'Türkiye'nin derdi Gazze'ye yardım değildi'

İsrail'de ana muhalefet lideri Tzipi Livni, "Türkiye'nin isteği Gazze'ye yardım götürmek değil siyasiydi" dedi.

'Türkiye'nin derdi Gazze'ye yardım değildi'

İsrail muhalefet lideri ve Kadima Partisi Genel Başkanı Tzipi Livni, Türkiye'nin Gazze'ye yardım götürmek değil, "uluslararası kararlara karşı duran siyasi bir eylem gerçekleştirmek amacında olduğunu" öne sürdü.

İsrail'in 31 Mayıs'ta Mavi Marmara gemisine düzenlediği ve 9 Türk'ün ölümüyle sonuçlanan operasyonu soruşturmakla görevli Turkel Komisyonu bugün, Ağustos ayında komisyona ifade vermek için başvuruda bulunan eski Dışişleri Bakanı Livni'yi dinledi.

Livni, Gazze'ye yardım filosuna kamuoyunun gösterdiği desteği, söz konusu tarihte Filistinliler ile barış görüşmelerinin askıda olmasının yarattığı siyasi boşluğa bağladı. Livni, "Politikaları değişmekte olan Türkiye'nin de Hamas'a meşruiyet kazandırmak amacıyla bu boşluktan yararlandığını" iddia etti.

Komisyona "Filo krizi sırasında İsrail'in eylemlerinin meşruluğunu güçlendirmek üzere geldiğini" söyleyen Livni, "Türkiye'nin isteğinin, Gazze'ye yardım götürmek olmadığını, çünkü bu seçeneğin kendisine sunulduğunu, asıl amacın uluslararası kararlara karşı duran siyasi bir eylem gerçekleştirmek olduğunu" öne sürdü.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı deniz ablukasının nedenine ilişkin soruya da Livni, 1994-95 yıllarında İsrail ve Filistinliler arasında varılan ve uluslararası toplumca tanınan anlaşmalara göre Gazze'nin, hiçbir şekilde denize açılma hakkına ve bir limana sahip olmadığı görüşünü savundu.

Kadima lideri, Turkel Komisyonu'na verdiği ifadesinde ayrıca, uluslararası toplumun Hamas'ın 2006 yılındaki seçimlere katılmasına izin vermekle hata etmiş olduğu görüşünü dile getirdi.

AŞKENAZİ: ASKERLER ÖLÇÜLÜ VE HASSASTI
Bugün komisyona ifade veren bir diğer isim ise İsrail Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi oldu. Aşkenazi bir kez daha İsrail askerlerinin tavrını savundu.

İkinci kez komisyona ifadeye vermeye çağrılan Aşkenazi, İsrail basınına yansıyan açıklamalarında, operasyona katılan askerlerle gurur duyduğunu belirterek, sonuçların onların faaliyetlerini haklı gösterdiğini iddia etti.

Askerlerin, "zarar verilmemesi gereken kimseye zarar vermediklerini" öne süren Aşkenazi, "(gemiye çıkan askerlerin) hayatlarını tehlikeye atarak hemen ateş açmaya başlamadıklarını, askerlerden birinin boğazına sarılanlardan kendisini kurtarmak için 'şok bombası' kullandığını" belirtti.

Aşkenazi, askerlerin, kendilerine saldıranlara karşılığının "ölçülü" olduğunu ve hassasiyet içinde hareket ettiklerini savunarak, askerlerin karşısında "saldırıya ve geminin ele geçirilmesini önlemeye yönelik kararlı bir organize hareket bulunduğunu" öne sürdü. Aşkenazi, "(gemideki) barış eylemcilerinin bir gösterisi değildi. Barış eylemcisi, gecenin ortasında nasıl silah kullanacağını, nasıl gaz maskesi ve kurşun geçirmez yelekle uğraşacağını bilmez" dedi.

İsrail Genelkurmay Başkanı Aşkenazi, komisyon başkanı Yaakov Turkel'in "Helikopterler geminin üzerinde durur ve askerler gemiye indirilirken neden şok bombaları kullanılmadı" sorusunuysa şöyle yanıtladı: "Bir geminin üzerinde havada asılı kalıp askerleri aşağıya indirmek kolay iş değildir. Bu evlerin çatısına indirme yapmaya benzemez. Ayrıca, şok bombalarını askerleri indirmeye başlamadan kullandık."

Aşkenazi, gemide bulunan bir Türk gazetecinin ifadelerini de tekrarlayarak, "Onun açıklamaları, İsrail askerlerinin filo yolcularına karşı uyguladığı tavrın adil olduğunu doğrulamaktadır" dedi.

Komisyon Başkanı Turkel de Aşkenazi'ye, ordunun komisyonla işbirliğini takdir ettiğini, başka üst rütbeli subayları da ifadelerine başvurmak üzere çağırma niyetinde olduklarını söyledi.

Aşkenazi, komisyon önünde yaklaşık iki ay önceki ifadesinde, diğer subayların komisyona çağrılmasına karşı çıkmış, tek sorumlunun kendisi olduğunu belirtmişti.

Sayfa Yükleniyor...