Geç kalmış, eksik ama olumlu...

Ekonomi yazarları, Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı yeni teşvik sistemi ve istihdam paketini geç kalmasına ve eksikleri olmasına karşın olumlu buldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yeni teşvik sistemi ve istihdam önlemleri ekonomi yazarlarının gündemindeydi.


yazarları, geç kalınmasına ve eksiklerinin olmasına karşın paketi genelde olumlu bulunurken, tarım ve turizm sektörleriyle ilgili teşviklerin yer almamasını ve maliyetinin bilinmemesini eleştirdi.

İşte ekonomi yazarlarının yorumları:

Güngör Uras (Milliyet)
Yeni fabrikalar kuralım ama kurulanları da batırmayalım

....
Kriz nedeniyle çok sayıda kurulu tesiste üretim geriledi. İstihdam geriledi. Bu tesisler çökerse, sadece sahipleri değil, ülke ekonomisi de büyük zarar görür: Bu tesisler desteklenirse kısa sürede üretim ve istihdam artışı sağlanabilir. Teşvik paketinde krizden olumsuz etkilenen kurulu fabrikaların sorunlarının ihmal edildiği görülüyor.

Uzun süredir getirilen ve KOBİ’lerin yararlanabileceği kredi garanti fonu dışında kurulu tesisler için getirilen yeniş teşvik tedbiri yok.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki iller ve geri kalmış illerde yeni yatırımlar için yeni paketle önemli teşvik tedbirleri getiriliyor. Aynı ilde daha önce kurulmuş fabrikalar bu teşviklerden yararlanamazsa, aynı il içinde eski ve yeni tesisler arasında haksız rekabet sorunu ortaya çıkar.

Kamu kurumlarında geçici istihdam, ileride kalıcı istihdama dönüşecektir. Kamuda geçici istihdam yerine harcama çeki dağıtmak daha akılcı bir yaklaşım olur.

İllerin sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre 4 gruba ayrılmasında belli illerin özel durumlarının dikkate alınmaması, sanayi sektörlerinin illere göre kümeleştirilmesinde mevcut sanayileşme yapısının dikkate alınmaması önemli tartışmalara kapı açacaktır.

Kurumlar vergisi, KDV oranlarında farklılaştırma, SSK primlerinde işveren hissesinin Hazine tarafından ödenmesi olumlu sonuçlar verecek teşvik tedbirleridir.

Acaba bu işin faturası büyük mü?

(1) Mesleki eğitim kurslarının ve de geçici istihdam sağlanacaklarının faturası İşkur’daki İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.

(2) Kamunun sağlayacağı geçici istihdamın faturası da belki bu fondan karşılanacak. Bu fondan karşılanmazsa bütçeye “hazmedilebilir” yük getirecek.

(3) Tekstilde taşınma olursa (ki çok sayıda olmayacak) bu teşviğin faturası bu yıl bütçesine küçük bir yük getirir.

(4) Yeni yatırımlar ancak 2 - 3 yıl sonra devreye girebilir. Kaldı ki yeni yatırımlar üretime başlayınca, yaratılan değerler dolaylı olarak vergi gelirlerini artırır. Bunlara verilecek teşvikler o yılların bütçesine büyük yük getirmez.

Özet ile bu teşvik paketinin kısa sürede bütçe üzerinde olumsuz bir baskısı olmayacaktır.

Hurşit Güneş (Milliyet)
Çok geç kalındı

Peki, bu paket etkili olacak mı? Baştan belirtelim ki, geç kalındı. İşsizlik 4 milyona dayandı bile. Oysa krizin hasarının giderek artacağı ne zamandır görülüyordu. Eğer bu paket tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi krizin en hararetli döneminde açıklansaydı daha etkili olabilirdi. Geç verilen ilacın etkisi az olur, bazen de hiç olmaz. Ya dozunun artması ya da ilacın değiştirilmesi gerekir. Ekonomide de aynı kural geçerlidir. Bu nedenle IMF ile anlaşılıyor gibi yapıp toplum avutulacağına, hükümet baştan bu paketi açıklasaydı daha doğru olurdu.

Meğer çoktan hazırmış
İlginçtir, Başbakan bu paketin 1.5 yıl önce hazırlanmaya başlandığını belirtti. Demek ki, paket krizden önce hazırlanmış. O zaman neden bu kadar beklenmiş, bunu da anlamak çok zor.

İkincisi, bir teşvik paketinin etkili olması için ya özellikle sorunlu kesime yönelmesi ya da çok dar kapsamlı olması gerekir. Her kesim desteklenmeye kalkılırsa, aslında hiçbir kesim desteklenmemiş olur. Bu paket de çok fazla sayıda kesimi ve her bölgeyi desteklemeye çalışıyor. Gerçi kurumlar vergisinde indirimler bölgeden bölgeye değişiyor ama bunun da açıklaması yok.

Örneğin kimya ve petrol ürünleri yatırımlarının neden desteklendiği belli değil. Acaba rafineri kuracak birileri var da özellikle mi desteklenmeye çalışılıyor? Sağlık kesimi destekleniyor. İyi de olur. Ama bunun dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla yapıldığı açıklanıyor. Sağlıkta dışa bağımlı olduğumuzu bilmiyorduk!

Açıkların hesabı ne olacak?
Bütçede açıklar almış başını gidiyor. Açıklanan bu paketle birlikte açıklar nereye varacak bunun da hesabı açıklanmıyor. Önümüzdeki yıl artan açıklarla enflasyon da yükselirse bütün teşvikler eriyip gitmeyecek mi?

Öte yandan, petrol fiyatları yeniden artmaya başladı. Enerji maliyetleri konusunda hükümet ne yapacak onu da bilmiyoruz. Oysa şirketlerin en önemli mali yükü enerjide. Paketin destek alanlarında yerel kaynaklardan enerji üretiminin olmaması ise büyük eksiklik.

Her şeye rağmen kriz ortamında açıklanan bir paketi olumlu değerlendirmek gerek. Saydığımız tüm eksik ve aksaklıklara rağmen.



Ercan Kumcu (Habertürk)
Şimdi anlaşıldı

Ayrıntılara girmeden önce üzerinde durulması gereken en önemli konu açıklanan önlemlerin uygulamaya konduğunda üstlenilecek maliyet.

Anlaşılan, toplam maliyetin ucu açık. Devlet herkese para dağıtacak. Dağıtamadıklarından daha az vergi alacak. Devlette geçici istihdam yaratılacak. Geçmişte geçici istihdam programı çerçevesinde işe alınanlar temelli statüye getirilecek. Kısacası, hesap-kitap yapılmadan devlet “dile benden ne dilersen” diyor. En azından, ilk açıklamalardan edinilen izlenim bu yolda.

Bu bakış açısıyla IMF ile inandırıcı bir ekonomiyi canlandırma programı üzerinde bir türlü uzlaşma sağlayamamamız gayet normal karşılanmalı. IMF ile neden anlaşmanın olmaması şimdi daha iyi anlaşılıyor. Toplam maliyeti belli olmayan bir projeyi uygulamaya koymak isteyen bir ülkeye IMF’nin mali destek vermesi düşünülemez. Anlaşılıyor ki, aylardır Türkiye, IMF’ye “sen paranı ver, gerisini düşünme” diyor.

İşin traji-komik yanı bir tarafa, kamu finansmanının zaten bozulduğu bir dönemde Türkiye’nin hesap kitap yapmadığı izlenimi vererek kamuyoyuna açıkladığı ekonomiyi canlandırma programı kısa dönemde ekonomik birimlerin beklentilerini daha da olumsuza çevirecek gibi görünüyor. Kamu finansman açıklarının yarattığı baskıyla bozulacak makro dengeler ekonomiyi büyütmeye yaramayabilir. Bizim anladığımız anlamda bir başka krizin tetikleyicisi olabilir.

İZLENİM DEĞİŞMELİ
Ekonomiyi canlandırma programı açıklanırken, belki anlamını aşan cümleler kullanılmıştır diye umalım. “Teşvik paketlerinin maliyetinin ucu açık” algılamasını değişterecek yeni açıklamalar bekleyelim. Aksi takdirde, Türkiye ekonomisinin karanlık bir yola saptığı izlenimi giderek güçlenecek. O takdirde, bizi IMF de kurtarmakta zorlanır.

Gazi Erçel (Habertürk)
Yeni paketler

Geç kalınmasına ve eksiklerinin olmasına karşın önlemleri genelde olumlu buluyorum.

Türkiye’yi 4 bölgeye ayırarak, hem bölgesel hem de sektörel bazda yatırımları teşvik edecek yeni sistemin geçmişe göre daha verimli olacağı inancındayım. Ancak, Türkiye’nin kriz sonrası uluslarası düzeyde mukayeseli avantajlarını dikkate alıp sistemin buna göre kurgulanıp kurgulanmadığını bilemiyorum. Yapılmamışsa büyük bir eksiklik.

BOŞLUKLAR
Başbakana sunuşu sonrası en fazla sorulan “bu işin maliyeti ne olacak” sorusuydu. Bu doğaldı. Bütçe olanaklarına dayalı paketler için akla gelen ilk soru buydu. Başbakan önce “maliyet konusunda bir endişemiz yok” yanıtını verdi. Sonra “iki yıl için 1 milyar TL’yi bulabilir” dedi.

Belli ki, ya hesap yapılmamış ya da maliyeti yüksek olacağı için açıklamaktan kaçınılmıştı. Oysa bu tür paketlerin güvenirliği için varsayımlara dayanarak ve mümkünse önlemlerin her birinin maliyeti tek tek hesap edilerek ulaşılan sonuçların kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.

Paketlere yöneltilecek diğer bir eleştiri de geç kalmalarıydı. Küresel krizin başlamasından yaklaşık iki yıl sonra alınan önlemlerin etkisi kuşkusuz tartışılacak.

Paketlerde tarıma ayrı ve özel önem verilmemesini de eksiklik olarak nitelendiriyorum.

Bir başka nokta da, yeni teşvik sisteminde kayıt dışılığı azaltacak politikaların yer almaması.

Teşviklerin gözetim ve denetiminin nasıl yapılacağı da akıllara takılan bir soru.



Abdurrahman Yıldırım (Habertürk)
Teşvikler iyi de kaynağı nereden?

Paketler veya önlemler açıklanmasına açıklandı da ortada finansmanı yok. Açıkcası finansmanı sağlanacak ama bütçe açıklarıyla. Bu da bütçe borçlanma ve faizler üzerinde yeni bir baskı yaratabilir. Böyle bir paketi, arkasına dış finansman kaynağı koyarak açıklamak çok daha etkili olurdu. Şimdilik bu sağlanabilmiş değil.

Tekstil için taşınma yetmez turizm ve tarım niye yok?

Turizm sektörü için herhangi bir teşvik getirilmemesi de çok önemli bir eksiklik. Madem sektörel ve bölgesel teşvik veriyorsun, bazı illeri turizm şehri ilan et gitsin.

Tarım sektörünün de teşvikte adını göremedik. Tarımda yapısal reformu yapmamış ve verimliliğini artrımamaış bit rükiye kalkınamaz. Bu kkon uda potansiyel yüksek. Yakın çoğrafya pazarımız. Yapılacak olan arazi bütünleştirmesine gitmek, üretim planlaması hazırlamaktı. Teşvikde bunlar ,için lazımdı. Üstelik tarım da lokomotif bir sektör ve istihdam deposu.

Dileyelim ki, teşvik paketindeki önemli eksiklikler kanunlaşma aşamasında giderilsin. Yoksa yeni dönemin oyunu eksik ve yanlış başlarsa, gelecek yıllarda öyle gider.

Erdal Sağlam (Referans)
Piyasalar 13-14 aydır IMF'siz mi ayakta duruyor


Başbakan Erdoğan, "piyasaların IMF ile anlaşmayı beklediği" şeklindeki bir soruya yanıt verirken bence çok tehlikeli sözler etti. Başbakan, "Piyasaların IMF anlaşması bittiğinden bu yana, yani son 13-14 aydır IMF'siz ayakta durduğunu" söyledi. Piyasaların tek başına ayakta kalmayı, kendilerine güvenmeyi öğrenmesi gerektiğini kaydeden Başbakan'ın bu tavrından aslında IMF ile anlaşmayı o kadar önemsemediği sonucunu çıkardık. Tabii ki beklentileri sıcak tutmak için hâlâ müzakerelerin sürdüğünü, bu ayın sonunda yeniden bir metin sunulacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, IMF'ye yine bir laf atmadan da duramadı. IMF'nin sürekli taleplerini değiştirdiğini tekrarlayan Başbakan, bu kez bir de "siyasi istek" sözünü etti. Dünya Bankası'ndan böyle bir talep gelebileceğini ama IMF'den siyasi sonuç doğuracak talep gelemeyeceğini kaydeden Erdoğan, IMF ile sadece finansal müzakerede bulunabileceklerini söyledi.

'Tam maliyeti bilmiyoruz'
Başbakan'ın bu sözleriyle IMF'ye ilişkin bir olumsuz algılama yaratmak istediği açık. "Siyasi sonuç doğuran talep"in ne olduğunu söylemiyor ama sanki IMF gerçekten siyasi bir talepte bulunmuş gibi davranıyor. Belli ki siyasi olarak kendilerini zor durumda bırakacak ekonomik bir tedbir talebi söz konusu ve Başbakan belli ki bunu kabul etmeyecek.

Bu arada dünkü basın toplantısı aslında ekonomi gazetecileri ile Başbakan'ın konulara nasıl farklı açılardan baktığını da ortaya koymuş oldu. Birçok gazeteci açıklanan bu teşvik tedbirlerinin maliyetini, bunların hangi kaynaklardan karşılanacağını, bütçeye etkisini ve IMF ile ilişkileri nasıl etkileyeceğini sordu. Gazetecilerin bakış açısı ekonomik dengelerin bozulup bozulmayacağına ilişkindi.

Ancak Başbakan bu sorulara verdiği yanıtta çok farklı bir maliyet hesabı yaptığını ortaya koydu. Faydalananların sayısına göre maliyetin değişeceğini, şimdi tam maliyeti bilmediklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Kimsenin endişesi olmasın, maliyet ne olursa olsun hepsini karşılayacağız" yanıtını verdi.

Yani Başbakan için önemli olan bütçeye, ekonomiye maliyeti değil sadece ödenmesi…

Mustafa Sönmez (Cumhuriyet)
Dış kaynak kurudu, yatırımcı iştahsız...

Dış kaynağın geri durduğu, bütçenin büyük açık verdiği bir konjonktürde yaldızlı teşviklerin pek işe yarayacağı sanılmasın. Hele ki 7 milyonu aşan işsizin ancak 100 binine geçici iş yaratma “proje”si, toplumun gazını almak uyanıklığından başka birşey değildir. Neredeyse her ile bir tutam teşvik yaklaşımı da bayat bir herkese elma şekeri oportunistliğinden başka birşey değildir. Özetle teşvik zarfı hoş, ama mazruf boştur.



Yeni teşvik sistemi ve istihdam önlemleri için gazeteler Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı teşvik paketi yorumunu yaptı.

Gazetelerin bugünkü manşetleri:

HÜRRİYET

Vatandaşta para var
Hükümet, yeni yatırırmları teşvik etmek, istihdamı artırmak ve KOBİ’lere kredi desteği için 4 milyarlık yeni paket açıkladı.

MİLLİYET

En iddialı teşvik paketi
Erdoğan, Türkiye’yi 4 bölgeye ayıran Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı teşvik paketini açıkladı. İstihdam ile yatırım adımları için en avantajlı bölgelşer Doğu ve Güneydoğu’da

SABAH

Krize üç neşter
Erdoğan krizle mücadelede beklenen paketleri açtı. “Yatırm, istihdam ve kredi” önlemleriyle 500 bin kişiye iş ve 12 sektöre de destek amaçlanıyor.

VATAN

Doğu’ya gidene vergi-SSK yok
Erdoğan yeni teşvik sistemini açıkladı: Doğu’ya yatırım yapanlardan 7 yıl SSK primi alınmayacak. Kredi fazinin 5 puanını devlet ödeyecek. 500 bin kişiye ilş sağlanacak.

HABERTÜRK

Devrim paketi
Başbakan tarihin en kapsamlı teşvik paketini açıkladı. Kurumlar Vergisi % 2’ye kadar indirildi.

RADİKAL

Kurumlar vergisinde yüzde 10’la 18 arası indirim var!
Yatırıma büyük teşvik
Yatırım yapana sigorta primi ve faiz desteği verilecek, yoksul bölgeye kaydıkça destekler artacak. İstihdam artırana prim desteği sağlanacak; stajyer yetiştirene doğurdan para var.

ZAMAN

Yeni teşvik paketi ile Türkiye yatırım üssüne dönecek

Bütün iller teşvikten yararlanacak. En büyük payı Doğu ve Güneydoğu alıyor.

120 bini doğrudan olmak üzere toplam 500 bin kişi çeşitli işlerde istihdam edilecek.

Otomotivde yatırım projeleri desteklenirken, fabrikalara nakliye yardımı geliyor.

Yatırım yapanlar işe aldıkları personelin sigorta primlerini belirli süre ödemeyecek.

AKŞAM

Türkiye yatrırım teşvik oranlarına göre 4 bölgeye bölündü
Yeni harita
Erdoğan merakla beklenen teşvik paketini açıkladı. Tesis kurana ya da fabrikasını doğuya taşıyana ciddi vergi indirimi var. İşverenin SSK pirmlerini de devlet yatıracak.

Sayfa Yükleniyor...