IMF ile yeni stand by anlaşmasının imzalamamasının ardından hükümetin kamu maliyesinde disiplini elden bırakmayacağına yönelik güçlü bir mesaj olarak ortaya koyduğu ve piyasalar tarafından yeni çıpa olarak görülen mali kuraldaki hedeflerde gevşemeye gidilirken ve mali kuralın uygulamaya geçmesi bir yıl ötelenerek 2012'de gündeme gelecek.
Reuters'a bilgi veren yetkililer, TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda kabul edilerek, Genel Kurul'da görüşülmeye bekleyen Mali Kural Yasa Tasarısı'ndaki bütçe açığının GSYH'ya oranı hedefinin yüzde 1'den yüzde 3'e çekilmesi talep edilirken, uygulamanın 2012 yılına kalabileceğini belirttiler.
BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ, mali kuralın uygulanma tarihinin 2011'den 2012'ye alınmasının ve büyük ihtimalle içindeki parametrelerin de daha yumuşak şekilde değiştirilecek olmasının piyasalar tarafından olumlu karşılanacak gelişmeler olarak gözükmediğini söyledi.
Altuğ, seçim yılı olan 2011’de mali kuralın uygulanması beklenirken, ertelenmesinin yatırımcılar da mali disiplinden sapma olabileceği endişesini doğuracağını belirterek, şöyle dedi:
"Mali kuralla birlikte gelmesi muhtemel kredi not artırımlarının da otomatik olarak ertelenmesi piyasalarda hayalkırıklığı yaratıyor. Her ne kadar orijinal mali kuraldaki uzun dönemli bütçe açığı hedefi olan yüzde 1'in muhtemelen değiştirilecek olmasını Türkiye’nin büyüme dinamikleri açısından olumlu görsek de IMF sonrası çıpa ihtiyacı içinde olan ve kredi not artırımlarını fiyatlayan piyasalardaki havanın olumsuz olmasında yurtdışı piyasalardaki olumsuz havanın yanında mali kuralla ilgili haberlerin etkili olduğunu görüyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının mali kuralın ertelenmesine paralel bir not değişikliğine gitmesini de zaten beklemiyoruz; çünkü mali kural olmasa da krizin sonrasında Türkiye bütçe dinamiklerinin iyileştirme konusunda kendi
başına adım atmayı başardı."
Türkiye'nin uzun dönemli perspektifini ortaya koyan, iki ana bileşenden oluşan "mali kural" ile yıllık büyümenin yüzde 5, genel bütçe açığının ise Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranı yüzde 1 olarak belirlenmişti.
Sanayi Bakanı Nihat Ergün ise yaptığı açıklamada, "2011 yılı için mali kural söz konusu olamayacak. 2011 yılı bütçesi uygulamaları buna göre oluşamayacak. 2012 yılı için oluşacak. Ama mali kural konusundaki taahhütten vazgeçilmiş değil" dedi ancak mali kuralda öngörülen parametrelerin değişmez olmadığını vurguladı.
Mali kuralın uygulamaya geçmesi ile birlikte not artırımı açıklaması beklenen kredi derecelendirme kuruluşlarından Standard & Poor's'un Avrupa ülkeleri ratingleri bölüm başkanı Frank Gill, Reuters'a yaptığı açıklamada, mali kuralın uygulamasındaki gecikme 2011'de mali politikaların gevşemesi için baskı olduğu endişesi yarattığını belirterek, "Mali kuraldaki erteleme hükümetin harcamaları kısmadaki isteksizliği konusundaki endişeleri artırıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Diğer bir kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise mali kuralın ertelenmesinin hükümetin kredibilitesine zarar verebileceğini söyledi.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları ve euro/dolar paritesindeki düşüşün etkisiyle dolar/TL kotasyonları 1.5120 seviyesine kadar yükseldi.
Gösterge kıymetin bileşik faizi işlem bazında yüzde 8.46'ya kadar yükselirken, İMKB-100 endeksi ilk seansta yüzde 1.03 geriledi.
BÜTÇE AÇIĞI/GSYH ORANI YÜZDE 3 OLABİLİR
Üst düzey bir yetkili, Maastricht Kriterleri'ne göre bütçe açığının GSYH'ya oranında hedef yüzde 3 iken Türkiye'nin çok daha sıkı bir mali disipline ihtiyacı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Bu oranı (bütçe açığı/GSYH) yüzde 2 ya da AB hedefi olan yüzde 3 çekmek mümkün ve büyümeye katkı sağlamak açısından daha uygun bir adım olabilir. Talepler ağırlıklı olarak yüzde 3 yönünde" dedi.
Bakan Ergün, formülün daha iyi izaha ihtiyacı olduğunu belirterek, mali kuralda büyüme için yüzde 5 ve bütçe açığının GSYH'ya oranı için yüzde 1 olarak belirlenen oranların değişmez olmadığını söyledi.
Bir başka yetkili, krizden çıkışın yaşandığı bir dönemde hükümetin "gerekenden fazla" şekilde sıkı bir maliye politikası uygulamasının çok gerekmediğini vurgulayarak, "Her ne kadar hükümet bugüne kadar mali disiplinden kopmadıysa da, bundan sonra da popülist uygulamalara gitmeyecekse de, gelecek yıl yapılacak seçim öncesi hükümetin elini bu kadar bağlaması gerekmiyor" dedi.
Yetkililer, bütçe açığına yönelik yukarı yönlü bir revizyon ile kamu kaynaklarının bir miktar daha kullanılabileceğini ve büyümeye katkı sağlayabileceğini belirtiyorlar.
Ergün de, Türkiye'nin yüzde 5'in üzerinde büyümesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin orta vadede işsizlik sorununu daha makul bir seviyeye çekebilmesi için yüzde 7'nin üzerinde bir büyümeye ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
- Etiketler :
- Haberler