En şanslı üniversiteliler

Son dönemde vakıf üniversiteleri öğrencilerini sektöre hazırlamak amacıyla adımlar atıyor.

En şanslı üniversiteliler

Öğrencilerini sektöre hazırlamak amacıyla en başarılı üniversitelerden biri haline gelen Nişantaşı Üniversitesi ve öğrencileri de bu konunun üzerinde özellikle duruyorlar. Nişantaşı Üniversitesi Moda Tasarımı öğrencisi Evrim Akar da onlardan biri. Akar sektörle iç içe oldukları için çok şanslı olduklarını söylüyor.

Sizi Moda Tasarımı okumaya yönlendiren neydi?

Ben sanatla iç içe bir iş yapmak istedim. Malzeme olarak da kumaşı, makası, ipliği seçtim.

Kariyeriniz adına çıktığınız bu yolda Nişantaşı Üniversitesi öğrencisi olmanın nasıl bir etkisi var sizce?

Nişantaşı Üniversitesi yeni bir üniversite ancak adını yakında özellikle uluslararası okullar arasında sıkça duyacağınıza emin olabilirsiniz. Bir defa uygulamaya çok önem veriyor ve okulun tüm imkânlarını önünüze seriyor. Bir projeniz ya da dileğiniz varsa her an muhatap bulabiliyorsunuz. Kariyer Merkezi gibi bir yapılanması var ve burada sektörünüzün profesyonelleriyle buluşmanıza olanak sağlayan etkinlikler düzenleniyor. Bir de gerçekten, daima sizin yanınızda yer alıyor. Bir başınıza staj yapacak yer aramak zorunda değilsiniz. Size yol gösteren, destek olan insan çok.

Okulunuzla ve bölümünüzle ilgili en keyif aldığınız, sevdiğiniz şey nedir?

Atölye çalışmaları; bilgiyi uygulamaya döktüğümüz her an. Atölyelerimiz bu sene çok daha aktif. Direkt ‘’Fashion Studio’’ bile kullanabiliyoruz. Kendi çalışma alanımız var Moda Tasarımı Bölümü olarak. Kendi alanımızı üçüncü katta yarattık ve tam donanımla çalışıyoruz.

Nişantaşı Üniversitesi’nde de bu saydığınız değerlerin karşılığını görüyorsunuz her halde?

Aynen öyle. Bana göre alaylı olmak daha çok terzilik oluyor. Mesela “O pantolonun üzerine o gömlek olmaz.” demek değildir moda. Yaklaşım tarzı farklıdır.

Okuldan mezun olduktan sonra iş bulmaya dair herhangi bir endişen var mı?

Açıkçası öğrencilik hayatın boyunca sektörde çalışmadıysan bu kaygıyı yaşamak zorundasın. Henüz okurken bu işi deneyimlemek gerekiyor. Kendini geliştirmelisin, okulun sana sunduklarını sonuna dek kullanmalısın. Bu noktada üniversitenin sundukları çok önemli… Biz şanslıyız çünkü burada sektörle hep iç içeyiz. Sadece teoride kalmıyor bilgi aynı zamanda uygulamaya da döküyoruz öğrendiklerimizi.

Peki, şu anda seçtiği yolda gayet emin adımlarla yürüyen biri olarak bu bölümü tercih etmek isteyen gençlere ne tavsiye edersin?

Öncelikle hayal güçlerini test etsinler. Kendilerini ve sanata karşı duruşlarını denesinler. Dışarıda gördükleri ya da televizyonda izlediği programlar, Türkiye’de kirletilen moda algısı, bunların bu bölümle ve bu bölümde verilen eğitimle uzaktan yakından alakası yok. Bunun ciddi bir iş ve bir sanat dalı olduğunu bilerek okulunu okumaya karar versinler.

Ne kadar çok kendilerine entelektüel altyapı sağlayabiliyorlarsa ne kadar çok araştırma yapabiliyorlar ise görsel hafızaları ne kadar kuvvetliyse ve tasarladıklarını ne kadar maddeye dökebiliyorlarsa bu bölümde başarılı olma şansları o kadar yüksek.

Neden Nişantaşı Üniversitesi’ni seçsinler?

Var olan sistemi içinde çoğu genç, kendini tanımaya fırsat bulamadan üniversitede, yetenekleri ve becerileriyle alakası olmayan bir bölümde açıyor gözlerini. Öncelikle kendilerini iyi tanımalarını öneriyorum, kendilerini harcamasınlar. Hangi bölümü tercih ederlerse etsinler önemli olan iyi eğitim veren bir üniversiteyi seçmek… Bir de eğer bizimki gibi uygulamalı bir alansa seçtikleri okul bunun için tam donanımlı bir üniversite seçmeliler. Bir üniversitenin başarısını bence öğretim elemanları, üniversitenin uygulama alanları ve tüm üst yapının öğrencileriyle iletişimi belirler. Örneğin bizim okulumuzda hiyerarşi yok ve bunun olmaması çok önemli. Her an herkesle konuşabilir her sorunumuzu herkese açabiliriz, daha da iyisi bu sorunlara çözüm bulabiliriz. Yeterince nedenleri var artık sanırım.

Sayfa Yükleniyor...