Ali Babacan: Hedef Türkiye

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ekonomiye etkilerini anlatan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, operasyonun hedefinin Türkiye olduğunu söyledi. Operasyonla gündeme gelen iddiaları da değerlendiren Babacan, "Yolsuzlukların üzerini örtmeyiz" dedi.

Ali Babacan: Hedef Türkiye

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı'nda konuştu.

Konuşmasında yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ekonomiye etkisini değerlendiren Babacan şu ifadeleri kullandı:

"Zamanlaması açısından baktığımızda, yöntemi ve içeriği itibariyle baktığımızda burada bir siyaset mühendisliği çabasını da maalesef görüyoruz. Hele hele ikinci dalgaya ve isimlere baktığınızda, konulara baktığınızda burada hedef her ne kadar hükümet olarak görülse de aslında piyasa sonuçlarına baktığımız zaman aslında hedef tüm Türkiye. Hedefin bir bakıma milletimizin kendisi olduğunu da görüyoruz. Biz hiçbir zaman yolsuzlukların üzerini örtmeyiz.

Hatası olan mutlaka yargı karşısında en geç hesabını verir. Ama öte yandan Türkiye üzerinde de oyunlara izin vermememiz gerekir. Hele hele yargı içinde, emniyet içerisinde farklı yapılanmalarla bu işler gerçekleşiyorsa o noktada da çok çok dikkatli olmak zorundayız. İstikrar ve güven ortamı Türkiye'de kolay oluşmadı. Biz istikrar ve güven ortamını adeta bina inşa eder gibi tuğla tuğla, harcıyla demiriyle çimentosuyla inşa ettik. Bu güven ve istikrar ortamının elimizden alınmasına asla izin vermeyeceğiz, özel ve reel sektörümüzün de bu istikrar ortamının kolayca hedeflenmesine asla izin vermemesi gerektiğini düşünüyorum."

HALK BANKASI'NIN TAKİPTEKİ ALACAK ORANI
Halk Bankası'nın 2002'de takipte olan alacaklarının toplam alacaklara oranının yüzde 48,8 olduğunu ifade eden Babacan, "En son geldiğimiz noktada Halk Bankasının takipte olan alacağı sadece yüzde 2,6. Bankacılık sektör ortalamamız yüzde 2,8. Yani sektör ortalamasından daha iyi. Bütün bunlar yönetim konusunda, yönetimin dirayeti konusunda bize önemli ipuçları veriyor" şeklinde konuştu.

Halk Bankası'nın en önemli özelliklerinden birinin de İran ile iş yapabilen tek banka olması olduğunu belirten Babacan, İran ile iş yapılabilmesi için uluslararası kurallara uygun çalışılması, İran'ın ve ABD'nin güveninin kazanılması gerektiğini bildirdi.

Halk Bankası'nın her iki tarafın güvenini kazandığını vurgulayan Babacan, "Dolayısıyla biz Halk Bankasının önümüzdeki dönemde performansıyla ilgili son derece olumluyuz. Maalesef genel müdür üzerinden tüm bankanın yıpratılmasına yönelik bir çaba oldu. Ama önümüzdeki dönemde bu algı ve tablo hızla değişecektir ve gerçekler su yüzüne çıkacaktır" dedi.

Türkiye'nin G-20 üyesi olduğunu ve önümüzdeki yıl dönem başkanı olacağını belirten Babacan, küresel ekonomideki tüm gelişmeleri sıkı bir şekilde takip ettiklerini söyledi.

Babacan, Türkiye'nin şu anda dünyanın en büyük 16. ekonomisi olduğuna işaret ederek, buna karşın Türkiye'nin tarımda yedinci, gelen turist sayısında ise altıncı sırada olduğunu ifade etti.

Ne açıdan bakılırsa bakılsın Türkiye'nin artık dünyada söz sahibi bir ülke olduğunu vurgulayan Babacan, Türkiye'nin dünyaya son derece entegre olduğunu ve bu nedenle gelişmelerin çok iyi okunması gerektiğini kaydetti.

Geçen yılın başında, 2013 için dünyada yüzde 3,6 büyüme beklendiğini anımsatan Babacan, bugün bakıldığında ise bu rakamın yüzde 2,9 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini açıkladı. 2014'le ilgili beklentilerin de aşağı yönlü revize edildiğini belirten Babacan, ABD'de de durumun aynı olduğunu söyledi. Babacan, uzun bir süredir negatif büyüme rakamları elde eden Euro Bölgesi'nin ise yüzde 1 civarında büyümesinin beklendiğini ifade etti.

'GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE DE DURUM FARKLI DEĞİL'
Ali Babacan, gelişmekte olan ülkelerde de durumun farklı olmadığını belirterek, bu ülkelerin 2013 yılında yüzde 5,6 büyümesi beklenirken, bugün itibarıyla yüzde 4,5'lik bir rakamın söz konusu olduğunu bildirdi.

Çin dışarıda tutulduğunda ise bu oranın daha da düştüğünü anlatan Babacan, "Yani 2013 yılında biz, Çin dışında tüm gelişmekte olan ülkelerin yaklaşık 1 puanlık üzerinde bir büyüme sergilemiş olacağız. 2014 yılında da Çin dışında tüm gelişmekte olan ülkelerin ortalaması kadar bir büyümeyi gerçekleştirmiş olacağız" dedi.

Dünya ticaretinde de beklenen artışın elde edilemediğini aktaran Babacan, özellikle 2013'ün mayıs ayından bu yana gelişmekte olan ülkelerle alakalı beklentilerin ciddi oranda revize edildiğini söyledi. Babacan, şunları kaydetti:

"Gelecek 10 yılda, gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızı, geçmiş 10 yıla göre daha düşük olacak. Artık Çin'de yüzde 9'luk, 10'luk büyüme oranlarını görmeyeceksiniz. Yani gelecek 10 yıl, geçmiş 10 yıla göre ortalama büyümelerin daha düşük olduğu bir dönem olacak ama buna rağmen, gelişmekte olan ülkeler yine de gelişmiş ülkelere göre çok daha yüksek büyüme oranları sergilemeye devam edecek. Dolayısıyla yatırım, büyüme, dinamizm dendiğinde adres yine gelişmekte olan ülkeler olacak."

'EURO BÖLGESİ'NDEKİ BÜYÜME KIRILGAN'
Gelişmiş ülkelere bakılacak olursa, ABD'de bir toparlanmanın olduğunu ancak hem finans sisteminde hem de kamu maliyesinde ciddi sıkıntıların olduğunu anlatan Babacan, Euro Bölgesi'nde de nihayet bir büyüme elde edileceğini ancak orada da yine sıkıntıların devam ettiğini ifada etti. Babacan, "Yani Euro Bölgesi'nde her ne kadar büyümeden bahsetsek de bu büyüme, yavaş yavaş toparlanan, kırılgan ve her an olumsuz etkilenebilecek bir büyüme rakamı olacak" diye konuştu.

Babacan, Japonya'da da durumun belirsiz olduğunu belirterek, Japon halkının kendi hükümetinin tahvillerini almaya devam ettiği sürece çarkın döneceğini ancak orada bir aksaklık olursa tablonun ne olacağının belli olmadığını ifade etti.

Sayfa Yükleniyor...