Times gazetesi, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili birlik içindeki pozisyonları değerlendiren bir yazıya yer vermiş.

Gazetenin yazarı Tony Barber, Avrupa'nın genişlemesinin sınırları olması gerektiğini savunan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin sözlerine karşı, "Avrupa'nın sınırları Türk kumlarını da içine almalı" diyor. Barber'in yazısından öne çıkan bölümler şöyle:

"Fransa'nın güneyindeki Nîmes kentinde düzenlenen mitingde Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Avrupa Birliği'nin geleceğiyle ilgili vizyonunu şu sözlerle açıkladı: "Avrupa sonu olmayan bir genişlemeye girerek kendisini sulandırmamalı. Avrupa'nın sınırları olmak zorunda. Özellikle de Türkiye, Avrupa Birliği ile özel bir ilişkiyi hak ediyor olsa da, hiçbir zaman tam üye olmamalı."

Sarkozy'e göre, Avrupa Birliği üyelik yerine, Türkiye ile ortak bir ekonomik ve güvenlik alanı oluşturmak için müzakerelere başlamalı.

Bu da, Sarkozy için, Avrupa'nın hasmı değil ortağı olarak görülmesi gereken Rusya'yı da dâhil eden bir projenin parçası."

AB'NİN SÖZÜNÜ TUTACAĞINDAN EMİN DEĞİLLER
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin pozisyonunu böyle özetleyen Barber, Türkiye'nin olası üyeliğinin Birlik içinde yaratacağı etkileri sıraladıktan sonra, Fransa ve Almanya'nın tutumlarına karşı en güçlü savı, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'in ortaya koyduğunu yazıyor.

"İsveç Dışişleri Bakanı, Avrupa'nın sınırlarının tek bir kerede ve nihai olarak çizilmesinin "zarar verici ve tehlikeli" olacağını söyledi. Bildt, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğine muhalif olanların sıklıkla unuttukları bir noktanın altını çiziyor.

O da, sınır çizerek bir ülkeyi sonsuza dek sınırın öte yanına mahkum bırakmanın, Avrupa Birliği'nin o ülkede iyi yöndeki değişimi cesaretlendirme kapasitesinden mahrum bırakacağı.

Böylesi bir süreç, Türkiye'de zaten belirli ölçülerde işliyor. Avrupa Birliği'nden yana reformcular artık, Birliğin verdiği sözleri tutacağından emin değil. Siyasetçiler ve işadamları, ticari ve diplomatik imkânlar için, İran'dan Ortadoğu'ya, Rusya'dan Orta Asya'ya kadar bir alana yüzlerini çevirmiş durumdalar.

Kısacası Türkiye'nin önünde başka seçenekler de var. Eğer Avrupa Birliği, Türkiye karşısında kapısını, bugünkü gibi yarı açık bırakmak yerine kapatırsa, bunun tahmin edilemeyecek sonuçları olabilir."