IMF üyeleri içe dönük politikalarda geri adım attı

IMF üyeleri, küresel ekonomideki güçlenmenin yapısal reformlar için önemli fırsat olduğu görüşünde birleşirken içe dönük politikalardan kaçınılması konusundaki duruşunu değiştirdi.

IMF üyeleri içe dönük politikalarda geri adım attı

IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında düzenlenen 37. Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) Toplantısı'nın sonuç bildirisi yayımlandı.

Bildiride geniş tabanlı küresel büyümenin artan yatırımlar ve ticaretle güçlenmeye devam etmesine rağmen birkaç çeyrek sonrasına yönelik risklerin aşağı yönlü olduğu belirtildi.

Artan finansal kırılganlıklar, ticaret ve jeopolitik gerilimlerin yanı sıra rekor seviyelere yükselen borç seviyesinin küresel büyüme için risk teşkil ettiği vurgulandı.

"Fırsat penceresinin hala açık olduğuna" işaret edilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

"Fırsat penceresi hala açık ve mevcut büyümeyi koruyacak, direnci artıracak, herkesin yararına olan orta vadeli büyümeyi hızlandıracak politikalar ve reformlar için hızlı bir şekilde kullanılmalı. Tüm politika araçlarını güçlü, sürdürülebilir, dengeli, kapsayıcı ve istihdam zengini büyüme için kullanmaya devam edeceğiz."

"TİCARETTE DAHA FAZLA DİYALOĞA VE EYLEME İHTİYAÇ VAR"

G20'nin geçen yıl aldığı kararların uygulamaya geçirilmesinin önemine vurgu yapılan bildiride, "Ticarette daha fazla diyaloğa ve eyleme ihtiyaç duyulduğunu kabul ediyoruz." değerlendirmesinde bulunuldu.

6 ay önce yayımlanan 36. IMFC Bildirisi'nde yer verilen "İçe dönük politikalardan kaçınmaya yönelik kararlılığımızı yineliyoruz." ifadesinin ise bildiriden çıkarılması dikkati çekti.

Bu ifadenin metinde yer almamasında korumacı ticaret politikalarına öncelik veren ABD yönetiminin baskısının etkisi olduğu yorumları yapıldı.

Toplantıda ABD'yi yeni Hazine Bakanı Steven Mnuchin temsil etmişti. 

IMF üyeleri içe dönük politikalarda geri adım attı - 1

MEHMET ŞİMŞEK 'IMF AİLE FOTOĞRAFI' ÇEKİMİNE KATILDI

IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları ve G20 Görüşmeleri kapsamında ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Başbakan Yardımcısı Şimşek, IMF Guvernörleri Aile Fotoğrafı çekimine katıldı.

Şimşek, perşembe gününden bu yana süren temasları çerçevesinde uluslararası kuruluşların başkanları, G20 bakanları, merkez bankası başkanları ve iş dünyası temsilcileriyle ikili ve çoklu görüşmelerde bulundu.

Dünya Bankasının Türkiye’ye verdiği güçlü desteğin altını çizen Şimşek, “Yatırım ortamını iyileştirme noktasında çok önemli bir reform yaptık. Dünya Bankası bize büyük destek oldu” dedi.

"ERKEN SEÇİM KARARI AÇISINDAN OLUMLU"

Amerikalı yatırımcı ve şirket temsilcileriyle de bir araya geldiğini aktaran Şimşek, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin Haziran 2018’e çekilmesini de değerlendirdi. “Aslında erken seçim kararı ekonomi açısından son derece olumlu bir karar, piyasaların tepkisi de bunu gösteriyor. Normal şartlar altında neredeyse 1,5 yıllık bir belirsizlik dönemi yaşanacaktı. Yani seçim atmosferi çok uzun sürecekti. Önce mahalli, sonra parlemento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri olacaktı. Şimdi seçimlerin erkene alınmış olması bu belirsizliği azaltıyor ki bu çok önemli" diye konuştu.

Şimşek, ayrıca erken seçimlerin 1,5 yıl kaybedilmeden temel yapısal reformlara odaklanma fırsat sunduğunu vurgulayarak, haziranda bütün belirsizliklerin ortadan kalkmasının yakalanan reform momentumu açısından da faydalı olacağını dile getirdi. Şimşek, “Türkiye, seçimlerin ardından beş yıllık yeni bir döneme güçlü bir şekilde girecek. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu birçok sorunun çok daha radikal bir şekilde çözümünün önü açılacak. Dolayısıyla yatırımcılar bu anlamda seçimlere yapıcı, olumlu bakıyorlar. Bu fiyatlara da yansıdı” dedi.

Yatırımcıların son aylarda hayata geçirilen reformları olumlu bulduğuna işaret eden Şimşek, özellikle yatırım ortamının iyileştirme reformunun birinci sınıf bir reform olarak öne çıktığını kaydetti.

"ENFLASYONİST BASKILAR DA AZALMA, CARİ AÇIKTA DARALMA BEKLENEBİLİR”

Enflasyonun aşağı çekilmesi için bir çaba göstereceklerini anlatan Şimşek, finansal koşullarda ve piyasalarda, Merkez Bankası'nın ne yapıp yapmadığından bağımsız bir sıkılaşma yaşandığını, bu sıkılaşmanın kredi hacmindeki genişlemeyi sınırladığını söyledi. Şimşek, “Bu daha sürdürülebilir makul bir büyüme çerçevesi demek. Bununla birlikte enflasyonist baskıların bir miktar azalması, cari açığın bir miktar daralması beklenebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, cari açıkta ise altın ithalatı ve petrol fiyatlarındaki artışın belirleyici olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunlar doğrudan bizim kontrolümüzde olan hususlar değil. Zaten petrol ve altın ithalatı haricinde bakarsanız Türkiye’nin cari açığı, gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 0,5’i civarında. Dolayısıyla burada önemli bir kötüleşmeden çok birtakım geçici faktörlerin etkisini görüyoruz. Şunun altını çizmek lazım, turizimde güçlü bir toparlanma var. Avrupa’da büyüme ve istihdam, yani genel anlamda reel ekonomik performans küresel krizden bu yana en güçlü noktada. Bütün bunlar Türkiye’nin önümüzdeki dönemde büyümesini destekler, cari açığın daralmasını destekler.”

Şimşek, döviz kurlarının ise ekonomik temellerden kopuk bir şekilde siyasi ve dış mülahazalarla dalgalandığını ve Türk lirasının bu nedenle zaman zaman değer kaybı yaşadığını anlatarak, “Şimdi inanıyorum ki seçim sonrasında yeni bir dönem, reformların güçlü bir şekilde devreye sokulması ve doğru politika tepkileriyle orada göreceli bir istikrar söz konusu olabilir. Cari açığın, turizm ve Avrupa’daki toparlanma ile birlikte bir miktar daralması, altın ticaretinin normalleşmesiyle bu daralmanın zemin kazanması mümkün. Özetle resim bu” ifadelerini kullandı.

IMF’YE “AŞIRI ISINMA” YANITI

IMF’nin Türkiye ekonomisinin “aşırı ısındığı” yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Şimşek, bu sene yüzde 5,5 büyümesi beklenen ekonominin “aşırı ısınma” tartışmalarını anlamsız kılacağına işaret etti. Şimşek, şunları kaydetti:

“Bu tartışma geçen sene yapılsa anlamlı olurdu çünkü Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ortalama büyüme yaklaşık yüzde 4,8. Şimdi bunun 1,5 katından fazla büyürseniz, aşırı ısınma tartışmaları anlam kazanır. Ama şu da bir gerçek, geçen seneki yüksek büyüme sonrasında bu sene için bizim hükümet olarak Orta Vadeli Program'da öngördüğümüz büyüme hedefi yüzde 5,5. Yılın ilk çeyreğinde buna paralel bir büyüme söz konusu. Dolayısıyla aşırı ısınma vardıysa bu geçmişin hikayesi.”

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • IMF
  • Dünya
  • Enflasyon
  • Ekonomi
  • erken seçim

Sayfa Yükleniyor...