Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, G-20 Ekonomi Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısında bu kez görüş ayrılıklarının oluştuğunu belirterek, "Özellikle büyük ekonomilerle ilgili bir miktar yönsüzlük var, daha önceki toplantılarda verilen kararların, ortak duruşların dahi bu toplantılarda biraz gevşediğini gördüm. Bu da bir miktar kaygı verici bizim için, 2013 yılı belirsizliklerin çok olacağı bir yıl olacak" dedi.
Babacan, toplantılarda geleceğe dönük bir güvenin ortaya çıkmadığını da ifade ederek, "Bu nedenle bizim de Türkiye olarak çok çok dikkatli gitmemiz gerekecek önümüzdeki dönemde, farklı senaryolara hazır olmamız gerekecek. Her ne kadar finans sektöründe, dünya ekonomisinde birden bire olağanüstü çöküş ihtimali azaldıysa da orta ve uzun vade için krizden nasıl çıkılacağıyla ilgili henüz somut, elle tutulur sonuç yok" diye konuştu.
Babacan, Washington'daki temaslarının ardından Türk gazetecilere yönelik basın toplantısı düzenledi.
Bu yılki bahar toplantılarının küresel ekonominin "enteresan bir dönemine" denk geldiğini belirten Babacan, yılın başı ile şu an karşılaştırıldığında küresel büyümeye yönelik beklentilerin bir derece aşağıya indirildiğini hatırlattı.
Babacan, toplantılarda dile getirildiği üzere dünyada üç ayrı hızda büyüme yaşandığını ifade ederek, bu kapsamda Euro bölgesinin dünyanın en geriden gelen, en sıkıntılı bölgesi olduğunu, ABD'de son dönemde az da olsa yavaş yavaş büyüme görüldüğünü, gelişmekte olan ülkelerde ise rakamların daha iyi göründüğünü dile getirdi.
Japonya'da ise yeni hükümetin oldukça farklı ve denenmemiş yöntemler uyguladığını, bunların sonuç verip vermeyeceğinin görülmesi gerektiğini söyleyen Babacan, "Soru işareti Japonya'da. Japonya'dan nasıl bir ekonomik görünüm ortaya çıkacağı bir soru işareti" dedi.
'2013 BELİRSİZLİK YILI OLACAK'
G-20 ve IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında katıldığı toplantılarda bankacılıkla ilgili bir çok değerlendirmeler de yaptıklarını belirten Babacan, AB'de daha ortak bir bankacılık düzenleme ve denetleme çerçevesine ihtiyaç olduğunun konuşulduğunu anlattı.
Babacan, ayrıca Finansal İstikrar Kurulu bünyesindeki çalışmalarda da küresel anlamda bankacılık sektörüyle ilgili düzenlemelerin nasıl iyileştirilebileceği, finans sektörünün nasıl güçlendirileceği konusunda görüşmelerde bulunduklarını kaydetti.
Toplantılarda en çok tartışılan konulardan birinin ülkelerin maliye politikası olduğunu aktaran Babacan, şöyle devam etti:
"Daha önceki G-20 toplantılarında mutlaka borç stokunun azaltılması gerektiği ve bunun için de mutlaka bütçe açıklarının öngörülebilir şekilde azaltılması konusunda bir ortak kanaat vardı ama bu son toplantılarda bir miktarda o ortak kanaatin gevşediğini gördüm. 'Nasıl olsa borçlanma ile ilgili bir sorun yok, merkez bankaları para basıyor, biz de rahatlıkla borçlanabiliyoruz, dolayısıyla bu bütçe açıklarını hemen düşürmesek de biraz daha ertelesek, biraz daha gevşek maliye politikasına devam etsek' gibi bir görüş var. Bu görüş, IMF tarafından da bir ölçüde ihtiyatlı olarak destekleniyor. Buna karşın bazı ülkeler de bunun son derece yanlış olduğunu, daha önce verilmiş taahhütler olduğunu, verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiğini söylüyor. O konuda biraz bu sefer G-20 toplantılarında görüş ayrılığı oluştu. Zaten sonuç bildirgesinde de Moskova toplantısına kadar biraz daha çalışalım gibi ifadeler yer aldı.
Özellikle büyük ekonomilerle ilgili bir miktar yönsüzlük var açıkçası, daha önceki toplantılarda verilen kararların, ortak duruşların dahi bu toplantılarda biraz gevşediğini gördüm. Bu da bir miktar kaygı verici bizim için, önümüzdeki dönemde 2013 yılı belirsizliklerin çok olacağı bir yıl olacak."
'FARKLI SENARYOLARA HAZIR OLMALIYIZ'
ABD'de büyümenin ancak ABD Merkez Bankasının para basmasıyla bir ölçüde gerçekleşebileceğini, bankacılık sisteminin çok sıkıntılı olduğu Euro bölgesinde bunun da işe yaramadığını ve Japonya'da da belirsizlik durumunun yaşandığını dile getiren Babacan, "Yani özetleyeceksek olursak, bütün bunları tartıştık, ettik ama bizim için Türkiye'ye dönerken bu toplantılar öncesine göre geleceğe daha güvenle bakmamızı beraberinde getirecek bir sebep yok. Toplantılarda geleceğe dönük güven açısından bir katkı ortaya çıkmadı. Bu nedenle bizim de Türkiye olarak çok çok dikkatli gitmemiz gerekecek, önümüzdeki dönemde de farklı senaryolara hazır olmamız gerekecek. Her ne kadar finans sektöründe, dünya ekonomisinde birden bire olağanüstü çöküş ihtimali azaldıysa da orta ve uzun vade için krizden nasıl çıkılacağıyla ilgili henüz somut, elle tutulur sonuç yok" diye konuştu.
- Etiketler :
- Haberler
