Hükümetten memura yüzde 2+2 zam teklifi

Memurlar ile Hükümet arasındaki toplu görüşmelerde 6. tur sonunda yüzde 2+2'lik zam teklifi geldi.

Hükümetten memura yüzde 2+2 zam teklifi

Memurlar ile Hükümet arasındaki 2010 yılı zam görüşmelerinde ilk teklif yüzde 2+2 oldu.

Hükümetin bu teklifi, konfederasyonların beklentisinin oldukça altında kaldı. İlk teklifin ardından, konfederasyonlar kendi aralarında bir değerlendirme yapacak. Görüşmeler 29 Ağustos'a kadar sürecek; imza için son tarih ise 29 Ağustos Cumartesi saat 24.00.

Toplu görüşmelerde 11 gün ve 6. tur sonunda Hükümet'in teklifi konfederasyonlarda hayal kırıklığı yarattı.

Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıdız, 'Teklif dilen para 25 TL'ye tekabül ediyor ve bunu biz bayramda çocuklarımıza vermeye utanırız" derken, MEMUR-Sen yüzde 11'lik zam, 100 TL'lik kriz çeki ve 80 TL'lik ek ödeme, Kamu-Sen de 200 TL'lik seyyanen zam ve 50 TL'lik toplu görüşme primi talep etmişti.

Hükümetin teklifinin ardından kameraların karşısına geçen MEMUR-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Mutabakat metnine kamu çalışanlarının imza atmasını isteyen bir tekif değil" dedi.

"MÜJDE OLMAMIŞTIR"
Gündoğdu, "MEMUR-Sen olarak belirtmek isteriz ki, hem toplu sözleşme talebine yönelik somut bir ifadenin yer almaması; umutlarımızı korumakla birlikte, hem de önerilen yüzde 2+2 zam kamu çalışanlarına müjde olamamıştır" dedi.

"Bunun haricinde bazı maddelerde iyileştirmeler kararlaştırıldı" diyen Gündoğdu, "Yüzde yüz yapılması üzerinde anlaştığımız 17 madde, üzerinde ortak çalışılıp özlük hakları boyutunda giderilmesine yönünde 18 madde var. Mali haklara ilişkin önemsediğimiz çocuk yardımında 0-6 yaşın 0-14'e çıkarılması ve çocuk sınırlamasının kaldırılmasıydı. Yaşa dokunulmadı ancak 2 çocuk sınırlaması ortadan kalktı. 2 çocuktan fazlasın ayardım yapılmıyordu şimdi bu ortadan kalktı" şeklinde konuştu.

"DEVASA KONULARDA GELİŞME YOK"
Gündoğdu, "Emekliye ayrılma aşamasında 500 TL bir ödeme vardı bu 750 TL'ye yükseltildi" derken, "Teknik yöneticilerle teknik olmayan yöneticiler arasındaki ek ödeme mağduriyetlerinin de giderilmesi gibi mali birkaç konuda mutabakata varıldı ancak gerek eş yardımı, gerek ek ödeme gerekse toplu görüşme primi gibi devasa konularda hiçbir açılım yok. Yüzdelik zam da 2+2 ve bu hedeflenen enflasyonun da altında bir rakam" ifadelerini kullandı.

BİR SONRAKİ GÖRÜŞME CUMA GÜNÜ
"Bakan bizlerden teklifi değerlendirmemizi istedi" diyen Gündoğdu, "Biz de kendilerinden, tekliflerini gözden geçirerek cuma günü saat 14.00'te gelmelerini söyledik. Bunu biz de yetkili kurullarımız da değerlendirip tavrımızı koyacağız ama görünen o ki imza atmamamız için açık bir davet var" diye konuştu.

"BÖYLE OLURSA İMZA ATMAYACAĞIZ"
Gündoğdu, "Görüşmenin cuma günü olmasını istememizin nedeni, yarına gündem olmasın düşüncesinden kaynaklanıyor. Biz de bu süreçte çalışmalarımızı yapacağız. Yasa, 29 Ağustos Cumartesi günü saat 24.00'e kadar imza atma ya da atmama yetkisi veriyor. Masada dile getirdiklerimizi, son saniyeye kadar artırmak için çalışacağız. Cumartesi günü de bu ortam olursa imza atmayacağız" dedi.

"MEMURLAR DA AÇILIM BEKLİYOR"
"Zam konusunda sıcak bir yaklaşım olmadı ve 'teklif bu dediler' Biz de, 'bu teklif hayal kırıklığı yaratıyor. Memurları mutlu etmeyecek" dedik. 'Biz neye razı oluruz masaya koyalım siz de hangi orana çıkabilirsiniz bunun çalışamasını yaparak gelin' dedik" diyen Gündoğdu sözlerini şöyle tamamladı:

"Ülkede demokratikleşme adına atılmış onlarca adım var. 10 sene önce 'hiç olmayacak şey nedir?' diye sorulsaydı 'MİT Genel Sekreterliği'nin sivilleşmesi' denirdi. Bu adımlar atıldı. Bugün de sorunlar için açılımlar yapılıyor; demokratik açılımlar konuşuluyor. İşçilerle ilgili toplu sözleşmeler var. Memurlara gelince gelişme yok. Memurlarla igili de açılım yapılması gerektiğini belirtelim."




Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Hükümet'in memur maaşlarına gelecek yıl yapmayı önerdiği zam teklifiyle ilgili, ''Önerdiğimiz 2 artı 2 oranında ücret zammı yapılması, memurlara imkanlar ölçüsünde, her hal ve şartta, her koşulda, en zor şartlarda bile vermek istediğimizin bir göstergesidir'' dedi.

Yazıcı, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen toplu görüşmelerin 6. turunun ardından yaptığı açıklamada, görüşmelerin sonuna gelindiğini, son oturumun 28 Ağustos Cuma günü saat 14.00'da yapılacağını bildirdi.

Görüşmelerin ana konusunun kamu görevlilerine verilecek ücretlerden ibaret olmadığını belirten Yazıcı, memurların muhatap oldukları farklı uygulamalar, farklı sorunlar bulunduğunu, bu sorunları 15 Ağustostan bu yana müzakere ettiklerini söyledi.

Yazıcı, şöyle konuştu: ''Bugün önerdiğimiz 2 artı 2 oranında ücret zammı yapılması, memurlara imkanlar ölçüsünde, her hal ve şartta, her koşulda, en zor şartlarda bile vermek istediğimizin bir göstergesidir. Türkiye, bu sene ilk defa yüzde 13,6 oranında bir işsizlik süreci yaşıyor, diğer göstergeler de var. Takdir edersiniz ki bütün bunlar, sonuçta Hükümet'in uygulamalarından kaynaklanan sonuçlar değil. Dünyada yaşanan küresel kriz dolayısıyla bizim de muhatap olduğumuz sorunlar. Bu şartlarda ancak 2 artı 2 bir zam önerebilmiş oluyoruz.''

Görüşmelerde 22 maddede öncelikli takibin yapılması konusunda mutabakata varıldığını bildiren Yazıcı, 20'ye yakın maddenin de takibini yapıp sonuçları üzerinde çalışma yürütme konusunda uzlaşma sağlandığını ifade etti.

Yazıcı, ''Müzakere süreci sadece 2 artı 2 maaş zammından ibaret değil. Süreci mutabakat sağlanan maddelerle birlikte değerlendirmeniz kamuya ve çalışanlarımıza büyük fayda sağlayacaktır'' dedi.

''Teklifi artırma konusunda bir adım atmanız söz konusu olabilir mi, bu konuda Sayın Başbakan'la veya ilgili bakanlarla görüşecek misiniz?'' sorusuna Bakan Yazıcı, ''Beni bu konuda görevlendirmiş olan kişi Sayın Başbakan'dır. Sayın Başbakan'ın bu konudaki yetkiyi bana vermiş olması dolayısıyla ben, Başbakan ve Bakanlar Kurulu adına bunu yürütüyorum. Bütün bu sonuçları ifade ederken ilgili arkadaşlarımla gerekli istişareleri yaptım, ona göre bu öneriyi kendilerine illetim. Bu, benim bildirdiğim son rakam'' şeklinde konuştu.

Yazıcı, teklifin, ''Merkez Bankası'nın enflasyon öngörüsünün altında kalması'' ve ''mutabakat sağlanamazsa anlaşılan maddelerin uygulanıp uygulanmayacağı'' yönündeki sorulara karşılık, şunları kaydetti: ''Biz takip edeceğiz. Bunları biz sırf sendikacı arkadaşlarımıza söz verdiğimiz için değil, çalışanlarımızın hak ettikleri konular olarak düşünüyoruz.

İşçilere verilen zam da bu sene memurlara verilen zamla bağlantılı. Biliyorsunuz memurlara bu sene geçen yıl kararlaştırıldığı için yüzde 4 artı 4,5 zam verilmişti. İşçiye de aynı zammı verdi. Arada enflasyon farklı doğarsa bunu ödeyeceğiz. Bunu da Sayın Başbakanımız her zaman ifade etmiştir.''

''ANCAK BUNU VEREBİLİYORUZ''
Yazıcı, ''Bu şu anlama mı geliyor; Hükümet olarak imkanlarımız bu kadar bunu verebiliyoruz?'' sorusuna karşılık, ''Ancak bunu verebiliyoruz'' yanıtını verdi.

''Az değil mi?'' sorusu üzerine Yazıcı, ''Bir işin azlığı, çokluğu ambardaki duruma bağlı. Yani biz milletin kasasını emaneten sevk ve idare ediyoruz. Hazine millete, bütün Türk milletine ait. Yani biz o kasada birikmiş olanı sarf ederken elbette milletin önceliklerini dikkate almak zorundayız. Çok dikkatlice, özenle, bir emanetçi edasıyla bu konudaki tasarruflarımızı icra etmemiz gerekiyor ve öyle davrandık'' dedi.

''Mutabakat sağlanmasına yönelik bir beklentisi olup olmadığının'' sorulmasına karşılık Yazıcı, ''Ben hep iyimserim. İyimser olmak iyidir. Geleceğe umutla bakıyorum. Arkadaşlarımızın bu konuları çok sağlıklı olarak değerlendirip, bu mutabakat zaptını imzalayacağını umuyor ve bekliyorum'' diye konuştu.

Yazıcı, memurlara toplu sözleşme hakkı tanınmasına yönelik soruyu yanıtlarken şunları kaydetti: ''Grev ve toplu iş sözleşmesine ilişkin konu çok karmaşık bir konu, çok değişik boyutları olan bir konu. Kamu Personel Rejimi'yle alakalı. Grevin olduğu yerde bir başka kavram daha kullanılır onu siz çok iyi bilirsiniz. Dolayısıyla kamu personelinin çalışma, iş güvencesi var. Siz bir taraftan iş güvencesini, bir taraftan grev hakkının var olduğunu düşünebiliyor musunuz? Düşünün ki eğitim öğretim yılı başlamış, o alanda bir toplu sözleşme müzakeresi devam ediyor, fakat mutabakat sağlayamadınız, öğretmen de 'biz grev yapıyoruz' diyerek eğitim-öğretimi durdurdu. Bu bir örnek.

Bu konu karmaşık bir konu, anayasal boyutu var memurlara grev yasağını öngören. Dolayısıyla bu konuları çok enine boyuna, derinlemesine tartışalım. Somut bir uygulama da '2010 yılının ilk ayı içerisinde bir çalıştay düzenleyelim, üniversitelerin ilgili kürsüleri, sendikalar katılsın' dedik, ama bunu da sanıyorum somut bir adım olarak kabul etmiyorlar.''

''ANAYASA MÜSAİT DEĞİL''
Yazıcı, Uzlaştırma Kurulu kararlarının bağlayıcı olmasına yönelik taleplerin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu: ''Uzlaştırma Kurulu kararlarının bağlayıcı olduğunu kabul etmemiz demek, bana göre, Meclis'e verilmiş devlet harcamalarının kanunla yapılması gerekliliğine ilişkin Anayasal düzenlemenin bu kurula tevdi anlamına gelir. Buna da Anayasa müsait değil. Uzlaştırma Kurulu kararının bağlayıcı olduğunu kabul etmek, sonunda toplu iş sözleşmesini kabul etmek anlamına gelir. Böyle bir kabulün yanında grevin de olması gerekir. Tartışmaya açığız, tartışma sonucunda onların istediği gibi sonuca ulaşırsak elbette ki onu uygulamaya koyarız, ama belki de tartışma sürecinde onların beklediğinin yanlışlığını onlar da göreceklerdir veya biz yanıldığımızı göreceğiz. Bu çok demokratik bir tavır diye düşünüyorum.''

Sayfa Yükleniyor...