Merkez Bankası’nın faiz kararı ne olur?

Fed'in faiz artırımının ardından TCMB'nin de iki yıl aradan sonra politika faizini artırması bekleniyor, tahminler 50 bp artışta yoğunlaşıyor.

Merkez Bankası’nın faiz kararı ne olur?

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yaklaşık 10 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği ilk faiz artırımının ardından, daha önceki açıklamalarında faiz tarafında bir adım atmak için Fed'i bekleyeceğine işaret eden TCMB'nin de gelecek haftaki toplantısında koridorun alt bandı ile politika faizinde artırıma gitmesi bekleniyor.

Beklentiler politika faizinde 50 baz puan, koridorun alt bandında 25-50 baz puan artışta yoğunlaşırken, 25 baz puanlık indirim bekleyen bir kurum haricinde bütün katılımcılar koridorun üst bandının ise sabit tutulmasını bekliyor.

TCMB en son 29 Ocak 2014'te olağan dışı bir toplantı gerçekleştirerek politika faizini yüzde 4.5'ten yüzde 10'a yükseltmişti. Fed önceki akşam yaklaşık 10 yıl aradan sonra ilk kez politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 0.25 ile yüzde 0.50 aralığına yükseltirken, bundan sonraki sıkılaştırma adımlarının ise kademeli olacağı mesajını verdi. Yellen'ın bu mesajı gelişmekte olan ülke piyasalarında rahatlamaya neden olurken, dolar/TL de yönünü aşağı çevirdi.

Öte yandan, TCMB Fed sonrası ilk adım olarak dün dolar cinsi tutulan zorunlu karşılıklara uyguladığı faiz oranını artırdı.

BEKLENTİLER

Reuters'ın 16 kurum ile gerçekleştirdiği ankette dokuz katılımcı politika faizinde 50 baz puan, iki katılımcı 25 baz puan, iki katılımcı 100 baz puan, bir katılımcı 125 baz puan artış beklerken, iki katılımcı ise sabit kalmasını bekliyor.

Öte yandan, koridorun alt bandı olan gecelik borç alma faizinde beş katılımcı 25 baz puan, dört katılımcı 50 baz puan, iki katılımcı 100 baz puan, bir katılımcı 125 baz puan artırım beklerken, üç katılımcı ise değişim öngörmüyor.

TCMB faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borçlanma faizini yüzde 7.25, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 7.5, koridorun üst bandı olan gecelik borç verme faizini yüzde 10.75 seviyesinde tutuyor.

Bankaların ortalama borçlanma maliyeti ise dün itibariyle yüzde 8.80 seviyesinde seyrediyor. Bugüne kadar siyasi baskının da etkisiyle uygulanmak zorunda kalınan üstü kapalı faiz artışları nedeniyle TCMB'nin politika faizi ile piyasaya uygulanan faiz arasında uzun süredir belirgin bir fark var.

TCMB'nin söylemleri ve piyasa beklentisi bankanın politika faizini ortalama fonlama maliyetine yaklaştırarak daha sade bir politikaya geçmesi.  Politika faizinde bir artış anlamına gelen bu adıma faizler konusunda oldukça hassas olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın nasıl bir tepki vereceği ise bir başka endişe nedeni olmaya devam ediyor.

KORİDOR SİMETRİK HALE GELECEK

Ağustos ayında küresel para politikalarının normalleşme sürecinde izleyeceği yol haritasını ortaya koyan TCMB, bu çerçevede faiz koridorunun bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha simetrik bir hale getirileceğini ve daraltılacağını açıkladı.

TCMB'nin para politikasını sadeleştirme hamlelerine gelecek hafta başlamasını bekleyen İş Portföy Başekonomisti Nilüfer Sezgin, yazılı metinlerde yer almasa da sözlü iletişimde koridorun şimdilik alttan daraltılma planı olduğunu söyleyerek, "Hükümet yetkililerinden gelen açıklamalar da TCMB'nin önceden planladığı bu sadeleşme operasyonuna başlaması konusunda bir fikir birliği olduğunu düşündürüyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, önceki gün yaptığı açıklamada, "Biz Türkiye olarak hesabımızı kışa göre yaptık. Tedbirlerimizi aldık. Nedir tedbirlerimiz? AB çıpası, reform çıpası canlı ve güçlü. Kamu maliyesindeki disiplin devam ediyor. TCMB yol haritasını açıkladı, daha öngörülebilir daha şeffaf daha kitabi bir patika üzerinden gideceğiz" dedi.

Gelecek haftaki PPK kararlarının yorumlanmasının hassasiyet gerektireceğini söyleyen Sezgin, "Zira TCMB muhtemelen faiz artırımına gitmekle birlikte para politikası duruşunu sıkılaştırmayacak. Yani likidite yönetiminde ince ayar yapılarak ortalama fonlama maliyetinin mevcut yüzde 8.80-8.90 seviyelerinde yatay kalmasına çalışılacak" dedi ve şöyle devam etti: "Risk unsuru nedir diye bakıldığında, elbette bunca sinyale rağmen hiçbir faiz artırımı yapılmaması negatif algılanabilir. Bizim beklentimiz olan 50 baz puan artış yerine daha sınırlı 25 baz puanlık bir artış da yine piyasanın beklentisini karşılamayabilir ancak büyük resmi çok fazla değiştirmeyecektir. Bir de döviz kuru açısından kritik olan yüzde 10.75 seviyesindeki faiz üst bandında beklentilerin aksine bir indirim yapılması ya da zaman içerisinde bu üst bandın kullanılmayacağına dair bir sinyal verilmesi piyasalarda baskı oluşturabilir. Biz bu senaryoya fazla ihtimal vermiyoruz."

Sayfa Yükleniyor...