'Türkiye'yi iyi günler bekliyor, nazar değmesin'

Davos'ta CNBC-e özel oturumunda "Kriz sonrası yeni dönem" ele alındı. Coca-Cola CEO'su Kent, "Türkiye'yi daha iyi günler beklediğini göreceğiz. Söyleyeceğimiz tek şey; nazar değmesin" dedi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun düzenlendiği Davos'ta, CNBC-e özel oturumunda "Kriz sonrası yeni dönem" tartışıldı.


Oturumda Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ve Coca-Cola CEO'su Muhtar Kent konuşmacı olarak yer aldı.

Konuşmacıların görüşleri şöyle...

Babacan: Bu yılın ortak teması dünyadaki yeni gerçeklik. Dünyada değişen güç dengeleri. Kriz öncesi dünyayla kriz sonrası dünya tarih kitaplarına işlenecek kadar farklı iki dünya olacak. Türkiye'nin de içinde yer aldığı çoklu güç merkezi olduğunu görüyoruz. Bugün biz IMF'nin yönetiminde reform yaptık. 5 tane garanti koltuk vardı artık onlar yok. Herkes seçilerek oturacak. Biz daha katılımcı daha demokratik küresel yönetişim yapısı görmek istiyoruz.

Şahenk: Dün akşam ilginç bir yemek vardı. Bir katılımcı batı dünyası 200 yılda yarattığını iki yılda yıktı dedi. Belki de 2. Dünya Savaşı sonrası realitelerle dünyanın devam edemeyeceği artık çok açık. Dünyada yeni bir finansal yapılanmaya ihtiyaç var.

Babacan: Üçüncü çeyrek itibariyle toplam GSMH kriz öncesi seviyeyi geçti. Yüzde 1.2 daha üstündeyiz. Aynı şeyi AB için, ABD için söyleyemiyoruz. Gelişmekte olan ülkeler akıllı politika uygularsa bu fırsattan yararlanacak. Herkesin çok dikkat etmesi gereken bir dönemdeyiz, sürdürülebilirlik çok önemli.


HİÇ BAKMAYAN YATIRIMCI GELMEYE BAŞLADI
Şahenk:
Para getirisi daha iyi olan yerlere gitmeye başladı. Türkiye de son dönemde bundan çok faydalandı diyebiliriz. Bunun bence en önemli unsurlarından biri son 7-8 yılda Türkiye'de çok istikrarlı, piyasanın görebildiği politikalarla yatırımcıya güven kazandırıldı. Yavaş yavaş Türkiye ekonomisinin gelişmesiyle Türkiye'ye hiç bakmamış olan yatırımcılar gelmeye başladı. Türkiye'nin artık yatırım yapılabilir bir ratinge kavuşması gerekiyor. Böyle bir ratingi alınca daha fazla para girecek. Para gelince müthiş bir zevk verir, ama çıkarken acıtabilir. Böyle bir rating artışından sonra daha kalıcı insanları çekme politikası diye bakıyorum. Türkiye doğruları yapmaya devam ettikçe para kalıcı paraya dönecek. En kalıcı para da direkt yatırımla Türkiye'nin bölgedeki ekonomik, siyasi ağebeyliğle soyunmuş durumu var. Türkiye'ye çok daha fazla yatırım gelecek. Son dönemde bizim grubumuz böyle bir işe imza attı. Avrupa'da 40-50 senedir yapılamaz denenlerin yapıldığı bir ortamda bize normları koyanların kendi evlerinde uygulamadığını gördüğümüz ortamda İrlanda, İzlanda, İspanya ve İtalya kamu maliyesi çok kötü durumda. İspanya'nın bir bankası iyi fiyata Türkiye'ye gelmeye karar vermiş. Bu Türkiye'nin belirli yerleri aştığının göstergesi. Siyasi ve ekonomik istikrar el ele olunca Türkiye'nin önünde büyük potansiyel var. Türkiye seçimden sonra da bu yolda devam edecektir. İlgi odağı olmaya devam edecektir. Yapmamız gerekenler muhakkak vardır. Bunlar da yapısal reformlarla birkaç şey daha yapıldığında Türkiye daha iyi noktaya gelecek.

Babacan: Kredi derecelendirme kuruluşları son dönemde kendi kredibilitelerinden erozyona uğradılar. Bir ülkenin notu beş kademe birden aşağı çekilebiliyor. Kredi derecelendirme olup biteni izah eden kuruluşlar haline geldiler. Japonya'nın notu bugün düştü. Japonya'nın durumu belli, bugüne kadar niye beklendi? Kurumlardan biri Türkiye'yi pozitif görünüme çıkardı. Yatırımcıların Türkiye'ye biçtiği not şu anki notun çok çok üstünde. Bunu hisse senedi fiyatlarından, bono getirisinden anlıyoruz. Bazı kurumsal yatırımcıların kendi kuralları gereği belli bir notun üzerindeki ülkenin kağıtlarını alıyorlar. Bazı büyük fonlar girmiyor not nedeniyle. Genelde seçim bekleniyor. Bilseler ki AK Parti tek parti olarak devam edecek, seçim niye bekleniyor. Korku şu, seçimden sonra kazayla da olsa başka türlü bir ekonomi politikası uygulanmaya başlar mı, Türkiye tekrar saçmalamaya başlar mı, onu merak ediyorlar. Bugün seçim olsa benzer tabloyu göreceğiz. Bazıları cari açık konusunu dillendiriyor. Olabilir hepsinin kendi değerlendirmesi.

Bizim elimizde her türlü enstrüman var. Biz geçen yıl ortalarından itibaren beklenenden çok daha iyi senaryo gerçekleşirse ne yapılabileceğiyle ilgili hazırlıkları o dönem başlatmıştık. Bunun tersi senaryolar da olabilir. Herkes şu anda dolar rezerv paradır diyor güveniyor. Buna rağmen enflasyon olmuyor. Ama bu oyunun nereye kadar süreceği konusunda endişeler birikmeye başladı. ABD hazine faizlerinin birden bire yükselebileceği bir risk alanı. Güven ortamı bir sarsılırsa zemin çok hızlı kayabilir. Önemli olan Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde makul büyüme oranlarıyla yola devam etmesi. Otomatik pilota bağlanacak bir durum yok. Son yapılanlardan sonra artık bir süre durup neticelerini izlemek istiyoruz. Emin olmak için biraz daha beklememiz gerekiyor. Bu yapılanların sinyali çok önceden verildi. Çok ciddi sürpriz anlamında bir şey yok. Önemli olan istikrar. Bu olduktan sonra her bir şirket bu istikrardan para kazanıyor.

YATIRIMCIYI ÜRKÜTMEMEK LAZIM
Şahenk:
Yatırımcıyı ürkütmemek lazım. Yatırımcı ileriyi görebilir durumda olması lazım. Türkiye artık suni tedbirlerle, sermaye kontrolleriyle piyasayı belli yerlere götürmek çok yanlış. Ben buna piyasa dostu diyorum. Kısa vadeli kârlardan çok uzun vadeli kârlılığın elemanı olmayı tercih ederim. Konjonktürden bir de çıkış dönemi olacak. Türkiye çok daha yüksek faizle yakalanmış olsa bu Türkiye'nin zararına. Çok daha alçak bir faizle girersek, bu memleketin bilançosuna ve sokaktaki vatandaşa iyi olur.

Babacan: Sermaye kontrolünü gerektiği zaman ince ayarlarla hareketleri şöyle bir gözlem altında tutmak anlamında kullanıyorsak tamam. Türkiye sermayenin her an rahat girip çıkacağı ülke olacak. Yanlış atılan adımları yatırımcı 10 yıl unutmaz.

TÜRKİYE'YE NAZAR DEĞMESİN
Kent:
Değişim git gide hız kazanıyor. Sermaye akışları daha ziyade sermayenin güven duyduğu ülkelere ve rahat işlerini yönetebilecekleri ülkelere kayıyor. Büyüme olan ülkelere, dinamik nüfusu olan ülkelere kayıyor. Nüfusa bakınca anlıyorsunuz. Türkiye'yi bugünden daha iyi günler beklediğini göreceğiz. Her zaman söylüyorum. Türkiye yıldızı parlayan ülkelerden birisi. Nereye gitsem aynı şeyi duyuyorum. Türkiye'den beklentiler yine parlak beklentiler. Söyleyeceğimiz tek şey; nazar değmesin.

Babacan: G20'de Fransa'nın liderliği alması bizi etkilemez, bir problem yaşamıyoruz. AB üyeliği konusu sorunlu. G20 çerçevesinde ilişkilerimiz verimli. Bu dönemin G20'ye faydalı sonuçlar getiren bir dönem olmasını umuyoruz. 2010 G20'de somut kararların alınamadığı bir yıl oldu. Bazı ülkeler kendi ulusal çıkarlarını küresel ekonominin önüne geçirdiler. Küresel anlamda ciddi sıkıntı meydana gelirse bundan etkilenmeyen ülke kalmaz. Türkiye'nin temsil ettiği bir ülke grubu var. Orada söylediği pek çok ülkenin ortak sesini temsil ediyoruz. Katkı veriyoruz, bu da takdir görüyor.

Şahenk: Ekonomide aktörler var. Bütün elemanların bir arada kol kola katılması çok önemli. Dünya krizi hepimizin krizi. Bunun kamu bacağı olduğu kadar özel sektör bacağı da var. Tedbiri alanlarla piyasada olanların bir arada olması çok önemli. G20'ye B20'nin de eklenmesiyle çalışma grupları kuruldu. Biz de Doğuş Grubu olarak, finansal hizmetler ve reel ekonomi grubunun içindeyiz. Türkiye'nin son 7-8 yılda yaptıklarını aktardık. Oradan bir rapor çıktı. O raporda KOBİ'lere dönük olan çalışmayla ilgili çok güzel rapor hazırlandı. O raporda Türk imzası da var. Bu insanları biraraya getiriyor. Dünyada yalnız iyilik veya yalnız kötülük yok. Sarkozy geçen yıl Fransa Cumhurbaşkanı olarak konuşurdu. Şimdi kendisinin en beğendiğim konuşması oldu. Bir dünya lideri gibi.

Kent: Ortada dolaşan bir gerçek var. Hammaddede bir fiyat artışı var. Bu da enfasyonu körüklüyor. İkiye ayırmak lazım. Bir uzun vadeli talep var. Bu daha ziyade orta sınıfın çoğalmasından kaynaklanıyor. Kısa vadeli talep de global ısınmadan, tabiat şartlarından, spekülasyondan etkileniyor. Bunların gelip geçici olduğuna inanıyorum. Krizden çıkışa çok büyük negatif etkisi olacağını düşünmüyorum.

HARCAYALIM AMA UÇMAYALIM
Babacan:
Bizde enerji gibi, gıda gibi konuları dışarıda tutunca kapasite kullanımları kriz öncesi seviyeye dönmedi. Toplam anlamda hala kullanılmamış kapasite var. Talep baskısıyla enflasyonun emarelerini görmüyoruz. Çekirdek enflasyonla ilgili risk görünmüyor. Dışarıda oluşan fiyat artışı ister istemez bizi de etkileyecek. Petrol fiyatı dışarıda oluşan ürünler. Türkiye'de benzin fiyatlarını sabit tutmak mümkün değil. Kendi içimizde aşırı talep, kazanmadan harcama gibi gelişmeler var mı, yok mu buna dikkat etmek gerekiyor. Bununla ilgili tedbirler alınıyor. Kredi hacmi artsın ama çok artmasın. Geçen sene yüzde 35 artmış. Dünyada bu kadar hızlı kredi artan ülke yok. 2011'de harcamaya devam edelim ama uçmayalım. Yorganımız büyüsün ayağımızı ona göre uzatalım.

Sayfa Yükleniyor...