Gümrük Bakanı Nurettin Canikli'den enflasyon değerlendirmesi

NTV'de soruları yanıtlayan Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, enflasyondaki yükselişle ilgili, ''Temel neden son aylarda kurdaki hareketlenme. Bir de gıda fiyatlarının yansıması söz konusu. Ama bunlar geçici'' dedi.

Gümrük Bakanı Nurettin Canikli'den enflasyon değerlendirmesi

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, NTV canlı yayınında Funda Görey'in sorularını yanıtladı.

Bakan Canikli'ye sorulan sorular ve alınan cevaplar şöyle:

Enflasyon rakamları dün açıklandı ve beklentinin üzerinde çıktı. Yıllık enflasyona baktığımızda yüzde 7.91. Sizce neden arttı enflasyon?

Özellikle temel neden son aylardaki kurdaki hareketlenme. Bir de gıda fiyatlarının bir yansıması söz konusu. Bunlar geçici ama. Zaten Merkez Bankası'nın tahminleri de bu yönde yıl sonu itibariyle 6.8 olarak bekleniyor. Orta vadeli planda öngörülen büyüme oranında bir değişiklik söz konusu değil. Bu tür dalgalanmalar normal. Dolardaki yükseliş az bir oranda TL’deki değer kaybı diğerlerinden fazla olsa bile bütün para birimleri yüzde 30’a yakın oranlarda değer kaybetti. Dolayısıyla bunun bir etkisi var. Euro TL ile paralel hareket ediyor. Bu TL’deki dolara karşı değer kaybı Türkiye ekonomisinin gösterge değişikliğinden kaynaklamıyor onu gösteriyor. Hafif petrolde bir miktar kıpırdanma oldu.

Gıda fiyatlarıyla ilgili bakanlıklarda oluşturulan Gıda Komitesi çalışıyor. Bu konuda alınan kararlar var mı? Örneğin bazı kalemler için ithalat düşünüyor musunuz?

Geçen yıl bir kuraklık yaşandı. Bu durumda içerde arzda bir azalma meydana gelmişse bunu hemen siz ithalatla dengelemek amacıyla tolore edilmesi gerekir. Baktığınız zaman böyle bir olay birden fazla bakanlığı ilgilendiriyor ve bir koordinasyon olmazsa bir miktar gecikme oluyor. İthalatı düzenlemek amacıyla açılmasına karda geçen süre içinde fiyatlarda bir miktar yukarı hareket oluyor. Bunu engellemek amacıyla böyle bir komisyon oluşturuldu. Önce fiyatları takip etmek, üretimi de tabi takip ediyorsunuz, üretime karda ki zinciri de takip ediyorsunuz. Yani üreticiden itibaren tüketiciye ulaşana karda rekabetçi bir ortamda oluşmasını ve bu zincirin akmasını sağlamak gerekiyor. Eğer hava ve başka şatlarla arzda bir azalma ya da talepte aşırı bir yükseklik meydana gelmişse hemen anında müdahale ederek ithalatı dengeleyici amaçlı olarak gerekirse gevşetmek gerekiyor. Mesela kırmızı ette yaşandı son dönemde artış bir miktar. Orada gümrükte yüzde 225’lik bir koruma üreticiyi korumak için. Öyle bir durum olduğun bir miktar gevşetildi ve hemen ithalata açıldı fiyatlar aşağı geldi. Bu komisyon bütün kararları kendisi alabilecek ve ilgili kuruma önerebilecek. Etle ilgili ithalat noktasında bir hamle yapıldı canlı hayvan olarak. Komisyon hangi yönetin  devreye sokulması konusunda da bir önerisi olacak. Bu şekilde anıdan piyasaya müdahale edilmiş olacak. Üretim normal ama fiyatlar yükselmiş diyelim. Demek ki akışta bir sıkıntı var. Bir yerde bir stokla söz konusu olabilir onu da takip edecek. Ürünün üreticiden çıkışından, nihai tüketim aşamasına kadar bütün aşamalarının izlenmesi gerekir. Hal kayıt sistemi var bununla ilgili, Fakat çiftçi ile ilgili kısımlarda bir sıkıntı var onu şu anda entegre ediyoruz. Dolayısıyla artık neredeyse tamamını izleme imkanımız olacak.

Bu sistem daha tam kurulduktan sonra adım atılacak. Örneğin patatesle ilgili stok yapıp fiyat arttırtanları tespit edeceğiz dediniz. Bununla ilgili bir tespitiniz oldu mu?

Bu komisyona bütün kurumların temsilcileri katılacağı için anında müdahale edilecek. Patateste arada birilerinin stoklamış olması çünkü üretim normal zincir normal. Arz talebe göre yüzde 10 artığı zaman fiyat yüzde 10 değil yüzde 50 düşüyor. Ya da tam tersi. Bu özelliğinden faydalanılmak için tarım ürünlerinde bu çok yapılırdı. Son yıllar çok başvurulmuyordu ama yine de kontrol edilmesi gerekiyor. Biz o piyasaya müdahale edenlere müdahale ediyoruz. Rekabetçi piyasa ortamının oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Tekelci yapı yoksa veya geçmiş yıllar çok sık karşılaştığımız yöntemler uygulanmıyorsa piyasada en düşük fiyat oluşur. Bu şekilde piyasa fiyatını etkilemeye yönelik çalışmalar varsa bunlara müdahale ederek gerekli müeyyideleri uygulanıyor.

Gümrüklerden nakit geçişi ile ilgili genelgenin neden değiştirildiğini soracağım. Siz bunu açıklarken bir takım mağduriyetler yaratan ifadeler vardı için özellikle bankacılık sisteminin iyi işlemediği Suriye gibi Irak gibi ülkelerle iş yapan işadamları para gir,işinde sorun yaşıyorlardı dediniz. Ama Türkiye'yi kara para cenneti yapar eleştirileri var hatta Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Umut Oran’da bir soru önergesi verdi.

Bakanlığımız tarafından 2013 yılında çıkarılan genelge çelişkili bir genelge. Bizim mevzuatımıza göre bazı paralar mutlaka bankacılık sistemi üzerinden getirilmesi gerekiyor. Ticari kredi ve sermayenin yolcu beraberinde getirilmesi mümkün değil. İhracat gelirleri, yurtdışından sağlanan gelirler ve diğer kalemler olarak 4 kalem Türkiye'ye getirilmesi serbest. Bu uzun yıllardan beri uygulanan bir karar. Bu girişi serbest olan müdahale edilmemesi gereken paralarla ilgili 2013 yılındaki genelge ile müdahale söz konusu. Bütün bunlar beyana tabi hale getirilir gibi bir ifade var bir de başka bir yerinde bunların beyanı serbesttir diyor. Oradaki memurlar tabi kendilerini güvenceye almak amacıyla ihtiyatlı davranarak birinciyi uyguluyorlar. Kanuna ve 32 sayılı karara aykırı şekilde bunlar sorgulanıyor. Sorgulanmaması gerekiyor. Biz o aykırılığı ortadan kaldırdık. Kaynağı kara para olan ya da illegal faaliyetlerden elde edilen bir para ise buna derhal el konulur ve cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Gümrük idaresi girişi serbest olan paralarda dahil olmak üzere beyana davet edebilir. Şüphelenmiştir beyana davet eder. 20 bin dolarım var dedi mesela beyanda, gümrük memuru alıp sayacak. Eğer fazla tespit ederse o zaman Masak’a bildiriyoruz. Konusu suçsa zaten her halükarda savcılığa bildiriliyor. O mevzuat ayrı zaten. Masak önce araştırmayı yapacak. Savcılığa da bildirseniz o da Masak’a gönderecek. Çünkü kaynak araştırmasını Masak yapar. Masak bir şey tespit ettiği zaman bunu cumhuriyet savcılığına bildirir zaten. Burada en ufak bir önceki genelge ile bir fark yoktur. Suriye, İran, Irak başka ülkelerde var parasını nakit olarak getiriyor. Yaptığı ihracatın geliridir o onu banka veya yanında getirmiş fark etmez. Önemli olan ihracat geliri olması. Bu nedenle ihracatçılarımızın çok sıkıntıyla karşılaştığını tespit ettik defalarca. Hem kanuna aykırı bir uygulama yapılıyor hem de insanlar mağdur ediliyor.

Umut Oran diyor ki soru önergesinde: bu genelge  değişikliği AB ve dış ticaret genel müdürlüğünün 10 bin euro veya fazlasını nakit taşıyan yolcuların AB üyesi ülkelere giriş çıkışta beyan şartı uygulaması ile çelişiyor mu diye soruyor.

Biz AB üyesi değiliz ki. 2013’te böyle bir kural yok.

Bir el konulan paralar iade edilecek mi diyor.

Eğer kaynağına bakılarak illegal faaliyetlerden elde edilmiş paraysa, kara para aklamaysa terör faaliyetindense bunlara el konuluyor, İhracat geliriyse, dışarıda elde edilen kazançsa el konulmuyor.

1  Mayıs’tan itibaren yeni bir uygulamayla tüketicilere cep telefonuyla gönderilen reklamların yasaklanması üzerinden 4-5 gün geçti. Size ulaşan bilgiler nasıl hala devam eden şikayet var mı? Bir de cezaların devlete ödenmesi konusu var, tüketici madem reklam bize geliyor o zaman ceza parasını neden devlet alıyor?

Cezanın amacı caydırmak. En yetkili kural koyucu devlettir ve denetler onları. Bu ceza bu çerçevededir gelir amaçlı değildir. Yani koyduğumuz kuralın uygulanmasını sağlamaktır. İnsanların refahında bundan dolayı bir artış meydana gelmemesi gerekir. Caydırmak amacıyla uygulanan müeyyidenin gideceği yer hazinedir. Amacımız oradan para kazanmak değil sadece o insanların gereksiz, lüzumsuz, kural dışı SMS ve ticari elektronik ileti göndermelerini engellemektir. Henüz rakamlar gelmeye başlamadı birkaç güne kadar rakamlar ortaya çıkar. Büyük oranda uygulanacağını tahmin ediyoruz.

Seçime çok az bir süre kaldı. Bu seçimde muhalefetin özellikle ekonomik vaatlerin ne çıktığını görüyoruz. Bunun Türkiye'nin ekonomik tablosuyla bir ilişkisi var mı? Bir muhalefet ısrarla kaynağını ortaya koyuyor seçmeni ne kadar ikna edecek bilemiyoruz ama AK Parti cephesinden bakıldığında bunların kaynağı olmadığını söylüyorsunuz.

Kaynak en son ben bulurum bana güvenin gibi iki cümleye sıkıştı. 2011 seçimlerinde de çok iyi hatırlıyorum özelikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin yine maliyeti o zaman da çıkarmıştık rakamları 220 milyar liralık taahhütleri vardı. Şu andaki taahhütleri de 117 milyarla 118 milyar arasında. Kadro bekleyen öğretmen kalmayacak diyor mesela. Bu ne anlama geliyor bekleyen 350 bin öğretmen okullarını bitirmiş kişi var onların tamamını öğretmen yapmayı mı taahhüt ediyor başka anlama mı geliyor? 2011 seçimlerinde sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nın vaatlerine kimse inanmadı. Eğer söz verdiği durumlarını iyileştireceği, maaşlarını arttıracağı taahhüdünde bulunduğu kesimlerden bir miktar oy alabilmiş olsaydı sanıyorum 35’leri filan geçerdi. Muhtemelen sayın Kemal Kılıçdaroğlu kredibilitesinin çok yeterli olmadığını düşündüğü için bu seçimde noteri devreye soktu. İlginç olan bu Pazar vaat pazarı her seçim öncesinde açılıyor. Yalnız 2011’de ve bu seçimde rakamlar çok yükseldi. Geçmiş dönemlerde en yüksek verilen vaat iki anahtar. Sayın Demirel’in vaatleri her zaman orijinaldi. Hele ‘kim ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyorum’ çok akıllıca pratik bir yöntem. Bu seçimde bu kadar yükselmesinin nedeni icraatlarıyla AK Parti’nin çıtayı yükseltmesi. Mesela 12 bin kilometre yol yapmamış olsaydık ya da derslik sayısını ikiye katlamamış olsaydık ya da bundan 5-6 yıl önce biz derslik sayısını şuraya çıkaracağız deseydik ya da hastane sayısını ikiye katlayacağı deseydik inanılmazdı herhalde. Ama artık bunlar gerçekler. Şimdi muhalefet çıtası yükselmiş olan bir yatırım durumu var 12 yılda ve onun üzerine koyması gerekiyor. Geçtiğimiz seçimde olmamıştı şimdi siyasi partiler arasında bir yarış başladı. Bunun mucidi son yıllarda sayın Haydar Baş. Noter tasdiki de ilk defa Haydar Baş tarafından yapıldı 2007 seçimlerinde. Hatta Cumhuriyet Halk Partisi bizi taklit ediyor diyor kendisi. Cumhuriyet Halk Partisi geriden takip ediyor taklit ediyor. Bu seçimdeki en büyük özellik açık arttırma oldu. Özellikle bazı alanlarda emeklilere verilenlerde asgari ücrette açık arttırma oluyor. Yine ilk 3 bin lira ile sayın Haydar Baş açtı, Cumhuriyet Halk Partisi 1500 dedi sonra 1750 dendi, sonra sayın Haydar Baş piyasa yükselince 5 bine çıkarıldı. Bunların hepsi komedi. Önce Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı bir hanımefendi açıklama yaptı, işte 100 milyar lira kayıt dışıdan elde edeceğiz dedi. Kayıtdışıdan her sene ne kadar para elde edildiği bellidir o da birkaç milyarı geçmez. Sonra 20 milyar dolar yabancı sermaye getireceğiz dedi Yatırıma gelen para ile vergi arasındaki ayrımı dahi yapamayan bir izah anlayışı var. Biz büyüme oranını yüzde 3’ten 6’ya çıkaracağız dolayısıyla 60 milyarlık bir kaynak elde edeceğiz. Bu 60 milyar ilave  gelir değil ki milli gelirdeki yükselme.

Yatırıma gelen para ile vergi arasındaki ayrımı dahi yapamayan bir izah anlayışı var. Biz büyüme oranını yüzde 3’ten 6’ya çıkaracağız dolayısıyla 60 milyarlık bir kaynak elde edeceğiz. Bu 60 milyar ilave gelir değil ki milli gelirdeki yükselme. Diyelim hakikatten büyümeyi yüzde 3’ten 6’ya çıkarıldı ki 4 olacak büyüme 2 en fazla artabilir oradan da 40 milyar olur, onunda vergisinin tamamını yüzde 20’sini aldığını varsayalım o da maksimim 4 milyar filan yapıyor.

Sayfa Yükleniyor...