RTÜK: Yaptırımlar daha çok can yakabilir

RTÜK Başkanı Dursun, kuruluşlarının yayın ilkeleri konusunda biraz daha hassas davranmalarını istediklerini belirterek, "Yayın durdurma konusunda müeyyideler eskisine göre biraz daha can yakabilir" dedi.

RTÜK: Yaptırımlar daha çok can yakabilir

Uzun süredir Meclis gündeminde bulunan RTÜK Yasası dün genel kurulda yasalaştı. Böylece, yayın kuruluşlarındaki yabancı payının da yüzde 25'ten yüzde 50'ye çıkarılmasının önü açılmış oldu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül onaylarsa yasa yürürlüğe girecek ve medyada yeni bir dönem başlayacak.

RTÜK Başkanı Davut Dursun yasayla ilgili tartışmaları CNBC-e yayınında değerlendirdi.

Dursun'un açıklamalarından satır başları şöyle: "Radyo-televizyon yayın kuruluşlarının temel düzenlemesini yapan yasa 1994'te çıkmıştı. O günden bu yana 16 sene içinde yasada önemli değişiklikler yapıldı. Yasa hem demode oldu, hem de yayın teknolojisinde önemli gelişmeler yaşandı. Mevcut yasanın değiştirilmesi çalışmaları birkaç yıldır sürüyordu. Dün TBMM Genel Kurul'da kabul edilen yasa radyo-TV'lere yönelik yeni açılımlar getiriyor. Yeni bir dönemi başlatması nedeniyle milat olduğunu söylüyoruz.

SEKTÖRDE RAHATLAMA SAĞLAYACAK
Yabancı payı yüzde 50'ye çıkınca nasıl etki olacağı yönünde bir çalışma yapmadık. Yüzde 25 ortaklığın getirdiği bir takım sıkıntılar vardı. Yabancıların girişini olumsuz etkileyen bir faktördü. Yüzde 50'ye çıkması yabancı sermayenin sektöre girişini hızlandıracağını, cesaretlendireceğini düşünüyoruz. Doğun Grubu'nda da belli oranda yabancı sermaye ortaklığı var. Bunun yüzde 50'ye çekilmesi konusunda girişimler olabilir. Bu medya sektöründe rahatlama sağlayacaktır. Yabancı girişini hızlandıracak.

Tekelleşmeyi önlemeye yönelik olarak yasada iki önemli ilke var. Biri gerçek veya tüzel kişi en fazla 4 karasal yayın kuruluşuna ortak olabiliyor. Şu anda sınırsızdı. Biz buna bir sınır getirdik. İkinci ortak olunan şirketlerin reklam gelirlerinden payına yüzde 30 sınırı getirdik. Yüzde 30'u geçerse yüzde 30'a inecek şekilde ortaklıkları devretmesi şeklinde bir mecburiyet var. Bunun yabancı sermayeyle ilgisi yok. Herhangi bir kişinin hangi yayın kuruluşlarına ortak olduğunu masaya serip ona göre değerlendirmek gerekir.

BAŞBAKAN'IN YETKİSİ ZATEN VARDI
Başbakan'ın yayın durdurabilme yetkisi abartıldı. Mevcut yasada zaten Başbakan'ın ya da görevlendireceği bir bakanın kamu güvenliğinin tehlikeye girdiği durumlarda yayını durdurma yetkisi var. Biz mevcut yasadaki bir hususu yeni yasaya taşımış olduk. Burada herhangi bir olağanüstü durumda, ciddi kaosun ortaya çıktığı durumda hızlı hareket edebilmek için yayını durdurabilme yetkisini yeni yasaya taşımış olduk. Yayın durduruluyor ama Başbakan'ın kararının mahkemeye götürülmesi de söz konusu. Olağanüstü yeni bir durum söz konusu değil. Şimdi yokmuş yeni yasayla getiriliyormuş gibi bir durum ortaya çıktı.

Türkiye'de dizilerin uzunluğundan rahatsız olan çalışanlar ve izleyiciler var. Bunun ele alınması gerekir demiştim. Yayıncılarla yapılan görüşmelerde  yayıncılar da dizilerin uzunluğunun görev alan oyuncuların ücretleriyle biçimlendirmişlerdi. Dizi oyuncularının aldıkları ücretler düşürülürse yayın süreleri de düşürülür gibi bir açıklamam söz konusu değildi. Avrupa'da dizi süreleri nedir, bunu belirlerken ne tür faktörler etkili gibi bir çalışma yaptık. Ortaya çıkan durum dizi sürelerinin belirlenmesinde kamu otoritelerinin etkisinden çok yayın kuruluşlarının kendi inisiyatifi önemli rol oynuyor. Türkiye içinde bizim müdahalemiz yerine yayın kuruluşlarının makul süreye çekeceğini umuyoruz. Şu anda diziye süre sınırını düşünmüyoruz.

3-4 SAAT SÜREN BİR DİZİ UZUN
Reklam süreleriyle ilgili yeni yasada bir şey yok. Saat başından saat sonuna kadar yüzde 20'yi geçemez ifadesini koyduk. Bu Türkiye'nin de taraf olduğu sözleşmenin belirlediği bir süredir. Bu süreye yayıncıların da uymaları gerekiyor. Yayıncıların yüzde 20'yi geçmeme konusunda özen göstermesini bekliyoruz. Dizi süreleriyle izleyicilerin de şikayetini dikkate alarak 3-4 saat süren dizi sürelerinin sorun yarattığını dikkate alarak daha makul süreye çekmelerini bekliyoruz. Yayıncılardan da bu konuda anlayış bekliyoruz. Dizi süreleri uzundur, ben değil herkes hemfikir. Tekrarıyla birlikte 3-4 saat süren bir dizi izleyiciler açısından hoş değildir.

YAPTIRIMLAR AĞIRLAŞIYOR
Yayın durdurmada sistem değişiyor. Yeni yasala müeyyideler konusunda yayın ilkelerini ikiye ayırıyoruz. Toplumsal sonuçları daha ağır olan ilkeler var, terör haberleri vs. gibi bunlara ilişkin hususlarda doğrudan para cezasına gidiyoruz. Bir takım ilkelerin ihlalinde ise yayıncının önce uyarılması arkasından tekrarı durumunda para cezası, para cezasıyla birlikte gerekli görülürse program durdurma cezasının uygulanması söz konusu. Yeni yasayla yayın ilkelerinin ihlalinde tekrarın şart olmaması yeniliği getiriliyor. Her ihlal kendi başına değerlendiriliyor. Para cezası veya yayın durdurma şeklinde uygulanacak. Program durdurma da para cezasıyla birlikte söz konusu olabilecek. Müeyyideler biraz daha ağırlaştırılmış oluyor. Başka türlü etkili olamıyordu. Yayın kuruluşlarının biraz daha hassas davranmalarını istiyoruz, yayın durdurma konusunda müeyyideler öncesine göre biraz daha can yakabilir. Cezaların artması yayın ilkelerini ihlal edenlerle ilgili.

Gizli reklama müsaade etmemiz mümkün değildir. Bazı kuruluşlar gizli reklamı politika haline getirdi. Ürün yerleştirmekle gizli reklam aynı şeyler değil.

SİYASİ REKLAMLARIN ÖNÜ AÇILIYOR
Mevcut yasada siyasi reklamları yasaklayan düzenleme yoktu. Seçim dönemlerinin dışında zaten reklam yapılabiliyordu. Seçim döneminde ortalama üç aylık dönemde siyasi reklamların yapılmasına YSK müsaade etmiyordu. Artık reklam yapılabilecek. Normal reklamlarda takip edilen ilkeler ve standartlar seçim dönemindeki siyasi reklamlar için de söz konusu olacak. Bu Türk yayın sektörü için açılım.

RTÜK'ün aldığı reklam payının yüzde 5'ten yüzde 3'e çekilmesinin bizim harcamalarımızı karşılayacağını hesapladık. Yüzde 3'e indirmekle yayıncıların şikayet ettiği bir konuyu dikkate alarak çözümlemiş oluyoruz.

Frekans ihalelerinde iki yıllık süre içinde ihale edilmesi benimsendi. Şu anda analog frekanstan yayın yapılıyor, bizim de kısa sürede sayısala geçmemiz gerekiyor. Sayısal frekansları ihale edeceğiz. Onu takip eden iki yıl içinde sayısal ve analog aynı anda devam edecek. İki yıl sonra da Türkiye sayısal yayına geçmiş olacak. Bu süreci önce büyükşehirlerde başlayacak şekilde bir takvimimiz var.

Mozaikleme konusunda ciddi eleştiriler var, haklılar. Ama bu mozaikleme bizim yasadan kaynaklanacak bir şey değil. Tütün ve mamullerinin kullanımıyla ilgili yasadan kaynaklanan bir sorun. Mozaikleme konusunda gevşeme olması mümkün değil. Bizim orada yapacağımız bir şey yok. Tarihi film dahi olsa, sigara görüntüsünün ekranda yayınlanması yasaklanmıştır. Bizim yasadaki ilgili hüküm değişmedikçe yapacak bir şey yok.

MUHTEŞEM YÜZYIL'IN SON İKİ BÖLÜMÜNÜ İZLEMEDİM
Ben bütün dizileri baştan sona izlemem mümkün değil. Bazı dizilerin bazı bölümlerini ya da birkaç dakikalık kısmını izlediğim oluyor. Muhteşem Yüzyıl'ın son iki bölümünü izlemedim. Benim izlemem gerekmiyor. Uzmanlarımız izliyor. Üst kurul bu konuyu tartışırken zaten görüntüsüyle birlikte geliyor. Üst kurul üyeleri görüntüyü birlikte izleyip karar veriyoruz. "

Sayfa Yükleniyor...