'Şubat'ta 30 bin ek öğretmen alımı yapılmalı'

Yarı yıl değerlendirmesi yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk, büyük umutlarla başlanılan yeni eğitim-öğretim yılında bir adım bile mesafe katedilemediğini, sorunların katmerleştiğini ve buna paralel olarak  eğitimin kalitesinin düştüğünü söyledi.

'Şubat'ta 30 bin ek öğretmen alımı yapılmalı'

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına devam edilmesini eleştiren İsmail Koncuk, ''Milli Bakanı Nimet Çubukçu, sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçireceğine ilişkin defalarda söz vermiş olmasına rağmen, ne başbakanı, ne de maliye bakanını ikna edebilmiştir. Görünen o ki, Bakan Çubukçu artık bu konuyu rafa kaldırmıştır ve sözleşmeli öğretmenlere karşı umursamaz bir tavır içindedir. Herkesin bilmesi gerekir ki, şayet sözleşmeli öğretmenleri umutlandıran, onlara kadro sözü veren Bakanlık, sözünde durmazsa, Türk -Sen'in eylemleri, şiddeti artarak devam edecektir'' dedi.        

30 BİN EK ÖĞRETMEN ALIMI
Öğretmen açığı ve atama bekleyen öğretmenlerin durumunun, eğitim sisteminin büyük bir yarası olduğunu ifade eden Koncuk, MEB'in 2011 yılında 55 bin öğretmen ataması yapılacağını açıkladığını anımsattı.

Koncuk, öğretmen sayısının, ihtiyacı karşılamadığı düşünüldüğünde ve atama bekleyen öğretmen sayısının 344 bin olduğu gözönüne alındığında, 55 bin öğretmen atamasının yetersiz olduğunu öne sürerek, Şubat ayında 30 bin ek öğretmen alımı yapılmasını talep etti.        

KPSS Eğitim Bilimleri Testinin, soruların sızdırıldığı gerekçesiyle iptal edildiğini belirten Koncuk, bu konuyla ilgili soruşturmanın hala sürmesini ve sonuçlandırılmamasını eleştirdi. Koncuk, ''Aradan geçen 5 aya rağmen soruşturmanın tamamlanmamış ve sorumluların bulunamamış olması bizi endişeye sürüklemektedir. Bugüne dek soruşturmanın akıbeti hakkında herhangi bir bilgi kamuoyuyla paylaşılmazken, şaibeli isimlerden bazıları ne yazık ki, öğretmen olarak atanmıştır'' dedi.        

"KENDİ PERSONELİNİ YOK SAYAN VE PERSONELİN DE GÜVEN DUYMADĞI BİR KURUM"
Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal yönden yalnız bırakıldığını ileri süren Koncuk, derslik açığının da hala devam ettiğini belirtti. 2009-2010 MEB istatistiklerine göre, Türkiye'de derslik başına ilköğretimde 32 öğrenci düştüğü bilgisini aktaran Koncuk, OECD ülkelerinde ilköğretimde ortalama sınıf mevcudunun 21.6 olduğunu belirtti.        

Konuk, bakanlığın hizmetliyi, memuru da unuttuğunu ileri sürerek, şunları kaydetti:        

''Kendi personelini yok sayan, personelin de güven duymadığı bir kurum halinde yönetilen MEB, bir yandan eğitim çalışanlarını kaybederken, diğer yandan ülke geleceğini ne kadar olumsuz etkilediğini görmek ve kendine gelmek zorundadır. Kendisine yandaş kadrolar oluşturan MEB, genel seçim öncesinde yandaşlarını küstürmemek için şube müdürlüğü sınavı yapmaktan bile korkmaktadır. Bugün 1995 şube müdürlüğü kadrosunun 1300 tanesi geçici, yandaş kadrolarla doldurulmuştur ve her geçen gün bu sayı artmaktadır. Bu kafayla devam eden MEB'in eğitim-öğretim davasında bir başarı sağlayamayacağı açıktır. İşte tüm bunlar MEB'in 2010-2011 eğitim-öğretim yılında karnesini olumsuz etkilemiştir.''

EĞİTİM-BİR-SEN
''2010-2011 ÖĞRETİM DÖNEMİNİN BİRİNCİ YARIYILI BİRÇOK SORUNLA BİRLİKTE SONA ERDİ''
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), 2010-2011 öğretim dönemi birinci yarıyılının sona ermesi dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Özgürlük alanlarını genişleten Anayasa ile inancı gereği başını örten öğrencilerin, hiçbir hukuki dayanağı olmayan yasaklarla eğitim hakkından yoksun bırakıldığı ifade edilen açıklamada, ''Başörtüsü üniversitelerde serbest olmalı ve başörtüsüyle üniversiteyi bitiren kızlarımız da kamuda çalışabilmelidir'' denildi.       

Eğitimin en önemli sorunlarından biri olan öğretmen açığının kapatılması konusunda tatmin edici adımların atılması gerektiği kaydedilen açıklamada, bakanlığın, 30 bini Şubat ayında olmak üzere en az 120 bin öğretmen atamasını gerçekleştirmesi ve 76 bin derslik açığını gidermesi gerektiği savunuldu. Açıklamada, eğitim kurumlarında hizmetli yetersizliğinden dolayı temizlik ve hijyenin yeterince sağlanamadığı ve bu nedenle bakanlığın en az 30 bin hizmetli alımı yapması gerektiği öne sürüldü.        

18. Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararlara atıfta bulunularak, alınan kararlarının tamamının tozlu raflar arasında unutulmadan hayata geçirilmesi gerektiği kaydedildi.        

''Öğrencilerin yüzde 73'ü ve öğretmenlerin yüzde 50'si yemek ihtiyaçlarını kantinlerden karşılamaktadır. Şehir merkezlerinde öğrencilerin yüzde 20'si okula servislerle gitmektedir'' denilen açıklamada, okullarda kantin ve servislerin denetiminin daha sık ve belirli periyotlarda yapılması gerektiğine işaret edildi.       

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:       

''Eğitim sistemimizin daha nitelikli öğrenciler yetiştirebilmesi için Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçları iyice irdelenerek gerekli önlemler alınmalıdır.         Askerlik hizmetini, Milli Eğitim Bakanlığından asker öğretmen olarak yerine getiren öğretmenler gibi, öğretim üyelerinin de temel askerlik eğitimlerinden sonra askerlik hizmetini akademisyen ihtiyacı olan üniversitelerde yerine getirmelerine imkan verilmelidir.        

Eğitim sistemindeki kurumlardan mezun olan herkesin istediği fakülte, akademi ve bölümde okuma hakkı olmalıdır. Bu nedenle herkes, okul ayrımı yapmadan istediği okula girebilmelidir. Bunun için İmam Hatip Lisesi mezunlarının polis olmaları başta olmak üzere eğitimde fırsat eşitliğinin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.


Sayfa Yükleniyor...