Gündem belirleyen kasaba: Davos

Alplere sırtını dayamış küçük dağ kasabası Davos, küresel ticaretin, neoliberal siyasetin ve akademik kapitalizmin başkenti olarak dünya gündemini belirliyor. Anadolu Grubu'nun patronu Tuncay Özilhan, 10 yıl önce Avrupa'nın hastası olan Türkiye'nin bugün Avrupa'ya ders verme noktasına geldiğini söyledi. Özilhan, SABMiller'la birleşmenin bir aya tamamlanacağını kaydetti. İran'a yaptırımlarla ilgili sürece yönelik Koç Holding'den ilk açıklama geldi. CEO Turgay Durak, "Tüpraş milli bir şirket olduğu için hükümetin yönlendirmesine göre hareket edeceğiz" dedi. Fed'in yeni bir niceliksel genişleme programını devreye sokabileceğini açıklaması MB'nin duruşunu değiştirebilir. MB Başkanı Başçı, "Ne kadar uzun süre bol ve ucuz para olacak bu önemli" dedi. Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Davos'ta katılımcıların 'Türkiye'de ne yapabiliriz' diye sorduğunu söyledi. Şahenk, "Artık Türkiye bambaşka yerlerde" dedi. Başbakan Yardımcısı Babacan, Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla İstanbul'a yapılacak 3. köprüyle otoyol projesini ayırdıklarını söyledi. Sadece 3. köprü için çıkılacak ihalenin büyüklüğü 2.5 milyar dolar olacak. İsrail Merkez Bankası Başkanı Fischer, Merkez Bankası'nın adımlarının ilginç olduğunu, diğer ülkelerin de bunu örnek alabileceğini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel, ülkesinin tek başına zordaki tüm ortaklarını kurtaramayacağı mesajını verdi Davos'ta konuşan Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk "Türkiye, 2001 krizinden de Avrupa'daki krizden de sağ çıktı" dedi. Ünlü ekonomist Roubini, küresel ekonomiyle ilgili oldukça karamsar. Yunanistan'ın 18 aya kadar Euro Bölgesi'nden çıkacağını öngören Roubini, Avrupa'yla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Türkiye'nin yerli otomobil markası çıkaracağını ve bunun da çok başarılı olacağını söyledi. Coca-Cola Dünya Başkanı Muhtar Kent, "Türkiye ekonomisi bu yıl 2011'e göre daha yavaş büyüse de parlayan yıldız olacak" dedi.

Gündem belirleyen kasaba: Davos

Davos, İsviçre’de Alplere sırtını dayamış küçük bir dağ kasabası. Bundan 41 yıl önce Davos’ta bir araya gelen 440 işadamı, akademisyen ve politikacı bir gün dünyanın en etkili düşünce platformu olacak bir yapılanmanın temelini attıklarını elbette bilmiyorlardı.


Davos toplantıları 1971 yılında Alman asıllı profesörü Klaus Schwab tarafından Avrupalı işadamlarının ABD’de iş hayatına uyum sağlayabilmelerini kolaylaştırmak amacıyla başlatıldı. Bu toplantılar başlangıçta, Amerikan tarzı kapitalizmin kurallarını Avrupalılara öğretmek, Amerika’yı yeniden ama farklı bir açıdan keşfetmek amacıyla düzenlenen seminerler dizisiydi.

Davos, en çok 1973’teki petrol şokundan sonra adından söz ettirdi. Küresel ekonomide ortaya çıkan yeni manzara, yeni rekabet koşulları ve uluslararası siyasetin enerji eksenli yeni görünümü Davos’ta mercek altına alındı. Bu dönemde petrolle kurgulanan dış siyaset anlayışı ekonomist, siyasetçi ve işadamlarının katılımıyla daha geniş bir platformda incelendi. Davos’ta artık seminerler değil beyin fırtınasının yarattığı devasa bir toplantılar dizisi ortaya çıkmıştı.

1979’DA KURUMSALLAŞTI
1979 yılında Davos toplantıları artık kurumsallaşmış ve ortaya çıkan yeni yapı dünyadaki kanaat önderlerinin yakından takip ettiği akademik hatta siyasi nitelikte bir platform haline dönüşmüştü. Birçok ekonomiste göre, 1979’daki toplantılarda batının Çin’le ticari ilişkilerini düzenleyecek felsefi altyapı inşa edildi.

O günden bu yana forum başkanı olan Klaus Schwab, forumun başlangıçtaki yönünü Avrupalı işadamları için uluslararası pazarlarda oluşan fırsatları değerlendirmek olarak çizmişti. Ancak aradan geçen 35 yılda, forum dünyanın dört bir yanından 1.000’in üzerinde üst düzey şirketin üyesi olduğu bir platforma dönüştü.

TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİNE OLUMLU KATKI
1988’de savaşın eşiğinden dönen Türkiye ile Yunanistan, ilişkilerini barış temelinde yeniden yapılandıracak önemli adımları burada, Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Yunanistan Başbakanı Andreas Papaendreu’nun el sıkışmasıyla attı.

Almanya’nın birleşme fikri de en somut haliyle 1990 yılında Davos’ta ortaya atıldı. Helmut Kohl ve Hans Modorov, iki Almanya’nın birleşmelerine yönelik yeşil ışığı bu toplantılar sırasında yaktılar. 1992’de dönemin Güney Afrika Cumhurbaşkanı Frederik Willem de Klerk siyasi rakibi Nelson Mandela ile birlikte bu toplantılara katılarak Güney Afrika’daki ırkçı siyasetin değişeceği işaretini verdi.

PERES VE ARAFAT İLK DAVOS’TA UZLAŞTI
1994 yılında ise İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres ve Filistin lideri Yaser Arafat Gazze ve Eriha’dan İsrail askerlerinin çekilmesi konusunda ilk kez Davos’ta uzlaşmaya vardılar.

2000’li yıllarda ise Kyoto sözleşmesi çerçevesinde küresel çevre politikaları, temiz su kaynaklarının korunması, Aids ve yoksullukla mücadele ile Afrika’ya yardım konuları Davos’un gündemine ilk sıralardan giren ve somut çözüm önerilerinin oluşturulduğu konu başlıkları oldu.

11 EYLÜL SONRASI NEW YORK’TA YAPILDI
Her yıl Davos’ta yapılan forum, sadece 2002 yılında 11 Eylül saldırılarının ardından kentin ekonomisine ve sosyal yaşamına katkı sağlamak amacıyla bir kez New York’ta toplandı. 2003 yılında ise Arap ülkeleri ile ABD arasında serbest ticaretin inşa edilmesine yönelik ilk çalışmalar yine Davos’ta başlatıldı.

2004 ve 2005 yıllarında Davos toplantılarının gündemini ağırlıklı olarak sosyal düzeyde küreselleşme, küresel ticaret ve ekonomide neoliberal politikaların yol açtığı olumsuzlukların giderilmesine yönelik çözüm önerileri oluşturdu. Ayrıca atmosferde sera etkisi yaratan gazların asgari düzeye çekilmesi ile dijital iletişimin dünya genelinde yaygınlaştırılması konuları son iki yılın önemli tartışma konuları arasında yerlerini aldı.

Gündem belirleyen kasaba: Davos  - 1

'ONE MINUTE' KRİZİ
Türkiye için Davos 2009'da çok farklı bir boyut kazandı. Başbakan Erdoğan ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in de katıldığı Gazze konulu panel tarihe geçti. Başbakan Erdoğan İsrail’i ağır eleştirince Peres sert yanıt verdi. Erdoğan, daha sonra eleştirileri yanıtlarken sözlerini kesen moderatöre kızarak salonu terk etti. Bu tartışma tarihe 'One minute' krizi olarak geçti. Erdoğan o tartışmadan beri Davos'a gitmiyor.

1950’lere kadar az sayıda kayak tutkununun bildiği, 1970’lere kadar Alplerde küçük bir kayak kasabası olarak tanınan Davos şimdi bambaşka bir yüz, bambaşka bir görüntüye kavuştu.

Alplere sırtını dayamış bu küçük dağ kasabası şimdi küresel ticaretin, neoliberal siyasetin ve akademik kapitalizmin başkenti olarak dünya gündemini belirliyor.

Sayfa Yükleniyor...