Mucitlere vergi desteği geliyor

Yeni buluş geliştirenlere yeni destekler içeren bir tasarının meclis komisyonunda görüşüleceğini ifade eden Sanayi Bakanı Fikri Işık, ''Buluş yapanlardan kurumlar vergisinin yarısı alınmayacak'' dedi.

Mucitlere vergi desteği geliyor

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı.

Kasım 2013 sanayi üretim endeksi rakamları bugün açıklandı. Kasım ayında sanayi üretim endeksindeki artış yüzde 4,7 oldu. Bu yapılan çeşitli anketler de çıkan rakamların üstünde...

Rakamlar olumlu öncelikle. Türkiye'de bütün tartışmalara rağmen üretimin sürdüğünü gösteriyor. Bu seviyenin Aralık'ta da devam edeceğini düşünüyorum. Öncü göstergeler noktasında Kasım-Aralık ayında bir hayli iyiydi. Otomobil satışlarındaki artış, beyaz eşya satışlarındaki artış öncü göstergelerdi.

2013 yılının ilk çeyreği açısından rakamlar netleşti son çeyrekte siz nasıl bir tablo görüyorsunuz ve büyüme ne olur?

Yüzde 4 civarında son çeyrek büyümesi olur diye bekliyoruz. Yılın sonunda da orta vadeli programımızdaki 3,6'lık büyümeyi aşıp 4 civarındaki bir büyüme ile 2013 yılını kapatacağımızı öngörüyoruz. Dünyanın bu kadar ciddi durağanlık yaşadığı dönemde iyi bir rakam.

'Kasım ayı rakamları tartışmalara rağmen sanayide üretimin devam ettiğini gösteriyor' dediniz. Bu trendle sürmesi için atılması gereken adımlar var mı?

Bir kere Türkiye'de sanayicimiz üretiyor, ihracatçımız ihracatını yapıyor, KOBİ'lerimiz kendi cirolarını artırmak için gayret gösteriyor ama şu anda bulunduğumuz nokta tam da orta gelir tuzağı olarak tabir edilen bölge. Bu 10 bin 500 dolar seviyesi bizim için kritik bir seviye.

Biz buradan bir sıçrama yapmak durumundayız. Biz bu son konjonktürden bağımsız olarak bakanlığımızın, diğer ilgili bakanlıklarımızın ve hükümetimizin yekün olarak baktığı iş Türkiye'de üretimi ve istihdamı daha fazla nasıl arttırırız bu noktada ne yapmalıyız bizim sürekli arayışımız.

Ortaya bir teşvik koyduk tamam demiyoruz. Bizim sanayi üretiminde niteliği daha fazla arttırma ihtiyacımız var. Onun içinde çok ciddi teşvik ve destek programları uyguluyoruz. 2014 yılında KOSGEB ve TÜBİTAK'ın AR-GE ve inovasyona ayırdığı bütçe 1 milyar 300 milyonu geçiyor.

Biz diyoruz ki sanayimizin üretim niteliği biraz daha artsın, yüksek teknoloji kullanımını biraz daha arttıralım, gerek ürün gerek süreç inovasyonunu biz mutlaka destekleyelim ve bizim katma değeri yüksek ürünlerle bu piyasada daha fazla yer alalım gayreti içindeyiz. Bir başka önceliğimiz de Türkiye'deki cari açığın azaltılmasına yönelik ithalatını yaptığımız ürünlerin yerli ikamesini yapabilmek.

Yeni buluş geliştirene yönelik yeni destekler hala Meclis'te görüşülen bir konu. Ne tür imkanlar sağlanacak şu anda Meclis'te olan düzenlemeyle?

Bugün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek. Öncelikle burada bir buluş yapmış bir inovasyona imza atmış bunun patentini almış bir şahıs veya şirketin bunu devrederken veya bu buluş sayesinde gerçekleştirdiği bir üretim varsa devletin alacağı kurumlar vergisinin yarısından devlet olarak biz vazgeçiyoruz. Birincisi bu.

İkincisi, şu ana kadar bizim mevzuatımızda yerli üretimle ithalatın arasında yüzde 15'e kadar fiyat farkı varsa kamu alımlarında bu tercihe bağlıydı. Şimdi bunu zorunlu hale getiriyoruz. Eğer bir mal yerli üretimdeyse rakibi bunun ithal ise aradaki fiyat farkı yüzde 15 ve altındaysa mutlak yerli üretimi tercih edeceksiniz. Bir başka yaptığımız demin söylediğim 1 milyar 300 milyon iki kurumun bütçesi var. Bunların AR-GE çalışması var ama bir de üretim aşaması var ve bu arzu ettiğimiz noktada değil. Diyor ki; 'Ben bu buluşu yeni yaptım veya bu noktada yeniyim. Devlet ihalesine gireceğim ama yeterli iş bitirme belgem yok.' İşte bu yüksek teknolojiye dayalı ürünlerde iş bitirme belgesini bakanlığımız verebilecek. Meclis Genel Kurulu'ndan en kısa sürede geçer ve uygulamaya koyarız inşallah.

Yüksek teknoloji derken burada elektronik veya savunma sanayi gibi alanlar mı?

Bir kere bilişim alanı, ilaç sektörü bizim açımızdan öncelikli alan. Mesela savunama sanayi bizim için öncelikli alan. Yazılım sektörü öncelikli alan. Özellikle yüksek teknolojiye dayalı ürünlerde ithal bağımlılığını nasıl azaltırız, ithal ikamesi yerli üretimi nasıl destekleriz noktasında daha fazla ne yapabiliriz? Şu anda bütün bunların çalışmasını da yürütüyoruz.

Bakanlık olarak ya da işin siyaset kısmı olarak atacağımız yeni adımlar olacak mı?

Bir kere Nihat Ergün bey döneminde başlayan kamu-üniversite- sanayi işbirliği çalıştayları vardı. Geçen hafta Tekirdağ'da 25'incisini düzenledik, bu hafta İstanbul'da 26'ncısını düzenleyeceğiz ve final çalıştayını da Ankara'da yapacağız. Orada ümit ediyorum önemli sonuçlar çıkacaktır. Bu noktada başlatılan çalışmaları büyük bir titizlikle devam ettiriyoruz. Bu çalıştayların sonucunda ortaya çıkacak ve uygulama imkanı olan görüşleri, önerileri mutlaka dikkate alacağız hatta bu noktada daha ileri adımlar atacağız. Bazı hazırlıklarımızı yapıyoruz inşallah olgunlaşınca sizlerle de paylaşacağız. Türkiye artık hızlı teknoloji transferini de gündeminin önemli bir parçası yapmak durumunda. Buna yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

TÜBİTAK ve KOSGEB'in 1.3 milyar liralık bütçesinden söz ettiniz ama özellikle KOBİ merkezli özellikle KOSGEB'in aktardığı destek kredileri de çok önemli. Bunun için 2014 bütçesi nedir?

336 milyon liraydı KOSGEB'in sadece verdiği destek bütçesi. Bu desteklerin çok önemli bir kısmı hibedir. Bu destekleme sürecini sadece para verip orada bırakmayacağız. Devletin yetişmiş insan organizasyonu KOSGEB uzmanlarının yanında diğer potansiyellerimizi de harekete geçirerek önemli bir rehberlik hizmeti de sunacağız. KOBİ'lerimize alın bu parayı bundan sonrasını siz yürütün demekten ziyada alın bu parayı çalışmalarınızı yapın bize ihtiyaç duyduğunuz her noktada da yanınızdayız. Biz tüm kamu kurumlarının bu noktadaki kapasitelerini harekete geçirip insanlarımıza yardımcı olmanın yollarını arıyoruz. Bu noktadaki hareketliliği arttıracağız.

Koordinasyon Kurulu'nun da bir üyesi olarak bütün genel konularda faaliyetleriniz olacak. Kredi kartları ve tüketici kredilerinde bir sınırlama olarak yansıyan kararlar var. 2014 için büyüme ve cari açığa bu son adımların etkisi ne olur sizce?

Tüketim öngörülebilir sınırlar içinde olmazsa onun ilerde daha yıkıcı sonuçları olabilir. Bu noktada ekonomi yönetimimizin uzun süredir yaptığı çalışmalar var ve bu çalışmaların sonucunda kredi kartlarının taksit sayısında ve maksimum limitlerde bazı düzenlemeler yapıldı. Bunlar daha çok ithalata dayalı ürünlerin kullanımında biraz düşürmeyi cari açığı biraz daha kontrol altına almayı amaçlıyor. Bizim ekonomideki büyümemiz kontrollü olmalı.

Türkiye'nin önümüzdeki süreçte yine en çok konuşacağı konulardan birisi cari açık, cari açığın kontrol altında tutulması ve gittikçe küçültülmesi konusunda pek çok gayret var çalışma var. Biz de bakanlık olarak buna AR-GE boyutuyla üretimin yerlileştirilmesi boyutuyla, üretimin niteliğinin arttırılması boyutuyla katkı sağlıyoruz.

Şu anda realitede bizim cari açığımızda en önemli pay enerji. 50 milyar doların üzerinde net enerji ithal etmişiz yaklaşık 1 yılda. Eğer enerjiyi bizim  cari açığımızdan çektiğimiz zaman aslında bizim cari fazlamız oluyor. O zaman en önemli yoğunlaşma alanlarımızdan biri enerji.

Ekonomide işler iyi gitmesine rağmen belki üstünde en çok tartışılan konulardan birisi enflasyon. 2013'ün karnesi belli oldu 7,4. Biraz beklentilerinde hedefinde üstünde...

Burada iki ana faktör üstünde getirdi enflasyonu. Birisi, işlenmemiş gıdadaki yüzde 10'un üzerindeki artış, birde döviz kurlarında oynaklığın enerji maliyetlerine getirdiği artış ve enflasyona etkisi. Bu iki faktör olmasaydı beklentiler civarında bir enflasyon olabilirdi. Bu sene inşallah bunun biraz daha dolar kurlarında olağanüstü bir şey olmazsa ki olacağını çok beklemiyoruz 5.3 gibi bir hedefi yakalamaya gayret göstereceğiz.

2014 için genel yorum, riski çok oynaklığı yüksek bir yıl olacağı şeklinde. Ama size göre 2014'ün avantajları nerede?

Avantaj olarak popülist siyaset yapmayan bir iktidar var. Bu Türkiye'nin en büyük avantajı aslında. Seçime gideceğiz filan ama AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar siyasette hiç popülist davranmadı.

Seçim yıllarında bile alması gereken kararları cesurca aldı. O oynaklıktan bahsedenler seçim var hükümet popülizme kayar gibi bir endişe taşıyor olabilirler. Bizim ekonomimizin dinamizmi iyi iç tüketimimiz iyi hatta bazı noktalar biraz yavaşlatma ihtiyacı hissettiğimiz oluyor.

Bir de Avrupa'da küçükte olsa bir toparlanma var. Türkiye'nin de ihracatının yüzde 44.7 Avrupa bölgesine ihracat yapıyoruz. Bu bizim ihracatımızı da olumlu etkileyecek bir gelişme. Amerika'da göstergeler toparlanmanın biraz daha hızlanabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla ben çok büyük oynaklıkların olacağı bir yıl olarak görmüyorum. İçerde de kimse seçim dolayısıyla belki son dönemde yaşadığımız olaylarında artık yavaş yavaş yerini stabiliteye bırakacağına inanıyorum.

Sayfa Yükleniyor...