Kahn: Kamu harcamalarına dikkat!

IMF Başkanı Dominik Strauss-Kahn, Türkiye'nin ekonomik performansını övdü. Kahn, "Seçim sürecinde kamu harcamalarına dikkat edilmesini" istedi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominik Strauss-Kahn, NTV’nin New York Muhabiri Selim Atalay’ın sorularını yanıtladı.

Sorular ve Kahn’ın verdiği yanıtlar şöyle oldu:

Bu toplantıların en önemli sonucu nedir?
En önemli sonuç: uluslararası işbirliğinin azalması riski geriledi.... Resesyonun yasadigimizdan daha ağır olmasını engelleyen nedenlerden biri, benzeri görülmemiş uluslararası işbirliği idi. Mali tarafta ve teşviklerde uluslararası işbirliği yapıldı. Sonra kriz geride kaldı gibi bir düşünceyle, birlikte hareket etme isteği azalmıştı. Ki krizin geride kaldığı düşüncesi tümüyle yanlıştır. Bazıları küresel sorunlara yerel çare bulmaya çalıştı, ulusal çözümleri öne çıkardılar. Unuttukları şey, birbirimize bağlı bir dünyada olduğumuz. Bu nedenlerden dolayı işbirliği ortamı bozuluyor diye endişeleniyordum.

İki gün süren toplantılar sonunda artık daha kötümser değil, daha iyimserim. Kur savaşı meselesi, gelişen piyasalardaki sorunlar tekrar ortaya gelince herkes anladı ki, uluslararası işbirliğinden uzaklaşamayız. Ve bu noktada toplantılar başarılıydı.

Kur savaşı, çok heyecan ve haber başlığı yarattı?
Evet, kur savaşı terimi abartıydı. Siz gazeteciler böyle lafları seviyorsunuz. Gerçek şu ki, zor bir durumdayız. Gelişmiş ekonomilerin gevşek para politikasına ihtiyacı var, bu fazla likidite yaratıyor ve likidite gelişmiş ekonomilere yatırılmak istenmiyor. Çünkü büyüme hızları, getiri düşük. Bu yüzden gelişen piyasalara bakılıyor ve gelişen piyasalara büyük fon akışları var. Türkiye ve diğer gelişen ekonomiler çok yüksek oranda fon girişi yaşadılar. Ne yapabilirler ki girişler kuru yukarı itiyor. Ve bu ülkeler de kurlarının fazla yükselmesini istemiyorlar. Burada soru, gelişen ekonomiler nasıl hareket etsin, yeni vergiler mi koysunlar, kurun yükselmesine tepki olarak devalüasyon mu yapsınlar diye süren tartışmayı, kur savaşı diye adlandırmak abartıydı. Ama bir yandan da bu durum küresel ekonominin bölünmüşlüğünü yansıttı. Bu toplantılardan herkes ülkesine şu düşüncelerle dönüyor: (kur savaşı) doğru bir adım olmaz, işbirliğinden uzaklaşamayız.

Buradan kur rejimlerine gelebiliriz; gelişen piyasalara çok fazla fon girişi var. Serbest kur sistemleri tehlikede mi?

Öyle düşünmüyorum. Belki serbest kur rejiminden kontollü (managed kur) rejimine gidiş olabilir ve de bu haklı görülebilir. Mesela ülke çok büyük değil, küçük ve fon girişleriyle ekonomi altüst olacak. Bu durumdan bu ülke sorumlu değil.

Bu durumda eliniz kolunuz bağlı durmazsınız. Tabiat icabı durmazsınız... Sorun, tek başına attığınız adım, bir dizi kötü sonuca yol açabilir. Komşuda, onun komşusunda olumsuzluk doğar. Bu soruna işbirliği kapsamında bakmalıyız. Ve temaslar sürüyor. 10 gün sonra uzmanlar Kore'de toplanacak, sonra Kasım'da liderler toplanacak. Ve faydalı bir çözüm önerisi getirebileceğiz.

Tobin vergisi ya da benzer vergiler gelişen piyasalara fayda sağlar mı?
Tobin vergisi, yani döviz alım satım işleminden vergi almak. Bu düşük bir vergi olmak durumunda. Eğer kurun yüzde 10 yükselmesini bekliyorsanız, yüzde yarımın yarısının yarısı bir vergi umurunuzda olmaz. Yani o çözüm değil. Çözüm, savunma içgüdüsüyle ya da son dakika telaşiyla olaya yaklaşmamak. Onun yerine geniş bakmak ve düşünmek; Neden bu girişler var. Sorunu kökeninde çözmek gerekiyor. O da muhtemelen gelişmiş ekonomilerdeki ekonomik politikalar ve küresel dengesizlik, yani cari fazla veren ülkelerle cari açık veren ülkelerin varlığı bu duruma yol açıyor. Bu dengesizlik meselesi, hatırlayın, krizin başlangıcında önemli bir sorundu, sonra başka konulara daldık, şimdi geri geldiler. Bu sorunu çözmek zorundayız. Çözüm bir gecede olmaz. Çin'de ABD'de Avrupa'da, gelişen ekonomilerde büyüme dinamikleri birbiriyle çeliskili değil, birbiriyle uyumlu olmalıdır. Sonra da o büyük fon girişleri sorunu çözülebilir.

Bölgeleri saydınız, genel büyümeyi tehdit eden zayıf noktalar var mı?
Büyümenin çoğu Asya'dan geliyor iyi. Güney Amerika'dan, Afrika'dan Ortadoğu'dan geliyor. İki sorun var; 1. Veriler Avrupa’da büyümenin zayıf olacağını gösteriyor. 2. ABD daha başka bir durumda, belirsizlik var. 3 ve 4. çeyrek verileri ışığında ekonomilerin gelecek yıl nasıl davranacağı belirsiz. Belirsizlik ABD ekonomisi için en önemli sorun. ABD ekonoimisi hala dünyanın en büyük ekonomisi ve burada olanlar dünyanın kalanını etkiliyor. Bu yüzden iyileşme var, ama kırılgan.

Kurlar meselesinde şunu çok sık duyuyoruz ‘Kurlar çok yukarı ya da çok aşağı gidebilir’. Bu gerçekçi bir yaklaşım mı?
Evet. Bu çoğu zaman böyledir. Ama bu durumda bile, kurun hareketinde mantık dışılık olsa bile bu durumu yönetebillmeniz gerekir. Bu küçük ülkelerde daha da zordur. açık ekonomiyse, daha zordur. Bu yüzden çoğu ülke kurdaki hızlı değişimi tehdit olarak algılıyor. Bu yüzden açıklamalar yapıldı ve çok fazla askeri terimler (savaş) kullanıldı. Ama bu toplantılardaki temas ve görüşmeler hem toplantılarda, hem ikili görüşmelerde, hem koridor sohbetlerinde, rakı içilirken yapılan sohbetlerde ilgililer, işbirliğiyle çözümün daha iyi olduğunu fark ettiler. Tabii ki çıkarlar çatışıyor olabilir. Herşey kolay demiyorum, ancak mesele sorunu görüşerek çözmek ve kazan-kazan çözümler yaratmak. Kendi iç sorunlarına ayrı çözüm bulmak, küresel dünyada mümkün değil. Küresel soruna yerel çözüm yoktur.

Anlaşılmıştır: yerel meselelere ve rakıya bakarsak: Türkiye konsundaki tahminlere geliyoruz. Türkiye için 2011 büyüme tahmininiz biraz düşük. Bakınca olumsuz bir durum mu görüyorsunuz?
Hayır. Asıl vurgu 2010 için. 2010 büyümesi istisnai biçimde yüksekti. Yalnızca Türkiye değil, diğer ülkeler de, bu durumda 2010 büyüme orrtalaması yüksek olacak. Ekonominin sürekli bu hızda büyümesini bekleyemeyiz. 2011 de daha normal düzeyde büyüme görülecektir. Öte yanda, büyüme hızı bu kadar yüksek olduğunda, cari açık üzerinde büyük etki yapıyor. Büyümede ithalat kısmı çok yüksek. Ve Türkiye çok hızlı büyüdüğünde hemen cari açığı genişliyor. Bu da uzun zaman kalıcı olmaz. 2011 daha yavaş adımlarla da olsa yine de hızlı büyümedir. Türk ekonomisi iyi durumda. Enflasyon geriliminiz olabilir seçim yaklaşirken kamu harcamalarında dikkatli olmak gerekebilir. Seçim çoğu ülkede daha fazla kamu harcamasını tetikler. Ama genel hatlarıyla Türk ekonomisi iyi durumda.

Gelecek yıl için cari açık ve seçimler birbiriyle uyumlu mudur?
Seçim zamanları hükümetleri daha fazla harcamaya teşvik eder. Kriz daha bitmedi. Biz IMF olarak çifte dipi yüksek ihtimal olarak görmüyoruz. Küresel ekonominin istikrarlı biçimde iyileşeceğine inanıyoruz. Ama yolun ilerisinde riskler var. Yani zaman, Çok sayıda küresel risk varken, ulusal risk üstlenmek zamanı değildir.

Öngörüleriniz kısa vade. Belki bir yıllık. İki yıla çıkamıyor musunuz?
Çıkarız ama belirsizlik ortamında tahminin sağlam olması da önemli. Keynes ‘Tahmin yapmak çok zordur, özellikle geleceğe yönelik olduğu zaman’ derdi. Tahmin yapıyoruz ve sık sık son bilgilerle yeniliyoruz. Küresel ekonomideki istikrar konusu herkesin malumuyken 6 - 9 aylık sürelerde tahmin yapmak zor. 1 yıllık tahmin yeterlidir.

Sokaktaki adam ‘IMF bizim için ne yapıyor, bölgemiz için dünya için ne yapıyor?’ diye soruyor. Onlara ne diyeceksiniz?
Çok samimi söylüyorum. IMF’nin ısrarıyla olan küresel teşvik önlemleri alınmasa, bu kriz çok çok daha büyük olurdu. Bu ABD yurttaşi için böyledir. Brezilya yurttaşi için böyledir, Türk yurttaşı için böyledir.

Büyük depresyon kadar büyük bir felaketi önledik. İki yıl önce hatırlayın Lehman Brothers battığı zaman, belki sen de senin mülakat yaptıkların da ‘1930 daki depresyon olacak’ diyordunuz ?’ diyorlardı. Kriz olmadı diyemem. Ama bu büyük bir resesyon oldu, büyük depresyon olmadı. ‘Herşey IMF nin çabasıyla oldu’ - demek de adil olmaz. Ancak bizim de payımız var.

Peki yaptıklarınızdan ötürü takdir görüyormusunuz?
Buna cevap vermek bana düşmez, ancak kurumun imajı yükseldi. Sokaktaki herkes belki değil ama bütün ülkeler fark etti ki; hükümetler, kurumlar, akademisyenler ve bazen de gazeteciler fark etti ki, küresel dünyada IMF gibi küresel bir kuruma ihtiyaç var. Küresel sorunları böyle bir kurum olmadan çözemezsiniz. Ve biz de üzerimize düşeni yaptık.

İlkbahar toplantılarına dek dünyaya bir son mesaj...
Sonraki toplantı 6 ay sonra. Bu arada Kore de 2 tane G20 toplantısı yapacağız. Onlar çok önemli. Küresel işbirliği için karar alınmalı. Ve işe yararsa -Bence yarar ama toplantıda karar alınmadan birşey söyleyemem- belirsizlikle başetme konusunda daha iyi durumda olacağız. Tek bir cümle ile mesaj vermeye çalışmak komiktir, ama tek vurgu yapacağım: uluslararası İşbirliği!

Sayfa Yükleniyor...