Öğrencileri sadece testle değerlendirmek yanlış!
Prof. Tobias: ''Ölçme-değerlendirme yaparken sadece test sonuçlarına bakmamalıyız. Öğrencilerin daha farklı yeteneklerine hitap eden sınavların da geliştirilmesi gerekir.''
New York Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğrenme ve Öğretme Başkanı ve ölçme-değerlendirme uzmanı Prof. Robert Tobias, Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneğinin (TÖDER) düzenlediği ''Çağdaş Eğitimde Sorunlar ve Geleceğe Bakış'' başlıklı konferansta konuşan Tobias, New York'taki devlet okullarında kullanılan sistemin ilk çıkış noktası, avantajları ve karşılaşılan güçlükleri de dahil olacak şekilde Amerika'daki test ve izlenebilirlik sistemlerinin ele alındığı ''Amerika Tarzı Ölçme Değerlendirme ve İzlenebilirlik'' adlı çalışmasını sundu.
Prof. Tobias, Amerika'da testlere büyük bir hayranlık duyulduğunu belirterek, New York'ta bulunan 1,1 milyon devlet okulu öğrencisinin, 17 ayrı standartlaşmış test programı çerçevesinde yılda 4 milyon teste tabi tutulduğunu söyledi.
Standartlaşmış testlerin, okullardaki sınavların dışında ''hazırlık testleri'' niteliğinde olduğunu ifade eden Tobias, yılda yapılan 30-40 bin başvurudan, 5 bin kişinin fen alanında uzmanlaşmış 3 ayrı elit lisenin düzenlediği giriş sınavlarına kabul edildiğini kaydetti.
Tobias, testlerin sadece öğrenciler için değil, okullar ve öğretmenler için de önemli olduğunu vurgulayarak, test sistemini bir reform olarak kullanma teorisinin, okulların test performanslarının kamuoyuna açıklanması ile okulun kapatılma riski ile karşı karşıya kalması esasına dayandığını dile getirdi.
Testlerin amacının, öğrencilerin bir hedef koymasını sağlamak olduğunu ifade eden Prof. Tobias, şunları kaydetti:
''Testler, öğrencinin öğrenmesi açısından o kadar da mükemmel bir yöntem değil. Buradan çıkaracağımız ilk ders, ölçme-değerlendirme yaparken sadece test sonuçlarına bakmamalıyız. Öğretmen ve eğitimin kalitesi, derslerin veriliş tarzı, okulun sağladığı ortam, bunların hepsi okulun genel performansını değerlendirmede kullanacağımız yöntemler olmalıdır. Öğretmenlerin performansları da çok önemli. ABD'de şu an yeni bir hareket var: Öğretmen kalitesi, sadece öğrencilerin kalitesi, sınav test sonuçlarına bakarak değerlendiriliyor. Ancak bu iyi bir yöntem değil, çünkü öğretmenin kontrol edebileceği birçok değişken var. Mesela öğretmen, öğrencinin performansına göre eğitim verir. ABD'de kullanılan testlerin çoğu çoktan seçmeli. Ancak öğrencilerin daha farklı yeteneklerine hitap eden sınavların da geliştirilmesi gerekir.''
Tobias, sınavın, öğrenciyi eğiten bir yöntem olmadığına dikkat çekerek, ''Sınav, sadece öğrencinin öğrenip öğrenmediğini kontrol eder. Sınavları öğrenmek tabii ki önemli, ancak sınavlara hazırlanırken öğrencilerin bütün algılarını açacak şekilde eğitim veriliyorsa olumlu. Ancak sınav hazırlığı sadece sınavı geçmeye kanalize eden bir ortam yaratırsa, bu olumlu bir sonuç doğurmuyor'' dedi.
''SINAV İNGİLİZ ANAHTARI DEĞİL''
TÖDER Genel Başkanı Enver Yücel de Türkiye'de eğitim sisteminin yıllardır tartışıldığını belirterek, bunun özellikle bazen politikacılar tarafından kullanıldığını söyledi.
Son 6 aydır Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) tartışıldığını dile getiren Yücel, ''Sınav her kapıyı açan bir İngiliz anahtarı değildir. Ölçme-değerlendirme farklı bir şey. Ülkemizde bununla ilgili merkezler yok. Türkiye'de de ölçme-değerlendirmeyle ilgili master, doktora seviyesinde birimler, okullarda rehberler olmalı'' diye konuştu.
Yücel, ''Türkiye'de sınavlara hazırlık için dershanelere 16 milyar TL harcandığı'' iddialarına da yanıt vererek, şunları söyledi:
''Bu doğru değildir. Bu bütçenin 2 milyar TL olduğunu kamuoyu ile paylaşmak isterim. Gerçekten bu iddia doğru ise TÖDER'e mensup üyelerimizin yıllık 1 milyara dayanan bütçelerini, iddia sahiplerine bağışlamak isteriz. Ama bu iddia doğru değilse ve ispatlanamazsa biz bir şey istemiyoruz, sadece kamuoyu yanıltıldığı için özür dilesinler yeter.''
- Etiketler :
- Haberler