Emine Erdoğan: Terörün her türlüsünü lanetliyorum

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, gelişmiş ülke olmanın temel şartının, insanlık değerlerini yere düşürmemek olduğunu belirterek, "Bu bağlamda uluslararası toplumu, mülteciler konusunda daha etik ve ahlaki bir duruşa davet ediyorum. Liderleri, eşlerini, iş dünyasını, sivil toplumu, medya patronlarını, bu konuda seferberliğe çağırıyorum. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanlığın geleceğini tehdit eden her türlü zulme hep birlikte 'dur' diyelim" dedi.

Emine Erdoğan: Terörün her türlüsünü lanetliyorum

Emine Erdoğan, Anadolu Ajansı'nın (AA) ev sahibi fotoğraf sağlayıcısı olduğu G20 Liderler Zirvesi kapsamında Titanic Otel'de, "Kadın-20 (W20)" başlıklı açılım grubunca düzenlenen "Mülteci Kadınlar Paneli"nin açılış konuşmasını yaptı.

Panele, W20 Türkiye Başkanı Gülden Türktan, B20 Türkiye Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Sare Aydın, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Pascale Moreau, AFAD Başkanı Fuat Oktay, Türkiye Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER) Sanem Oktar Öğüt, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ile iş dünyasından bazı isimler katıldı.

Emine Erdoğan, panelin yapılacağı salona kızı Sümeyye Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in eşi Mehriban Aliyeva ve kızı Leyla Aliyeva, Zimbabwe Cumhurbaşkanı'nın eşi Grace Mugabe, Malezya Başbakanı'nın eşi Rosmah Binti Mansor ile beraber girdi.

"Dünyanın neresinde olursa olsun din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın terörün her türlüsünü lanetliyorum, Fransa halkına başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyorum" diyerek konuşmasına başlayan Emine Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'nin terörün olmadığı, barış ve huzur dolu bir dünya inşa etmeye vesile olması dilediğinde bulundu.

Emine Erdoğan, Türkiye dönem başkanlığında kadınların G20 gündemine dahil edilmesine özel bir önem verildiğini söyledi. W20 grubunun küresel kadın sorunlarına yeni bir bakış açısı getireceğine inandığını anlatan Emine Erdoğan, kadınların her alanda hak ettiği konumu elde ettiği bir dünyanın oluşacağına inandığını ifade etti.

Akdeniz'in medeniyet denizi olduğunu belirten Emine Erdoğan, "Bugün burada sizlerle dünya barışı için bu medeniyet birikiminden alabildiğimiz ilhamları konuşmak isterdim. Fakat ne yazık ki gerek terör hadiseleri gerekse Akdeniz'in Doğusu'nda yer alan Suriye trajedisi, bizi başka konuları konuşmaya mecbur ediyor" diye konuştu.

Suriye'de tarihin en büyük insanlık trajedilerinden birisinin yaşandığını, yüz binlerce insanın bu iç savaşta hayatlarını kaybettiğini ifade eden Emine Erdoğan, şimdiye kadar ülke nüfusunun neredeyse yarısının yuvalarından uzaklaştığını vurguladı.

Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bu soruna çözüm üretemediği için sığınmacıların kendi sorunlarına kendilerinin çözüm üretmeye çalıştığını bildirdi.

"3 yaşındaki Aylan Kurdi bebeğin, Akdeniz sahillerine vuran bedeni hepimizin hafızasında, gözümüzün önünden gitmiyor" diyen Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"İlk günden beri yakından tanıklık ettiğimiz Suriye'deki trajediye dair tecrübelerimizi sizlerle paylaşmayı insanlık görevi addediyorum. Türkiye olarak Suriye'deki şiddetten kaçarak ülkemize sığınan 2 milyon 2 yüz bin insanı topraklarımızda misafir ediyoruz. Açık kapı politikasıyla 10 ilimizdeki 25 geçici koruma merkezinde, mültecilerin her türlü ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Sağlık, eğitim ve sosyal yardımlarla günlük hayatlarını olabildiğince iyi koşullarda geçirmelerine destek oluyoruz. 600 bin okul çağındaki çocuğun yüzde 90'nına eğitim sağlıyoruz. Suriyeli misafirlerimiz için yaptığımız harcamalar 8 milyar Amerikan dolarına yaklaşmıştır. Fakat buna karşılık uluslararası toplum tarafından yapılan yardımlar, beklentilerin çok altında kalmıştır. Yalnızca 417 milyon dolarlık bir destek söz konusudur."

Emine Erdoğan: Terörün her türlüsünü lanetliyorum - 1

"MÜLTECİLER, İSTATİSTİK VERİLERİ DEĞİLDİR"

Emine Erdoğan, bu büyük insani trajediden en çok etkilenenlerin çocuklar ve kadınlar olduğuna işaret ederek, "Bir kadın düşünün. Evinden, ocağından ayrılırken yanına en fazla ne alabilir? Bir mültecinin çantasında korku ve belirsizlikten başka ne olabilir? Çocukların küçük bedenleri savaşın ağır yükünü nasıl taşıyabilir? Trajedilerine haber bültenlerinde tanıklık ettiğimiz mülteciler, istatistik verileri değildir. Onların her biri, bizlergibi kadındır, çocuktur, insandır. Umutları, gelecek planları, duyguları olan insanlardır" ifadesini kullandı.

Cinsel istismara maruz kalan kadınların, geleceği ellerinden alınan çocukların bu trajedinin en ağır bedelini ödediğini vurgulayan Emine Erdoğan, bugüne kadar Türkiye'deki kamplarda 65 bin bebek dünyaya geldiğini bildirdi. Emine Erdoğan, bu çocukların kendi vatanlarında güven duygusu içinde büyümesinin asıl önemli nokta olduğunun altını çizdi.

En çok çocukların ve kadınların etkilendiği bu hadiseler karşısında yine en duyarlıların da kadınlar olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ben, bir anne olarak çocukların denizlerde boğulmasına, tel örgüleri aşmaya çalışırken yaşamlarını yitirmelerine razı olamıyorum. Gelişmenin temel ölçütünün, sadece ekonomik büyümeye indirgenmesini kabullenemiyorum. Gelişmiş ülke olmanın temel şartı, insanlık değerlerini yere düşürmemektir. Bu bağlamda uluslararası toplumu, mülteciler konusunda daha etik ve ahlaki bir duruşa davet ediyorum. Liderleri, eşlerini, iş dünyasını, sivil toplumu, medya patronlarını, bu konuda seferberliğe çağırıyorum.

Din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanlığın geleceğini tehdit eden her türlü zulme hep birlikte 'dur' diyelim. Kadınları ve çocukları, dini, mezhepsel ve etnik mücadelelere feda etmeyelim. Tüm bu yaraları durduracak tek şey, bizim yapacağımız insanlık pansumanıdır. Akdeniz'i bir ölüm denizi olmaktan çıkarıp, barışın yeniden filizleneceği bir medeniyet havzasına dönüştürmeyi umut ediyoruz."

Emine Erdoğan, tüm dünyanın huzura, adalete ve hürriyete ihtiyacı olduğuna işaret etti.

Savaşın çok ağır bedelleri bulunduğunu ama barışın hiçbir maliyetinin olmadığını belirten Emine Erdoğan, "Yapmamız gereken tek şey vicdanları harekete geçirmek. Gelişmiş ülkeler zirvesinin, gelişmenin ahlaki boyutunu da kapsayacak kararlarla sonuçlanmasını diliyorum. Bu buluşmanın küresel vicdanı harekete geçirecek bir adıma dönüşmesini umut ediyorum" dedi.

"SİZİ DUYUYORUZ, ACILARINIZI BİLİYORUZ, SİZE HER TÜRLÜ YARDIMI ULAŞTIRACAĞIZ"

W20 Türkiye Başkanı Gülden Türktan, 15 milyon kişiyle mülteci konusunda karşı karşı kaldıklarını söyledi. Türkiye olarak sığınmacı kimdir, mülteci kimdir? sorularının cevaplarını ayırt ederek misafirperverlik yapmak zorunda olduklarını anlatan Türktan, "Talebimiz sadece Türkiye'nin birkaç ülkenin ya da lider ülkelerin değil tüm ülkelerin el ele bizlerle birlikte 'sizi duyuyoruz, acılarınızı biliyoruz, size her türlü yardımı ulaştıracağız' diyebiliyor olmamız lazım" diye konuştu.

Türktan, kadını hem sivil toplumda hem sosyal hayatta hem de iş hayatı ve devlette karar verici noktalarda görmek istediklerini de sözlerine ekledi.

B20 Türkiye Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da en büyük mülteci akınının Suriye'den kaynaklandığını ifade ederek, mültecilerin büyük bir kısmının kadın ve çocuklardan oluştuğunu vurguladı.

Başka ülkelere göç etmenin bu insanların tercihi olmadığını, bu duruma mecbur bırakıldıklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, "Biz Türkiye olarak bunu anlıyoruz, bu yüzden hiçbir ayrım yapmadan ülkemize sığınmak isteyen tüm savaş mağdurlarını kabul ediyoruz. Biz bütün bunları yaparken batılı ülkeler hala bu insanları kabul edip, etmemeyi tartışmaktadırlar. Bizler bu kişilere mesleki eğitim vermek, aktif üretken bireyler haline getirmek zorundayız" ifadesini kullandı.

Sayfa Yükleniyor...