Albayrak: Enflasyonda eylülde tek haneli rakamları yakalayacağız

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası 10. Yıl Daveti'nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, "Yılın ikinci yarısında beklediğimiz ekonomik aktivitedeki rahatlamayla yılı pozitif büyümeyle kapatacağımıza inanıyoruz. Enflasyonda endeksler eylül ayında hem TÜFE, hem de ÜFE'de tek haneli rakamları yakalayacağımızı net bir şekilde gösteriyor" dedi.

Albayrak: Enflasyonda eylülde tek haneli rakamları yakalayacağız

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, son ekonomik verilerin ekonomideki toparlanmanın ve dengelenme sürecinin arzu edilen seviyeye yakın şekilde seyrettiğini ortaya koyduğunu belirterek, "Özellikle ikinci yarıda beklediğimiz ekonomik aktivitedeki rahatlama ile yılı pozitif büyüme rakamı ile kapatacağımıza inanıyoruz." dedi.

Albayrak, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının (EBRD) Türkiye'deki 10'uncu yılı dolayısıyla düzenlediği EBRD 10. Yıl Etkinliği'nde yaptığı konuşmada, söz konusu etkinliğe katılmaktan dolayı son derece mutlu olduğunu belirterek, böylesi büyük ve güzel bir katılımın, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın Türkiye için ne kadar önemli bir anlam ifade ettiğini ortaya koyduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'yla iş birliğinin aslında 90’lı yıllara dayandığını belirten Albayrak, "Türkiye olarak bankanın kurucu üyesi olmamız vesilesiyle de bankanın katma değerine ilk elden şahidiz. 90’lardan günümüze, bankanın uyumunu ve küresel kimliğe bürünmesini takdirle izliyoruz. 2009 yılında ise bankanın yaşadığı tarihi dönüm noktasıyla birlikte, tam da bugünün kutlama konusu olarak, 'operasyon ülkesi' yani kredi alan ülke statüsüne geçtik." diye konuştu.

"GEÇMİŞTEKİ BAŞARILARI TAKDİR ETMEKLE BİRLİKTE BUNLARI GELECEĞE TAŞIMAMIZ LAZIM"

Türkiye'nin bu on yıllık dönemde başarı anlamında son derece zengin içeriğe sahip bir süreç yaşadığını dile getiren Albayrak, "Dönemin başında, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın ülkemize yatırımları 100 ila 150 milyon avro seviyesindeyken, bugün yıllık finansman düzeyi 1 ila 1,9 milyar avroya yükselmiştir. EBRD geçmiş on yılda, ülkemize 11,5 milyar avro tutarında yatırım ve finansman sağlayarak ve bunun da yüzde 96’sını özel sektöre sağlayarak çok büyük bir katkı sağladı. Tabii, bu başarılar bugün kutlama temalı da olsa gelecek dönem için kesintisiz çalışmayı bundan sonra da beraberinde getirmek zorunda. Çok güzel işler başardık, rehavete kapılmak yok, inşallah çok daha güzel ve başarılı büyük projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Ve geçmişteki başarıları takdir etmekle birlikte bunları geleceğe taşımamız lazım." ifadelerini kullandı.

Bakan Albayrak, şöyle devam etti:

"Bu noktada, EBRD'nin İstanbul ve Ankara ofislerinin, başta bankadaki pay sahipliğimizin temsilcisi olan Hazine ve Maliye Bakanlığımız olmak üzere, ilgili tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarımızla yakın ve sıkı çalışarak bu başarıları ortaya koydukları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Ve bu verimli iş birliklerinin geleceğe sağlıklı taşınması adına, bankanın ülkemizdeki stratejik alanlarını Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile birlikte geçtiğimiz aylarda belirledik. Bu alanların, Yeni Programı'mızdaki önceliklerimizle de uyumlu olması bizi son derece mutlu etti."

Diğer yandan, geçen yıl banka bünyesinde Türkiye adına bir ilki gerçekleştirerek bir Donör Fonu kurduklarını ifade eden Albayrak, bu fonla, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının yatırım yaptığı projelerdeki teknik destek bileşenlerine Türkiye'nin de bütçeden kaynak aktararak katkı sağlayacağını bildirdi.

"TÜRKİYE, DÜNYADA EN KORUNAKLI ÜLKELERDEN BİRİ OLMA NOKTASINDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATIYOR"

Bakan Albayrak, küresel ve bölgesel anlamda dünyanın on yıl öncesine göre çok daha farklı bir konumda olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bölgesel istikrarsızlığın ve göçlerin arttığı, ticaret savaşlarının yaşandığı, Avrupa Birliği'nde belirsizliklerin devam ettiği bu zorlu konjonktürden geçerken, ülkemizin en az düzeyde etkilenmesi adına, ihtiyatlı politikalarımıza devam ediyoruz. Bakınız, küresel piyasaları etkisi altına alan ticaret savaşları, ülkelerin ekonomi politikalarını derinden etkilemektedir. Bugün, ülkeler ticarette dezavantajlı duruma düşmemek için neler yapıyorlar? Faiz indirerek para birimlerinin değerini düşürmeden, parasal genişlemeyi getirecek teşvik mekanizmaları gibi çok sayıda politikayı devreye alıyorlar. Türkiye olarak biz, geçtiğimiz yıl ağustos ayında maruz kaldığımız süreçleri geride bıraktık. Ve yaşadığımız bu atakların özellikle reel sektör ve piyasalar için olası etkilerine karşı çok sayıda tedbir setini devreye aldık. Bugün, şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki küresel ticaret savaşlarının etkilerine ve finansal piyasalardaki dalgalanmalara karşı Türkiye dünyada en korunaklı ülkelerden biri olma noktasında önemli adımlar atıyor. Tedbir setlerimizin üzerinde, ekonomide ayakları yere basan politikalardan oluşan ve küresel konjonktürü iyi okuyarak bir değişim ideali ortaya koyan Yeni Ekonomi Programı'nın bir yılını geride bıraktık. Yeni Ekonomi Programı'nı bu bir senede çok farklı yaşanan senaryolara rağmen başarılı bir şekilde uyguladık. Ve bugün, artık her geçen gün daha da netleşmeye başladığı şekliyle teker teker meyvelerini de toplamaya başladık."

Yeni Ekonomi Programı'ndan sonra devreye alınan, güçlü yapısal reform setini kararlı şekilde uygulamayı sürdürdüklerini vurgulayan Albayrak, "İşte bu politikalar neticesinde tarihin en büyük küresel ataklarını yaşadığımız son bir yılda, üzerinden hatta bir yıl bile geçmeden elde ettiğimiz kazanımları inşallah 2020 yılında çok daha ileriye taşıyacağız." diye konuştu.

"YIL SONUNU DA HEDEFLERİMİZDEN DAHA İYİ BİR PERFORMANS İLE TAMAMLAYACAĞIZ"

Son dönem ekonomideki güçlü toparlanmayı yansıtan bazı verileri de paylaşan Albayrak, şunları kaydetti:

"Bildiğiniz gibi, Yeni Ekonomi Programı'nda 2019 yılı büyümesi için 'dengelenme' dönemi vurgusu yapmıştık. Büyümemiz bir süre düşecek ve daha sonra arzu ettiğimiz 'sağlıklı ve sürdürülebilir' bir yükselişe girecek demiştik. Nitekim 2019 yılı ilk çeyreğinde yıllık bazda bir daralma yaşandı. Oysa çeyrek bazına baktığımızda, yüzde 1,6 ve 1,2’lik büyümelerle artık toparlanma sürecinin ilk sinyallerini almaya başlamıştık. Bu veriler, ekonomideki toparlanmanın ve dengelenme sürecinin arzu ettiğimiz seviyeye yakın şekilde seyrettiğini ortaya koydu. Özellikle ikinci yarıda beklediğimiz ekonomik aktivitedeki rahatlama ile yılı pozitif büyüme rakamı ile kapatacağımıza inanıyoruz. Yeni Ekonomi Programı başta olmak üzere tüm platformlarda mücadele alanlarımızın başına enflasyon ile mücadeleyi koymuştuk. Yıllık tüketici enflasyon oranı 2018 Ekim ayında ulaştığı yüzde 25,2 seviyesinden 2019 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 15 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde, ÜFE yüzde 45 seviyesinden ağustos ayı itibariyle yüzde 13,5 seviyesine, çekirdek enflasyon oranı ise yüzde 24,3 seviyesinden yüzde 13,6 seviyesine gerilemiştir. Önümüzde eylül ayı endeksleri var. Projeksiyonlarımıza göre, eylül ayında hem TÜFE’de hem de ÜFE’de tek haneli rakamları 1 yıl geçtikten sonra yakalayacağımızı gösteriyor. Yüzde 25’in üzerine çıkmış bir TÜFE ve 45 seviyelerindeki ÜFE’yi bir yıl geçmeden tek haneye indirmiş olacağız. Yıl sonunu da hedeflerimizden daha iyi bir performans ile tamamlayacağız."

Ağustos ayında PMI değerinin son 13 ayın en yüksek değerine ulaşarak, 48 olarak gerçekleştiğini anımsatan Albayrak, "Tüketici ve reel sektör güven endeksleri gibi temel beklentileri içeren ekonomik güven endeksi, 2019 yılı Ağustos ayında mevsimsel düzeltilmiş olarak önceki aya göre yüzde 7,9 oranında yükselmiş ve 87,1 seviyesine çıkmıştır. Temmuz itibariyle ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,9 oranında artmıştır. Ticaret Bakanlığı geçici verileri, ihracatın ağustos ayında da artış seyrini sürdürdüğünü göstermektedir. 2018 yılında 168 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen ihracat, 2019 yılı Temmuz ayı itibarıyla yıllık bazda yaklaşık 171 milyar dolara yükselmiştir. Ve aynı dönemde ithalatın ihracatı karşılama oranı yüzde 60’lardayken bugün itibariyle bu rakam yüzde 82 ile yüzde 85 düzeylerine çıkmaya başladı." değerlendirmesinde bulundu.

Yıllık bazda cari işlemler dengesinin de 2002 yılı kasım ayından bu yana ilk kez fazla verdiğini ve 538 milyon dolar seviyesinde yıllık cari fazla rakamına ulaşıldığını dile getiren Albayrak, "Burada şu noktanın altını çok net çizmek istiyorum. Gelişmekte olan ülkeler içerisinde böyle yaşanan bir iklim ve düzeyde böyle bir takvim yılı içerisinde hem pozitif büyümeyi hem de cari fazlayı eş güdümlü verebilmek çok eşsiz bir örnek. Türkiye, son 1 yıllık yaklaşık 60 milyar dolarlık cari açık ve birilerinin beklentisinin aksine, yüzde 2, yüzde 3 küçülecek resmine baktığımız bir süreçte, bu ikisini de al aşağı ederek çok önemli bir resim ortaya koydu. Ve buradan şunun da altını çizmek istiyorum. Zannediyorum yarın açıklanacak cari denge ağustos-temmuz ayı rakamları, cari denge temmuz ayı rakamlarına baktığımızda göreceğiz ki 12 aylık cari dengede Türkiye Cumhuriyeti tarihinin belki de en yüksek cari fazla rakamını göreceğiz temmuz ayı itibariyle. Bunlar tabii önemli rakamlar, önemli neticeler, adım adım nasıl ilerlediğimizi gösteren neticeler." dedi.

"TİCARİ VE KONUT KREDİ MALİYETLERİNDE OLDUKÇA ÖNEMLİ BİR DÜŞÜŞ YAŞANDI"

Faiz oranlarına da değinen Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ve 9 Eylül itibarıyla, geçen yılın aynı dönemine kıyasla sadece riski priminde (CDS) Türkiye’nin 200 bp’lik bir iyileşme, 2 yıllık devlet tahvil faizi yaklaşık 780 bp, 5 yıllık devlet tahvil faizi yaklaşık 980 bp ve 10 yıllık devlet tahvil faizi yaklaşık 480 bp gerileme ve iyileşme yaşamıştır. Benzer biçimde, kredi faizlerinde de düşüş, kredi kullanımındaki artış olumlu seyrini sürdürmektedir. 2018 yılı Eylül ayına kıyasla ticari kredi faizleri 15,7 puan, konut kredisi faizleri 15,1 puan, ihtiyaç kredisi faizleri ise 16,2 puan gerilemiştir. Bugünkü TCMB kararlarından hariç konuşuyorum. Bunun etkilerini ileriki günlerde göreceğiz. Hem ticari hem de konut kredi maliyetlerinde oldukça önemli bir düşüş ve iyileşme sağlanmıştır."

Bakan Albayrak, dengelenme sürecinin bir yansıması olarak finansal kesim dışındaki firmaların döviz açık pozisyonunun 2018 yılının ikinci çeyreğindeki 212 milyar dolar seviyesinden 2019 yılı ikinci çeyreği itibarıyla 184 milyar dolar seviyesine gerilediğini ifade ederek, "İşte, her alanda 2019 yılını çok önemli kazanımlarla geride bırakıyoruz. Yeni Ekonomi Programı’nı, önümüzdeki 3 yılı kapsayacak şekilde çok yakın bir zamanda, eylül ayı içerisinde, açıklayacağız." diye konuştu.

EBRD'NİN AFRİKA AÇILIMI

Bakan Albayrak, EBRD'nin 9,5 milyar avroya ulaşan iş hacmiyle birlikte, bölge ülkelerinin kalkınmasında kilit bir aktör haline geldiğini söyledi.

"Gerek finansal gerek operasyonel performansından ötürü başta Sayın Başkan Suma olmak üzere tüm banka yönetimini kutluyorum." diyen Albayrak, tarihin belirli bir döngü içermediğini ve esasen herkes açısından fırsatların değerlendirilmesiyle şekillendiğini belirtti.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası için de gelecek dönemde yapacağı Afrika açılım kararının, bu anlamda kesin bir fırsat sunduğunu vurgulayan Albayrak, şunları kaydetti:

"Ve bugün bu program vesilesiyle şunu ifade etmek istiyorum ki bu açılıma Türkiye olarak hükümetimizle, kurumlarımızla, özel sektörümüzle en üst düzey katkıyı vermek için elimizden gelen her türlü çabayı ortaya koyacağız. Bu açılımı, ülkemizin özellikle Afrika'ya yönelik son yıllarda geliştirdiği ortaklık politikasıyla uyumlu olması nedeniyle kritik önemde bir adım olarak görüyoruz. Afrika’da aktif şekilde yatırımlarını sürdüren özel sektörümüz ve özel sektörümüzü destekleyen kurumlarımızın EBRD ile ortak çalışmalar yaparak bölgenin kalkınmasında öncü rol oynayacağına inancım tamdır. Bu konuda banka ile birlikte çalışmalarımızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Çünkü Sahra Altı değimiz bütün bu coğrafya ve kıta özelinde baktığımızda devlet olarak, büyükelçilikler olarak, STK'larımız, özel sektör şirketlerimiz olarak üst düzey sahip olduğumuz tüm bu yetkinliklerle kazan-kazan ilişkisine dayalı çok daha ileriye dönük başarılı iş birliklerini inşallah ortaya koyacağız."

"İSTANBUL FİNANS MERKEZİ PROJEMİZİN TÜM HIZIYLA DEVAM EDİYOR"

İstanbul Finans Merkezi Projesi'ne ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sözlerimi tamamlamadan önce, İstanbul Finans Merkezi projemizin tüm hızıyla devam ettiğini belirtmek isterim. Hem fiziki hem de yasal düzenlemeler anlamında merkezin daha kapsayıcı olması için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu açıdan Uluslararası Finansal Kuruluşların bölgesel ofislerinin İstanbul’da olmasını son derece önemsiyoruz. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ailesinin de ülkemizde büyüdüğünü görmek memnuniyet verici. Ayrıca, banka yönetiminde görev almış olan eski temsilcilerin bir kısmı da bugün buradalar. Bu vesileyle, bankada görev yapmış olan tüm temsilcilere katkılarından dolayı teşekkür ediyorum."

Sayfa Yükleniyor...